Single Blog Title

This is a single blog caption

Miras Hukukunda Saklı Pay

1) Giriş: Saklı payın varlık nedeni, aile düzeni ve tasarruf özgürlüğü dengesi

Miras hukuku, murisin ölümüyle birlikte malvarlığının hangi kişilere, hangi sırayla ve hangi oranlarda geçeceğini belirleyen normatif bir sistemdir. Bu sistem, bir yandan kişilerin ölüme bağlı tasarruflarla (vasiyetname, miras sözleşmesi) malvarlıklarını diledikleri gibi kurgulamalarına izin verirken, diğer yandan aile düzeninin korunması için bazı yakınların asgari miras menfaatini “saklı pay” kurumu ile güvence altına alır. Saklı pay, mirasbırakanın tasarruf özgürlüğünün emredici bir sınırıdır: Kişi, iradesi ne kadar geniş olursa olsun, kanunun belirlediği saklı paylı mirasçıların bu asgari hakkını zedeleyemez. Böylece hukuk, bireysel özerkliği tümüyle felç etmeksizin, çekirdek aileyi oluşturan ve ekonomik açıdan korunması gereken yakınların asgari payını garanti eder. Uygulamada bu denge, özellikle aile içi gerilimlerin miras planlarına yansıtılması, murisin bazı yakınlarını gözetip diğerlerini dışlamak istemesi, değerli taşınmazların tek elde toplanmak istenmesi veya aile işletmelerinin sürdürülebilirliği gibi hassas başlıklarda test edilir. Saklı pay, bu gerilimlerin kamu düzeni lehine kesildiği çizgiyi oluşturur.

2) Kavramsal çerçeve: Saklı pay nedir, hangi hak türüdür, ne zaman doğar?

Saklı pay, kanunun belirli mirasçılara tanıdığı ve murisin tek taraflı tasarruflarıyla bertaraf edemeyeceği asgari miras hakkıdır. Bu hak, murisin ölümüyle birlikte doğar; ölümden önce “şarta bağlı” bir beklenti olarak varlığını sürdürür. Niteliği itibarıyla, saklı pay maddi hukuk kökenli bir koruma sağlar, fakat çoğu zaman bu korumanın usuli aracı “tenkis davası”dır. Saklı pay bir “aynî hak” olarak değil; tasarrufların yasal sınıra çekilmesini sağlayan kişisel bir talep yetkisi olarak işler. Miras bırakan, saklı payı ihlal eden ölüme bağlı tasarruflar (örneğin, tüm malvarlığını üçüncü kişiye vasiyet etmek) veya sağlararası karşılıksız kazandırmalar (bağışlar, muris muvazaası kurguları) yapmışsa, saklı paylı mirasçı tenkis yoluyla bu tasarrufları yasal sınırına indirilmesini isteyebilir. Bu noktada saklı pay, soyut bir “oran” olmanın ötesinde, tereke değerine, denkleştirme ve iade kalemlerine, mal rejimi tasfiyesine ve hesaplamada izlenecek sıraya bağlı olarak somut miktara dönüştürülür.

3) Kimler saklı pay sahibidir? Sınırlandırılmış ve sayma yoluyla belirlenmiş gruplar

Türk hukuku saklı paylı mirasçıları sınırlı sayıda belirlemiştir. Buna göre saklı pay sahibi olanlar:
(i) Altsoy: Çocuklar, torunlar ve torun çocukları gibi altsoya doğru inen kan hısımları saklı paylıdır. Mirasın asıl taşıyıcısı olarak altsoyun korunması, kurumun tarihsel ve sosyal sebeplerinden biridir.
(ii) Ana ve baba: Murisin anne ve babası saklı paylıdır. Üstsoydan büyükanne ve büyükbabalar saklı paylı değildir. Bu sınırlama, saklı pay korumasını çekirdek aile etrafında yoğunlaştırır.
(iii) Sağ kalan eş: Eş hem yasal mirasçı hem de saklı paylıdır. Eşin saklı payı, mirasçılık zümresine göre belirlenen yasal payı üzerinden hesaplanır ve aşağıda ayrıca açılacak oranlara göre korunur.
(iv) Kardeşler: Kardeşler saklı paylı değildir. Bu, murisin kardeşlerini saklı pay koruması dışında tutarak tasarruf alanını genişletir.

