Single Blog Title

This is a single blog caption

Çekişmeli Boşanma Davalarında Kusur Türleri ve İspat

Çekişmeli Boşanma Davalarında Sadakat, Şiddet, Aldatma Gibi Kusur Türleri ve İspat

GİRİŞ

Çekişmeli boşanma davalarında kusur tartışması, davanın sonucunu doğrudan etkileyen en kritik başlıklardan biridir. Sadakat yükümlülüğünün ihlali, aldatma, fiziksel ya da psikolojik şiddet, hakaret gibi davranışlar; kusur türleri ve ispatı bakımından hem boşanmanın kabulü hem de tazminat ve nafaka talepleri üzerinde belirleyici rol oynar. Bu nedenle “çekişmeli boşanma davalarında kusur türleri ve ispat” konusunu hem Türk Medeni Kanunu hükümleri hem de yerleşik yargı içtihadı çerçevesinde sistematik olarak ele almak gerekir.


1. Çekişmeli Boşanma Davası Nedir?

Boşanma davaları genel olarak anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma olmak üzere ikiye ayrılır:

  • Anlaşmalı boşanma: Eşlerin boşanma, velayet, nafaka, mal rejimi gibi konularda tam bir uzlaşıya vararak mahkemeye protokol sunmaları ve hâkimin de bu protokolü uygun bulması hâlinde gündeme gelir. Kusur tartışması yok denecek kadar azdır.

  • Çekişmeli boşanma: Eşlerin boşanma konusunda ya da boşanmanın sonuçları konusunda anlaşamaması hâlinde açılır. Bu davalarda genellikle taraflar birbirlerine çeşitli kusur isnatlarında bulunur; sadakatsizlik, şiddet, hakaret, terk, aldatma gibi olaylar dosyanın merkezine oturur.

Türk Medeni Kanunu’nda boşanma sebepleri özel sebepler (zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı) ve genel sebep (evlilik birliğinin temelinden sarsılması) olarak düzenlenmiştir. Çekişmeli boşanma davalarının çok büyük bölümü, TMK m.166/1’deki “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” (şiddetli geçimsizlik) hükmüne dayanır. Bu çerçevede tarafların kusuru ve kusur oranları, hâkimin vereceği boşanma kararı ve sonuçları açısından kilit önemdedir.


2. Boşanmada Kusur Kavramı ve Hukuki Önemi

2.1. Kusurun Tanımı ve Unsurları

Boşanma hukukunda kusur, eşlerden birinin evlilikten doğan yükümlülüklerini ihlal eden, ortak hayatı çekilmez hâle getiren ve evlilik birliğinin şiddetle sarsılmasına neden olan davranışlarını ifade eder. Bu davranışın:

  • Evlilik birliğine yönelik bir yükümlülüğün ihlali olması (örneğin sadakat borcu, birlikte yaşama, yardımlaşma yükümlülüğü gibi),

  • Evlilik birliğini ciddi derecede sarsacak ağırlıkta bulunması,

  • Diğer eşin ortak hayatı sürdürmesini objektif olarak beklenemez kılması

gerekmektedir.

Kusur kavramı ceza hukukundaki suç–kusur mantığından farklıdır; burada eşin “ayıplanabilir davranışı” ve bu davranışın evlilik birliğine yansıması önemlidir.

2.2. Kusur Oranının Uyuşmazlığa Etkisi

Çekişmeli boşanma davalarında kusur tespiti yalnızca boşanmanın kabulü açısından değil; aynı zamanda:

  • Maddi ve manevi tazminat (TMK m.174)

  • Yoksulluk nafakası (TMK m.175)

  • Çoğu zaman fiilen velayet değerlendirmesi

  • Mal rejimi tasfiyesinde haklılık algısı

bakımından da belirleyicidir. Uygulamada;

  • Tam kusurlu eş genellikle tazminat talep edemez, çoğu durumda nafaka da alamaz.

  • Ağır kusurlu eş, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda baskın kusurlu olarak görülür ve karşı taraftan tazminat talep edilmesine zemin hazırlar.

