4857 Sayılı İş Kanununda İş Süresi, Fazla Çalışma ve Yıllık İzin Hakları: Detaylı Rehber
4857 sayılı iş kanununun dördüncü bölümü işin düzenlenmesiyle ilgili esasları içerir. Bu
kapsamda ilk incelenecek kavram iş süresi kavramıdır.
İş süresi; işçinin çalışma sözleşmesi süresi uyarınca yükümlü bulunduğu işi ifa için işverenin
emrine girdiği andan çıktığı ana kadar devam eden süredir. İK madde 66 çalışma süresinden
sayılan halleri saymaktadır. Fakat ara dinlenmeler ile sosyal etkinlikler için işyerine getirilip
götürülme sırasında araçta geçirilen zaman iş süresi için sayılmaz.
Haftalık ve Günlük Çalışma Süreleri:
Genel olarak haftalık çalışma süresi İK madde 63’e göre en çok 45 saat olmalıdır. Haftalık
çalışma süresi, işçilik ücretinde indirim yapılmaması şartıyla indirilebilir. Haftalık çalışma
süresi değişkenlik gösterebilir. Tarafların anlaşması halinde bu değişiklik çalışma haftalarının
ortalamasının 45 saati aşmayacak şekilde yapılabilir. Anlaşılarak değiştirilen bu süreye ise
denkleştirme süresi denir ve denkleştirme süresi en çok iki ay olmakla birlikte toplu iş
sözleşmesi ile dört aya kadar çıkarılabilir. Denkleştirme süresi açısından yönetmelik her ne
kadar yazılı şekil şartı arıyor olsa da Yargıtay’ın örtülü anlaşma ile de denkleştirmenin geçerli
olabileceği yönünde kararları bulunmaktadır. Denkleştirme süresi son bulmadan iş
sözleşmesi feshedilirse fesih tarihi denkleştirmenin sonu kabul edilip fazla çalışılan süre bu
tarihe göre hesaplanır.
Haftalık çalışma süreleri iş sektörlerine göre de değişkenlik göstermektedir. Yer altı maden
işinde çalışan işçilerin çalışma süresi normalden farklı olarak günde en çok yedi buçuk,
haftada ise en çok otuz yedi buçuk saattir. Turizm sektörü açısından ise denkleştirme süresi
ile ilgili bir değişiklik mevcuttur. Turizm sektöründe denkleştirme süresi toplu sözleşme ile altı
aya kadar çıkarılabilir.
Günlük çalışma süresi iki şekilde belirlenebilir;
1.Haftalık çalışma süresinin çalışma günlerine eşit olarak bölünebilir. Bu durumda altı gün
çalışılan bir iş yerinde günlük çalışma süresi yedi buçuk saattir. Eğer beş gün çalışılıyor ise
günlük çalışma süresi dokuz saattir.
2.Haftalık çalışma süresinin diğer bir belirlenme şekli ise tarafların karşılıklı anlaşması ile
sürelerin çalışma günlerine değişik şekilde dağıtılmasıyla yapılabilir. Fakat kanunumuza göre
fazla çalışma da dahil olmak üzere günlük çalışma sınırı 11 saattir.
Gece çalışmalarındaki sınır günlük yedi buçuk saattir. Turizm, özel güvenlik ve sağlık
hizmetleri sektörlerinde çalışanın yazılı rızası alınarak yedi buçuk saati aşan gece çalışması
yaptırılabilir. Ayrıca günlük yedi buçuk saatlik sınır yer altı, su altı işlerinde, ağır ve tehlikeli
işlerde ve 18 yaşını bitirmemiş çocuk işlerin çalışmalarında da geçerlidir.
Telafi Çalışması; zorunlu nedenlerle işin durması halinde dört ay içinde çalışılamayan
süreler için yaptırılabilir. Telafi çalışması günde üç saatten fazla olamaz.
Fazla Çalışma ve Fazla Süreli Çalışma:
Haftalık çalışma süresi olan 45 saatlik süre aşılarak yapılan çalışma fazla
çalışmadır, 4857 sayılı iş kanununda önceki kanun döneminden farklı olarak günlük
çalışma süresini aşan çalışmalar fazla çalışma değildir. Fazla süreli çalışma ise
sözleşme ile haftalık çalışma süresinin 45 saatin altında belirlendiği işlerde, belirlenen
süreyi aşmak ile birlikte 45 saatlik yasal çalışma sınırını aşmayan çalışmalardır. Fazla
çalışma ve fazla süreli çalışma açısından bir diğer fark ücret açısındandır. Fazla
çalışma ücretinin zammı %50 iken fazla süreli çalışmada zam %25 olarak ödenmesi
öngörülmüştür. Fazla çalışma ve fazla süreli çalışma için işçinin onayı gereklidir. Eğer
işçi fazla süreli çalışma veya fazla çalışma onayını geri almak istiyorsa otuz gün
önceden işverene yazılı bildirimde bulunmalıdır. Yer altında maden işinde çalışan
işçilere ise fazla çalışma yaptırılamaz. Zorunlu ve olağanüstü hallerde yaptırılan ve
haftalık otuz yedi buçuk saati aşan her saat için ise normal çalışma ücretinin saat
başına düşen miktarının yüzde yüzünden az olmayacak şekilde arttırılması gereklidir.