Bu sınırlama emredicidir; örneğin muris herhangi bir kişi veya kurumu “saklı paylı” ilan edemez; saklı pay bizzat kanundan doğar.

4) Saklı pay oranları: Yasal payın üzerinde koruyucu bir zırh

Saklı pay oranı, saklı paylı mirasçının yasal miras payı üzerinden belirlenir. Sistem şu şekildedir:
Altsoy (çocuklar ve alt soy hattı) için saklı pay, yasal miras payının yarısıdır. İki çocuğu olan bir murisin mirasında, çocuklardan her birinin yasal payı üzerinden %50’lik dilim saklı pay olarak korunur.
Ana ve baba için saklı pay, yasal miras payının dörtte biridir. Bu, altsoyun bulunmadığı ve anne-babanın mirasçı olduğu senaryolarda önem kazanır.
Sağ kalan eş için saklı pay, mirasçılık zümresine göre değişir: Eş, altsoy ile birlikte veya ana-baba ile birlikte mirasçı olduğunda, kendi yasal miras payının tamamı saklı paydır; diğer hallerde (örneğin daha uzak zümrelerle) yasal payının dörtte üçü saklı paydır.

Bu oranlar uygulamada iki kritik sonuca yol açar: Birincisi, muris ne kadar geniş tasarruf etmek isterse istesin, saklı paylı mirasçıların bu “çekirdek” dilimleri korunur. İkincisi, planlama yapan murisler, vasiyet ve bağış kombinezonlarını oluştururken tasarruf edilebilir kısım ile saklı pay toplamı arasındaki ilişkiyi gözetmek zorundadır.

5) Tasarruf edilebilir kısım (tasarruf nisabı) nasıl bulunur? Mal rejimi, tereke, iade ve denkleştirme

Saklı pay korumasını gerçek rakamlara dökmenin ilk adımı, terekenin net değerinin belirlenmesidir. Hesap basamakları pratikte şöyle yürür: Önce, murisin mal rejiminin tasfiyesi yapılır; eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejimi söz konusuysa, sağ kalan eşin artık değerden doğan katılma alacağı terekenin dışında bırakılır ve bu alacak terekeye borç olarak yazılır. Ardından murisin borçları, cenaze giderleri ve terekede doğrudan yer almaması gereken masraflar düşülür. Geriye kalan net değer, terekenin esasını oluşturur.

İkinci adımda, kanunun iade ve denkleştirme kuralları devreye girer: Murisin sağlararası karşılıksız kazandırmaları (bağışlar) belirli kurallara göre, sanki tereke içindeymiş gibi tenkis hesabına eklenir. Alışılmış (örfî) hediyeler ve makul karşılık içeren işlemler dışarıda bırakılabilirken, saklı payı dolanmak amacıyla yapılan bağışlar hesaba katılır. Denkleştirme (iade) kurumu çerçevesinde, altsoya yapılmış bazı kazandırmalar miras payına mahsup edilir. Bu ekleme-çıkarma sonunda ulaşılan değer, tasarruf edilebilir kısmın ölçüsünü ortaya koyar. Mirasbırakanın ölüme bağlı ve belirli sağlayıcı işlemlerle bu kısmı aşması hâlinde, aşan kısım tenkise konu olur.

6) Saklı payın ihlali ve korunma mekanizması: Tenkis davası

Saklı paylı mirasçı, saklı payını zedeleyen tasarruflara karşı tenkis davası açarak koruma talep eder. Davanın amacı, saklı payı zedeleyen kazandırmaları kanuni sınıra indirmektir. Tenkiste izlenen sıra önemlidir: Önce ölüme bağlı tasarruflar (örneğin vasiyetname ile yapılan atamalar ve vasiyet alacakları) tenkise tabi tutulur; bu yetmezse, sağlararası karşılıksız kazandırmalara geçilir ve burada da kural olarak en yeni tarihli kazandırmadan en eskiye doğru gidilir. Bu sıra, saklı payı zedeleyen ağın hangi halkasından başlanacağını belirleyen emredici bir tekniktir.

Tenkis talebi öncelikle aynen gerçekleştirilir: Mümkünse payın iadesi, taşınmazda pay aktarımı veya hakka tekabül eden bölümün tapudan iptali ve tescili istenir. Aynen iade mümkün değilse ya da iyi niyetli üçüncü kişilerin aynî hakları doğmuşsa, bedel üzerinden tazmin yoluna gidilir. İyi niyetli üçüncü kişilerin korunması ilkesi, saklı paylı mirasçının korunması ile taşınmaz devrindeki güvenlik arasında hassas bir denge kurar.

