Yolsuzluk Suçlarında Gönüllü Vazgeçme Münkün Mü?
1. Giriş
Yolsuzluk, kamu görevinin kişisel çıkarlar doğrultusunda kullanılmasıdır. Rüşvet, irtikap, zimmet, ihaleye fesat karıştırma gibi suçlar bu kapsamdaki başlıca eylemler olup kamu hizmetine güveni sarsmakta ve kamu düzenini doğrudan tehdit etmektedir. Ancak ceza hukukunun suçla mücadelede yalnızca cezalandırmaya değil, önlemeye ve caydırıcılığa da odaklandığı modern sistemlerde, bazı hallerde faile ceza indirimi veya cezadan muafiyet tanıyan hükümler öngörülmektedir.
Bu bağlamda, gönüllü vazgeçme kurumu, failin suç işleme sürecinden kendi iradesiyle vazgeçmesini ödüllendiren önemli bir ceza hukuku müessesesidir. Ancak yolsuzluk suçlarında bu kurumun uygulama şartları ve sonuçları, suçun yapısı gereği karmaşıklık arz etmektedir.
Bu makalede, gönüllü vazgeçme kurumunun Türk Ceza Kanunu (TCK) sistematiğindeki yeri, uygulama şartları ve özellikle yolsuzluk suçları (rüşvet, irtikap, zimmet) açısından nasıl uygulanabileceği detaylı biçimde incelenecektir.
2. Gönüllü Vazgeçme Kurumu (TCK m.36)
2.1. Genel Tanım
TCK m.36’ya göre:
“İşlenmekte olan bir suçu tamamlamadan kendi isteğiyle vazgeçen kişi cezalandırılmaz. Suçun işlenmesinden vazgeçilmesine rağmen, gerçekleşen fiiller başka bir suç oluşturuyorsa, sadece o suçtan dolayı cezaya hükmolunur.”
Bu düzenleme, failin özgür iradesiyle, dış etkiler olmaksızın suçu tamamlamaktan vazgeçmesini teşvik eder. Gönüllü vazgeçme durumunda, suça teşebbüs edilmiş olsa bile, suç tamamlanmadığı için cezalandırma yapılmaz.
2.2. Uygulama Şartları
-
Failin kendi iradesiyle vazgeçmesi gerekir. Dış engeller veya yakalanma korkusu değil, içsel karar etkili olmalıdır.
-
Suç tamamlanmamış olmalıdır.
-
Vazgeçme, kesin olmalı ve suçun işlenmesini engellemiş olmalıdır.
3. Yolsuzluk Suçlarında Gönüllü Vazgeçme Uygulaması
3.1. Zimmet Suçu (TCK m.247)
Zimmet, kamu görevlisinin görevi gereği zilyetliğinde bulunan malı kendisine veya başkasına mal etmesidir. Suçun tamamlanması için malın sahiplenilmesi kastıyla hareket edilmesi yeterlidir.
Gönüllü vazgeçme mümkün müdür?
Zimmet suçunda gönüllü vazgeçme, ancak mal fiilen alınmadan önce söz konusu olabilir. Eğer mal zimmete geçirilmiş ve fiili tasarruf başlamışsa, sonradan malın iade edilmesi yalnızca etkin pişmanlık (TCK m.248) olarak değerlendirilir, gönüllü vazgeçme sayılmaz.
3.2. İrtikap Suçu (TCK m.250)
İrtikap, kamu görevlisinin görevdeki nüfuzunu kullanarak kişiden haksız menfaat temin etmesidir. Suç, genellikle anlaşma veya menfaatin alınması anında tamamlanır.
Eğer fail, mağdura menfaat isteminden sonra vazgeçerse ve menfaat henüz sağlanmamışsa, gönüllü vazgeçme mümkündür. Ancak menfaat sağlandıktan sonra iade edilmesi yalnızca takdiri indirim sebebidir.
3.3. Rüşvet Suçu (TCK m.252)
Rüşvet suçunda suçun tamamlanması için menfaatin verilmesi gerekmez; anlaşmaya varılması yeterlidir.