Yargıtay iş kanunundan farklı olarak günlük 11 saati aşan çalışmaları da fazla
çalışma olarak kabul etmektedir ve 11 saati aşan çalışmalarda bilirkişinin bir buçuk
saatlik ara dinlenmesi düşürmesi gerektiği görüşündedir. Yargıtay’ın bu yorumundan
yola çıkarak günlük en fazla yedi buçuk saat ya da daha az çalışılan iş yerlerinde de
bu sürelerin aşılması durumunda fazla çalışma yapıldığı kabul edilmelidir.
Fazla çalışmayı sadece ücret yoluyla değil işçinin talebi halinde serbest zaman
olarak kullanmakla da ödeyebilir işveren. Eğer bu şekilde olacaksa fazla çalışma
halinde her saat için 30 dakika, fazla süreli çalışma halinde ise her saat için 15 dakika
serbest zaman olarak kullandırılmadır. Serbest çalışmanın fazla çalışmadan itibaren
6 ay içinde ve ücret kesintisi yapılmaksızın yaptırılması gerekir.
Fazla çalışma iddiası durumunda ispat yükü işçiye düşer. İşçi ispat amacıyla
işyerine giriş çıkış kayıtları, işyeri iç yazışmalarını delil olarak kullanabilir.
Hafta Tatili:
1924 tarihli Hafta Tatili Kanunu’na göre hafta tatili pazar günüdür. Fakat bir işyeri
pazar günü de çalışabilir ki böyle bir durumda haftanın diğer günlerinde biri işçi için
hafta tatili olarak kabul edilecektir. Hafta tatili gününde bir iş karşılığı olmaksızın o
güne dair ücret tam olarak ödenecektir. İşçinin mazeretsiz devamsızlığı durumunda
hafta tatili ücretinden bahsedemeyiz.
Yıllık Ücretli İzin:
Anayasa madde 50 çerçevesinde tanınan dinlenme hakkı ücretli olarak verilen yıllık
ücretli izin hakkı olarak İş Kanunu madde 53’te düzenlenmektedir. Bu hak
vazgeçilemeyen hem işçi tarafından hem de işveren tarafından bağlayıcı ve emredici
nitelikte bir haktır.
Yıllık ücretli izin hakkına hak kazanabilmek için en az bir yıl çalışmış olmak
gereklidir. Fakat işyerinde toplu izin kullandırılıyorsa henüz 1 yılını doldurmamış olan
işçi de yıllık ücretli izin hakkını kazanacaktır. Nitelikleri geri bir yıldan az süren
mevsimlik ve kampanya işçilerinin yıllık ücretli izin hakkı bulunmamaktadır.
Yıllık ücretli izin süreleri işyerindeki kıdeme göre değişiklik arz eder. Buna göre;
-çalışma süresi 1 yıldan 5 yıla kadar 14 gün
-5 yıldan fazla 15 yıldan az kıdemli işçilerde 20 gün
-15 yıl ve daha çok çalışması olan işçilerde ise bu süre 26 günden az olamayacaktır.
Yer altı işçileri açısından bu süreler dörder gün arttırılarak uygulanmalıdır. Ayrıca 18
yaşından küçük olan işçiler ile 50 ve daha yukarı yaştaki işçiler açısında yıllık ücretli
izin süresi yirmi günden az olamaz.
İzne ayrılma tarihi işçi ve işverenin anlaşarak birlikte kara verdiği bir tarih olmalıdır.
İşçi, bir dilekçe bırakıp kendiliğinden izne çıkarsa İş Kanunu m.25/2 kapsamında
devamsızlık oluşturur. Elli ve daha fazla işçinin çalıştığı işyerlerinde yıllık ücretli izin
kurulları kurulmalıdır. İzinler bir defada kullandırılabileceği gibi bölümlere ayrılarak da
kullandırılabilir. Fakat böyle bir durumda bölümlerden birisi en az 10 gün olmalıdır.
İzin süresi içerisinde işçi iş sözleşmesi ile bir işte çalışamaz. Böyle bir durumda
işverenin izin ücretini geri alma hakkı doğar ve de işçinin bu davranışını doğruluk ve
dürüstlük kurallarına aykırı bir davranış olacağından işveren haklı nedenle fesih hakkı
kazandıracaktır.
İş sözleşmesinin feshi durumunda kullandırılmayan yıllık ücretli izinlere ait ücretlerin
ödenmesi zorunludur. Bu açıdan 5 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür ki bu süre
iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren başlar. Bu ödemeyle ilgili hesaplamalar
işçinin son ücreti üzerinden yapılmalıdır.