Zorunlu Arabuluculuk
Zorunlu Arabuluculuk Nedir? Dava Şartı Olarak Arabuluculuk ve Arabulucuya Başvurmamanın Sonuçları
1. Giriş: Neden “Zorunlu Arabuluculuk”?
Türkiye’de mahkemelerin iş yükü, yargılamaların yıllarca sürmesi ve yargılama giderlerinin her yıl artması, devletin alternatif çözüm yöntemlerine yönelmesine yol açtı. Bu yöntemlerin başında da arabuluculuk geliyor.
İlk olarak 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile sistemimize giren arabuluculuk, önce tamamen ihtiyari iken; zamanla bazı özel hukuk uyuşmazlıkları bakımından “dava şartı” haline getirildi. Yani belirli davalarda artık mahkemeye gidebilmek için önce arabulucuya başvurmak zorunlu kılındı.
2. Arabuluculuk Nedir?
Arabuluculuk, tarafların aralarındaki özel hukuk uyuşmazlığını, tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin (arabulucunun) yardımıyla, kendi iradeleriyle ve müzakere yoluyla çözmeye çalıştıkları alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir.
Arabuluculuğun temel özelliklerini kısaca şöyle özetleyebiliriz:
-
Gönüllülük/iradilik ilkesi (zorunlu arabuluculukta bile anlaşma gönüllüdür),
-
Tarafsız ve bağımsız arabulucu,
-
Gizlilik (süreçte söylenenler, normalde yargılamada delil yapılamaz),
-
Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği özel hukuk uyuşmazlıklarına uygulanabilir olması,
-
Aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıkların arabuluculuğa elverişli olmaması.
Bu çerçevede arabuluculuk ikiye ayrılır:
-
İhtiyari arabuluculuk
-
Zorunlu (dava şartı) arabuluculuk
3. İhtiyari ve Zorunlu Arabuluculuk Ayrımı
3.1. İhtiyari Arabuluculuk
Tarafların hiçbir kanuni zorunluluk olmaksızın, tamamen kendi istekleriyle başvurdukları arabuluculuk türüdür. Dava açılmadan önce veya dava devam ederken de mümkün olabilir.
Taraflar, üzerinde tasarruf edebildikleri her türlü özel hukuk uyuşmazlığı için ihtiyari arabuluculuğa gidebilirler (örneğin ticari alacak, borç, kira, tazminat, marka, bazı aile hukuku sorunları vb.).
3.2. Zorunlu (Dava Şartı) Arabuluculuk
Bazı uyuşmazlık türlerinde ise, dava açmadan önce arabulucuya başvurmak kanunen zorunludur. Bu uyuşmazlıklarda arabuluculuğa başvurmak, HMK anlamında dava şartıdır.
-
Arabuluculuğa başvurulmadan doğrudan dava açılırsa,
-
Veya arabuluculuk süreci usulüne uygun tamamlanmazsa,
mahkeme, dava şartı yokluğu nedeniyle davayı usulden reddeder.
Bu sistem, kanunlarda özellikle “dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” şeklindeki ifadelerle düzenlenmiştir (örneğin 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.3, TTK m.5/A, TKHK m.73/A, HUAK m.18/B).
4. “Dava Şartı” Ne Demektir? Zorunlu Arabuluculuğun Hukuki Niteliği
Dava şartı, bir davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için varlığı zorunlu olan, yokluğunda mahkemenin davayı usulden reddetmek zorunda olduğu koşullardır (HMK m.114–115).
Arabuluculuk özelinde:
-
İlgili kanunda dava şartı arabuluculuk öngörülmüşse,
-
Davacı, arabuluculuk başvurusu yapmalı ve süreç usulüne uygun şekilde sona ermelidir.
-
Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen **“son tutanak”**ın aslının veya onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur.
HUAK m.18/A, dava şartı arabuluculuğun çerçeve hükmü olup; iş, ticaret, tüketici ve gayrimenkul uyuşmazlıklarındaki zorunlu arabuluculuk düzenlemelerine de bu madde üzerinden atıf yapılır.