7) Süreler (zamanaşımı/ hak düşürücü süre) ve başlangıç anı

Tenkis davasında, saklı paylı mirasçı zedelemeyi ve tasarrufları öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde dava açmalıdır. Bu subjektif sürenin yanında bir de objektif üst sınırlar bulunur: Ölüme bağlı tasarruflara karşı tenkis istemi her hâlde 10 yıl içinde; sağlararası bağışlara karşı ise her hâlde 20 yıl içinde ileri sürülmelidir. Bu çerçeve, murisin çok eski bağışları üzerinden belirsiz ve süresiz risk üretilmesini engeller; fakat saklı paylı mirasçının hakkını da makul süre boyunca canlı tutar. Zamanaşımı ve hak düşürücü süre ayrımı uygulamada önemlidir; süre geçtikten sonra tenkis davasının dinlenememesi, saklı paylı mirasçının başka hukuki enstrümanlara (örneğin muris muvazaasına dayalı tapu iptali) yönelip yönelmemesi bakımından stratejik sonuçlar doğurur.

8) Mirasçılıktan çıkarma (ıskat), yoksunluk ve feragat: Saklı paydaki üç kritik istisna

Saklı pay emredici bir korumadır; ancak kanun üç ayrı başlıkta bu korumayı sınırlar.
(i) Mirasçılıktan çıkarma (ıskat): Muris, saklı paylı mirasçıyı ağır ve açık sebeplere dayanarak vasiyetname ile mirastan çıkarabilir. Örneğin murise veya yakınlarına karşı ağır suç işlenmesi, aile hukukundan doğan yükümlülüklerin ağır ihlali gibi durumlar buna örnektir. Çıkarma sebebi vasiyetnamede somut ve ispatlanabilir şekilde gösterilmelidir; aksi hâlde çıkarma hükümsüz kalır. Çıkarılan kişi altsoy bıraktıysa, kural olarak onun altsoyu çıkarılanın yerine geçebilir; böylece aile hiyerarşisi tümüyle koparılmamış olur.
(ii) Yoksunluk: Murisi kasten öldürme, ona karşı ağır suç, ölüme bağlı tasarrufları hukuka aykırı biçimde ortadan kaldırma gibi fiiller kendiliğinden mirasçılıktan yoksunluk doğurur. Yoksunluk, saklı pay zırhını otomatik olarak devre dışı bırakır; kişi mirasçı sıfatını baştan kaybeder.
(iii) Saklı paydan feragat: Saklı paylı mirasçı, murisle resmî şekilde yapılacak bir sözleşme ile (noter düzenlemesinde) saklı payından bütünüyle veya kısmen feragat edebilir. Uygulamada feragat çoğu kez ivazlı (bedel karşılığı) yapılır ve aile içi planlamalarda etkili bir araçtır. Feragat edenin altsoyunun durumunun sözleşmede nasıl düzenlendiği, gelecekteki çekişmelerin önlenmesi için özellikle açık yazılmalıdır.

9) Muris muvazaası ve saklı pay: “Satış görünümlü bağış” kurguları nasıl değerlendirilir?

Türk uygulamasında çok sık rastlanan sorunlardan biri, murisin taşınmazını “satış” göstererek aslında bağışlaması, yani muris muvazaasıdır. Amaç çoğu kez, saklı paylı mirasçıların sonradan tenkis ile geri alabileceği kazandırmaları karşılıklı (ivazlı) işlem gibi göstererek hukuki denetimden kaçırmaktır. Yargısal yaklaşım; satış bedelinin olağan rayicin çok altında olması, bedelin gerçekten ödenmemiş olması, devirden sonra fiilî hâkimiyetin muris veya lehine kazandırma yapılan kişide kalmaya devam etmesi, murisin aile içi ilişkileri ve hayatın olağan akışı gibi olguları birlikte değerlendirir. Muris muvazaası ispatlandığında, işlem baştan itibaren hükümsüz kabul edilerek tapu iptali ve tescil istenebilir. Bu yol, tenkise kıyasla süre ve ispat bakımından farklı stratejik öneme sahiptir: Tenkiste oran indirimi yapılırken, muris muvazaasında işlem tümden geçersiz sayılır. Davacı, hangi yola gideceğini somut delil yapısı ve süreler açısından dikkatle seçmelidir.

