Single Blog Title

This is a single blog caption

BORÇLAR HUKUKUNDA “İŞİN ÖZELLİĞİ”

Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 2. maddesi, hukuki işlemler ve ilişkilerde dürüstlük kuralının ve işin özelliğinin nasıl dikkate alınması gerektiğine dair önemli düzenlemeler içermektedir. Bu madde, hukuki ilişkilerin kurulması ve uygulanmasında adaletin sağlanması amacıyla temel prensipler getirir. Sözleşmelerin esaslı noktalarında taraflar arasında mutabakat sağlandığında, ikinci derecedeki noktaların nasıl ele alınacağı ve hâkimin rolü gibi hususlar da bu maddenin kapsamındadır. Bu yazıda, TBK 2. maddesinde yer alan “işin özelliği” ile “hukuki ilişkiden ve işin özelliğinden aksi anlaşılmadıkça” ifadelerinin hukuki anlamı ve uygulama alanı incelenecektir.

TBK m. 2 ve “İşin Özelliği” Kavramı
TBK m. 2, hukuki ilişkilerin kurulmasında ve yorumlanmasında dürüstlük kuralını ve işin özelliğini temel alır. Madde metnine göre, taraflar, esaslı noktalarda anlaşmışlarsa, ikinci derecedeki noktalar üzerinde durulmamış olsa bile, sözleşme kurulmuş sayılır. Ancak, bu ikinci derecedeki noktalar üzerinde anlaşmazlık ortaya çıkarsa, hâkim işin özelliğine bakarak bu uyuşmazlığı karara bağlar. Bu düzenleme, hukuki ilişkilerde tarafların esaslı konularda mutabık kalmasının yeterli olduğunu, detayların ise gerektiğinde hâkim tarafından çözümlenebileceğini ifade eder.
İşin özelliği kavramı, her hukuki ilişkinin kendi içinde barındırdığı özel durumları ifade eder. Bu özel durumlar, sözleşmenin uygulanması sırasında ortaya çıkabilecek belirsizlikleri gidermek için dikkate alınır. Örneğin, bir taşınmaz satış sözleşmesinde, taşınmazın niteliği, konumu ve kullanım amacı gibi unsurlar işin özelliğini belirler. Bu unsurlar, taraflar arasında ortaya çıkabilecek ikinci derecedeki uyuşmazlıkların çözümünde önemli bir rol oynar. Hâkimin işin özelliğini dikkate alarak karar vermesi, hukuki işlemlerin somut olayın gerekliliklerine uygun bir şekilde yürütülmesini sağlar. Bu durum, hukuki ilişkilerin esneklik kazanmasına ve adaletin sağlanmasına katkıda bulunur. İşin özelliği, tarafların iradelerinden bağımsız olarak, objektif bir değerlendirmeye dayanır ve hâkimin somut olayın gerektirdiği çözümü bulmasına yardımcı olur.

TBK m. 2 ve “Hukuki İlişkiden ve İşin Özelliğinden Aksi Anlaşılmadıkça” İfadesi
TBK m. 2’nin devamında, sözleşmelerin şekline ilişkin hükümler saklı tutularak, hâkimin işin özelliğini dikkate alarak karar vereceği belirtilir. Bu ifade, hukuki ilişkilerde genel olarak tarafların esaslı noktalarda anlaşmış olmalarının yeterli olduğunu, ikinci derecedeki konularda ise işin özelliğine göre çözüm aranacağını ifade eder.

1. Hukuki İlişkiden Aksi Anlaşılmadıkça: Taraflar arasında yapılan sözleşme veya hukuki ilişki, belirli bir durumu öngörüyorsa, bu durumda hukuki ilişkiden aksi anlaşılmış olur. Örneğin, bir kira sözleşmesinde kira bedelinin ödenme şekli veya zamanı açıkça belirtilmişse, bu durumda genel kurallardan saparak sözleşmenin bu özel hükümleri geçerli olur.

2. İşin Özelliğinden Aksi Anlaşılmadıkça: İşin özelliği, sözleşmenin uygulama sürecinde dikkate alınması gereken özel durumları ifade eder. Örneğin, bir tarım ürünü satışında, ürünün mevsimsel özellikleri ifa zamanı ve yerinin belirlenmesinde dikkate alınır. Bu durumda, işin özelliği, tarım ürünlerinin belirli bir dönemde hasat edilmesi gerektiği gerçeğidir ve bu gerçek, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözümünde belirleyici olabilir. TBK m. 2, hâkime, taraflar arasında ikinci derecedeki noktalar üzerinde anlaşmazlık çıktığında işin özelliğini dikkate alarak karar verme yetkisi tanır. Bu yetki, hâkimin somut olayın gerekliliklerine uygun ve adil bir çözüm bulmasını sağlar. Hâkimin bu yetkisi, hukuki ilişkilerin dinamik bir yapıya sahip olmasına katkıda bulunur ve taraflar arasındaki uyuşmazlıkların işin özelliğine göre çözülmesine olanak tanır. Örneğin, bir inşaat sözleşmesinde işin özelliği, inşaatın tamamlanma süresi, kullanılacak malzemelerin niteliği ve işin yapılacağı yer gibi unsurlardır. Hâkim, taraflar arasındaki uyuşmazlıkları bu unsurlar doğrultusunda değerlendirir ve adil bir karar verir.
Sonuç
Türk Borçlar Kanunu’nun 2. maddesi, hukuki ilişkilerin dürüstlük kuralı çerçevesinde ve işin özelliğine göre değerlendirilmesini öngören önemli bir düzenlemedir. Bu madde, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların adil bir şekilde çözümlenmesi için hâkime işin özelliğini dikkate alma yetkisi tanır. Sözleşmelerin esaslı noktalarında anlaşma sağlandığında, ikinci derecedeki konular üzerinde hâkimin işin özelliğine göre karar verebilmesi, hukuki ilişkilerin esnek ve adil bir şekilde yürütülmesine olanak tanır. Bu durum, hukukun dinamik yapısının korunmasına ve taraflar arasındaki ilişkilerin adil bir şekilde düzenlenmesine katkıda bulunur.

 

Stajyer Hukuk Fakültesi Öğrencisi

Mert Emir Balcı

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button