Arabuluculuk Faaliyeti Kapsamı ve İçeriği
Günümüzde, hukuk sistemleri sadece yargı yoluyla çözümlere değil, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına da giderek daha fazla önem vermektedir. Bu kapsamda, arabuluculuk faaliyeti, uyuşmazlıkların mahkemeye taşınmadan veya yargı süreci devam ederken daha hızlı, ekonomik ve tarafların menfaatlerine uygun biçimde çözümlenmesini sağlayan önemli bir mekanizmadır. Türkiye’de 2012 yılında yürürlüğe giren 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile yasal altyapısı oluşturulan arabuluculuk kurumu, özellikle son yıllarda hem hukuki aktörler hem de vatandaşlar nezdinde daha fazla benimsenmeye başlamıştır.
Bu makalede, arabuluculuk faaliyetinin kapsamı, hukuki dayanakları, süreci, içerdiği ilkeler ve arabuluculukta tarafların rolü gibi unsurlar detaylı şekilde ele alınacak; uygulamadaki sorunlara ve çözüm önerilerine de yer verilecektir.
1. Arabuluculuğun Tanımı ve Hukuki Niteliği
1.1. Arabuluculuk Nedir?
Arabuluculuk, taraflar arasında doğmuş veya doğması muhtemel bir uyuşmazlığın, tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişi olan arabulucu yardımıyla, müzakere ve iletişim yoluyla çözülmesini amaçlayan, gönüllülük esasına dayalı bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir.
1.2. Hukuki Niteliği
Arabuluculuk, yargısal bir faaliyet olmayıp, hukuki sonuçlar doğuran, ancak tarafların serbest iradesine dayanan bir süreçtir. Bu yönüyle, hem özel hukuk hem de usul hukuku açısından önemli etkiler yaratır. Özellikle anlaşma belgesinin mahkeme ilamı niteliği kazanması, arabuluculuğun bağlayıcılığı ve etkinliği açısından kritik öneme sahiptir.
2. Arabuluculuğun Yasal Dayanakları
Türkiye’de arabuluculuk faaliyetinin yasal temelleri şu mevzuatlara dayanmaktadır:
-
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu
-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu
-
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu
-
7155 sayılı Kanun ile getirilen Ticari Uyuşmazlıklarda Zorunlu Arabuluculuk düzenlemeleri
Bu düzenlemeler, arabuluculuğun hangi uyuşmazlıklarda uygulanabileceğini, arabuluculuğun zorunlu veya ihtiyari olup olmadığını ve sürecin nasıl yürütüleceğini açıkça belirlemiştir.
3. Arabuluculuk Faaliyetinin Kapsamı
3.1. Uyuşmazlık Türleri
Arabuluculuk, temel olarak özel hukuk uyuşmazlıkları için öngörülmüştür. Bunlar arasında:
-
İş hukuku uyuşmazlıkları (kıdem tazminatı, fazla mesai, işe iade vb.)
-
Ticaret hukuku uyuşmazlıkları (alacak-verecek, sözleşme ihlalleri vb.)
-
Tüketici uyuşmazlıkları
-
Aile hukuku uyuşmazlıkları (nafaka, mal paylaşımı, velayet gibi)
-
Kira, ortaklık, miras ve benzeri konular
kapsam dahilindedir.
3.2. Zorunlu ve İhtiyari Arabuluculuk
-
Zorunlu Arabuluculuk: Bazı davalarda, dava açmadan önce arabuluculuğa başvuru zorunludur. Örneğin iş hukuku ve ticari alacak davalarında bu uygulama mevcuttur.
-
İhtiyari Arabuluculuk: Tarafların kendi iradesiyle süreci başlatabildiği arabuluculuk türüdür.
4. Arabuluculuk Süreci
4.1. Başvuru
Arabuluculuk, Adalet Bakanlığı siciline kayıtlı arabulucular vasıtasıyla yürütülür. Başvuru, Arabuluculuk Büroları üzerinden veya doğrudan arabulucuya başvurmak suretiyle yapılabilir.
4.2. Arabulucunun Seçilmesi
Taraflar arabulucuyu birlikte seçer. Uzlaşamazlarsa, sistemden rastgele atama yapılır. Arabulucu, taraflara eşit mesafede durmak zorundadır.
4.3. Toplantı ve Görüşmeler
Taraflar, arabulucu eşliğinde bir araya gelir. Süreçte, gizlilik esastır ve taraflar serbestçe görüş belirtir. Görüşmelerde yapılan açıklamalar, sonradan mahkemede delil olarak kullanılamaz.
4.4. Anlaşma veya Anlaşmazlık
Süreç sonunda taraflar anlaşırsa, bu durum bir anlaşma belgesi ile kayıt altına alınır. Anlaşma belgesi, mahkeme onayı alınırsa ilam niteliği kazanır. Anlaşma sağlanamazsa, bu durum bir tutanakla belirlenir ve dava açma yolu açılır.
5. Arabuluculukta Temel İlkeler
Arabuluculuk süreci belirli ilkeler çerçevesinde yürütülür:
-
Gizlilik: Süreçteki tüm bilgiler ve belgeler gizlidir.
-
Tarafsızlık: Arabulucu, her iki tarafa da eşit mesafededir.
-
Gönüllülük: (Zorunlu arabuluculukta bile) anlaşma zorunlu değildir.
-
Eşitlik: Taraflara söz hakkı tanınır, süreç dengeli ilerler.
-
İrade Serbestisi: Taraflar, hiçbir zorlamaya tabi tutulmadan karar verir.
6. Arabuluculuk Anlaşma Belgesi ve Hukuki Sonuçları
Arabuluculuk süreci sonunda taraflar arasında imzalanan anlaşma belgesi, mahkemece icra edilebilirlik şerhi verilmesi halinde mahkeme kararı niteliği kazanır. Bu belge:
-
Haciz ve icra işlemlerine dayanak olabilir.
-
Taraflar arasında kesin hüküm oluşturabilir.
-
İkinci bir dava açılmasını engelleyebilir.
7. Arabuluculuğun Avantajları
7.1. Hız ve Etkinlik
Arabuluculuk, genellikle birkaç hafta içinde sonuçlanır. Mahkemelerdeki yıllarca süren davalara kıyasla büyük bir zaman kazancı sağlar.
7.2. Maliyet Tasarrufu
Dava masrafları, vekalet ücretleri ve harçlar düşünüldüğünde arabuluculuk çok daha ekonomiktir.
7.3. Gizlilik
Özellikle ticari ve ailevi uyuşmazlıklarda gizliliğin korunması, taraflar için büyük avantajdır.
7.4. İlişkilerin Korunması
Süreçte uzlaşma esas olduğundan, taraflar ilişkilerini zedelemeden çözüm bulabilirler. Bu özellik, iş ortakları, komşular veya aile bireyleri arasında önem taşır.
8. Arabuluculuğun Uygulamadaki Sorunları ve Çözüm Önerileri
8.1. Bilinç Eksikliği
Hâlâ birçok kişi arabuluculuk hakkında yeterli bilgiye sahip değildir. Bu durum, sürecin tercih edilmesini zorlaştırır.
Çözüm: Kamu spotları, bilgilendirme kampanyaları ve hukuk eğitimi programlarında arabuluculuğun tanıtılması.
8.2. Arabulucu Yetersizliği veya Kalite Sorunu
Bazen arabulucuların süreç yönetimi ve iletişim becerileri yetersiz olabilir.
Çözüm: Arabulucular için sürekli mesleki eğitim ve denetim mekanizmaları geliştirilmelidir.
8.3. Anlaşmaların Uygulanmaması
Bazı taraflar, anlaşmaya rağmen yükümlülüklerini yerine getirmez.
Çözüm: Anlaşma belgelerinin mahkeme onayı alması teşvik edilmeli; icra kolaylığı artırılmalıdır.
9. Arabuluculuğun Geleceği
Gerek yasal düzenlemelerin gelişimi gerekse yargı sisteminin üzerindeki yük göz önüne alındığında, arabuluculuğun önemi giderek artmaktadır. Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye’de de arabuluculuğun bir kültür haline gelmesi için eğitim ve farkındalık çalışmaları uzun vadede etkili olacaktır.
Ayrıca, çevrim içi (online) arabuluculuk sistemlerinin geliştirilmesi, özellikle büyük şehirlerde zaman ve mekân engelini ortadan kaldırarak süreci daha erişilebilir hale getirebilir.
Sonuç
Arabuluculuk faaliyeti, hem bireylerin hem de yargı sisteminin faydasına olan, hızlı, ekonomik ve barışçıl bir çözüm yoludur. Uyuşmazlıkların önleyici ve çözümleyici bir yaklaşımla ele alınmasını sağlayan bu yöntem, tarafların kazan-kazan anlayışı içinde bir çözüm bulmalarını mümkün kılar.
Türkiye’de arabuluculuğun gelişimi ve etkinliği, bu kurumun yalnızca yasal düzenlemelerle değil, aynı zamanda uygulamadaki kalite ve toplumdaki bilinç düzeyi ile de yakından ilişkilidir. Bu nedenle, hukuk pratiği içinde arabuluculuğa verilen önemin artması, hem bireyler hem de toplumun geneli açısından fayda sağlayacaktır.
Hukuk Fakültesi Öğrencisi Feride Sıla HELVACI