Kurumsal Yolsuzlukta Cezai ve İdari Yaptırımlar Nelerdir?
1. Giriş
Modern ceza hukuku sistemleri, yalnızca bireylerin değil, şirketler ve diğer tüzel kişiliklerin de suç faaliyetlerine zemin hazırladığını kabul etmektedir. Özellikle yolsuzluk, zimmet, rüşvet, ihaleye fesat, usulsüz muhasebe, suç gelirlerinin aklanması gibi suçlar, çoğu zaman şirket yapıları içinde organize şekilde işlenmektedir. Bu suçlar yalnızca bireysel menfaat değil, kurum lehine de sonuç doğurabildiğinden, ceza ve idare hukuku uygulayıcılarının “kurumsal sorumluluk” kavramı çerçevesinde yeni çözümler üretmesi zorunlu hale gelmiştir.
Bu makalede, Türk hukukunda tüzel kişilerin ve bunların yöneticilerinin yolsuzluk temelli suçlardaki sorumluluğu incelenecek, cezai ve idari yaptırımlar değerlendirilecek, uluslararası yaklaşımlarla karşılaştırmalı analiz yapılacaktır.
2. Tüzel Kişilik ve Ceza Hukuku İlişkisi
2.1. TCK m.20 – Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği
“Ceza sorumluluğu şahsîdir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz. Tüzel kişilere ceza uygulanamaz.”
Bu düzenleme, Türk ceza hukukunda tüzel kişilere ceza verilmesinin doğrudan mümkün olmadığını, ancak bazı özel durumlarda güvenlik tedbirlerinin uygulanabileceğini ortaya koyar.
2.2. TCK m.60 – Güvenlik Tedbirleri
Tüzel kişilere özgü olarak faaliyet izninin iptali, müsadere, faaliyet durdurma gibi yaptırımlar, ceza mahkemesi kararıyla uygulanabilir.
3. Tüzel Kişilerde Yönetsel Sorumluluk
3.1. Türk Ticaret Kanunu (TTK)
-
TTK m.553’e göre şirket yöneticileri, hem kanuna hem esas sözleşmeye hem de dürüstlük kuralına aykırı eylemleri nedeniyle hem şirkete hem de üçüncü kişilere karşı sorumludurlar.
-
Özellikle yolsuzluk içeren suçlarda, yöneticiler hem şirketin zarar görmesine neden oldukları hem de suç işlenmesine izin verdikleri için sorumluluk taşırlar.
3.2. Türk Borçlar Kanunu (TBK)
-
TBK m.66’ya göre haksız fiil işleyen kişi, verdiği zarardan sorumludur.
-
Kurumsal yapıda, yöneticinin şahsi kusuru varsa, şahsen tazminat sorumluluğu doğabilir.
4. Yolsuzluk Suçları Bağlamında Yönetsel Sorumluluk
4.1. Rüşvet (TCK m.252)
-
Şirket yöneticisi, şirket adına kamu görevlisine rüşvet verirse:
-
Şahsi cezai sorumluluğu doğar.
-
Ayrıca şirket hakkında müsadere, ihaleden yasaklama gibi tedbirler uygulanabilir.
-
4.2. Zimmet – Şirket İçinde (TCK m.247)
-
Şirket yönetimi, kamuya hizmet veren bir kuruluşsa ve kamu görevlisi statüsündeyse, zimmet suçu gündeme gelir.
-
Örneğin belediye iştiraki şirket yöneticisinin haksız ödemeleri.
4.3. Suç Gelirlerinin Aklanması (TCK m.282)
-
Kurum üzerinden yapılan işlemlerle rüşvet gelirleri aklanıyorsa:
-
Yönetim kurulu üyeleri, suçun faili veya iştirakçisi sayılabilir.
-
Şirket hakkında faaliyet izni iptali uygulanabilir.
