İcra Takibine İtiraz, İtiraz Dilekçesi
İcra Takibine İtiraz Dilekçesi Nasıl Hazırlanır?
1. Giriş: İcra Takibine İtiraz Neden Hayati Önem Taşır?
Türkiye’de alacakların tahsili çoğu zaman ilamsız icra takibi ile başlar. Borçluya tebliğ edilen bir ödeme emri karşısında sessiz kalmak, çoğu kişi için “nasıl olsa haksız, bir şey olmaz” duygusuyla mümkün olsa da hukuken çok ağır sonuçlar doğurur.
Çünkü borçlu, süresi içinde icra takibine itiraz etmezse; takip kesinleşir, alacaklı haciz yoluna başvurabilir, banka hesapları, maaş, emekli aylığı ve taşınır–taşınmaz mallar üzerinde ciddi kısıtlamalar gündeme gelir.
İşte bu nedenle, “icra takibine itiraz dilekçesi nasıl yazılır?” sorusu; hem borçlular hem de uygulamada çalışan avukatlar için kritik önemdedir. Yetkin ve zamanında hazırlanmış bir itiraz dilekçesi:
-
Dayanağı olmayan takipleri durdurabilir,
-
Fazla veya hatalı alacak taleplerini düzeltebilir,
-
Zamanaşımına uğramış, ödenmiş ya da hiç doğmamış borçlara karşı hukuki kalkan işlevi görebilir,
-
Borçlunun ileride aleyhine hükmedilebilecek inkâr tazminatı gibi riskleri azaltabilir.
2. İcra Takibine İtiraz Nedir? Kapsamı ve Hukuki Niteliği
İlamsız icra takibinde alacaklı, bir mahkeme ilamına dayanmadan doğrudan icra dairesine başvurarak takip talebinde bulunur. İcra dairesi bu talep üzerine borçluya bir ödeme emri tebliğ eder.
Borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine başvurup borca veya takibin unsurlarına ilişkin itirazlarını ileri sürebilir. Bu itiraz:
-
Kanunda öngörülen süre içinde yapıldığında,
-
Yetkili icra müdürlüğüne yöneltildiğinde,
-
Usulüne uygun şekilde dile getirilmişse
takibi kendiliğinden durdurur (kural olarak ilamsız genel haciz yolunda).
Bu aşamada mahkeme henüz devrede değildir; borçlu, icra dairesine yapacağı basit ama doğru kurgulanmış bir itirazla, alacaklının icra takibini durdurabilir ve artık uyuşmazlık yargılamaya (itirazın iptali davası, itirazın kaldırılması, menfi tespit davası vb.) taşınır.
İcra takibine itiraz; bir “dava” değil, takip işlemini durduran bir beyan niteliğindedir. Ancak bu beyanın içeriği, ileride mahkemede yürütülecek yargılama açısından delil ve savunma çerçevesini de önemli ölçüde şekillendirir. Bu nedenle “nasıl olsa şimdilik yazalım, sonra düzeltiriz” mantığı çoğu zaman ciddi hak kayıplarına yol açabilir.
3. Süre ve Şekil: İcra Takibine İtiraz Ne Zaman, Nasıl Yapılır?
3.1. İtiraz Süresi: 7 Günlük Hak Düşürücü Süre
İcra ve İflas Kanunu’na göre borçlu, ödeme emrinin tebliğ edildiği günü izleyen günden itibaren 7 gün içinde icra takibine itiraz edebilir.
-
Tebliğ günü süreye dahil edilmez.
-
günün sonunda süre dolar.
-
-
Resmî tatil veya hafta sonuna denk gelmesi hâlinde süre hesaplaması İİK ve HMK’daki genel süre hükümlerine göre yapılır.
Bu süre genel kural olarak hak düşürücü niteliktedir. Süresi kaçırılan itiraz, ancak istisnai nitelikteki “gecikmiş itiraz” kurumuyla, sıkı şartlar altında ve icra mahkemesi kararıyla mümkün olabilir.