Gönüllü vazgeçme burada uygulanabilir mi?
-
Anlaşmaya varılmış ancak menfaat henüz sağlanmamışsa ve fail tek taraflı olarak bu anlaşmadan cayarsa,
-
Ve suçun gerçekleşmesini engellerse,
Bu durumda gönüllü vazgeçme değerlendirilebilir. Ancak uygulamada genellikle TCK m.254 kapsamındaki etkin pişmanlık hükümleri işletilir.
4. Gönüllü Vazgeçme ve Etkin Pişmanlık Arasındaki Farklar
Kriter | Gönüllü Vazgeçme (TCK 36) | Etkin Pişmanlık (TCK 254) |
---|---|---|
Suç tamamlandı mı? | Hayır | Evet veya tamamlanma aşamasında |
İrade etkili mi? | Evet, tamamen içsel | İçsel olabilir, ama dış etkenler de olabilir |
Hukuki sonuç | Ceza verilmez | Ceza verilmez veya indirilir |
Hangi suçlarda geçerli? | Genel hüküm – her suçta olabilir | Sınırlı suç tiplerinde (örneğin rüşvet) |
5. Uygulamadaki Sorunlar
A. Suçun Tamamlanma Anının Belirsizliği
Özellikle zimmet ve rüşvet gibi suçlarda suçun tamamlanma anı tartışmalıdır. Anlaşma anı mı yoksa fiilî teslim mi belirleyicidir?
B. Failin İradesinin Samimiyetinin Değerlendirilmesi
Mahkemenin, failin gerçekten özgür iradesiyle mi vazgeçtiğini tespit etmesi güç olabilir. Yakalanma korkusu varsa gönüllü vazgeçme uygulanmaz.
C. Etkin pişmanlıkla karıştırılması
Uygulamada yargı organları bazen gönüllü vazgeçme ile etkin pişmanlığı karıştırmaktadır. Bu da ceza miktarını doğrudan etkileyen hatalara yol açabilir.
6. Öğretideki Görüşler
-
Gönüllü vazgeçme, cezalandırmanın amacıyla uyumludur. Failin suçtan geri dönmesi teşvik edilmelidir.
-
Ancak yolsuzluk suçlarında çok dikkatli değerlendirilmelidir. Aksi takdirde kamu görevlilerine keyfî cezasızlık alanı tanınabilir.
-
Etkin pişmanlık, gönüllü vazgeçmenin alternatifi olarak daha uygulanabilir bir yoldur.
7. Sonuç ve Değerlendirme
Yolsuzluk suçları, kamu görevlilerinin kişisel çıkar uğruna kamu gücünü kötüye kullanmalarını cezalandırmayı amaçlayan, toplumsal güvenliği ve kamu hizmetinin itibarlılığını koruyan ağır suçlardır. Ancak her ne kadar bu suçlar ciddi yaptırımlar gerektirse de, failin suçtan gönüllü olarak vazgeçmesi hâlinde ceza hukukunun onarıcı niteliği de devreye girmektedir.
Gönüllü vazgeçme kurumu, bu bağlamda failin suçu tamamlamadan cayması ve kamu zararının önlenmesine katkı sunması hâlinde devreye girer. Fakat yolsuzluk suçlarının niteliği gereği, suçun oluşma anı çoğu zaman anlaşmayla tamamlandığından, gönüllü vazgeçme uygulaması dar kapsamlı kalmaktadır. Bu nedenle rüşvet suçunda etkin pişmanlık (TCK m.254), zimmette etkin pişmanlık (TCK m.248) gibi özel hükümlerle tamamlayıcı hükümler oluşturulmuştur.
Gönüllü vazgeçme ile etkin pişmanlık kurumları arasındaki farkın yargı kararlarında netleştirilmesi, failin lehine olacak bu hükümlerin kötüye kullanımını engelleyecek ve adil yargılamayı sağlayacaktır.