Müdahalenin Men’i ve Kamulaştırmasız El Atma Nedeniyle Ecrimisil Talebine İlişkin Dava Dilekçesi

NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
(İl)

DAVACI: Adı ve Soyadı-(T.C. Kimlik No: …)-Adres

VEKİLİ: Avukat Adı ve Soyadı-Adres

DAVALI: [… Belediyesi] Adres

KONU: … TL

AÇIKLAMALAR:
Müvekkilim, [… ili], [ … ilçesi], [… Mahallesi] mevkii, … parsel numaralı taşınmazın malikidir. Söz konusu taşınmaz, 19…’lı yıllarda yapılan bir plan tadilatı ile[…. Belediyesi] tarafından yeşil alan olarak ayrılmıştır. Ancak taşınmaz, aradan çok uzun yıllar geçmesine karşın kamulaştırılmamıştır. Müvekkil, [../…/…] yılında davalı idareye başvuruda bulunarak taşınmazın kamulaştırılarak bedelinin ödenmesini, eğer bu mümkün değilse eş değerde taşınmaz veya taşınmazlarla takas edilmek suretiyle karşılanmasını talep etmiştir. Davalı idare, [../…/…] tarihinde vermiş olduğu cevapta, taşınmazın kamulaştırma bedelinin ödenmesi, beş yıllık imar programına alınmasına rağmen maddi kaynak yetersizliği nedeniyle yapılamayacağını ve parsellerin takas işleminin de belediye meclisinin yetkisinde olduğunu belirtmiştir. Bunun üzerine müvekkil, [… Belediyesi] meclisince taşınmazın takası hakkında bir karar alınması talebinde bulunmuş, ancak cevap verilmemiştir.

Aradan uzun süre geçmesine ve yasal zorunluluk olmasına rağmen beş yıllık program gereği yerine getirilerek söz konusu taşınmaz kamulaştırılmamış, gerekli ödeneğin yıllık bütçeye konulması yasa hükmü gereği olmasına rağmen, maddi kaynak yetersizliği ileri sürülerek kamulaştırma yapılmamıştır. Bu durumda, taşınmazın imar planındaki tahsis amacından vazgeçildiği anlaşıldığından, [../…/…] tarihinde [….Belediye Meclisi Başkanlığından], çevredeki nüfus, yoğunluk ve donatım dengesi yeniden değerlendirilerek yapılacak plan değişikliği ile anılan parselin konut alanı olarak tescili ile inşaat izni verilmesi ve böylece süregelen mağduriyetin giderilmesi talep edilmiştir.

Dava konusu taşınmaz yaklaşık … yıldır davalı idarece yeşil alan olarak imar planına alınmış, ancak taşınmaz ne tam anlamıyla kamulaştırılarak müvekkilime bedeli ödenmiş ne de imar planı değiştirilerek müvekkilimin kullanımına bırakılmıştır. Müvekkilim, taşınmazı üzerinde mülkiyet hakkına sahip olmasına karşın bu hakkın kullanımı davalı idarece tamamen kısıtlanmıştır. Davalı idarenin dayanağı olan İmar Kanunu’nun 13. maddesinin ilgili fıkraları yürürlükten kalkmış olmasına karşın idare bu konuda halen herhangi bir işlem yapmamaktadır. Müvekkil, mülkiyet hakkının olumlu sonuçlarından yararlanamadığı gibi, söz konusu taşınmaza ait emlak vergisi müvekkilime ödetilmektedir. Müvekkil, kendi iradesi dışında kullanamadığı mülkiyet hakkı nedeniyle merkezi muhitte bulunan taşınmaz için yüksek vergi ödemektedir. Bu durum hakkaniyete aykırıdır.

Müvekkil, [19…] yılında taşınmazın maliki olmuştur ve taşınmaz, […’nın] en merkezi yerlerinden birindedir. Müvekkilin bunca yıllık mağduriyetinin giderilmesi için davalı idarenin müdahalesinin önlenmesi ve davalı idare tarafından [19…] yılından bugüne kadar olan ecrimisil bedellerinin ödenmesi gerekecektir.

DELİLLER:

1. [… Belediyesi]’ne yapılan başvurular, cevapları
2. […. Mahkemesi]’nin … K. Sayılı dosyası
3. Keşif
4. Bilirkişi incelemesi ve tüm yasal deliller

HUKUKİ SEBEPLER:
İmar Kanunu ve ilgili mevzuat.

SONUÇ VE TALEP:
Yukarıda kısaca açıklanan ve resen göz önünde bulundurulacak nedenlerle; (fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla), açılan davanın kabulü ile idarenin müdahalesinin önlenmesine ve davalı idarenin haksız olarak elinde bulundurduğu süre ile müvekkilin taşınmazdan yararlanamaması nedeniyle toplam … TL ecrimisil bedelinin davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.

…/…/…
Davacı Vekili
Avukat Adı ve Soyadı
İmza

(AYM, E.2018/156, K.2019/22, 10/4/2019, § 29)

Anayasa’nın kamulaştırmayı düzenleyen 46. maddesinin birinci fıkrasında “Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hâllerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir.” denilmektedir. Devlet ve kamu tüzel kişileri tarafından yapılabilmesi, kamu yararının bulunması, kamulaştırma kararına ilişkin kanunda gösterilen esas ve usullere uyulması, gerçek karşılığın kural olarak peşin ve nakden ödenmesi kamulaştırmanın anayasal ögeleridir (AYM, E.2018/156, K.2019/22, 10/4/2019, § 29). Gerçek karşılığın peşin olarak ödenmesi, Anayasa’nın 46. maddesiyle maliklerin lehine olarak getirilen özel bir güvence mahiyetindedir.