3.2. İtirazın Şekli: Yazılı veya Sözlü
Borçlu, icra takibine itirazını:
-
Yazılı bir dilekçe ile, veya
-
İcra dairesine giderek tutanağa geçirilmek üzere sözlü olarak beyan ederek
ileri sürebilir.
Ancak uygulamada, hem ispat kolaylığı hem de hukuki argümanların sistematik şekilde ortaya konulabilmesi açısından yazılı itiraz dilekçesi ile başvuru yapılması son derece önemlidir.
3.3. Nereye Başvurulur?
Kural olarak itiraz, takibi yapan icra dairesine yapılır. Yanlış icra dairesine yapılan itiraz, belirli şartlarda masrafla birlikte yetkili icra dairesine gönderilir; ancak pratikte yanlış merci seçimi ciddi gecikmelere, sürenin kaçırılması iddialarına ve ihtilaflara sebep olabildiğinden, ödeme emrinde yazan icra müdürlüğüne başvurmak gerekir.
4. İcra Takibine İtiraz Dilekçesinin Temel Unsurları
İcra takibine itiraz dilekçesi sade, açık ve sistematik olmalıdır. Genel olarak aşağıdaki unsurları içermesi beklenir:
4.1. Başlık ve Dosya Bilgileri
-
İlgili icra müdürlüğünün adı (örneğin “İstanbul … İcra Dairesi Müdürlüğü’ne”),
-
Dosya numarası (Örneğin: 2025/…. E.),
-
Borçlu ve alacaklının ad-soyad/unvan ve adres bilgileri.
Bu bilgiler, icra dairesinin hangi dosyaya itiraz edildiğini tereddütsüz olarak görmesini sağlar.
4.2. Konu Başlığı
Kısa ve net bir konu, hem icra müdürlüğü hem de ileride dosyayı inceleyecek mahkeme açısından açıklık sağlar:
“Konu: 2025/… E. sayılı icra dosyasında tarafıma tebliğ edilen ödeme emrine karşı borca, faize ve ferilerine itirazlarımızın sunulmasından ibarettir.”
4.3. Olayın Özeti
İtiraz dilekçesinde, kısa fakat anlaşılır bir olay özeti bulunmalıdır:
-
Takibin dayanağı (fatura, sözleşme, senet, cari hesap vb.),
-
Taraflar arasındaki hukuki ilişki,
-
Takibin borçlu açısından haksız veya eksik olduğu temel noktalar,
-
Tebliğ tarihi ve süresinde itiraz edildiğine ilişkin bilgi.
Bu kısımda fuzuli ayrıntılara girmeden, daha sonra açıklanacak itiraz sebeplerinin zeminini hazırlayan bir çerçeve çizmek yeterlidir.
4.4. İtiraz Sebepleri: Borca, İmzaya, Yetkiye ve Diğer Unsurlara İtiraz
Bu bölüm, icra takibine itiraz dilekçesinin en önemli kısmıdır.
Dilekçede, hangi noktalara ve hangi gerekçelerle itiraz edildiği sistematik olarak belirtilmelidir:
-
Borca itiraz (borcun hiç doğmadığı, sona erdiği, zamanaşımına uğradığı, fazla talep edildiği, hatalı hesap, faiz veya kur uygulaması vb.),
-
İmzaya itiraz (takip dayanağı adi senetteki imzanın borçluya ait olmadığı iddiası),
-
Yetki itirazı (yanlış icra dairesinde başlatılmış takipler, tüketici işlemleri, sözleşmedeki yetki kayıtlarının geçersizliği vb.),
-
Faiz ve fer’ilere itiraz,
-
Takibin şekline, türüne veya dayanağına ilişkin itirazlar (senedin kambiyo vasfı taşımaması vb.).
Bu başlıklar altında, mümkün olduğunca açık, çelişkiye mahal bırakmayan ve ileride mahkemede savunmayı destekleyecek açıklamalar yapılmalıdır.