  • Eşit kusur hâlinde, her iki taraf da genellikle birbirinden manevi tazminat isteyemez; boşanmanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ise olayların ağırlığına göre değerlendirilir.

Dolayısıyla sadakat ihlali, aldatma, şiddet gibi kusurların hangi tarafça, hangi yoğunlukta işlendiğinin ispatı hem kusur oranını hem de tazminat/nafaka başlıklarını doğrudan etkiler.


3. Sadakat Yükümlülüğü ve İhlali

3.1. Sadakat Borcunun Hukuki Dayanağı

Türk Medeni Kanunu’na göre eşler, evlilik birliğini birlikte yürütmek, birbirlerine yardımcı olmak ve sadık kalmakla yükümlüdür. Sadakat borcu, yalnızca fiziksel anlamda cinsel sadakati değil; aynı zamanda duygusal sadakati, üçüncü kişilerle ilişki kurarken eşin onurunu ve güvenini zedelememe yükümlülüğünü de kapsar.

Sadakat borcunun ihlali, çoğu zaman aldatma ile anılsa da; fiili aldatma olmasa dahi;

  • Uygunsuz saatlerde, uygunsuz içeriklerle başkalarıyla yazışmak,

  • Flört mahiyetinde sosyal medya etkileşimleri,

  • Eşi küçük düşüren yakınlıklar kurmak

gibi davranışlar da sadakat yükümlülüğünün ihlali kapsamında değerlendirilir.

3.2. Sadakat İhlalinin Kusur Değeri

Yargısal uygulamada sadakat ihlali genellikle ağır kusur olarak kabul edilir. Çünkü evlilik ilişkisinin temelini oluşturan en önemli unsurlardan biri güven ve sadakattir. Eşlerden birinin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinin ispatlanması hâlinde;

  • Sadakatsiz eş genellikle ağır kusurlu sayılır,

  • Diğer eş bakımından boşanma talebinin haklılığı ortaya çıkar,

  • Sadakatsiz eş çoğu durumda manevi tazminat ödeme yükümlülüğüyle karşılaşır,

  • Sadakatsiz eşin yoksulluk nafakası talebi çoğu zaman reddedilebilir.


4. Aldatma: Zina ve Duygusal Aldatma Ayrımı

4.1. Zina (Fiili Aldatma) Özel Boşanma Sebebi

Zina, TMK’da özel bir boşanma sebebi olarak düzenlenmiştir. Burada önem taşıyan hususlar:

  • Eşin, evlilik devam ederken karşı cinsten biriyle cinsel ilişki yaşaması,

  • Bu davranışın öğrenilmesinden itibaren belirli süreler içinde dava açılması (öğrenmeden itibaren süre, olay tarihinden itibaren azami süre),

  • Davanın bu özel sebebe dayanılarak açılması hâlinde kusurun çok ağır kabul edilmesi.

Zina, ispatlandığında sadakat borcunun en ağır ihlallerinden biri sayılır. Fakat zina davasında sürelerin kaçırılması hâlinde, aynı olay evlilik birliğinin temelinden sarsılması kapsamında da ileri sürülebilir. Böyle durumlarda zina özel sebebi yerine genel sebebe dayanılır; ancak sadakat ihlalinin kusur değeri korunur.

4.2. Duygusal Aldatma ve Sanal Aldatma

Uygulamada her aldatma olayı fiili cinsel ilişki ile ispatlanamaz. Buna karşılık;

  • Uzun süreli, gizli ve samimi mesajlaşmalar,

  • Evlilik dışı kişiyle sık sık yalnız buluşmalar,

  • Sosyal medya üzerinden uygunsuz içerikli yazışmalar, fotoğraf veya video paylaşımları,

zinaya varmayan ancak duygusal aldatma niteliğinde davranışlar olarak kabul edilebilir. Yargısal bakış açısı, evli bir kişinin başka bir kişiyle evlilik dışı birliktelik görüntüsü yaratacak şekilde iletişim kurmasını da sadakat ihlali kapsamında görme eğilimindedir.