5. Zorunlu Arabuluculuğun Uygulandığı Başlıca Davalar
5.1. İş Uyuşmazlıklarında Zorunlu Arabuluculuk
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.3 uyarınca:
-
Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminat davaları,
-
İşe iade davaları,
için dava açmadan önce arabulucuya başvuru zorunludur.
Bu kapsam, örneğin şu talepleri içerir:
-
Kıdem, ihbar, kötü niyet tazminatı,
-
Fazla mesai, yıllık izin, hafta tatili, ulusal bayram-genel tatil ücreti,
-
Ücret alacakları, prim, ikramiye vb.
-
İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi–manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları, zorunlu arabuluculuk kapsamında değildir.
Bu davalar için arabuluculuk yapılabilir, fakat dava şartı değildir.
5.2. Ticari Uyuşmazlıklarda Zorunlu Arabuluculuk
TTK m.5/A ile, ticari davaların belli bir kısmı için zorunlu arabuluculuk getirildi. Buna göre:
-
TTK m.4 ve diğer kanunlarda ticari dava sayılan uyuşmazlıklardan,
-
Konusu bir miktar para alacağı veya tazminat olan
-
Alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında
dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
5.3. Tüketici Uyuşmazlıklarında Zorunlu Arabuluculuk
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun m.73/A ile, tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda da dava şartı arabuluculuk kabul edilmiştir.
Özetle:
-
Tüketici mahkemesinde açılacak çoğu tüketici davasında,
-
Dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunludur.
Ancak bazı istisnalar vardır:
-
Tüketici hakem heyetinin görev alanına giren uyuşmazlıklar,
-
Hakem heyeti kararlarına karşı açılan itiraz davaları,
-
TKHK m.73/6 kapsamındaki kamu kurumları ve tüketici örgütlerinin açtığı “genel nitelikli” davalar,
-
TKHK m.74 kapsamındaki ayıplı seri malların toplatılması, üretim veya satışın durdurulması davaları,
-
Tüketici işlemi niteliğindeki ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar,
zorunlu arabuluculuk kapsamı dışındadır.
5.4. Kira, Ortaklığın Giderilmesi, Kat Mülkiyeti, Komşuluk ve Taşınmaz Davalarında Zorunlu Arabuluculuk
7445 sayılı 7. Yargı Paketi ile HUAK’a eklenen 18/B maddesi ve ilgili değişikliklerle, 01.09.2023 itibarıyla aşağıdaki uyuşmazlıklar için de dava şartı arabuluculuk kabul edilmiştir:
-
Kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar
(2004 sayılı İİK’ye göre ilamsız icra yoluyla tahliyeye ilişkin hükümler hariç), -
Taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davalar,
-
Kat Mülkiyeti Kanunu’ndan kaynaklanan uyuşmazlıklar,
-
Komşu hakkından doğan uyuşmazlıklar,
-
Taşınmazın devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasına ilişkin uyuşmazlıklar,
-
Tarımsal üretim sözleşmesinden doğan bazı uyuşmazlıklar (ilgili yönetmelik kapsamında).
Örneğin:
-
Apartman veya site aidatları, ortak yerlerin kullanımı, yönetim planına aykırılıklar,
-
Ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu), miras paylaştırması,
-
Komşuluk ilişkilerinden doğan gürültü, duman, kokudan kaynaklı davalar,
-
Satış vaadi sözleşmesine dayanarak tapu iptal ve tescil talebi vb.
artık dava açılmadan önce arabulucuya götürülmek zorundadır.
6. Zorunlu Arabuluculuk Kapsamı Dışındaki Davalar ve Başlıca İstisnalar
Zorunlu arabuluculuk tüm özel hukuk uyuşmazlıkları için geçerli değildir. Önemli istisnalar:
-
İş kazası ve meslek hastalığı tazminat davaları
-
İş Mahkemeleri Kanunu m.3/3 açıkça bu davaları, zorunlu arabuluculuk kapsamı dışında bırakır.
