Banka veya Kredi Kartlarını Kötüye Kullanma Suçu (TCK 245)
Banka ve kredi kartının kötüye kullanılması suçu TCK’nın bilişim alanında suçlar başlığı altında 245. maddesinde yer almaktadır. Maddeye göre bu suç, başkasına ait kredi kartı veya banka kartını sahibinin rızası olmaksızın kullanan, kullandırtan, yarar sağlayan, sahte banka veya kredi kartı üreten ve bundan yarar sağlamasıyla ortaya çıkan bir bilişim suçu türüdür.
Bilişim suçları, bilişim sistemine yönelmiş veyahut bilişim sistemini araç olarak işlenmiş suçlardır. Bu suç türü her iki şekilde de işlenebilir.
Bu suç türü hakkında ortaya çıkan problemler 5237 sayılı TCK ile ortadan kaldırıldı. 765 sayılı TCK’da banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçuyla ilgili bir hüküm bulunmamaktaydı. Bundan kaynaklı bu suç türü açısından birçok problem ortaya çıktı. Yeni kanun maddesinde suçun hangi şartlar çerçevesinde oluştuğu, nasıl cezalandırılacağı gibi hükümler açıkça belirtilerek bu sorun çözüme ulaşmıştır.
Kanun maddesi kapsamında banka veya kredi kartlarını kötüye kullanma suçu üç şekilde işlenir:
- Maddenin birinci fıkrası kapsamında başkasına ait bir banka veya kredi kartı üzerinde kişinin rızası olmadan yapılan işlemler suç oluşturur. (TCK md.245/1)
- Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirerek sahte kredi kartı veya banka kartı üretmek, satmak, devretmek suç oluşturur. (TCK md.245/2)
- Sahte olarak oluşturulan banka veya kredi kartından yarar sağlamak suç oluşturur. (TCK md.245/3)
Her suç türünün koruduğu bir hukuki değer vardır. Bu değerler maddelerin gerekçelerinden anlaşılabilir. TCK’nın 245. Maddesinin gerekçesine şöyledir; “hırsızlık, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma ve sahtecilik suçlarının ratio legis’lerinin tümünü de içeren bu fiillerin, duraksamaları ve içtihat farklılıklarını önlemek amacıyla, bağımsız suç haline getirilmeleri uygun görülmüştür”
Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçunun unsurları mevcuttur. Bu unsular maddi unsur ve manevi unsur başlığı altında incelenir.
- Maddi Unsur
- Fiil
- Banka ve kredi kartlarını hukuka aykırı kullanma (TCK md.245/1): Burada kartın nasıl ele geçirileceği yönünde bazı doktrinsel tartışmalar olsa dahi Yargıtayın vermiş olduğu karar bu konudaki tartışmayı sonlandırmıştır.[1] Bu karara göre kartın nasıl ele geçirildiğinin bir önemi yoktur. Kart sahibinin rızası olmaksızın kartın ele geçirilmesi ve kullanılması şartı yeterlidir.
- Sahte banka kartını veya kredi kartını üretme, satma, satın alma, devretme veya kabul etme (TCK md. 245/2)
Burada sayılan fiillerin yapılması sonucunda hukuki bir yaptırım meydana çıkar. Sahte kart yapabilmek için belli başlı teknikler mevcuttur. Boş plastik kartın üzerine bilgileri basmak, tahrif edilmiş kartları kullanmak, orijinal karttaki manyetik bilgileri silerek yerine sahte bilgileri 2. basmak gibi yöntemler sıralanabilir. Kart sahibinin bu durumları geç fark etmesi mümkündür.
- Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan banka veya kredi kartını kullanma (TCK md. 245/3)
Burada önemli bir nokta bulunmaktadır. Kişi eğer ki sadece sahte kartı basıp onu kendi veya başkasının yararına kullanmazsa burada sadece teşebbüs söz konusu olur madde hükmüne göre. Bu hükmün uygulanabilmesi için kişinin daha ağır bir cezayı gerektiren suç işlememiş olması gerekmektedir.
- Fail
Suç oluşturan fiiller hem kişiler tarafından işlenebileceği gibi hem de üçüncü şahıslar tarafından da işlenebilir. Tüzel kişilerle ilgili ise onların bulundukları hukuki statüden dolayı haklarına güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
- Mağdur
Mağdur herkes olabilir. Bu suçta mağdurlar gerçek kişilerdir. Banka veya kredi kartı bilgileri sızdırılan bankalar suçtan zarar görenler olarak değerlendirilir.