10) Uygulamalı hesaplama örnekleri: Net tereke, tasarruf nisabı ve tenkis adım adım

Örnek 1 – Eş + iki çocuk: Muris geride eşini ve iki çocuğunu bırakmıştır. Mal rejimi tasfiyesinin ardından net tereke 1.000.000 TL olsun. Yasal miras payları bakımından eşin payı 1/4, çocukların toplam payı 3/4 olup çocuklar bunu eşit paylaşır. Saklı pay oranları dikkate alındığında; eş kendi yasal payının tamamı kadar saklı paya sahiptir (¼), her bir çocuk ise kendi yasal payının yarısı kadar saklı paylıdır (3/8’in yarısı = 3/16). Toplam saklı paylar; eş için 250.000 TL, her bir çocuk için 187.500 TL, toplam 625.000 TL eder. Demek ki tasarruf edilebilir kısım 375.000 TL’dir. Muris vasiyetname ile tüm terekesini bir vakfa bırakmışsa, vakıf lehine tasarruf 625.000 TLyi aşan kısımda tenkise tabi olur.
Örnek 2 – Altsoy yok; eş + anne-baba: Net tereke 900.000 TL olsun. Yasal paylar bakımından eşin payı 1/2, anne-babanın toplam payı 1/2dir (genellikle eşit olarak). Saklı pay itibarıyla eş yasal payının tamamı kadar saklı paya sahiptir (450.000 TL), anne-babanın her biri ise yasal payının 1/4’ü oranında saklı paylıdır. Muris, anne-babaya nazaran eşini daha çok gözeten bir vasiyetname hazırlasa bile, anne-babanın saklı payı hesabı yapılmadan tasarruf edilebilir kısmın aşılmaması gerekir.
Örnek 3 – Sadece eş: Altsoy ve üstsoy yok, net tereke 2.000.000 TL. Eş tek başına yasal mirasçıdır. Saklı payı, bu senaryoda yasal payının 3/4’ü olup 1.500.000 TL’dir. Muris, eşini tamamen dışlayan bir vasiyetname yapsa dahi, eşin en az 1.500.000 TL tutarında saklı payı tenkisle korunur.

Bu örnekler, rakamların salt oranlardan ibaret olmadığını; mal rejimi, iade-denkleştirme ve kazandırmaların sırası gibi tekniklerin sonuç tutarını ciddi biçimde değiştirdiğini gösterir.

11) Tenkis davasında taraflar, talep şekli ve ispat

Tenkis davası, saklı payı zedeleyen kazandırmadan yararlanan kişilere karşı açılır: Vasiyet alacaklıları, mirasçı atananlar, bağıştan faydalananlar veya bunlardan kazandırmayı devralanlar (özellikle taşınmaz devralan üçüncü kişiler) davalı olabilir. Dava dilekçesinde saklı pay hesabı, tasarruf edilebilir kısım ve aşılan miktar somut rakamlarla ortaya konmalı; murisin kazandırmaları tarih sırasıyla listelenmeli; buna göre önce ölüme bağlı tasarrufların, ardından sağlararası bağışların tenkisi talep edilmelidir. İspat yükü bakımından, saklı payın zedelendiğini ileri süren mirasçı, terekenin kapsamını, kazandırmaların mahiyetini ve değerlerini ortaya koyacak delilleri (resmî senetler, tapu kayıtları, banka hareketleri, bilirkişi incelemeleri) sunmalıdır. Taşınmazlarda aynî talep mümkün olduğunda öncelik taşır; iyi niyetli üçüncü kişilerin kazanımı söz konusuysa bedel tenkisi ve hatta TBK hükümleri uyarınca tazmin gündeme gelebilir.

12) Aile konutu, ev eşyası ve işletmeler: Saklı pay ile diğer koruma katmanlarının kesişimi

Saklı payla aynı dosyada sıkça karşımıza çıkan bir diğer katman, aile konutu ve ev eşyasına ilişkin özel hükümlerdir. Sağ kalan eşin aile konutu üzerindeki barınma menfaati, saklı payın ötesinde özel koruma görür; bu nedenle aile konutunun tenkise konu edilişi, eşin barınma ihtiyacını ortadan kaldıracak şekilde planlanamaz. Benzer şekilde aile işletmeleri ve şirket paylarında, saklı payın korunması ile işletmenin devamlılığı arasındaki denge, uygulamada sofistike çözümler gerektirir: Payların bölünmezliği, devir kısıtları, ortaklık sözleşmelerindeki önalım/geri alım hükümleri ile vasiyet planlamasının uyumlu kurulması gerekir. Aksi hâlde, saklı payı korurken işletmeyi işlevsiz bırakan sonuçlar doğabilir. İyi kurgulanmış miras sözleşmeleri ve ivazlı feragat modelleri, bu çatışmayı minimize eder.