-
-
Bazı tüketici davaları
-
Yukarıda sayılan hakem heyeti kapsamındaki uyuşmazlıklar, hakem heyeti kararlarına itirazlar, TKHK m.73/6 ve 74 kapsamındaki davalar ile taşınmazın aynından doğan tüketici işlemleri.
-
-
Aile içi şiddet iddiası içeren uyuşmazlıklar
-
HUAK m.1/2’ye göre, aile içi şiddet içeren uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli değildir.
-
-
Kamu düzeni yoğunluklu bazı çekişmesiz yargı işleri
-
Örneğin vesayet, nüfus düzeltme, bazı kişisel durum davaları gibi uyuşmazlıklar zaten arabuluculuk sisteminin dışında kalmaktadır.
-
7. Zorunlu Arabuluculuk Başvuru Süreci ve Süreler
7.1. Nereye ve Nasıl Başvurulur?
Zorunlu arabuluculukta başvuru çoğunlukla;
-
Davalının yerleşim yeri veya
-
Uyuşmazlığın konusuna göre özel kanunlarda gösterilen yerdeki arabuluculuk bürosuna yapılır.
Arabuluculuk bürosu bulunmayan yerlerde ise sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğü, arabuluculuk bürosu gibi hareket eder.
-
Adliyedeki arabuluculuk bürosuna şahsen,
-
Veya e-Devlet üzerinden elektronik ortamda yapılabilmektedir (uygulamada sıkça kullanılmaktadır).
7.2. Arabulucunun Görevlendirilmesi ve Davet
-
Başvuru sonrası sicile kayıtlı arabulucular arasından bir arabulucu sistem üzerinden atanır.
-
Arabulucu, tarafları uygun yöntemlerle (telefon, e-posta, UETS, posta vb.) toplantıya davet eder ve süreci başlatır.
Taraflar görüşmelere;
-
Bizzat,
-
Kanuni temsilcileri,
-
Veya avukatları aracılığıyla katılabilir. İşverenler yazılı belgeyle yetkilendirdikleri çalışanları aracılığıyla da temsil edilebilir.
Süreler, uyuşmazlığın türüne göre değişir:
-
Genel kural (HUAK m.18/A-9):
Arabulucu, görevlendirildiği tarihten itibaren 3 hafta içinde süreci sonuçlandırır; zorunlu hallerde bu süre 1 hafta uzatılabilir (toplam azami 4 hafta). -
İş davaları (7036 m.3/10):
İş uyuşmazlıkları için de en fazla 3+1 hafta sistemi geçerlidir. -
Ticari davalar (TTK m.5/A-2):
Ticari dava niteliğindeki para alacağı/tazminat davalarında ise arabulucunun, görevlendirildiği tarihten itibaren 6 hafta içinde süreci tamamlaması; zorunlu hallerde en fazla 2 hafta uzatabilmesi öngörülmüştür (6+2 hafta).
Zamanaşımı ve hak düşürücü süreler:
HUAK m.18/A’ya göre, arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez; süreç bittiğinde süreler kaldığı yerden işlemeye devam eder.
Bu nedenle, özellikle kısa hak düşürücü süre olan işe iade, bazı tüketici ve ticari davalarda arabuluculuk başvurusunun zamanında yapılması hayati öneme sahiptir.
8. Zorunlu Arabuluculukta Toplantı, Anlaşma ve Anlaşmama Senaryoları
8.1. Toplantıya Katılım Zorunluluğu ve Katılmamanın Sonuçları
Dava şartı arabuluculukta taraflar başvuru yapmak zorunda olmakla birlikte, anlaşmaya zorlanamazlar. Ancak:
-
Taraflardan birinin geçerli bir mazeret olmaksızın ilk toplantıya katılmaması ve bu nedenle sürecin sona ermesi durumunda,
-
Bu taraf, daha sonra açılan davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile, yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulabilir ve lehine hükmedilecek vekalet ücretinin sadece yarısına karar verilir.
Bu yaptırım, zorunlu arabuluculuğu ciddiye almayan tarafın aleyhine ciddi mali sonuçlar doğurur.
