Kıymetli Evrakın Dijitalleşmesi ve Hukuki Sonuçları
Giriş
Günümüz ticari hayatında dijitalleşme, pek çok geleneksel hukuk kavramını yeniden şekillendirmektedir. Kıymetli evrak hukuku da bu dönüşümden payını almakta, özellikle blokzincir teknolojileri ve elektronik senetler yeni hukuki tartışmalara yol açmaktadır. Bu makalede, kıymetli evrakın dijitalleşme süreci, hukuki statüsü ve doğurabileceği sonuçlar ele alınacaktır.
1. Kıymetli Evrak Kavramı ve Geleneksel Hukuki Çerçeve
Kıymetli evrak, Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 645 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, “bir hakkın senede bağlı olarak doğmasını ve devredilmesini sağlayan senetler” olarak tanımlanmaktadır. Geleneksel kıymetli evrakın en temel özellikleri şunlardır:
- Senede bağlılık: Hak, senetsiz ileri sürülemez.
- Senet ve hak arasındaki sıkı bağ: Senet devredildiğinde hak da devredilmiş olur.
- Yazılı şekil zorunluluğu: Kıymetli evrakın geçerli olması için yazılı şekilde düzenlenmesi gerekir.
Ancak, bu özelliklerin dijitalleşme ile nasıl dönüşeceği sorusu, kıymetli evrak hukukunda önemli bir tartışma konusudur.
2. Dijitalleşen Kıymetli Evrak ve Hukuki Sorunlar
Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte elektronik ortamda düzenlenen ve devredilen senetler gündeme gelmiştir. Bu kapsamda en çok tartışılan konular şunlardır:
a) Elektronik Senetlerin Hukuki Geçerliliği
- TTK, kıymetli evrakın yazılı olmasını zorunlu kılmaktadır. Ancak, Elektronik İmza Kanunu (EİK) m. 5 uyarınca güvenli elektronik imza ile imzalanan belgeler, yazılı şekil şartını sağladığı kabul edilmektedir.
- Blokzincir (blockchain) teknolojisi ile oluşturulan dijital senetlerin hukuki geçerliliği konusunda net bir düzenleme bulunmamaktadır.
b) Dijital Kıymetli Evrakın Devri ve Ciro İşlemleri
- Geleneksel kıymetli evrak sisteminde, ciro ve teslim ile hak devredilmektedir. Ancak dijital kıymetli evrakta “elektronik ciro” veya “akıllı kontratlar” (smart contracts) ile yapılan devir işlemlerinin hukuki geçerliliği tartışmalıdır.
- Türk hukukunda TTK m. 647 kıymetli evrakın fiziken devredilmesini gerektirdiğinden, dijital senetlerin devri için özel düzenlemelere ihtiyaç vardır.
c) Blokzincir Teknolojisi ile Kıymetli Evrak
Blokzincir, kıymetli evrakın dijital ortamda güvenli şekilde saklanmasını, devredilmesini ve doğrulanmasını sağlayan bir teknolojidir. Blokzincir ile kıymetli evrak sisteminin avantajları şunlardır:
- Sahteciliği önler: Dijital sertifikalar ile senetlerin sahtelerinin üretilmesi engellenir.
- Anlık doğrulama sağlar: Taraflar arasında dijital ortamda hızlı devir imkânı tanır.
- Merkezi otoriteye ihtiyaç duymaz: Banka veya noter onayına gerek kalmadan güvenli transfer sağlar.
Ancak, Türk hukuku açısından blokzincir tabanlı kıymetli evrakların geçerliliği konusunda henüz yasal bir altyapı oluşturulmamıştır.
3. Yargı Kararları ve Uygulamada Dijital Kıymetli Evrak
Türk yargısı, henüz dijital kıymetli evrak konusunda kapsamlı içtihatlar geliştirmemiştir. Ancak Yargıtay’ın benzer nitelikteki kararları incelendiğinde:
- Elektronik ortamda düzenlenen belgelerin delil niteliği taşıyabileceği kabul edilmiştir (Yargıtay HGK, E. 2017/11-90 K. 2019/674).
- Elektronik imza ile düzenlenen sözleşmelerin yazılı şekil şartına uygun olduğu ifade edilmiştir.
Bu bağlamda, kıymetli evrakların elektronik ortamda düzenlenebilmesi için, ilgili kanunlarda özel bir düzenleme yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.
4. Mevzuat Değişikliği Gerekliliği
Dijital kıymetli evrakın tam anlamıyla hukuki geçerlilik kazanması için:
- TTK’da değişiklik yapılarak elektronik ortamda düzenlenen senetlerin kıymetli evrak olarak kabul edilmesi sağlanmalıdır.
- Blokzincir teknolojisi ile senetlerin kayıt altına alınması konusunda özel hükümler getirilmelidir.
- Elektronik ciro ve teslim işlemleri tanımlanmalı ve hukuki geçerliliği açıkça düzenlenmelidir.
Sonuç
Dijital kıymetli evrak, ticaret hayatında büyük kolaylıklar sağlayacak bir gelişmedir. Ancak, mevcut hukuki altyapının geleneksel kıymetli evrak sistemine dayandığı göz önüne alındığında, yasal düzenlemelerin hızla güncellenmesi gerekmektedir. Türk hukukunda elektronik kıymetli evrakın yasal çerçevesinin çizilmesi, özellikle dijitalleşen ticari süreçlerde güvenliğin sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır.