Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Hakkı
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru, Türkiye’de hak arama yolları arasında en üst düzeyde yer alan, Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerin korunmasını sağlayan önemli bir mekanizmadır. Bireysel başvuru kurumu, vatandaşların Anayasa ile güvence altına alınmış haklarının, devlet organları tarafından ihlal edilmesi durumunda başvurabileceği etkili bir hukuk yolu sunmaktadır. Türkiye’de 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği ile getirilen bu hak, 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren uygulamaya girmiştir. Bu makalede, Türk Anayasa Hukukuna göre Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı, başvuru şartları ve başvurunun hukuki sonuçları detaylı şekilde incelenecektir.
1. Bireysel Başvurunun Amacı ve Kapsamı
Bireysel başvuru, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerin ihlali durumunda, iç hukuk yollarının tüketilmesi kaydıyla, bireylerin Anayasa Mahkemesi’ne başvurmasını sağlayan bir hukuk yoludur. Bireysel başvurunun amacı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi(AİHS) ile güvence altına alınmış ve aynı zamanda Anayasa’da yer alan temel hakların ihlali durumunda, hak sahibine Anayasa Mahkemesi nezdinde hak arama imkanı sunmaktır.
1.1. Başvurulabilecek Hak İhlalleri
Bireysel başvuru sadece temel hak ve özgürlüklerin ihlaline yönelik yapılabilir. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru kapsamında incelenebilecek başlıca haklar şunlardır:
– Yaşama hakkı(AY m.17)
– İşkence ve kötü muamele yasağı (AY m.17)
– Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı(AY m.19)
– Adil yargılanma hakkı (AY m.36)
– Özel ve aile hayatına saygı hakkı (AY m.20)
– Mülkiyet hakkı (AY m.35)
– Düşünce, din ve vicdan özgürlüğü(AY m.24, m.25)
Bu haklar, Anayasa’da ve AİHS’de düzenlenmiş haklardan olup, devlet organlarının ve kamu otoritelerinin bu hakları ihlal etmesi durumunda bireysel başvuru hakkı kullanılabilir.
2.Bireysel Başvuru Şartları
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun kabul edilebilmesi için bazı şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu şartlar, başvuruların etkin ve doğru bir şekilde değerlendirilmesi için önem arz etmektedir.
2.1.İç Hukuk Yollarının Tüketilmesi
Bireysel başvuru yapılmadan önce, başvurucunun ihlal edilen hakkını iç hukuk yolları çerçevesinde aramış ve bu yolları tüketmiş olması gerekmektedir. Örneğin, mahkemelerce verilen bir kararın temyiz edilmesi ve nihai kararın alınması gerekmektedir. İstisnaen, iç hukuk yollarının etkisiz olduğu durumlarda başvurucu, bu şarttan muaf tutulabilir.
2.2. Başvuru Süresi
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapma süresi, nihai kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gündür. Bu süre zarfında başvuru yapılmadığı takdirde başvuru hakkı düşer.
2.3.Hak İhlali İddiasının Ciddiyeti
Bireysel başvurular, yalnızca ciddi hak ihlallerine yönelik olmalıdır. Küçük ya da önemsiz görülebilecek hak ihlalleri, Anayasa Mahkemesi tarafından reddedilebilir. Anayasa Mahkemesi, bireysel başvurunun ciddiyeti ve etkilerini değerlendirirken, AİHM içtihatlarına da başvurabilir.
2.4. Kimler Başvurabilir?
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapma hakkı, yalnızca gerçek ve tüzel kişilere aittir. Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar, kamu tüzel kişilikleri (örneğin devlet kurumları) değildir. Ancak, özel hukuk tüzel kişileri, kendi haklarının ihlali durumunda başvuruda bulunabilirler.
3. Bireysel Başvurunun İncelenme Süreci
Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurular, başvuru şekil şartlarına uygun olup olmadığı açısından öncelikle bir kabul edilebilirlik incelemesine tabi tutulur. Kabul edilebilirlik şartlarını taşıyan başvurular, esas yönünden incelemeye alınır ve hak ihlali iddiaları değerlendirilmeye başlanır.
3.1. Kabul Edilebilirlik İncelemesi
Mahkeme, başvurunun şekil şartlarına uygun olup olmadığını, başvurucunun iç hukuk yollarını tüketip tüketmediğini ve başvurunun süre sınırına uygun olup olmadığını değerlendirir. Kabul edilebilirlik aşamasında başvuru reddedilebilir ya da esas incelemeye alınabilir.
3.2. Esas İnceleme
Başvurunun esas yönünden incelenmesi aşamasında, Anayasa Mahkemesi başvurucunun iddialarını değerlendirir ve ihlal olup olmadığını tespit eder. Bu aşamada, Mahkeme, AİHM içtihatlarına ve Anayasa’nın ilgili hükümlerine dayanarak karar verir.
4.Anayasa Mahkemesi’nin Kararları ve Sonuçları
Anayasa Mahkemesi, bireysel başvurular sonucunda hak ihlali tespit ederse, ihlalin giderilmesi için gerekli tedbirleri alır. Mahkeme, maddi ve manevi tazminat kararı verebilir ve gerekirse ihlalin etkilerini ortadan kaldıracak başka bir hukuki çözüm yolu belirleyebilir.
4.1. Tazminat Kararları
Anayasa Mahkemesi, hak ihlali tespit etmesi durumunda, başvurucuya maddi ve manevi tazminat ödenmesine hükmedebilir. Tazminat miktarı, ihlalin niteliği ve başvurucunun maruz kaldığı zarara göre belirlenir.
4.2. İhlalin Giderilmesi
Mahkeme, sadece tazminatla sınırlı kalmaksızın, hak ihlalinin ortadan kaldırılması ve ihlalin sonuçlarının giderilmesi amacıyla da kararlar verebilir. Örneğin, ihlali doğuran mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına ya da yeniden yargılama yapılmasına karar verebilir.
4.3. Kararın Bağlayıcılığı
Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvurularla ilgili verdiği kararlar bağlayıcıdır. Kamu otoriteleri ve mahkemeler, bu kararlara uymak zorundadır. Anayasa Mahkemesi, ihlal kararının gereğini yerine getirmeyen kamu otoritelerine karşı yaptırım uygulama yetkisine sahip değildir; ancak Mahkeme kararları, idari ve yargısal merciler için bağlayıcı niteliktedir.
5. Sonuç ve Değerlendirme
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru, Türkiye’de temel hak ve özgürlüklerin korunması açısından son derece önemli bir mekanizmadır. Bu başvuru yolu, özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmadan önce ulusal düzeyde bir hak arama imkanı sunması bakımından kritik bir rol oynamaktadır. 2010 anayasa değişiklikleri ile yürürlüğe giren bu sistem, Türkiye’deki hak ihlallerinin tespit edilmesi ve giderilmesi açısından etkili bir denetim mekanizması işlevi görmektedir.
Sonuç olarak, bireysel başvuru yolu, Türkiye’de hak ihlallerine karşı vatandaşların başvurabileceği en üst düzey yargısal denetim yoludur. Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru konusunda verdiği kararlar, Türkiye’deki hukuk sistemine ve insan hakları koruma mekanizmalarına önemli katkılar sağlamaktadır.