13) Planlama perspektifi: Saklı payı ihlal etmeden miras tasarımı nasıl yapılır?

Miras planlamasında temel ilkeler; şeffaf bir envanter, mal rejimi tasfiyesinin önceden düşünülmesi, tasarruf edilebilir kısmın bilinmesi ve saklı paylı mirasçıların menfaatleriyle işletmesel hedeflerin dengelenmesidir. Pratikte şu araçlar kullanılır:

  • Vasiyetname + ivazlı feragat kombinasyonu: Saklı paylı mirasçıya peşin bir karşılık verilerek feragat yoluyla tasarruf alanı genişletilir; vasiyetnamenin geri kalan planı buna göre yazılır.

  • Hayat sigortaları ve ölüm sigortalı ürünler: Tereke dışında ödenecek tazminatlar, saklı pay hesabının dışında kalarak belirli kişilerin korunmasını sağlayabilir; ancak muvazaa ve bağış mahiyeti tartışmaları açısından dikkatle yapılandırılmalıdır.

  • Şirket sözleşmelerine uyum: Limited ve anonim şirket sözleşmelerindeki pay devri kısıtları, önalım hükümleri, mirasçıların ortaklığa giriş koşulları vasiyet ve feragat kurgularıyla uyumlu hâle getirilmelidir.

  • Aile konutu ve barınma: Eşin barınma menfaati, saklı paydan bağımsız pratik bir öncelik olarak ele alınmalı; konut üzerinde intifa/oturma hakkı veya paylaşımlı kullanımı güvence altına alan çözümler düşünülmelidir.

14) Sık yapılan hatalar ve riskler: Uygulamada nerede zorlanıyoruz?

En yaygın hata, tasarruf edilebilir kısmın yanlış hesaplanmasıdır. Mal rejimi tasfiyesi atlandığında, tereke olduğundan büyük görünür ve vasiyetname “hukuken şık” dursa da tenkisle delinmeye açık hâle gelir. İkinci büyük risk, sağlararası kazandırmaların (özellikle taşınmaz devirlerinin) kayıt dışı/bedelsiz nitelikte kurgulanması ve daha sonra muris muvazaası iddiasına davetiye çıkarılmasıdır. Üçüncü hata, sürelerin kaçırılmasıdır: Tenkis için bir yıllık subjektif süre hafife alınırsa, ispat gücü yüksek bir dosya süre nedeniyle kaybedilebilir. Dördüncü hata, aile işletmeleri ve şirket paylarında payların fiilen kilitlenmesidir; saklı pay korunur ama şirket çalışamaz hâle gelir. Son olarak, aile içi iletişimin yok sayılması—örneğin bir çocuğu tümüyle dışlayan vasiyetler—çoğu zaman yıllar süren çok taraflı davaların fitilini ateşler; hukuki olarak mümkün olan her şey, pratikte en iyi çözüm değildir.

15) Stratejik dava yönetimi: Tenkis mi, muris muvazaası mı, denkleştirme mi?

Her dosyada “doğru yol”u seçmek gerekir. Tenkis, saklı payı zedeleyen fazlalığı keser; muris muvazaası, işlemi kökten geçersiz sayar. Elinizde satış bedelinin hiç ödenmediğini gösteren banka kayıtları, murisin ekonomik durumuyla bağdaşmayan devirler, rayicin açıkça altında bir bedel ve murisin devir sonrası taşınmazı kullanmaya devam ettiği gibi deliller varsa, muvazaa yolunun başarısı yükselebilir. Buna karşılık bağış olduğunun açıkça sabit olduğu ama süre ve iyi niyet korumaları bakımından kuvvetli üçüncü kişilerin devreye girdiği durumlarda, bedel tenkisi daha fonksiyonel olabilir. Denkleştirme (iade) ise altsoya yapılmış belirli kazandırmaların miras payından düşülmesini sağlar ve kimi zaman tek başına yeterli bir düzeltme aracıdır. Strateji; delil yapısı, süreler, davalı profili ve hedeflenen ekonomik sonuç dikkate alınarak belirlenmelidir.

