Altyapı Oyuncularında Eğitim Tazminatı
1. Giriş
Futbol ve diğer takım sporlarının ekonomik yapısında altyapı yatırımları, uzun vadeli sportif başarının temel taşını oluşturur.
Kulüpler, genç oyunculara yıllarca yatırım yaparak fiziksel, teknik ve psikolojik gelişimlerini destekler. Ancak bu oyuncular profesyonel statüye geçerken başka kulüplerle sözleşme imzalarsa, yatırım yapan kulüp için önemli bir mali kayıp oluşur.
Bu sorunu önlemek amacıyla FIFA, UEFA ve TFF düzenlemeleri çerçevesinde “eğitim tazminatı (training compensation)” mekanizması geliştirilmiştir.
Ancak bu mekanizma, bir yandan kulüplerin hakkını korurken, diğer yandan oyuncu serbestisini kısıtlayabileceği için rekabet hukuku bakımından dikkatle değerlendirilmelidir.
Bu makalede, altyapı oyuncularına ilişkin eğitim tazminatının hukuki temelleri, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ve AB içtihatları ışığında “rekabet serbestisi–koruma dengesi” yönünden analiz edilecektir.
2. Eğitim Tazminatının Hukuki Dayanakları
2.1. FIFA Düzenlemeleri
FIFA’nın Regulations on the Status and Transfer of Players (RSTP) adlı düzenlemesinin 20. maddesi uyarınca, 23 yaş altı bir oyuncu profesyonel sözleşme imzaladığında, eğitim aldığı kulüpler belirli oranlarda tazminat alma hakkına sahiptir.
Bu sistemde tazminat miktarı; oyuncunun gelişim dönemi, kulüp kategorisi (I–IV), federasyon düzeyi ve ülke katsayıları dikkate alınarak belirlenir.
Amaç, genç oyuncu yetiştiren kulüplerin mali haklarını korumak, aynı zamanda altyapı yatırımlarını teşvik etmektir.
2.2. TFF Düzenlemeleri
Türkiye’de TFF Statüsü’nün 35. maddesi, Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferleri Talimatı (PFSTT) ise 19–22. maddeleri bu sistemi düzenler.
PFSTT m.20’ye göre, oyuncunun 23 yaşını doldurduğu yılın sonuna kadar yapılan her transferde önceki kulüpler eğitim tazminatı talep edebilir.
Tazminat, TFF Eğitim Tazminatı Cetveli üzerinden hesaplanır ve oyuncunun lisans geçmişine göre dağıtılır.
3. Eğitim Tazminatının Amacı ve Fonksiyonu
Eğitim tazminatının iki temel amacı vardır:
-
Emeğin karşılığını koruma: Yatırım yapan kulüplerin mali haklarını güvence altına almak,
-
Spor ekonomisinde sürdürülebilirlik: Küçük kulüplerin altyapıdan gelir elde ederek sistem içinde kalmasını sağlamak.
Bununla birlikte, aşırı tazminat talepleri veya orantısız hesaplama yöntemleri, oyuncuların sözleşme serbestisini sınırlayarak rekabetin bozulmasına yol açabilir.
Bu nedenle eğitim tazminatı, ekonomik teşvik ile rekabet serbestisi arasında ince bir denge gerektirir.
4. 4054 Sayılı Kanun Kapsamında Rekabet Analizi
4.1. Oyuncuların Ekonomik Statüsü
4054 sayılı Kanun’un 3. maddesi, ekonomik faaliyette bulunan her gerçek kişiyi “teşebbüs” olarak tanımlar.
Dolayısıyla profesyonel sporcular da kendi emeklerini ekonomik değere dönüştürdüklerinden teşebbüs sayılırlar.
Bu durumda, eğitim tazminatı sistemi oyuncuların “pazar hareketliliğini” kısıtladığı ölçüde rekabeti sınırlayıcı etki doğurabilir.
