Rekabet Hukuku ile Haksız Rekabet Hükümlerinin Karşılaştırılması
Rekabet Hukuku ile Haksız Rekabet Hükümlerinin Karşılaştırılması
Giriş
Türk hukuk sisteminde ekonomik düzenin korunması ve serbest piyasa mekanizmasının sağlıklı işlemesi için farklı düzeylerde düzenlemeler öngörülmüştür. Bunların başında rekabet hukuku ve haksız rekabet hükümleri gelmektedir. İlk bakışta aynı amaca hizmet ediyormuş gibi görünseler de, hukuki dayanakları, müdahale biçimleri, yaptırım türleri ve koruma alanları bakımından ciddi farklılıklar bulunmaktadır. Bu makalede, rekabet hukuku ile haksız rekabet hükümleri ayrıntılı biçimde incelenecek; kavramsal, hukuki ve uygulamaya ilişkin farkları ortaya konulacak, Yargıtay içtihatlarına yer verilerek karşılaştırmalı bir değerlendirme yapılacaktır.
I. Kavramsal ve Tarihsel Çerçeve
A. Rekabet Hukuku
Rekabet hukuku, serbest piyasa ekonomisinin korunmasını hedefleyen ve kamu yararı ekseninde düzenlenen bir hukuk dalıdır. Türkiye’de 1994 yılında yürürlüğe giren 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun, bu alanın temel kaynağıdır. Kanun, Avrupa Birliği’nin Roma Antlaşması’ndan (bugünkü Avrupa Birliği İşleyişi Hakkında Antlaşma m.101-102) esinlenilerek hazırlanmıştır.
Rekabet hukukunun temel amacı, teşebbüsler arasında rekabetin kısıtlanmasını önlemek, piyasada etkinliği ve tüketici refahını artırmaktır. Dolayısıyla bireysel haklardan çok, makro düzeyde ekonomik düzenin korunması ön plandadır.
B. Haksız Rekabet
Haksız rekabet hükümleri ise, Türk Ticaret Kanunu’nun 54-63. maddeleri arasında düzenlenmiştir. İsviçre Borçlar Kanunu’ndan iktibas edilen bu hükümler, ticari hayatın dürüstlük kuralları çerçevesinde işlemesini güvence altına alır. Buradaki amaç, rakipler, müşteriler ve genel olarak piyasadaki aktörler arasındaki ilişkilerin dürüstlük ve güven esasına göre şekillenmesidir.
II. Hukuki Dayanak ve Kapsam
Unsur | Rekabet Hukuku | Haksız Rekabet |
---|---|---|
Temel Kaynak | 4054 sayılı Kanun | TTK m.54-63 |
İlham Kaynağı | AB Rekabet Hukuku (TFEU m.101-102) | İsviçre Borçlar Kanunu |
Amacı | Kamu yararı, piyasa düzeni, tüketici refahı | Rakipler, müşteriler ve ticari dürüstlük |
Kapsam | Rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar, hakim durumun kötüye kullanılması, birleşme & devralma | Dürüstlüğe aykırı ticari davranışlar, aldatıcı reklam, yanıltma, kötüleme |
Yetkili Merci | Rekabet Kurulu (idari otorite) | Asliye Ticaret Mahkemeleri |
Yaptırımlar | İdari para cezaları, anlaşmaların geçersizliği, yapısal tedbirler | Tespit, men, tazminat, ceza sorumluluğu |
III. Rekabet Hukuku Kapsamında Müdahaleler
Rekabet hukuku üç temel alanda ihlalleri düzenler:
-
Rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar (4054 m.4): Karteller, fiyat tespiti, pazar paylaşımı, ihaleye fesat karıştırma.
-
Hakim durumun kötüye kullanılması (4054 m.6): Yıkıcı fiyatlama, aşırı fiyat uygulama, bağlama uygulamaları.
-
Yoğunlaşmaların denetimi (4054 m.7): Birleşme ve devralmaların rekabet üzerindeki etkilerinin incelenmesi.
Rekabet Kurulu, bu ihlaller karşısında idari para cezaları uygulamakta, anlaşmaları geçersiz kılmakta, gerekirse yapısal tedbirler (şirketin bölünmesi gibi) öngörmektedir.
IV. Haksız Rekabet Halleri
TTK m.55’te haksız rekabetin örnekleme yoluyla belirtilen halleri şunlardır:
-
Aldatıcı ve yanıltıcı reklamlar,
-
Rakip işletmeyi kötüleme,
-
Başkasının iş ürününden yetkisiz yararlanma,
-
Ticari sırların hukuka aykırı elde edilmesi,
-
Müşteri çevresini bozucu davranışlar.
Bu fiiller özel hukuk çerçevesinde, ticaret mahkemelerinde tespit, men, maddi-manevi tazminat ve kazancın devri talepleriyle dava konusu yapılabilir. Ayrıca TTK m.62 ile ceza sorumluluğu da öngörülmüştür.
V. Yargıtay Uygulamaları
Yargıtay, uygulamada rekabet hukuku ile haksız rekabet hükümlerini birbirinden ayırmakta, ancak aynı olayın her iki alanı da ilgilendirebileceğini kabul etmektedir.
-
Yargıtay 11. HD, 2017/4358 E., 2019/2211 K. kararında; bir teşebbüsün aşırı düşük fiyatlarla piyasaya girmesinin hem “hakim durumun kötüye kullanılması” hem de TTK kapsamında “haksız rekabet” teşkil edebileceğine hükmetmiştir.
-
Yargıtay 11. HD, 2015/10323 E., 2016/4567 K. kararında ise; rakip firmanın reklamlarında yanıltıcı bilgi kullanmasının haksız rekabet oluşturduğu kabul edilmiştir.
Bu kararlar, iki kurumun farklı düzeylerde işlev görmesine rağmen zaman zaman aynı fiile uygulanabileceğini göstermektedir.
VI. Karşılaştırmalı Değerlendirme
A. Benzerlikler
-
Her iki düzenleme de rekabetin adil ve dürüst şekilde işlemesini hedefler.
-
Ekonomik aktörler arasındaki güven ilişkisini korur.
B. Farklılıklar
-
Rekabet hukuku kamu hukuku ağırlıklı olup makro ölçekte piyasa düzenini gözetirken, haksız rekabet hükümleri özel hukuk ağırlıklıdır ve mikro ölçekte bireysel menfaatleri korur.
-
Rekabet hukukunda yaptırımlar idari niteliktedir ve Rekabet Kurulu tarafından uygulanır. Haksız rekabette ise özel hukuk yaptırımları (tazminat, men, kazancın devri) ve ayrıca ceza sorumluluğu vardır.
VII. Sonuç ve Öneriler
Rekabet hukuku ile haksız rekabet hükümleri, Türk hukuk sisteminde birbirini tamamlayan iki ayrı koruma mekanizmasıdır. Rekabet hukuku, serbest piyasa ekonomisinin temelini oluşturan rekabetin korunmasına yönelik kamu hukuku ağırlıklı düzenlemeler getirirken; haksız rekabet hükümleri, ticari yaşamda dürüstlük kuralına aykırı davranışların önlenmesini özel hukuk düzeyinde güvence altına almaktadır.
Her iki alanın etkin bir biçimde işletilmesi, hem ekonomik düzenin istikrarı hem de ticari ilişkilerde dürüstlük ve güven ortamının sağlanması bakımından zorunludur. Özellikle aynı fiilin hem 4054 sayılı Kanun hem de TTK kapsamında ihlal teşkil edebileceği durumlarda, yargı organları ile Rekabet Kurulu’nun koordineli çalışması önem arz etmektedir.