16) SSS – Uygulamada en çok sorulan sorulara uzun yanıtlar

Saklı payı ihlal eden vasiyetname bütünüyle geçersiz midir? Hayır. Vasiyetname kural olarak geçerliliğini korur; yalnızca tasarruf edilebilir kısmı aşan bölüm saklı pay lehine tenkise tabi tutulur. Bu nedenle çoğu kez vasiyetnamenin kısmi icrası söz konusu olur.
Saklı paydan feragat ettim, pişman oldum; dönebilir miyim? Feragat, resmi şekilde yapılmışsa bağlayıcıdır. İrade sakatlığı (hata, hile, ikrah) veya sözleşmenin şartlarına aykırılık gibi istisnai hâller hariç, tek taraflı dönüş mümkün değildir.
Murisin sağlığında yaptığı bağışlar hep hesaba katılır mı? Olağan hediyeler ve belirli durumlarda küçük kazandırmalar saklı pay hesabına dâhil edilmeyebilir; fakat saklı payı dolanma kastıyla yapılmış yüksek tutarlı bağışlar hesaba eklenir ve gerekiyorsa tenkis edilir.
Muris muvazaasında süre var mı? Geçersizlikten doğan talepler kural olarak zamanaşımına tabi değildir; ancak tapu iptali ve tescil taleplerinin hakkın kötüye kullanılması yasağına takılmaması ve kazanılmış hak durumlarının gözetilmesi gerekir.
Aile konutu nasıl etkilenir? Sağ kalan eşin aile konutuna ilişkin menfaatleri, saklı paydan bağımsız ek bir koruma katmanı yaratır; bu nedenle aile konutu üzerinde yapılan tasarruflar, eşin barınma hakkını ortadan kaldıracak şekilde kurgulanmamalıdır.
Şirket hisseleri nasıl bölüşülür? Şirket türüne ve sözleşme hükümlerine göre değişir. Saklı payın aynen karşılanması imkânsızsa, bedel üzerinden telafi gündeme gelebilir; ayrıca önalım/geri alım gibi sözleşme kuralı varsa, mirasçıların ortaklığa girişi sınırlanabilir.

17) Sonuç: Saklı pay, aile dengesinin sigortasıdır; planlama ve usul bilgisi başarının anahtarı

Saklı pay kurumu, Türk miras hukukunun aile düzenini güvenceye alan çekirdek mekanizmasıdır. Mirasbırakanın tasarruf özgürlüğünü tümden boğmaz; ancak altsoy, ana-baba ve sağ kalan eş için asgari, dokunulmaz bir alan yaratır. Bu alanın genişliği, yasal paya bağlı oranlarla belirlenir; altsoy için yasal payın yarısı, ana-baba için yasal payın dörtte biri, eş için ise zümreye göre yasal payın tamamı ya da dörtte üçü saklı paydır. Uygulamada doğru sonuç, net tereke hesabının titizlikle yapılmasına, mal rejimi tasfiyesinin unutulmamasına, iade ve denkleştirme kurallarının doğru uygulanmasına, tenkis sırasına riayete ve sürelerin kaçırılmamasına bağlıdır. Stratejik olarak tenkis, muris muvazaası ve denkleştirme yollarının her biri uygun dosyada ayrı ayrı güçlüdür; hedeflenen ekonomik sonucu en düşük ihtilaf maliyetiyle sağlayacak senaryonun seçilmesi, başarı ihtimalini belirgin biçimde artırır.

Saklı payın koruduğu asgari alan, aile içi adaleti sağlarken; feragat sözleşmeleri, ivazlı düzenlemeler, şirket sözleşmelerinin uyarlanması ve aile konutu çözümleri gibi planlama araçları, murisin iradesini hayata geçirme esnekliği sağlar. Kısacası, iyi bir miras planı, saklı payı ihlal etmeyen ama hedefleri gerçekleştiren bir tasarım demektir. Dava yoluna gidildiğinde ise, doğru talep kümesi (önce aynen, sonra bedel), doğru taraflandırma ve ispat stratejisi ile saklı paylı mirasçının hakkı etkin biçimde korunur.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button