Duygusal aldatma ve sanal aldatma, zina özel sebebi kadar ağır bir özel sebep sayılmasa da, çekişmeli boşanma davasında kusur tespitinde ağır kusur kapsamında değerlendirilir. Bu tür aldatmaların ispatında doğrudan cinsel ilişkiyi kanıtlamak gerekmese de, ilişkideki yoğunluk, süreklilik ve gizlilik önemlidir.


5. Şiddet: Fiziksel, Psikolojik, Ekonomik ve Cinsel Şiddet

5.1. Fiziksel Şiddet

Eşlerden birinin diğerine yönelik darp, itme, vurma, boğazına sarılma, eşyaları fırlatma, kilitleme gibi eylemleri fiziksel şiddet olarak değerlendirilir. Fiziksel şiddet;

  • Evlilik birliğini temelinden sarsan,

  • Çoğu durumda tek başına boşanma sebebi oluşturan,

  • Fail eş bakımından ağır kusur niteliğinde

bir davranıştır.

Fiziksel şiddetin ispatında en önemli deliller:

  • Hastane raporları (darp ve cebir raporu)

  • Polis/jandarma tutanakları, kolluk çağrılmışsa olay tutanakları

  • Tanık beyanları (olaya şahit olan aile bireyleri, komşular vb.)

  • Fotoğraf ve video kayıtları

  • Koruma kararı ve 6284 sayılı Kanun kapsamında verilen tedbir kararları

olabilir. Bir kez dahi ciddi fiziksel şiddet uygulandığının ispatlanması, çoğu durumda evlilik birliğinin devamının beklenemeyeceği sonucuna götürmektedir.

5.2. Psikolojik ve Sözel Şiddet

Fiziksel şiddet kadar sık görülen bir diğer kusur türü psikolojik şiddettir. Aşağıdaki davranışlar, olayın yoğunluğu ve sürekliliğine göre psikolojik şiddet sayılabilir:

  • Sürekli hakaret, aşağılama, küçümseme,

  • Sürekli kıskançlık, bilgisayar ve telefonu kontrol etme, eve giriş-çıkışı sürekli sorgulama,

  • Sosyal çevreden, aileden ve arkadaşlardan izole etmeye çalışma,

  • Sürekli tehdit, evden kovmakla tehdit etme, çocukları göstermemekle tehdit etme.

Sözel şiddet, tek bir olaya indirgenebileceği gibi sistematik hâle de gelebilir. Özellikle sürekli hakaret ve aşağılama, onur kırıcı davranış seviyesine geldiğinde ağır kusur sayılır. Bu tür davranışların ispatı genellikle:

  • Tanık anlatımları,

  • Mesaj içerikleri,

  • Yazılı kayıtlar,

  • Bazı durumlarda hukuka uygun kabul edilebilecek ses kayıtları

ile yapılır.

5.3. Ekonomik Şiddet

Ekonomik şiddet, literatürde ve uygulamada giderek daha fazla önem kazanan bir kavramdır. Örneğin;

  • Eşin çalışmasına keyfi olarak izin vermemek,

  • Bilerek ve isteyerek aileyi yoksulluğa sürüklemek,

  • Ortak giderlere katılmamak,

  • Eşin kişisel ihtiyaçlarını tamamen görmezden gelmek,

  • Eşin malvarlığı üzerinde baskı kurmak, tüm gelirini elinden almak

ekonomik şiddet kapsamına girebilir. Ekonomik şiddet de evlilik birliğini temelinden sarsan ağır bir kusur olarak kabul edilebilir. İspatında:

  • Banka kayıtları,

  • Maaş bordroları,

  • Fatura ve kira ödemelerine ilişkin belgeler,

  • Tanık beyanları

önemli rol oynar.

5.4. Cinsel Şiddet

Eşin istemediği cinsel ilişkiye zorlanması, aşağılayıcı cinsel davranışlara maruz bırakılması, zorla cinsel içerik izlettirilmesi gibi haller cinsel şiddet olarak kabul edilir. Cinsel şiddet, hem ceza hukuku anlamında suç, hem de boşanma hukuku bakımından ağır ve affedilemez kusur niteliğindedir. Bu tür olayların ispatı çoğu zaman zordur; ancak:

  • Psikolojik destek alınmışsa doktor veya terapist notları,

  • Yakın çevreye anlatılan olaylar nedeniyle tanık beyanları,

  • Bazı durumlarda olay sonrası alınan raporlar

delil olarak değerlendirilebilir.


