Yetkili İcra Dairesi Nedir? İlamsız Takipte Yetki Kuralları
1) Giriş: “Yetki” İlamsız Takibin Neresinde Durur?
İcra hukukunda yetki, bir takip işleminin hangi icra dairesinde yürütüleceğini belirleyen, uyuşmazlığın “coğrafi çekirdeğini” tayin eden kurallar bütünüdür. “Görev” hangi makamın (icra dairesi–icra mahkemesi–mahkeme türü) işleme bakacağını, “yetki” ise hangi yer icra dairesinin takip işlemlerini yürüteceğini gösterir. İlamsız takipte doğru yer seçimi; usul ekonomisi, tebligatın sağlıklı yapılması, itiraz ve şikâyetlerin zamanında incelenmesi ve nihayet tahsil hızının artması bakımından belirleyicidir. Uygulamada takip stratejisi çoğu kez yetki haritası üzerine kurulur.
2) Temel İlke: Borçlunun Yerleşim Yeri ve HMK’ya Gönderme
İlamsız takiplerde başat kural, takibin borçlunun yerleşim yerinde yapılmasıdır. İcra ve iflas mevzuatı, yer itibarıyla yetkide medeni usul kurallarına (HMK) göndermede bulunur; bu nedenle HMK’daki genel yetki (davalının yerleşim yeri) ve özel yetki (sözleşmenin ifa yeri, haksız fiilin işlendiği yer vb.) ilkeleri, icra takiplerinde de yol göstericidir.
Pratik çeviri şudur: Borçlu gerçek kişi ise yerleşim yeri, tüzel kişi ise merkez adresi esas alınır. Birden fazla borçlunun bulunduğu hallerde, ortak yetkili bir icra dairesi seçilebilir; fakat borçlulardan her biri kendi yerleşim yerini ileri sürerek yetki itirazı yapma hakkına sahiptir.
3) Özel Görünüm: Sözleşmeden Doğan Para Alacakları ve “İfa Yeri”
Sözleşmeye dayanan para alacaklarında “ifa yeri” önemli bir ikinci yetki merkezi oluşturur. Uygulamada şu ölçütler öne çıkar:
-
İfa yeri kararlaştırılmışsa: Tarafların sözleşmede açıkça belirlediği ifa yeri, takipte özel yetki sağlar.
-
Kararlaştırılmamışsa: Paranın ödeneceği yer, borçlunun yerleşim yeridir; ancak bankaya ödeme kararlaştırılmışsa, ilgili şube de tartışmalı biçimde yetki alanı doğurabilir.
-
Yetki sözleşmesi: HMK’daki şartlara uygun yetki anlaşması yapılmışsa, ilamsız takipte de dikkate alınır; fakat tüketici işlemlerinde tüketici aleyhine yetki kaydı geçersiz kabul edilir (aşağıda §7).
Stratejik not: Uygun bir ifa yeri yaratmak, tebligat ve delil toplama kolaylığı nedeniyle alacaklı lehine sonuçlar doğurur; fakat “tek taraflı matbu yetki kayıtları” özellikle tüketici–ticari işletme ilişkilerinde çöker.
4) Kambiyo Senetlerine Özgü Takipte Yetki (Çek, Bono, Poliçe)
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, ödeme yeri ve borçlunun yerleşim yeri bir arada düşünülür:
-
Senette gösterilen ödeme yeri yetki verir. Örn. bonoda “İstanbul” ödeme yeri yazıyorsa, İstanbul’daki icra daireleri özel yetkili kabul edilir.
-
Ödeme yeri yazmıyorsa: Senedin düzenlendiği yer veya borçlunun yerleşim yeri devreye girer.
-
Birden fazla avalist/muhatap: Her bir kambiyo borçlusu, kendi yerleşim yerinde takibe muhatap olabilir; bu da alacaklıya seçimlik bir yetki alanı sağlar.
Uygulamada kambiyo takibinde 5 günlük kısa itiraz süresi bulunduğundan, yetki itirazı dahil tüm def’iler aynı kısa süre içinde ileri sürülmek zorundadır. Aksi hâlde yetki kesinleşir.