8.2. Anlaşma Halinde
Taraflar arabuluculuk sürecinde anlaşmaya varırlarsa:
-
Arabulucu, üzerinde anlaşılan hususları içeren bir “anlaşma belgesi” düzenler; taraflar ve varsa avukatları ile birlikte imzalarlar.
-
Taraflar ve avukatları birlikte imzalarsa, bu belge icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde sayılır; doğrudan ilamlı icraya konu edilebilir.
-
Ücret ve giderler, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi’ne göre, kural olarak taraflarca eşit şekilde karşılanır; dava açılmadığı için yargılama giderleri, harçlar, uzun süreç gibi yükler büyük ölçüde ortadan kalkar.
Bu sebeple, makul bir uzlaşma zemini varsa arabuluculuk anlaşması, çoğu zaman taraflar için hem ekonomik hem de zamansal açıdan mahkeme kararından daha avantajlıdır.
8.3. Anlaşma Sağlanamazsa
-
Tarafların anlaşamaması, hiç toplantı yapılamaması veya yalnızca bir tarafın katılması gibi hallerde, arabulucu süreci sona erdirir ve “son tutanak” düzenler.
-
Davacı, bu son tutanağın aslını veya arabulucu onaylı örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır.
9. Zorunlu Arabuluculuğa Başvurmamanın veya Usulüne Uygun Tamamlamamanın Sonuçları
Bu başlık, uygulamada en çok hak kaybı yaşanan noktadır. Özetle, yanlış veya eksik arabuluculuk, davanın baştan kaybedilmesine yol açabilir.
9.1. Hiç Arabuluculuk Başvurusu Yapmadan Dava Açılması
HUAK m.18/A uyarınca, dava şartı arabuluculuk kapsamındaki bir uyuşmazlıkta arabulucuya hiç başvurulmadan doğrudan dava açıldığında:
-
Mahkeme, davayı esasına girmeden, dava şartı yokluğundan usulden reddeder.
-
Bu ret kararı verilirken davacıya ek süre verilmez; eksiklik sonradan tamamlanamaz niteliktedir.
Yargıtay içtihatlarında da zorunlu arabuluculuk genellikle “tamamlanamaz dava şartı” olarak kabul edilmekte; bu aşamadan sonra yeni bir arabuluculuk süreci işletilerek yeniden dava açılmak zorunda kalınmaktadır.
Bu da;
-
Hem zaman kaybı,
-
Hem de dava harç ve giderlerinin boşa gitmesi anlamına gelir.
9.2. Son Tutanağın Dilekçeye Eklenmemesi
Bazı hâllerde arabuluculuk yapılmıştır; ancak davacı son tutanağı dilekçesine eklemeyi unutmuştur. Bu durumda HUAK m.18/A-2 uygulanır:
-
Mahkeme, davacıya 1 haftalık kesin süre verir ve son tutanağın bu süre içinde sunulmaması hâlinde davanın usulden reddedileceğini ihtar eder.
-
Davacı bu süre içinde son tutanağı sunmazsa, dava karşı tarafa tebliğe bile çıkarılmadan usulden reddedilir.
Dolayısıyla, arabuluculuk süreci sonunda alınan son tutanağın, dava açılırken mutlaka dosyaya eklenmesi gerekir.
9.3. Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süreler Bakımından Riskler
Arabuluculuk sürecinde zamanaşımı ve hak düşürücü süreler durur; ancak süreç sona erdiğinde kaldığı yerden işlemeye başlar. Eğer taraf,
-
Arabuluculuk son tutanağı alındıktan sonra dava açmakta gecikir,
-
Veya davanın usulden reddi sonrası yeniden arabulucuya başvurmak isterken süreleri kaçırırsa,
örneğin zamanaşımı veya hak düşürücü süre sebebiyle talebini tamamen kaybedebilir.
Bu nedenle arabuluculuk sonrası dava açma süresi (özellikle işe iade gibi kısa süreli davalarda) titizlikle takip edilmelidir.