4.2. Kulüpler Arası Anlaşmalar
Kulüplerin TFF nezdinde ortak kararlarla sabit tazminat oranları belirlemesi, teşebbüs birliği kararı niteliğindedir.
Eğer bu sistem, oyuncu serbestisini gereksiz ölçüde kısıtlıyorsa, 4054 m.4 kapsamında ihlal oluşturabilir.
Ancak amaç, “altyapı yatırımlarının korunması” gibi meşru bir hedefse, bu durumda sistem 4054 m.5 uyarınca muafiyet kapsamına alınabilir.
5. AB Rekabet Hukuku Perspektifi
5.1. Bosman Kararı (C-415/93)
Avrupa Adalet Divanı (ABAD), Bosman kararında sözleşmesi sona eren oyuncunun transfer ücretine tabi tutulmasını çalışma özgürlüğüne aykırı bulmuştur.
Bu karar sonrası, FIFA eğitim tazminatı sistemini yeniden düzenlemiş ve “sözleşme bitiminde transfer ücreti” yerine “altyapı dönemine dayalı eğitim tazminatı” modeline geçmiştir.
Bu dönüşüm, AB hukukunun “orantılılık ilkesi”yle uyum sağlama çabasıdır.
5.2. Bernard Kararı (C-325/08)
Fransız futbolcunun altyapı kulübüne karşı açtığı davada ABAD, “eğitim tazminatı sisteminin kulüp yatırımlarını koruma amacıyla meşru olduğunu, ancak orantısız miktarların serbest dolaşımı engelleyebileceğini” vurgulamıştır.
Bu karar, günümüzde FIFA sisteminin temel referansıdır.
6. Türk Uygulaması ve Rekabet Kurulu Yaklaşımı
Rekabet Kurulu, spor sektörüne ilişkin kararlarında “sportif amaçla orantılı kısıtlamaları” hukuka uygun kabul etmektedir.
Kurul, 2021/07-106 sayılı E-Spor Kararı’nda, oyuncu sözleşmelerindeki transfer sınırlamalarının, “sportif düzeni koruma amacı taşıdığı sürece meşru” olduğunu belirtmiştir.
Benzer şekilde, eğitim tazminatı da ancak altyapı yatırımını teşvik etmek amacıyla ve makul oranlarda uygulandığında meşru kabul edilir.
Aksi hâlde sistem, oyuncu emeği üzerinde aşırı ekonomik bağımlılık yaratarak rekabeti bozar.
7. Orantılılık ve Muafiyet Testi (4054 m.5)
Eğitim tazminatı sistemi, görünüşte rekabeti kısıtlasa da, 4054 sayılı Kanun’un 5. maddesindeki şartlar sağlandığında hukuka uygun sayılabilir:
-
Ekonomik veya teknik gelişme sağlamalı:
Altyapı yatırımlarını teşvik ederek lig kalitesini artırır. -
Tüketici yararı oluşturmalı:
Taraftarlar daha kaliteli yerli oyuncu yetiştiği için dolaylı fayda sağlar. -
Rekabeti zorunlu olandan fazla kısıtlamamalı:
Tazminat miktarı makul olmalı, transfer serbestisini tamamen ortadan kaldırmamalı. -
Rekabetin önemli kısmı ortadan kalkmamalı:
Oyuncular alternatif kulüplerle sözleşme yapabilmeli.
Bu koşullar sağlanmadığında, sistemin “rekabeti sınırlayıcı” niteliği ağır basar ve muafiyet ortadan kalkar.
8. CAS (Court of Arbitration for Sport) İçtihatları
CAS, eğitim tazminatına ilişkin birçok emsal karar vermiştir.
8.1. CAS 2005/A/983 & 984 (Club Atlético Rentistas v. Atlético de Madrid)
Bu kararda CAS, FIFA düzenlemesinin altyapı kulübü lehine orantılı koruma sağladığını, ancak tazminat miktarının “oyuncu gelirinin katbekat üzerinde” olamayacağını belirtmiştir.