5) Kira Alacakları, Tahliye Talepli Takipler ve Taşınmazın Bulunduğu Yer
Kira ilişkilerinden doğan para alacaklarında kural olarak borçlunun yerleşim yeri veya sözleşmedeki ifa yeri esas alınırken; tahliye talepli takiplerde taşınmazın bulunduğu yer ön plana çıkar. Çünkü tahliye –özünde bir taşınmazın zilyetliğinin boşaltılması talebidir– ve icranın fiilen yapılabilmesi için yer itibarıyla taşınmazın kaydına ve mahalli kolluk–infaz imkânlarına erişim gerekir. Bu sebeple, kira sözleşmesi dayanaklı tahliye istekli takiplerde taşınmazın bulunduğu yer icra dairesi en pratik ve çoğu kez tercih edilen yetki yeridir.
6) Rehnin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takip: Taşınmaz–Taşınır Ayrımı
Taşınmaz rehni (ipotek) söz konusuysa, takip çoğu kez taşınmazın bulunduğu yerdeki icra dairesinde yürütülür; satış, keşif ve kıymet takdiri işlemleri mahallinde yapılır. Taşınır rehni veya ticari işletme rehni bakımından ise rehnin konusuna ve alacağın niteliğine göre borçlunun yerleşim yeri veya rehin sözleşmesinin kararlaştırdığı ifa yeri dikkate alınır. Rehinli takiplerde yetki tartışmaları, çoğunlukla satış işlemlerinin nerede ve nasıl yürütüleceği ekseninde şekillenir.
7) Tüketici İşlemleri ve Tüketici Lehine Yetki
Tüketici hukuku, ilamsız takipte tüketicinin yerleşim yerini koruyucu bir özel yetki olarak öne çıkarır. Tüketici aleyhine tek taraflı yetki kayıtları geçersiz sayılır; tüketici, kendi yerleşim yerinde takibe uğramamalı/veya orada takibe muhatap olabilmeli; tercihen lehine olan yetki düzeninden yararlanmalıdır. Uygulamada banka–abonelik–e-ticaret alacaklarında bu koruma hayati önem taşır: Matbu sözleşmedeki “X il/ilçe mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir” ibaresi, tüketici bakımından bağlayıcı değildir.
8) Haksız Fiilden Doğan Para Alacakları ve Yetki
Alacak bir haksız fiile dayanıyorsa, fiilin işlendiği yer veya zararın meydana geldiği yer de özel yetki sebebidir. Bu kuralın ilamsız takibe yansıması; özellikle trafik kazaları, haksız rekabet tazminatları, basın yoluyla kişilik hakkı ihlali gibi dosyalarda alacaklıya takibi olayın gerçekleştiği yerde başlatma imkânı vermesidir. Delillere erişim ve tanık dinlenmesi açısından bu tercih usul ekonomisi sağlar.
9) Birden Fazla Borçlu – Zincirleme ve Birlikte Sorumlulukta Yetki
Müteselsil borçluluk veya birden fazla borçlu bulunan hallerde, her borçlunun yerleşim yeri kural olarak yetki doğurur. Alacaklı, takip stratejisini tebligatın sağlıklı yürütülebileceği ve malvarlığına daha hızlı erişilebilecek yer üzerinden kurmalıdır. Ancak bir borçlu yetki itirazında bulunursa, icra mahkemesi takibin hangi borçlu bakımından hangi yerde süreceğine dair net bir çerçeve çizer; kısmi yetkisizlik ve dosyanın ayrılması gündeme gelebilir.
10) Yetki İtirazı: Süre, Usul ve Sonuç
Yetki itirazı, ilamsız takiplerde “ilk itiraz” niteliğindedir ve süreye tabidir:
-
Adi ilamsız takipte: Borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde hem borca hem de yetkiye itiraz edebilir.
-
Kambiyo senedine özgü takipte: Süre 5 gündür; yetki dâhil tüm itirazlar bu kısa süre içinde ileri sürülmelidir.
-
Tahliye talepli kira takibinde: Tahliyeye ilişkin itiraz ve yetki def’i, kısa ve özel süreler içinde yapılır.
Şekil ve merci: Yetki itirazı icra dairesine verilecek dilekçeyle yapılır; dosya icra mahkemesine intikal eder. İcra dairesi yetkiyi re’sen gözetmez; borçlu süresinde itiraz etmezse yetki kesinleşir ve takip seçilen yerde devam eder.
Sonuç: İcra mahkemesi yetkisizlik kanaatine varırsa, dosya borçlunun gösterdiği yetkili icra dairesine veya kanunen yetkili görülen yere gönderilir; bu aşamada harç–postage ve makul gecikme gündeme gelebilir. Alacaklı bakımından yanlış yetki seçimi, zaman ve maliyet kaybı demektir.