- Manevi Unsurlar
Suçun tanımından hareketle şu sonuca ulaşmamız mümkündür. Suçun manevi unsuru kasttır. Çünkü fail bilerek ve isteyerek suç oluşturan hareketleri gerçekleştirmektedir.
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılmasının özel görünüş şekiller mevcuttur. Üç başlık altında inceleyelim.
- Teşebbüs
Yukarıda anlattığım gibi eğer ki fail sahte karttan yararlanma suçunu işlerken sadece sahte kart üretirse ve bundan yararlanmazsa suç teşebbüs aşamasında kalır ve yargılama buna göre yapılır.
- İştirak
İştirak açısından başka bir özellik göstermez. İştirak hükümleri burada da uygulanır.
- İçtima
Banka veya kredi kartını kötüye kullanma suçu değişik zamanlarda aynı kişiye karşı birden fazla kez işlenirse burada zincirleme suç hükümleri uyarınca fail tek bir suçtan sorumlu olur. Örnek verecek olursam, fail kişinin rızası olmadan eline geçirdiği banka kartını birden fazla kez kullanırsa burada tek bir suç vardır. Bunun yanı sıra mağdur birden fazlaysa mağdur sayısı kadar ayrı suç ortaya çıkmıştır. Başkasının kartını onun rızası olmadan alan kişi hem hırsızlık suçundan hem de banka veya kredi kartını kötüye kullanma suçundan cezalandırılır, iki ayrı suç oluşmuştur.
İlk üç fıkrayı incelerken suçun işlenme şekillerini kanun belirtmişti. Dördüncü fıkra da ise bize şahsi cezasızlık sebeplerini açıklamıştır. Buna göre:
(4) Birinci fıkrada yer alan suçun;
- a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
- b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat
edinen veya evlâtlığın,
- c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,
zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
Aslında burada oluşan fiil bir suçtur ve suç olma özelliğini devam ettirir. Fakat fail cezalandırılamaz bu suçtan dolayı kanun hükmüne göre.
Maddenin son fıkrası bize etkin pişmanlık kavramının banka veya kredi kartını kötüye kullanma suçunda nasıl kullanılacağını ifade eder. Madde metnine göre; birinci fıkra kapsamına giren fiillerle ilgili olarak kanunun malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri uygulanır. Failin etkin pişmanlık hükmünden faydalanabilmesi için ortak unsurlarının gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunlar:
- Suçun tamamlanmış olması
Buradan anlamamız gereken şudur: Suç eğer ki tamamlanmamış, teşebbüs aşamasında kalmışsa etkin pişmanlık hükümleri uygulanmaz. Kişi suçun icrası başladıktan sonra gönüllü vazgeçme şartlarını yerine getirirse gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanır.
- Fail, suça azmettiren veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek, mağdurun uğradığı zararın aynen geri verme veya tazmin suretiyle gidermesi, kısmen giderme söz konusuysa mağdurun bu durumu rıza göstermesi
Aynen geri verilme ifadesiyle kastedilen yararın mal olarak verilmesidir. Tazmin de ise işlenen suçta mağdura verilen zarar karşılanır.
- Kovuşturmadan önce veya kovuşturma başlamışsa hüküm verilmeden önce aynen iade veya tazmininin sağlanması gerekmektedir.
Kovuşturma evresi, iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşinceye kadar geçirilen evredir. Mağdurun uğradığı zarar aynen geri ödenir veyahut tazmini sağlanırsa etkin pişmanlık hükümleri uygulanamaz.
Banka veya kredi kartını kötüye kullanma suçu savcı tarafından re’sen soruşturmaya tabi tutulur. Bu suç türünde yargılama yapma görevi, asliye ceza mahkemesine aittir. Yetkili mahkeme, mağdurun yerleşim yerinin veya suçun işlendiği yer mahkemesidir.
Unutmayın ki her olay ve durum kendi şartları içerisinde değerlendirilir, bir sonuca ulaşılır. Daha detaylı bilgi alabilmek ve sağlıklı bir süreç yönetebilmek adına büromuzla iletişime geçebilirsiniz.
[1] Yargıtay 11. CD.’nin 01.05.2007 tarih ve 2006/9046, 2007/2945 sayılı kararı