4.5. Deliller ve Ekler
Her ne kadar itiraz mercii icra dairesi ve işlem basit bir beyan şeklinde olsa da; dilekçede:
-
Ödeme dekontları,
-
Banka hareket dökümleri,
-
Sözleşme örnekleri,
-
Fatura ve irsaliyeler,
-
Yazışmalar,
-
Noter ihtarnameleri
gibi delillere mutlaka atıf yapılmalı; mümkünse eklenmelidir.
İcra memuru delil inceleyip karar vermez; ancak delillerin dosyada bulunması, hem alacaklının “itirazın haksız olduğu” yönündeki iddialarına karşı ön koruma sağlar hem de ileride açılacak davalarda baştan itibaren sağlam bir dosya oluşturur.
4.6. Sonuç ve Talep Bölümü
Son bölümde net ve kısa bir talep cümlesi bulunmalıdır:
-
İcra takibinin durdurulması,
-
Borcun, faiz ve fer’ilerinin reddi,
-
Yetkisiz icra dairesinde başlatılan takibin yetki yönünden iptali (veya yetkisizlik),
-
Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin alacaklı üzerine bırakılması (icra mahkemesi veya genel mahkeme aşamasında).
5. İtiraz Türleri: Borca, İmzaya ve Yetkiye İtiraz Arasındaki Farklar
5.1. Borca İtiraz
Borca itiraz, takip konusu alacağın tamamına veya bir kısmına ilişkin “borçlu değilim” savunusudur. Örneğin:
-
Borç hiç doğmamıştır (sözleşme yapılmamış, mal teslim edilmemiş vb.),
-
Borç ödenmiştir, ibra edilmiştir, takas–mahsup vardır,
-
Borç zamanaşımına uğramıştır,
-
Borç miktarı hatalıdır (kısmi itiraz),
-
Faiz türü veya oranı sözleşmeye aykırıdır.
Borca itiraz halinde takip kural olarak durur; alacaklı itirazın iptali davası açmak veya şartları varsa itirazın kaldırılması yoluna gitmek zorundadır. Bu aşamada ispat yükü büyük ölçüde alacaklıdadır; ancak borcun ödendiği, takas veya ibra gibi “borcu sona erdiren” haller genelde borçlu tarafından ispatlanır.
5.2. İmzaya İtiraz
Takip dayanağı adi senet ise, borçlu imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürebilir. İmza itirazı:
-
Açık, tereddüde yer vermeyecek şekilde ifade edilmelidir:
“Takip dayanağı senetteki imza bana ait değildir, imzayı kabul etmiyorum.”
-
Sadece “borca itiraz ediyorum” demek, imza itirazı anlamına gelmez.
İmzaya itiraz hâlinde takip yine durur; ancak artık uyuşmazlık imza incelemesi, bilirkişi grafoloji raporu, mukayeseli imza örnekleri gibi teknik deliller üzerinden yargısal incelemeye konu olur. Bu sebeple; icra takibine itiraz dilekçesi hazırlanırken, imza gerçekten borçluya ait değilse, bu husus mutlaka ayrı ve açık bir başlık altında belirtilmelidir.
5.3. Yetkiye İtiraz
İcra takibi, kural olarak borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde veya kanunda/sözleşmede öngörülen yetkili yer icra dairesinde yapılmalıdır. Özellikle:
-
Tüketici işlemlerinde, tüketicinin yerleşim yeri icra dairesi yetkilidir.
-
Sözleşmedeki yetki kaydı her zaman geçerli olmayabilir (tüketici lehine olan zorunlu hükümler).
Borçlu, yetkisiz bir icra dairesinde başlatılan takibe karşı süre içinde yetki itirazında bulunabilir. Yetkiye itirazın yapılmaması hâlinde, yetkisiz icra dairesi “yetkili” hâle gelebilir; bu nedenle, “nasıl olsa yanlış yer” diye düşünerek itiraz etmeme, borçlu açısından risklidir.