11) Tebligat ve Yetkinin Pratik Etkisi
Takibin doğru yerde başlatılması, tebligatın hızlı ve usulüne uygun yapılmasını temin eder. Yanlış yetki nedeniyle iadeler, muhatap taşınmış notları ve ilanen tebligat gibi zorlaştırıcı süreçler, hem itiraz sürelerini tartışmalı hâle getirir hem de tahsil sürecini geciktirir. Doğru yer seçimi; haciz mahallinin yakınlığı, kolluk desteği, kıymet takdiri/satış organizasyonu ve alacağın tahsili açısından ölçülebilir avantaj sağlar.
12) Sık Karşılaşılan Senaryolar (Uygulama Rehberi)
Senaryo A – E-ticaret Alacağı (Tüketici)
Banka/kart altyapılı abonelik borcu; borçlu tüketici Ankara’da, sözleşmede “İstanbul yetkili” kaydı var.
Çözüm: Tüketici aleyhine yetki kaydı geçersiz; takip Ankara’da veya tüketicinin lehine olan yerde yürütülmelidir. Süresinde yetki itirazı yapılırsa dosya gönderilir.
Senaryo B – Bono Takibi
Bonoda “Ödeme yeri İzmir” yazıyor; borçlu Bursa’da.
Çözüm: İzmir özel yetkilidir; ayrıca borçlunun yerleşim yeri Bursa da seçimlik yetki doğurur. 5 gün içinde yapılacak yetki itirazı dışındaki itirazlar, süre geçirildiğinde dinlenmez.
Senaryo C – Tahliye Talepli Kira
Konut İstanbul’da, kiracı Eskişehir’de oturuyor.
Çözüm: Tahliye ve infaz işlemlerinin mahallinde yürütülebilmesi için taşınmazın bulunduğu yer icra dairesi tercih edilir; tebligat sürecinde kira sözleşmesindeki adres ve adrese dayalı kayıt birlikte kontrol edilmelidir.
Senaryo D – Rehnin Paraya Çevrilmesi (İpotek)
İpotekli taşınmaz Antalya’da; borçlu Mersin’de.
Çözüm: Satış, kıymet takdiri ve keşif işlemleri için Antalya icra dairesi doğal merkezdir; dosyanın yerinde yürütülmesi hem masrafı hem süreyi azaltır.
13) Strateji Kutusu: Alacaklı ve Borçlu Vekilleri İçin Kontrol Listesi
Alacaklı vekili açısından:
-
Alacağın kaynağını netleştirin (sözleşme/kambiyo/kira/haksız fiil/rehin).
-
Borçlunun yerleşim yerini güvenilir veriyle teyit edin (MERNSİS–ticaret sicili).
-
Sözleşmede ifa yeri ve yetki kaydı var mı? Tüketici mi?
-
Kambiyo senedinde ödeme yeri ve düzenleme yerini kontrol edin.
-
Tahsil stratejisini haciz mahalline yakın icra dairesi etrafında kurgulayın.
-
Yanlış yetki riskine karşı yedek plan (dosya gönderimi, masraf) oluşturun.
Borçlu vekili açısından:
-
Tebligatla derhâl süreyi başlatın; 7 gün (kambiyoda 5 gün) içinde yetki itirazı yapın.
-
HMK’daki genel/özel yetki hükümlerini somut olayla eşleştirip delil (ikametgâh belgesi, sözleşme metni, senet) ekleyin.
-
Tüketici iseniz, matbu yetki kaydının geçersizliğini açıkça ileri sürün.
-
Birden çok borçlu varsa, kendi yerleşim yerinizi işaret ederek kısmi yetkisizlik iddiası geliştirin.
-
Yanlış yerde başlatılan takibin geciktirici etkisini azaltmak için, eş zamanlı borca itiraz stratejisini değerlendirin.
14) Sonuç: Doğru Yer, Hızlı Tahsil – Yanlış Yer, Gecikme ve Maliyet
İlamsız takipte yetkili icra dairesi, takip mimarisinin taşıyıcı kolonudur. Genel kural borçlunun yerleşim yeri olmakla birlikte, ifa yeri, kambiyo senedindeki ödeme yeri, taşınmazın bulunduğu yer, haksız fiil yeri ve tüketici lehine özel yetki gibi kanalaçıcı istisnalar, somut dosyanın en hızlı ve en az maliyetle sonuçlanmasını sağlar. Yetki itirazı süreye tabidir; süresinde ileri sürülmezse seçilen yer kesinleşir. Bu nedenle hem alacaklı hem borçlu tarafında, tebligat anından itibaren dakik bir planlama, ilamsız takibin kaderini belirler.