8.2. CAS 2012/A/3047 (D. v. Club Brugge)
CAS, altyapı kulübünün eğitim tazminatı talebini “fahiş” bularak reddetmiş, oyuncu serbestisini esas almıştır.
8.3. CAS 2018/A/5647 (Sporting CP v. FIFA)
Tazminat sisteminin meşru amaca hizmet ettiği, ancak ulusal federasyonların keyfî oran belirleyemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Bu içtihatlar, CAS’ın yaklaşımını netleştirir: Eğitim tazminatı meşrudur, ancak ölçüsüz olamaz.
9. Türk Hukukunda Güncel Sorunlar
9.1. Tazminat Hesaplamasındaki Adaletsizlik
TFF’nin eğitim tazminatı cetveli, kulüp kategorisine göre sabit rakamlar içerir.
Ancak bu rakamlar, bazı durumlarda oyuncunun piyasa değeriyle orantısız olabilmekte, küçük kulüpler lehine aşırı yük yaratmaktadır.
Bu da “orantısız kısıtlama” sorununa yol açar.
9.2. Uluslararası Transferlerde Çifte Tazminat
Oyuncu, yurtdışında profesyonel sözleşme imzaladığında hem TFF hem FIFA mekanizması işlemekte, bu da çifte tazminat riskine neden olmaktadır.
Bu uygulama, rekabetin engellenmesi ve çalışma özgürlüğünün ihlali olarak yorumlanabilir.
9.3. Oyuncu Menajerliği ve Kısıtlayıcı Sözleşmeler
Bazı kulüpler, altyapı oyuncularına erken yaşta menajer aracılığıyla sözleşme yaptırmakta ve bu sözleşmelere “ilk profesyonel imza” şartı koymaktadır.
Bu durum, 4054 m.4 kapsamında dikey kısıtlama oluşturabilir.
10. Denge Modeli: Eğitim Tazminatı ve Serbest Dolaşım
Adil bir sistem için hem kulüp yatırımının korunması hem de oyuncu özgürlüğünün sağlanması gerekir.
Bu denge şu prensiplere dayanmalıdır:
-
Orantılı Tazminat:
Tazminat, oyuncunun gelişim süresi ve kulüp katkısıyla sınırlı olmalıdır. -
Yaş ve Sözleşme Dönemi Kriteri:
21 yaş sonrası tazminat uygulanmamalı; profesyonel imzayla birlikte sona ermelidir. -
TFF–FIFA Uyumlaştırması:
Ulusal ve uluslararası tazminat sistemleri tekleştirilmelidir. -
Şeffaf Hesaplama:
Tazminat hesapları bağımsız kurul tarafından denetlenmelidir. -
Rekabet Uyum Programı:
Kulüplerin genç oyuncularla yaptıkları sözleşmeler, Rekabet Kurumu rehberlerine uygun hâle getirilmelidir.
Bu öneriler, Türk spor sisteminde hem kulüp haklarını hem oyuncu özgürlüğünü koruyan denge hukukunu tesis edecektir.
11. Sonuç
Eğitim tazminatı, altyapı yatırımlarını teşvik eden ve kulüplerin emeğini koruyan meşru bir mekanizmadır.
Ancak uygulamanın ölçüsüz hâle gelmesi, genç oyuncuların hareketliliğini engelleyerek rekabet serbestisini zedeler.
4054 sayılı Kanun’un 4. ve 5. maddeleri ile ABAD ve CAS içtihatları birlikte değerlendirildiğinde, sistemin meşruiyeti orantılılık ilkesine bağlıdır.
Bu ilke ihlal edildiğinde, altyapı koruma amacı yerini pazar kısıtlamasına bırakır.
Türk spor hukukunun geleceğinde hedef, “eğitim tazminatı = teşvik, değil engel” anlayışını yerleştirmektir.
Bu hem genç yeteneklerin özgürce ilerlemesini hem de kulüplerin yatırım motivasyonunun sürmesini sağlayacaktır.