Single Blog Title

This is a single blog caption

Araç Değer Kaybı Talebi

Araç Değer Kaybı Tanımı ve Hukuki Mahiyeti

Araç değer kaybı, trafik kazası nedeniyle onarım görmüş bir taşıtın kaza öncesi rayiç (ikinci el) piyasa değeri ile onarım sonrası satılabilir değeri arasındaki objektif ve kalıcı farktır. Başka bir deyişle, teknik olarak kusursuz şekilde onarılmış olsa dahi aracın ikinci el piyasasında gördüğü itibar ve talep azalmasına bağlı değer düşüşü tazminat konusudur. Araç değer kaybı talebi için değer kaybına sebep olan kazanın çift taraflı gerçekleşmiş olması gerekir.

Araç değer kaybı, gerçek zarar kalemidir. Gerçek zarar; zarar verici olay hiç gerçekleşmemiş olsaydı malvarlığının bulunacağı durum ile olay sonrası mevcut durum arasındaki objektif farktır. Zararın giderilmesindeki amaç, aracı kaza öncesi ekonomik konumuna mümkün olduğunca yaklaştırmaktır. Bu zarardan sürücü ve bağlı olduğu işleten/teşebbüs müştereken ve müteselsilen sorumludur. Zarar gören, bunlardan herhangi birine başvurabilir; iç ilişkide ise ödeyen, diğerlerine sorumlulukları oranında rücu eder.

Zarar Verenin Sorumluluğu

Karayolları Trafik Kanunu (KTK) 90. maddesinde değer kaybından kaynaklanan tazminatlar için Borçlar Kanunu haksız fiil hükümlerinin (TBK m. 49 vd.) uygulanacağı belirtilmektedir. Haksız fiil sorumluluğu zarar verenin sorumluluğudur. Zarar verenin tazminat sorumluluğunun doğması için kaza ile ortaya çıkan zarar arasında uygun nedensellik bağı bulunmalıdır. Zarar verenin sorumlu tutulması için kusurlu olması gerekir ancak tam bir kusurluluk hali aranmaz. Tazminat miktarı belirlenirken kusur, taraflar arasında paylaştırma ve zarar görenin müterafik kusuru (TBK m.52) yönünden indirim sebebi olabilir, hâkim TBK m.51 uyarınca olayın koşullarını ve kusurun ağırlığını gözeterek takdir eder.

İşletenin Sorumluluğu

İşleten sıfatı kural olarak trafik sicilinde malik görünen kişiye aittir. Ancak KTK m.3 uyarınca aracın uzun süreli kiralanması gibi hallerde; teslim, fiilî hâkimiyet, bakım/masraf ve risklerin üstlenilmesi ile ekonomik yararın kiracıya geçmesi durumunda kiracı işleten kabul edilir. Kısa süreli kiralamalarda (rent-a-car uygulamaları) ise işletenlik sıfatı çoğunlukla malikte kalır. Belirleyici olan yalnız kazanç elde edilmesi değil; aracın fiilen kim tarafından işletildiği ve tehlikenin kime ait olduğudur.

Motorlu aracın işletilmesi nedeniyle üçüncü kişilere verilen zararlardan işletenin sorumluluğu kusursuz (tehlike) sorumluluğudur (KTK m. 85). İşleten ancak mücbir sebep, zarar görenin ağır kusuru veya üçüncü kişinin ağır kusurunu ispatlarsa (KTK m.86) sorumluluktan kurtulabilir ya da sorumluluğu daralır. Kusur, esasen işleten ile sürücü/diğer sorumlular arasındaki rücu ilişkilerinde ve zarar görenin müterafik kusuru (TBK m.52) yönünden tazminat miktarında indirim yapılmasında rol oynar.

Sigorta Şirketlerinin Sorumluluğu

ZMSS bakımından sigortacı, işletenin KTK m.85’teki sorumluluğunu poliçe limiti ve teminat şartları dâhilinde karşılar (KTK m.97; ZMSS Genel Şartları). Limit üstü kısım, işleten/sürücü üzerinde kalır; ancak aracın İhtiyari Mali Mesuliyet (İMM) poliçesi varsa, bu kısmı poliçe hükümleri çerçevesinde İMM sigortacısı karşılayabilir. Zarar gören, TTK m.1478 uyarınca İMM sigortacısına da doğrudan başvurup/dava açabilir; ZMSS’den yapılan ödeme mahsuba tabidir ve aynı zarar iki kez tazmin edilemez.

Araç pert durumdaysa değer kaybı talep edilebilir mi?

Trafik kazası sonrasında araçta meydana gelen fiziksel zarar, kural olarak onarım giderleriyle karşılanır. Ancak onarım maliyeti aracın kaza öncesi rayiç değerini aşıyorsa yahut üretici standartlarına uygun, güvenli bir onarım fiilen mümkün değilse araç ekonomik tam hasarlı kabul edilir; uygulamada buna “pert” denir. Pert, mevzuatta birebir tarif edilmiş bir hukuk terimi olmaktan ziyade sigortacılık pratiğinde ağır/tam hasarlı ve onarımı ekonomik veya teknik açıdan rasyonel görülmeyen araçları ifade etmek için kullanılan yerleşik bir ifadedir. Nitekim mahkemeler, bu nitelendirmenin isabetini belirlemek amacıyla bilirkişi marifetiyle kaza öncesi pazar/rayiç değeri ile kaza sebebiyle gerekli onarım kalemlerini (parça, işçilik, boyama vb.) karşılaştırır ve ekonomik onarım olup olmadığını tespit ettirir.