6. Diğer Kusur Türleri: Hakaret, Bağımlılık, Kumar, Aile Müdahaleleri

Çekişmeli boşanma davalarında sadakat ihlali ve şiddet dışında da pek çok kusur türü gündeme gelir. Bunlardan bazıları:

  • Hakaret ve ağır söylemler: Eşe ve eşin ailesine sürekli hakaret, küfür, bağırma, küçük düşürücü sözler kullanma.

  • Alkol, uyuşturucu veya kumar bağımlılığı: Ailenin ekonomik ve sosyal hayatını altüst edecek düzeyde bağımlılık ve bu bağımlılığın evlilik birliğini çekilmez hâle getirmesi.

  • Kayınvalide ve diğer aile bireylerinin evliliğe müdahalesi: Eşin, kendi ailesinin evliliğe aşırı ölçüde müdahalesine ses çıkarmaması, eşini ailesinin baskısı altında bırakması.

  • Terk, eve gelmemek, ilgisizlik: Uzun süre eve gelmemek, evlilik birliğinin gerektirdiği ilgi ve desteği göstermemek, tamamen ilgisiz kalmak.

Bu davranışların her biri, olayın yoğunluğu ve sürekliliğine göre kusur değerlendirmesinde dikkate alınır ve genellikle sadakat, şiddet gibi kusurlarla birlikte dosyanın genel kusur manzarasını oluşturur.


7. Çekişmeli Boşanma Davalarında İspat Yükü ve Deliller

7.1. Kim Neyi İspat Etmekle Yükümlüdür?

Temel prensip şudur: “İddia eden, iddiasını ispatla yükümlüdür.” Çekişmeli boşanma davalarında;

  • Sadakat ihlali, aldatma, şiddet, hakaret gibi olayları ileri süren taraf bunları somut vakıalar şeklinde anlatmalı ve bunlara ilişkin delillerini sunmalıdır.

  • Karşı taraf da, kendisine isnat edilen kusurları çürütmek veya diğer eşin de kusurlu olduğunu göstermek için delil sunabilir.

Mahkeme, tarafların sunduğu delilleri değerlendirerek kimin hangi olayda ne ölçüde kusurlu olduğuna karar verir.

7.2. Delil Türleri

Çekişmeli boşanma davalarında ispat, delil serbestisi ilkesi çerçevesinde gerçekleştirilir; ancak delillerin hukuka uygun olması şarttır. Sık kullanılan deliller:

  • Tanık beyanları: Aile yakınları, komşular, arkadaşlar, iş arkadaşları; evdeki tartışmalara, şiddet olaylarına, aldatma belirtilerine şahit olmuş kişiler.

  • Yazılı deliller: Mesaj kayıtları, e-postalar, mektuplar, sosyal medya yazışmaları, fotoğraflar.

  • Elektronik deliller: WhatsApp konuşmaları, SMS, HTS kayıtları, kamera görüntüleri.

  • Resmi kayıtlar: Polis tutanakları, karakol ifadeleri, savcılık soruşturma evrakları, Aile Mahkemesi koruma kararları.

  • Sağlık raporları: Darp raporu, psikiyatri raporu, tedavi kayıtları.

  • Mali belgeler: Banka ekstreleri, kredi kartı harcamaları, faturalar, kira sözleşmeleri (özellikle ekonomik şiddet, kumar, aşırı harcama gibi konularda).

7.3. Hukuka Aykırı Delil Sorunu

Boşanma davalarında da hukuka aykırı şekilde elde edilen deliller kural olarak dikkate alınmaz. Örneğin;

  • Eşin haberi olmadan, sürekli tüm konuşmalarını gizlice kaydetmek,

  • Şifre kırarak e-posta veya sosyal medya hesaplarına girmek,

  • Özel hayata yönelik ağır müdahaleler

çoğu zaman hukuka aykırı delil kapsamında değerlendirilir. Ancak bazı istisnai durumlarda, tarafın kendisine yönelik ağır bir haksızlığı ispatlamak için başka türlü delil elde etme imkânı bulunmadığı ve delilin elde ediliş şeklinin ölçülü olduğu gerekçesiyle değerlendirildiği kararlar da mevcuttur. Bu sınır oldukça hassastır; her somut olay kendi şartlarında değerlendirilir.

