Yurt Dışındaki Bir Patent İhlali Türkiye’de Dava Konusu Olabilir mi?
Giriş
Küreselleşen dünyada, teknolojik gelişmeler ve uluslararası ticaretin artmasıyla birlikte patent haklarının korunması, yalnızca bir ülke sınırlarıyla sınırlı olmaktan çıkmıştır. Günümüzde bir buluş, dünyanın farklı noktalarında üretilebilir, satılabilir ve çoğu zaman dijital ortamlar sayesinde hızla yayılabilir. Bu durum, patent ihlallerinin uluslararası boyut kazanmasına neden olmaktadır. Ancak burada temel soru şudur:
“Yurt dışında gerçekleşen bir patent ihlali, Türkiye’de hukuken dava konusu yapılabilir mi?” Bu sorunun yanıtı, hem Türk Fikri ve Sınai Haklar Hukuku hem de uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde değerlendirilmelidir.
1. Patent Korumasının Hukuki Çerçevesi
1.1 Türk Hukukunda Patent Koruması
Türkiye’de patent hakları, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile korunmaktadır. Bu kanuna göre:
-
Patent sahibine, buluşunu belirli bir süre boyunca münhasır kullanma hakkı tanınır.
-
Patent süresi başvuru tarihinden itibaren 20 yıl ile sınırlıdır.
-
Patent hakkı ülkesel (territorial) ilkeye tabidir. Yani Türkiye’de tescil edilen bir patent, yalnızca Türkiye sınırları içinde korunur.
1.2 Uluslararası Anlaşmalar
Türkiye, patent alanında birçok uluslararası sözleşmeye taraftır. Bunlar arasında:
-
Paris Sözleşmesi
-
Dünya Ticaret Örgütü TRIPS Anlaşması
-
Patent İşbirliği Anlaşması (PCT)
Bu sözleşmeler, patent korumasının uluslararası alanda daha kolay sağlanmasını hedeflese de otomatik olarak tüm dünyada koruma sağlamaz. Her ülke, kendi hukuk sisteminde patent tescili talep edilmesini ister.
2. Yurt Dışında Patent İhlali ve Türkiye’de Dava Açma İmkânı
2.1 Ülkesellik İlkesi
Patentler ülkesel koruma sağladığı için, yurt dışında gerçekleşen bir patent ihlali kural olarak Türkiye’de doğrudan dava konusu olamaz.
Örneğin, Türkiye’de tescilli bir patenti olan M Tasarım Ltd., Almanya’da bir şirketin aynı buluşu izinsiz kullandığını tespit ederse, bu ihlale ilişkin dava Almanya’da açılmalıdır.
2.2 İstisnalar
Bazı durumlarda, yurt dışındaki ihlal Türkiye’de de dava konusu yapılabilir:
-
İhlalin Türkiye’ye Etkisi Varsa
Eğer yurt dışında üretilen ihlalli ürünler Türkiye’ye ithal ediliyor veya Türkiye pazarında satılıyorsa, bu durum Türkiye’de patent ihlali olarak değerlendirilebilir. -
Sözleşmesel İlişkilerden Kaynaklanan İhlaller
Taraflar arasında Türkiye’de geçerli bir lisans veya distribütörlük sözleşmesi varsa ve karşı taraf yurt dışında da olsa sözleşmeye aykırı şekilde patent hakkını ihlal ediyorsa, Türk mahkemeleri yetkili olabilir. -
Uluslararası Yetki Anlaşmaları
Taraflar, bir sözleşme ile uyuşmazlık halinde hangi ülke mahkemelerinin yetkili olacağını kararlaştırabilir.
3. Örnek Olay Analizi
Olay Kurgusu
Patent sahibi A Teknoloji A.Ş., Türkiye’de tescilli bir tıbbi cihaz patentine sahiptir. Almanya’da faaliyet gösteren B Medikal GmbH, aynı cihazın birebir kopyasını üretip Avrupa’da pazarlamaktadır. B şirketi ayrıca bu cihazları Türkiye’ye ithal eden bir distribütör aracılığıyla Türk pazarına da sürmektedir.
Hukuki Durum
-
Almanya’da yapılan üretim Türkiye’de tescilli patent açısından doğrudan ihlal sayılmaz, ancak ürünlerin Türkiye’ye girmesiyle birlikte ihlal fiili Türkiye’de gerçekleşmiş olur.