Araç hurdaya ayrılıyorsa artık ikinci el piyasasında satılabilir bir mal olarak varlığını sürdüremez; bu durumda değer kaybı talebi gündeme gelmez. Tazminat, kural olarak aracın kaza tarihindeki rayiç bedeli üzerinden belirlenir ve varsa hurda/sovtaj bedeli mahsup edilir. Buna karşılık araç onarılıp trafikte kalıyor ve satışa arz edilebilir nitelikteyse, kaza öncesi ile onarım sonrası satılabilir değer arasındaki kalıcı fark, yani araç değer kaybı, ayrıca talep edilebilir. Kısacası, pert kararının verildiği hallerde değer kaybı istenmez; ekonomik onarımın mümkün olduğu hallerde ise onarım giderlerinden ayrı bir zarar kalemi olarak değer kaybı tazmin edilir.

Talep Başvurusu

Dava Yolu

Zarar gören dava yoluna başvurmak isterse önce sigorta şirketine yazılı başvuru yapması gerekir. KTK m.97 uyarınca, ZMSS kapsamındaki taleplerde dava açmadan önce ilgili sigorta şirketine yazılı başvuru yapılması dava şartıdır. Sigortacı, başvuru tarihinden itibaren 15 takvim günü içinde yazılı cevap vermezse veya verdiği cevap talebi karşılamazsa zarar gören dava açabilir. Bu dava şartı yerine getirilmeden açılan davalar, dava şartı yokluğundan usulden reddedilir.

Tahkim Yolu

Zarar gören dava yolu yerine tahkim yolunu tercih edecekse, ön başvuru şartı burada da geçerlidir ancak Sigortacılık Kanunu m.30/13 gereğince bekleme süresi 15 iş günüdür. Sigortacı, yazılı başvuru üzerine 15 iş günü içinde talebi karşılamaz veya olumsuz/eksik cevap verirse Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulabilir.

Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Görevli mahkemenin belirlenmesi

  • Genel kural: Malvarlığına ilişkin davalarda, özel bir düzenleme yoksa görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. (HMK m.2).

  • Sigortacıya (ZMSS) karşı değer kaybı/tazminat: Uyuşmazlık sigorta hukuku kapsamındadır; mutlak ticari dava niteliği nedeniyle Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir (TTK m.4; Yargıtay uygulaması).

  • Sadece sürücü/işleten aleyhine haksız fiil tazminatı: Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.

  • Hem davalı hem davacının tacir olduğu davalar, haksız fiil esası olsa bile, Ticaret Mahkemelerinde açılmalıdır.
  • Hem sürücü/işleten hem ZMSS birlikte davalı: Bağlantı ve sigorta unsurundan dolayı dosya Asliye Ticaret Mahkemesinde görülür.

  • Kasko sigortacısına karşı poliçeden doğan talepler: Kural olarak Asliye Ticaret Mahkemesi; ancak sigorta ettiren tüketiciyse ve işlem tüketici işlemiyse Tüketici Mahkemesi görevli olabilir.

  • Rent-a-car vb. ilişkiler: Tarafın tüketici sıfatına göre Tüketici Mahkemesi; ticari nitelikte ise Asliye Ticaret Mahkemesi.

Yetkili mahkemenin belirlenmesi

  • Haksız fiil yeri (kaza yeri), davalının yerleşim yeri; sigortacı için merkez/şube yer mahkemesi de pratikte kabul görür.

  • Tüketici sıfatı varsa (kasko/İMM ilişkisinde) Tüketici Mahkemesi alternatifi doğabilir.

Zamanaşımı

  • Genel kural: 2 yıl (zararı ve sorumluyu öğrenmeden) ve her hâlükârda 10 yıl; olay suç teşkil ediyorsa ceza zamanaşımı uygulanabilir.

  • Tahkim başvurularında da bu süreler yönlendiricidir.

Faiz ve Temerrüt

  • Sigortacıya geçerli başvuru + 15 gün (yargı) / 15 iş günü (tahkim) cevapsız/olumsuz kaldıysa yola çıkılır.

  • Belgeler tam ise başvurudan 8 iş günü sonra ödeme yapılmazsa sigortacı temerrüde düşer; faiz bu tarihten yürütülmesi talep edilebilir.

Hesaplama Kriterleri (Bilirkişiye Esas Notlar)

  • Araç yaşı-kilometre, hasarın niteliği (boya/parça değişimi), değişen parça sayısı/konumu, hasar geçmişi, pazar verileri.

  • Mükerrer değer kaybı ilkesi: Aynı panelde yalnız tekrarlanan boya → kuralen ek değer kaybı doğurmaz; parça değişimi → orijinalliği bozduğu için değer kaybı doğurur.

Delil ve Evrak Kontrol Listesi

  • Kaza tespit tutanağı, hasar fotoğrafları, servis/ekspertiz kayıtları, TRAMER, değişen-boyalı parça listesi, rayiç/piyasa araştırması, poliçe, yazılı başvuru ve cevaplar, IBAN.

Zorunlu Arabuluculuk İhtimali (Pratik Uyarı)

  • Sigortacı taraf olduğunda dava ticari nitelik kazanabildiği için bazı yargı çevreleri zorunlu arabuluculuk (HUAK m.18/A) aramaktadır.
  • En güvenli yaklaşım: Önce sigortacıya yazılı başvuru, ardından gerekiyorsa arabuluculuk, sonra dava/tahkim.

Son söz

Doğru başvuru, sağlam delil seti ve doğru hukuki yol seçimi ile araç değer kaybı etkin biçimde tazmin edilebilir. Profesyonel destekle süreci yürütmek, hem süre/şart hatalarını hem de hesaplama eksikliklerini önleyerek en yüksek neticeyi sağlar.

Stj. Öğr. Gül DİLSİZ

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button