Yetki itirazı çoğu zaman borca itirazla birlikte ileri sürülür; ancak başlı başına da yapılabilir.
6. Örnek Olaylar Üzerinden İcra Takibine İtiraz Dilekçesi Kurgusu
Örnek Olay 1: Hiç Doğmamış Bir Borca Dayalı İcra Takibi
Olay:
Bir kişi, hiç tanımadığı bir şirketten gelen icra ödeme emriyle karşılaşıyor. Ödeme emrinde, sözde aralarındaki “hizmet sözleşmesine” dayanılarak belirli bir ücret talep ediliyor. Borçlu, bu şirketle hiçbir sözleşme yapmadığını, hizmet almadığını, fatura görmediğini söylüyor.
İtiraz Dilekçesi Yaklaşımı:
-
Dosya numarası ve taraf bilgileri açıkça yazılır.
-
“Taraflar arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır.” vurgulanır.
-
Somut tarih ve olaylar belirtilir, varsa daha önceki yazışmalar veya ihtarlar dilekçeye eklenir.
-
Borcun tamamına itiraz edildiği net şekilde ifade edilir.
Örnek Olay 2: Kısmen Ödenmiş Borca Karşı Kısmi İtiraz
Olay:
Borçlu, alacaklıdan mal veya hizmet almış, bunun bir kısmını banka üzerinden, bir kısmını ise nakit olarak ödemiş; ancak alacaklı, icra takibinde tüm bedeli istemiştir.
İtiraz:
-
Borçlu, ne kadar ödeme yaptığını somut delillerle (dekont, makbuz, yazışma) ortaya koymalıdır.
-
“Borcu tamamen reddediyorum” demek yerine, kısmî itiraz kurgulanmalıdır.
-
Hangi miktar için borcun kabul edildiği, hangi miktar için itiraz edildiği açıkça yazılmalıdır.
Örneğin:
“Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında 100.000 TL tutarında alım yapılmış ise de, 60.000 TL’si banka havalesi ile, 20.000 TL’si de elden ödeme yoluyla ifa edilmiştir. Elden yapılan ödemeye ilişkin makbuz dilekçe ekinde sunulmaktadır. Bu itibarla, takibe konu alacağın sadece 20.000 TL’lik kısmı itibarıyla borcum bulunmaktadır. Takip talebinde yer alan 80.000 TL’lik kısmı yönünden borca itiraz ediyor, icra takibinin bu kısım bakımından durdurulmasını talep ediyorum.”
Örnek Olay 3: Zamanaşımına Uğramış Borca İtiraz
Olay:
Uzun yıllar önce doğmuş ve hiçbir icra takibine konu olmamış bir alacak, yıllar sonra ilamsız icra takibine konu edilmiştir. Borçlu, bu borca ilişkin tüm evrakları saklamamış olsa bile, alacağın zamanaşımına uğradığını düşünmektedir.
İtiraz:
-
İlgili alacağın türüne göre (ticari alacak, tüketici alacağı, kira, haksız fiil, vekalet ücreti vb.) zamanaşımı süreleri farklıdır.
-
Borçlu, “zamanaşımı def’ini” açıkça dile getirmelidir.
-
“Aradan çok zaman geçti” demek yerine, mümkün olduğunca tarihsel çerçeve çizmelidir.
Örneğin:
“Takibe konu alacak, faturalar ve iddialardan anlaşılacağı üzere 2016 yılına ilişkin ticari mal satışından kaynaklanmaktadır. Aradan 10 yıla yakın süre geçmiş olup, bu süre zarfında tarafıma herhangi bir icra takibi veya ihtarname tebliğ edilmemiştir. Türk Borçlar Kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca alacağın zamanaşımına uğradığı açıktır. Bu nedenle, zamanaşımı def’imi de ileri sürerek takibe konu alacağın tamamına itiraz ediyor, icra takibinin durdurulmasını talep ediyorum.”