9.4. İlk Toplantıya Katılmamanın Yargılama Giderlerine Etkisi
Yukarıda belirtildiği gibi, dava şartı arabuluculukta ilk toplantıya mazeretsiz katılmayan taraf, daha sonra dava açıldığında:
-
Karşı tarafın ödediği yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulabilir,
-
Lehine hükmedilecek vekalet ücretinin yalnızca yarısına hak kazanır.
Bu yaptırım, davanın esasını kazanmış olsanız dahi finansal anlamda ciddi bir kayıp doğurabilir.
9.5. Eski (Derdest) Davalar Açısından Geçiş Hükümleri
HUAK’a eklenen 18/B maddesi ve geçici 3. madde ile, özellikle 01.09.2023 öncesinde açılmış ve halen görülmekte olan davalar bakımından, kira, ortaklığın giderilmesi, kat mülkiyeti vb. uyuşmazlıklara getirilen dava şartı arabuluculuk hükmünün derdest davalara uygulanmayacağı açıkça belirtilmiştir.
Yani bu tarih itibarıyla mahkemelerde görülmekte olan davalar için sonradan zorunlu arabuluculuk şartı gelmiş olsa dahi, bu davalar usulden reddedilmez; normal şekilde görülmeye devam eder.
10. Uygulamada Sık Yapılan Hatalar ve Pratik Öneriler
Yanlış türde dava için zorunlu arabuluculuğa gittiğini sanmak
Uyuşmazlığın gerçekten dava şartı arabuluculuk kapsamında olup olmadığı her zaman açık olmayabilir (özellikle karma nitelikli ticari–tüketici veya iş–tazminat davalarında). Yanlış değerlendirme, ya gereksiz arabuluculuk masrafına ya da dava şartı eksikliği nedeniyle ret riskine yol açabilir.
Arabuluculuk başvurusunu yanlış yerde yapmak (yetki hatası)
Yetki açısından yapılan hatalar, davanın ilerleyen aşamalarında sorun doğurabilir. Uygulamada HUAK’ın yetki hükümleri ve Yargıtay içtihatları dikkatle takip edilmelidir.
Talepleri eksik veya yanlış bildirmek
Arabuluculukta ileri sürülmeyen bazı taleplerin daha sonra dava konusu yapılıp yapılamayacağı, uygulamada tartışma konusudur. Bu yüzden tüm alacaklar, faiz başlangıç tarihleri ve dayanak sözleşme/olay açıkça belirtilmelidir.
Son tutanağı dava dosyasına eklemeyi unutmak
Bu basit görünen hata, davanın baştan reddine sebep olabilir.
11. Sonuç: Zorunlu Arabuluculuk Bir Formalite Değil, Stratejik Bir Aşama
Zorunlu arabuluculuk, sadece “dava açmadan önce geçilmesi gereken bir prosedür” olarak görülmemelidir.
Doğru yürütüldüğünde:
-
Taraflara hızlı ve görece daha düşük maliyetli çözümler sunar,
-
Ticari ve iş ilişkilerinin tamamen kopmasını engelleyebilir,
-
Tüketici ve kiracı–mal sahibi gibi ilişkilerde pratik ve uygulanabilir çözüm formülleri sağlayabilir.
Buna karşılık;
-
Zorunlu arabuluculuğa hiç başvurmamak,
-
Süreci yanlış yürütmek,
-
veya son tutanak–süre–yetki gibi teknik ayrıntıları gözden kaçırmak,
davanın daha baştan usulden reddedilmesine, zamanaşımı/hak düşürücü süreler nedeniyle geri dönüşü olmayan hak kayıplarına neden olabilir.
Bu nedenle, zorunlu arabuluculuk kapsamındaki bir uyuşmazlıkta hareket ederken; uyuşmazlığın türünün doğru tespiti, başvuru ve süreç yönetiminin usule uygun yapılması ve gerekirse alanında uzman bir hukukçudan profesyonel destek alınması, hem hak kaybını önleyecek hem de sürecin sonucunu doğrudan etkileyecektir.