Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davası Dilekçesi
NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ’NE
ANKARA
DAVACI : [Tanımlayıcı olmayan bir ifade] (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Avukat [Ad ve soyad baş harfleri] – [Genel konum bilgisi]
DAVALI : [Tanımlayıcı olmayan bir ifade]
KONU : Onur Kırıcı davranış Nedeniyle boşanmaya karar verilmesi ve manevi tazminat talebi.
ÇIKLAMALAR:
-
Müvekkil ve davalı, [Tarih]’te dünya evine girmiş ve bu mutlu birliktelikten [Çocuğun ismi] adında bir oğulları olmuştur. Ancak, ne yazık ki evliliklerinin ilk yıllarından itibaren davalının yersiz kıskançlıkları ve güvensizliği, müvekkilin hayatını gölgelemeye başlamıştır.
-
Davalının kıskançlıkları, müvekkilin sadece sosyal hayatını kısıtlamakla kalmamış, aynı zamanda onu sürekli bir şüphe altında yaşamaya zorlamıştır. Müvekkil, iş yerindeki arkadaşlarına veya ailesine karşı gösterdiği en ufak bir nezaket ve saygı ifadesi dahi, davalı eş tarafından yersiz suçlamalara ve aşağılamalara ve hatta fiziksel şiddetine maruz kalmasına neden olmuştur.
-
Davalının bu kıskançlık krizleri, zamanla müvekkilin psikolojisini derinden etkilemiş, onu sürekli bir tedirginlik ve güvensizlik hissiyle baş başa bırakmıştır. Müvekkil, evliliğini kurtarmak ve oğlunun sağlıklı bir aile ortamında büyümesini sağlamak için defalarca davalı eşiyle konuşmuş, sorunları çözmeye çalışmıştır. Ancak, davalı eşin bu konuda hiçbir adım atmaması ve kıskançlıklarının giderek artması, müvekkili çaresizliğe sürüklemiştir.
-
Son olarak, [Tarih]’te müvekkilin evinde, iş arkadaşları ve aile bireylerinin de bulunduğu bir toplantı sırasında, davalı eşin kıskançlıkları doruk noktasına ulaşmıştır. Davalı, tüm misafirlerin önünde müvekkile ağır hakaretlerde bulunmuş, onu aşağılayıcı ve onur kırıcı ifadelerle hedef almıştır. “Kadının o… olur da erkeğin olup olmadığını bilmiyordum, meğer sen varmışsın” gibi çirkin sözlerle müvekkilin haysiyetini ayaklar altına almıştır. Bu olay, müvekkilin ailesi ve arkadaşları önünde derinden yaralanmasına, aşağılanmasına ve onurunun kırılmasına neden olmuştur.
-
Davalı eşin bu kabul edilemez davranışları, müvekkilin sadece duygusal dünyasını değil, aynı zamanda sosyal ve profesyonel yaşamını da olumsuz etkilemiştir. Müvekkil, iş yerinde arkadaşlarının yüzüne bakmakta zorlanır hale gelmiş, bayan arkadaşlarının kendisine şüpheyle yaklaşması nedeniyle derin bir üzüntü yaşamıştır. Bu durum, müvekkilin kişilik haklarına yapılan ağır bir saldırıdır ve evlilik birliğinin devam etmesini imkansız kılmıştır.
DELİLLER: 1. Aile Nüfus Kaydı, 2. Tanık Anlatımları ve sair yasal deliller.
HUKUKİ SEBEPLER: TMK 162, 174, 175, 169 ve sair yasal mevzuat.
SONUÇ VE TALEP: Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, tarafların boşanmasına, …TL manevi tazminatın boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile müvekkil davacıya verilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ederim.
…/…/…
Davacı Vekili
Avukat [Ad ve soyad]
İmza
Nitekim aşağıda gösterilen Yargıtay kararının da
2. Hukuk Dairesi 2012/4316 E. , 2012/22373 K.
Aşağıda açıklanan Yargıtay Kararı da fiziksel şiddet ve onur kırıcı sözler ışında meydnaa gelen bir olaya ilişkin Yargıtay tarafından değerlendirildiğini gözler önüne sermektedir
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Sincan 2. Aile Mahkemesi
TARİHİ :22.12.2011
NUMARASI :Esas no:2011/369 Karar no:2011/1057
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı; davalının emekli olduktan sonra kimseye haber vermeden birkaç kez evden ayrıldığını ve günlerce, bir defasında da beş ay boyunca eve gelmediğini, eşini ve çocuklarını maddi ve manevi zorluklarla karşı karşıya bıraktığını, eve geldiğinde de, eşini ve çocuklarını dövdüğünü, ağza alınmayacak sözlerle küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, 27.Ocak.2011 tarihinde meydana gelen son olayda çok ağır, onur kırıcı sözler sarfettiğini ve yine şiddet kullandığını ileri sürerek, pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebiyle boşamalarına karar verilmesini istemiş; mahkemece; ” davanın Türk Medeni Kanununun 162. maddesine dayandığı” kabul edilmiş, davalının eşini zaman zaman dövdüğü ve hakaret ettiği anlaşılmakla birlikte, bu davranışların pek kötü veya onur kırıcı davranış boyutlarına ulaşmadığı, geçimsizlik sebebi olabilecek davranışlar olduğu gerekçesiyle dava reddedilmiş; hükmü davacı temyiz etmiştir.
Davalının zaman zaman eşine ve çocuklarına fiziki şiddet uyguladığı, eşine “mayası bozuk, sütü bozuk, şeytan tabiatlı ” şeklinde sözler sarfettiği, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Davalının gerçekleşen bu davranışlarının, davacının vücut bütünlüğünü ve onurunu ağır biçimde zedelediği, sağlını ve ruhsal bütünlüğünü bozduğu tartışmasızdır. Bu bakımdan açıklanan davranışlar pek kötü ve onur kırıcı davranış niteliğinde olup, Türk Medeni Kanununun 162. maddesindeki boşanma sebebini oluşturur. Bu husus gözetilmeden isteğin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere bozma sonucu yönünden oybirliği, bozma gerekçesi bakımından oyçokloğuyla karar verildi.24.09.2012