Zamanaşımı def’i, icra takibine itiraz dilekçesinde mutlaka açık ve net bir şekilde ortaya konulmalıdır.
7. Sık Yapılan Hatalar: İcra Takibine İtiraz Dilekçesinde Nelere Dikkat Etmeli?
İcra takibine itiraz dilekçesi hazırlanırken yapılan bazı hatalar, ileride telafisi güç sonuçlar doğurabilir:
7.1. Süreyi Kaçırmak veya Tebligatı Ciddiye Almamak
“Zaten haksız, nasıl olsa bir şey çıkmaz” düşüncesiyle ödeme emri tebliğini önemsememek, en ağır hatalardan biridir. Süre geçtiğinde:
-
Takip kesinleşir,
-
Haciz işlemleri başlayabilir,
-
Daha sonra açılacak bir menfi tespit davasında ispat yükü ağırlaşabilir.
Bu nedenle, her ödeme emrinin “gerçek risk” taşıdığı kabul edilmelidir.
7.2. İtiraz Sebeplerini Belirtmeden Sadece “İtiraz Ediyorum” Demek
Kanun borçlunun itirazını sebep göstermeksizin de kabul eder; ancak uygulamada ve Yargıtay içtihatlarında itiraz sebeplerinin somutlaştırılması önemlidir.
Sebep belirtilmeyen itirazlar, ileride açılacak davalarda borçlunun savunma alanını daraltabilir, alacaklının iddiaları karşısında borçluyu zayıf bırakabilir.
7.3. Borcu Kısmen veya Tamamen Kabul Eden Açıklamalar Yazmak
İcra takibine itiraz dilekçesinde, farkında olmadan “borcu ikrar” anlamına gelebilecek ifadeler kullanılmamalıdır. Örneğin:
-
“Borcu ödeyecektim ama…”
-
“Şimdilik ödeyemiyorum…” gibi ifadeler, borcun varlığını kabul eden beyanlar olarak yorumlanabilir.
Bu nedenle, dilekçede ifade tarzı son derece önemlidir.
7.4. Yanlış Merciiye Başvurmak
İtirazın yanlış icra dairesine yapılması hâlinde teorik olarak gönderme mekanizması bulunsa da; sürenin son günlerinde yapılan yanlış başvurular, fiilen süre aşımı tartışmalarına yol açabilir. “Yanlış mercii” hatasından kaçınmak için ödeme emrinde yazan icra dairesi bilgileri dikkatle kontrol edilmelidir.
8. İtirazdan Sonra Süreç: İtirazın İptali, İtirazın Kaldırılması ve Menfi Tespit
8.1. Alacaklının Başvurabileceği Yollar
Borçlunun süresinde ve usulüne uygun icra takibine itirazı üzerine takip durur. Bu aşamada alacaklı:
-
İtirazın iptali davası açabilir (genel mahkemede, alacağın esası incelenir),
-
Takip dayanağı belge elverişli ise itirazın kaldırılması yoluna gidebilir (icra mahkemesi),
-
Borçluya karşı ayrıca kötü niyet tazminatı veya icra inkâr tazminatı talebinde bulunabilir (şartları varsa).
İtirazın iptali davası sonucunda alacaklı haklı çıkarsa, borçlu aleyhine icra inkâr tazminatı (genellikle alacağın belirli bir oranı) hükmedilebilir. Bu da itirazın, “zaman kazanmak için gelişigüzel” yapılmasının ciddi mali sonuçları olabileceğini gösterir.
8.2. Menfi Tespit ve İstirdat Davaları
Bazı durumlarda borçlu, süresinde itiraz etmemiş veya haciz–satış aşamasında bedel ödenmiş olabilir. Bu hâllerde borçlu, menfi tespit davası (borçlu olmadığının tespiti) veya ödeme yapılmışsa istirdat davası (haksız ödenenin iadesi) açarak hakkını arayabilir. Ancak bu davaların şartları, ispat yükü ve ihtiyati tedbir gibi konular ayrı bir inceleme gerektirecek kadar kapsamlıdır.