-
5. İdari Yaptırımlar
5.1. Kamu İhale Yasaklamaları (4734 SK m.17, 58)
-
İhaleye fesat, yolsuzluk, hile, rüşvet gibi eylemlerde bulunan şirketler, idari makamlar tarafından 1 ila 2 yıl süreyle kamu ihalelerinden yasaklanabilir.
5.2. MASAK ve Mali Denetimler
-
Suç gelirlerinin aklanmasıyla mücadele kapsamında şirketler, yükümlü kurum olarak tanımlanmakta ve işlem bildirme yükümlülükleri bulunmaktadır.
-
Yöneticinin kasıtlı hareketi hâlinde hem idari para cezası hem de cezai soruşturma gündeme gelir.
6. Uluslararası Yükümlülükler ve Uyum Süreci
6.1. OECD Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi
-
Şirket yöneticilerinin rüşvet eylemleri, yalnızca kişisel sorumluluk değil, şirketin de kurumsal sorumluluğu kapsamında değerlendirilmektedir.
-
Türkiye, OECD’ye taraf olarak bu yükümlülükleri iç hukukuna adapte etmekle mükelleftir.
6.2. UNCAC – BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi
-
Kurumsal yapıların yolsuzlukta araç olarak kullanılması hâlinde hem kişisel hem kurumsal sorumluluk sisteminin etkinleştirilmesi önerilir.
7. Uygulamadaki Sorunlar
7.1. Tüzel Kişilere Ceza Verilememesi
-
TCK m.20, ceza sorumluluğunun şahsi olduğu ilkesini benimsemiştir.
-
Oysa birçok AB ülkesinde tüzel kişiye doğrudan ceza verilmesi mümkündür.
7.2. Delil Zorluğu
-
Yöneticinin suçtan haberi olduğunun ispatı güçtür.
-
Özellikle büyük şirketlerde, kararı kim verdi, kim yönetti ayrımı net değildir.
7.3. Hissedarların Sorumluluğu
-
Yönetimde olmayan ancak yüksek pay sahibi olanların pasif sorumluluğu tartışmalıdır.
-
TBK m.66 kapsamında tazminat davası açılabilir mi? Uygulamada yeknesaklık yoktur.
8. Çözüm Önerileri
-
Tüzel kişilere doğrudan ceza sorumluluğu tanınmalı (örneğin para cezası, lisans iptali).
-
Yönetim kurulu üyeleri için yükümlülük sigortası yerine ceza sigortası yasağı getirilmeli.
-
Şirket içi etik komisyonları zorunlu hale getirilmeli.
-
Kurumsal ihbar mekanizmaları desteklenmeli.
-
MASAK’a bildirim yükümlülüklerini yerine getirmeyen şirketler hakkında idari tedbir ve kamuoyuna açıklama yükümlülüğü getirilmeli.
9. Sonuç ve Değerlendirme
Tüzel kişiliklerin yolsuzluk suçlarının işlenmesinde kullanılması, bireysel sorumluluğun ötesinde kurumsal önlemlerin de alınmasını gerektirmektedir. Ceza hukuku açısından doğrudan ceza sorumluluğu getirilmemiş olsa da yöneticiler, Türk Ticaret Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve özel düzenlemeler uyarınca sorumluluk altındadır.
Etkin bir ceza hukuku sistemi, yalnızca bireyi değil, kurumsal yapıyı da denetim altında tutar. Yargı kararları, doktrin ve uluslararası yükümlülükler, bu yönde ilerleyen bir yaklaşımı ortaya koymaktadır.
Kurumsal yolsuzlukla mücadelede yöneticilerin hesap verebilirliği sağlanmadan, sadece alt düzey çalışanların cezalandırılmasıyla gerçek bir adalet sağlanamaz. Bu nedenle hem cezai hem idari yaptırımların doğru ve dengeli şekilde işletilmesi, Türkiye’nin yolsuzlukla mücadelede kararlı duruşunu gösterecektir.