-
A Teknoloji A.Ş., Türkiye’deki distribütöre ve B şirketine karşı SMK m. 141 uyarınca patent ihlali davası açabilir.
-
Ayrıca ürünlerin Türkiye gümrüklerinde durdurulması için gümrük koruma tedbirleri talep edebilir.
4. Türkiye’de Patent İhlali Davasının Unsurları
Bir patent ihlali davasının Türkiye’de görülebilmesi için aşağıdaki şartlar aranır:
-
Geçerli Bir Patent Tescili
Türkiye’de veya PCT başvurusu yoluyla ulusal aşamada tescillenmiş olmalıdır. -
İhlal Fiilinin Türkiye’de Gerçekleşmesi
İhlalli ürünlerin ithalatı, satışı veya Türkiye’de kullanılması. -
Yetkili ve Görevli Mahkeme
-
Görevli: Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
-
Yetkili: İhlalin gerçekleştiği yer veya davalının yerleşim yeri mahkemesi.
-
-
Delillerin Sunulması
-
Fatura, gümrük belgeleri, ürün numuneleri, teknik inceleme raporları vb.
-
5. Uluslararası Boyutta Patent İhlali Davaları
Yurt dışında gerçekleşen ihlaller için, ilgili ülke hukukuna göre hareket edilmesi gerekir. Bu durumda iki yol izlenebilir:
-
Yurt Dışında Doğrudan Dava Açmak
İhlalin gerçekleştiği ülkenin mahkemelerinde patent ihlali davası açılır. Bunun için o ülkede geçerli patent tescili bulunması gerekir. -
Tahkim veya Alternatif Uyuşmazlık Çözümü
Taraflar arasındaki sözleşmelerde tahkim şartı varsa, uluslararası tahkim yoluna gidilebilir.
6. Hak Sahibinin Başvurabileceği Hukuki Yollar
6.1 Türkiye’de Başvurulabilecek Yollar
-
İhtiyati Tedbir (SMK m. 159)
Mahkeme, davanın sonuna kadar ihlalli ürünlerin satışını durdurabilir. -
Maddi ve Manevi Tazminat
Patent sahibinin uğradığı zararlar tazmin edilir. -
El Koyma ve İmha
İhlalli ürünlere el konulur ve imha edilebilir.
6.2 Yurt Dışında Başvurulabilecek Yollar
-
Yerel mahkemelerde patent ihlali davası
-
Gümrüklerde ithalatın durdurulması
-
Lisans sözleşmesinin feshi ve tazminat talepleri
7. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar
-
Delil Toplama Güçlüğü: Yurt dışındaki ihlale ilişkin teknik ve ticari belgelerin temini zor olabilir.
-
Yüksek Maliyet: Uluslararası dava ve avukatlık ücretleri yüksektir.
-
Farklı Hukuk Sistemleri: Her ülkenin patent hukuku farklı olduğundan, süreç karmaşık hale gelebilir.
8. Önleyici Hukuki Tedbirler
Patent sahiplerinin uluslararası düzeyde ihlalleri önlemek için alabileceği tedbirler:
-
PCT Başvurusu ile Çok Ülkede Koruma Sağlamak
-
Uluslararası Lisans Anlaşmaları ile kullanım şartlarını belirlemek
-
Gümrük Kayıt Sistemi üzerinden ihlalli ürünlerin ülkeye girişini engellemek
-
Dijital Gözetim Sistemleri ile ihlalli ürünlerin çevrim içi satışlarını tespit etmek
Sonuç
Yurt dışında gerçekleşen bir patent ihlali, ülkesellik ilkesi gereği doğrudan Türkiye’de dava konusu yapılamaz. Ancak ihlalin Türkiye’ye etkisi varsa, örneğin ihlalli ürünler Türkiye’ye ithal ediliyorsa, Türk mahkemeleri yetkili olabilir. Patent sahiplerinin hem Türkiye’de hem de uluslararası alanda haklarını koruyabilmeleri için uluslararası patent başvurusu yapmaları, sözleşmelerine açık yetki ve tahkim hükümleri koymaları ve önleyici hukuki tedbirleri almaları büyük önem taşır.
Hukuk Fakültesi Öğrencisi Gamze Akbulut