9. Sonuç ve Pratik Tavsiyeler
İcra takibine itiraz dilekçesi, teknik olarak basit görünen ama sonuçları bakımından son derece önemli bir hukuki adımdır. Özetle:
-
Ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük süre hayati önemdedir.
-
İtiraz mutlaka icra dairesine ve tercihen yazılı dilekçe ile yapılmalıdır.
-
Dilekçede:
-
Dosya ve taraf bilgileri,
-
Olayın özeti,
-
Borca, imzaya, yetkiye ve diğer unsurlara ilişkin itiraz sebepleri,
-
Delil listesi,
-
Net bir sonuç ve talep bölümü
sistematik biçimde yer almalıdır.
-
-
Sadece “itiraz ediyorum” demek yerine, somut ve açık itiraz gerekçeleri belirtilmelidir.
-
Gelişigüzel, sadece zaman kazanmak için yapılan itirazlar; ileride icra inkâr tazminatı gibi ağır sonuçlara yol açabilir.
Borçlu, icra takibine muhatap olduğunda; tebligatı ciddiye almalı, süreyi kaçırmamalı ve mümkünse uzman bir avukattan hukuki destek alarak itiraz dilekçesini hazırlamalıdır. Böylece hem haksız takiplerden korunmak hem de mevcut borcu makul şartlarda çözmek mümkün olabilecektir.
10. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
1. İcra takibine itiraz dilekçesi nereye verilir?
İtiraz dilekçesi, kural olarak takibi yürüten icra dairesine verilir. Dilekçe bizzat verilebileceği gibi, vekil avukat aracılığıyla da sunulabilir. Yanlış icra dairesine yapılan başvurular teorik olarak yetkili daireye gönderilebilse de, süre açısından riskli olduğundan ödeme emrinde belirtilen icra dairesine başvurmak gerekir.
2. İcra takibine itiraz süresini kaçırırsam ne olur?
Genel haciz yoluyla ilamsız takiplerde, 7 günlük itiraz süresi kaçırılırsa takip kesinleşir, alacaklı haciz isteyebilir. Yalnızca istisnai hâllerde, kusursuz engel nedeniyle süreyi kaçıran borçlu gecikmiş itiraz yoluna başvurabilir; ancak bu kurum sıkı şartlara bağlıdır ve icra mahkemesi kararı gerektirir.
3. İmzaya itiraz ile borca itiraz arasında ne fark vardır?
Borca itiraz: Alacağın hiç doğmadığı, sona erdiği, zamanaşımına uğradığı veya miktarının fazla olduğu iddiasıdır.
İmzaya itiraz: Takip dayanağı adi senetteki imzanın borçluya ait olmadığı iddiasıdır.
İmzaya itiraz özel bir itiraz türüdür; grafoloji incelemesi, bilirkişi raporu gibi teknik incelemeleri gündeme getirir ve mutlaka açık bir şekilde “imza bana ait değildir” denilerek yapılmalıdır.
4. Kısmi itiraz mümkün müdür?
Evet. Borçlu, alacağın bir kısmını kabul edip, kalan kısmına kısmi itiraz edebilir. Bu durumda icra takibi, borçlunun kabul ettiği kısım bakımından devam eder; itiraz edilen kısım ise alacaklının açacağı dava sonucuna göre şekillenir.
5. Tüketici olarak başka şehirde açılan icra takibine ne yapabilirim?
Tüketici işlemlerinde, kural olarak tüketicinin yerleşim yerindeki icra dairesi yetkilidir. Tüketici, süresi içinde icra takibine itiraz dilekçesi vererek hem yetki itirazında bulunabilir hem de borcun haksız olduğunu ileri sürebilir. Yetki itirazı süresinde yapılmazsa, yanlış yerde açılan takip dahi yetkili hâle gelebilir.