Bu nedenle delil toplarken, hem etkili hem de hukuka uygun yolların tercih edilmesi, ileride delilin tamamen devre dışı bırakılmaması açısından önemlidir.


8. Kusurun Boşanma, Nafaka ve Tazminat Üzerindeki Etkisi

8.1. Boşanma Kararı Açısından

Hakim, dosyada ispatlanan olaylara bakarak evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığını ve bu sarsılmada hangi tarafın ne ölçüde kusurlu olduğunu değerlendirir. Şiddet, sadakatsizlik, aldatma gibi ağır kusurların ispatı hâlinde boşanma kararı verilmesi oldukça kuvvetli ihtimaldir.

Buna karşılık, yalnızca hafif kusurların bulunduğu, tarafların evlilik birliğini sürdürme imkânı bulunduğu kanaatine varılırsa boşanma reddedilebilir.

8.2. Maddi ve Manevi Tazminat

TMK m.174’e göre;

  • Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda daha fazla kusurlu olan eş, daha az kusurlu veya kusursuz eşe maddi ve manevi tazminat ödemek zorunda kalabilir.

  • Sadakat borcunu ihlal eden, aldatma ve şiddet uygulayan eş genellikle ağır kusurlu kabul edildiğinden, karşı eş lehine manevi tazminat hükmedilmesi mümkündür.

  • Ekonomik yönden boşanmadan olumsuz etkilenen eş ise maddi tazminat da talep edebilir.

Ağır kusurlu veya tam kusurlu eşin ise, kural olarak boşanmaya sebep olan olaylardan kaynaklı olarak tazminat talep etmesi oldukça güçtür.

8.3. Yoksulluk Nafakası

Yoksulluk nafakasında da kusur önemli rol oynar:

  • Boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olan ve diğer eşe göre daha az kusurlu veya en azından ağır kusurlu olmayan eş yoksulluk nafakası talep edebilir.

  • Aldatma, ağır şiddet gibi kusurları ispatlanan eş, hem tazminat ödemek zorunda kalabilir hem de kendisine yoksulluk nafakası bağlanması talebi reddedilebilir.


9. Çekişmeli Boşanma Davasında Kusur Stratejisi

  1. Somutlaştırma Zorunluluğu:
    Dava dilekçesinde “Eşim bana sürekli kötü davrandı, beni aldattı, şiddet uyguladı” gibi genel ifadeler yeterli değildir.

    • Olayların tarihlerini,

    • Yeri ve zamanını,

    • Mümkünse tanıklarını,

    • Somut örneklerini
      açıkça belirtmek gerekir.

  2. Delillerin Zamanında Sunulması:
    HMK hükümleri gereğince, delillerin büyük kısmı dava ve cevap dilekçeleri aşamasında gösterilmelidir. Sonradan delil sunmak çoğu zaman güçleşir. Bu nedenle kusur iddialarına ilişkin delillerin en baştan titizlikle derlenmesi gerekir.

  3. Tanık Seçimi:
    Tanıkların:

    • Olaylara gerçekten şahit olması,

    • Taraflarla menfaat ilişkisi kadar güvenilirliklerinin de dikkate alınması,

    • Mahkemede çelişkiye düşmeyecek, tutarlı beyan verebilecek kişiler olması önemlidir.

  4. Deliller Arası Tutarlılık:
    Mesaj içerikleri, tanık beyanları, resmi tutanaklar birbirini desteklemeli; birbiriyle çelişmemelidir. Örneğin, şiddet iddiası varsa darp raporu ve kolluk tutanağı, tanık beyanları ile uyumlu olmalıdır.

  5. Karşı Kusur İddialarına Hazırlık:
    Çekişmeli davalarda karşı taraf da genellikle kusur iddiasında bulunur. Bu nedenle, müvekkilin geçmiş davranışları ve dosyaya yansıyan tüm olaylar objektif şekilde analiz edilmeli, olası karşı kusur iddialarına karşı savunma stratejisi önceden kurgulanmalıdır.


10. Sık Sorulan Sorular Çerçevesinde Değerlendirmeler

10.1. Aldatmayı İspat Edemezsem Davayı Kaybeder miyim?

Aldatma, çok ağır bir kusurdur; fakat ispatı çoğu zaman zordur. Aldatma ispatlanamasa bile;

  • Şüpheli ve uygunsuz davranışların varlığı,

  • Yalan söyleme, gizli görüşmeler, uygunsuz mesajlaşmalar,

  • Evin terk edilmesi, eşe karşı ilgisizlik gibi başka kusurlar

ispatlanabiliyorsa, mahkeme yine de evlilik birliğinin sarsıldığı sonucuna varabilir. Dolayısıyla aldatmanın ispat edilememesi, davanın mutlaka kaybedileceği anlamına gelmez; ancak iddia edilen olayların delillendirilebilmesi şarttır.

10.2. Tek Bir Şiddet Olayı Boşanma İçin Yeterli midir?

Olayın ağırlığına göre tek bir şiddet olayı da boşanma için yeterli olabilir.
Örneğin:

  • Eşin boğazına sarılıp ölümle tehdit etmek,

  • Çok ağır darp neticesinde hastaneye başvurmak zorunda kalması

gibi olaylar, ortak hayatın devamını beklemeyi objektif olarak imkânsız kılabilir. Buna karşılık daha hafif nitelikteki bir itme veya tartışma, olayın genel seyri ve tarafların geçmişiyle birlikte değerlendirilir.

10.3. Eşit Kusurluysak Yine de Boşanabilir miyiz?

Tarafların eşit kusurlu olduğu hâllerde de boşanma kararı verilebilir. Önemli olan, evlilik birliğinin her iki tarafın kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsılmış olmasıdır. Ancak eşit kusur hâlinde:

  • Manevi tazminat talepleri büyük ölçüde sınırlanır,

  • Kusura dayalı tazminat imkanı daralır.


11. Sonuç: Çekişmeli Boşanma Davalarında Kusur ve İspatın Önemi

Çekişmeli boşanma davalarında sadakat borcunun ihlali, aldatma, fiziksel–psikolojik–ekonomik şiddet, hakaret, bağımlılık ve benzeri davranışlar, kusur değerlendirmesinin merkezinde yer alır. Bu kusurların:

  • Somut vakıalar hâlinde ortaya konulması,

  • Hukuka uygun ve güçlü delillerle ispatlanması,

  • Kusur oranlarının tazminat ve nafaka talepleriyle birlikte ele alınması,

davanın sonucu üzerinde belirleyicidir.

Özetle;

  • Sadakat ihlali ve aldatma, evlilik birliğini en ağır şekilde sarsan kusur türleri arasındadır.

  • Şiddet (fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel) çoğu zaman tek başına boşanma sebebi teşkil eder ve ağır kusur olarak değerlendirilir.

  • Kusur tespiti, yalnızca boşanmanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini değil, aynı zamanda maddi–manevi tazminat, yoksulluk nafakası, velayet ve hatta mal rejimi tasfiyesinde tarafların konumunu da etkiler.

  • Delil toplama süreci doğru yönetilmediğinde haklı olan taraf dahi davada hak ettiği sonucu elde edemeyebilir.

Bu nedenle, çekişmeli boşanma davalarında kusur türleri ve ispat stratejisi, teknik bilgi ve deneyim gerektiren, uzmanlık alanı niteliğindeki konulardır. Somut olayın özellikleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocukların varlığı, evliliğin süresi gibi unsurlar da bu değerlendirmeye eklenmelidir.

Bu metin yalnızca genel bir hukuki bilgilendirme niteliğindedir. Her çekişmeli boşanma davası kendine özgü vakıalara ve delil yapısına sahiptir. Bu nedenle, sadakat, şiddet, aldatma gibi kusur iddiaları içeren boşanma dosyalarında, sürecin en başından itibaren profesyonel hukuki destek almak, hak kaybı yaşanmaması açısından büyük önem taşır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button