YAPAY ZEKA VE HUKUKİ SORUMLULUK
1. Yapay Zekânın Hukuki Statüsü ve Tanımı
Yapay zekâ, insan zekâsını taklit eden, öğrenen, veri analizi yapabilen ve çoğu zaman otonom karar verebilen sistemlerdir. Hukuki açıdan tartışılan konu, yapay zekânın bağımsız bir aktör olup olamayacağı ve bu sistemlerin verdiği kararlar sonucunda doğabilecek zararların kime yükletileceğidir.
-
Mevcut hukuk sistemlerinde yalnızca gerçek kişiler ve tüzel kişiler sorumluluk taşıyabilir.
-
Yapay zekânın bir “elektronik kişi” sayılıp sayılmayacağı, özellikle Avrupa Birliği (AB) düzeyinde tartışılmaktadır.
-
Ancak günümüzde çoğu hukukçu, yapay zekânın hukuki ehliyetinin olmadığını, dolayısıyla sorumluluğun üretici, kullanıcı veya hizmet sağlayıcı üzerinde kalması gerektiğini savunmaktadır.
2. Yapay Zekâ Kaynaklı Zararlar ve Sorumluluk Modelleri
Yapay zekâ sistemlerinin otonom kararları nedeniyle haksız fiil, ürün kusuru veya sözleşme ihlali gibi hukuki sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu durumda sorumluluk üç ana model üzerinden değerlendirilir:
2.1. Üretici Sorumluluğu
Yapay zekâ algoritmasının kodlama hatası, tasarım kusuru veya güvenlik açığı nedeniyle doğan zararlar, üreticiye yüklenebilir.
-
Türk Borçlar Kanunu m.49’a göre, “kusurlu” bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı tazmin etmekle yükümlüdür.
-
Avrupa Birliği’nin Ürün Sorumluluğu Direktifi, üreticinin kusursuz sorumluluğunu öngörmektedir.
-
Otonom araç kazalarında, yazılım firması veya otomobil üreticisi çoğu zaman sorumluluk zincirinin ilk halkasıdır.
2.2. Kullanıcı/İşletmeci Sorumluluğu
Kullanıcı, yapay zekâ sistemini yanlış veya dikkatsiz kullanırsa sorumluluk doğabilir.
-
Örnek: Bir cerrahın, yapay zekâ destekli ameliyat robotunu hatalı komutlarla yönetmesi sonucu hasta zarar görürse, hem cerrah hem de hastane hukuki sorumluluk taşıyabilir.
2.3. Hizmet Sağlayıcı ve Platform Sorumluluğu
Yapay zekâ sistemlerini barındıran platformlar, özellikle kişisel verilerin işlenmesi ve siber güvenlik açısından sorumlu tutulabilir.
-
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında, veri ihlali yaşanması durumunda ciddi idari para cezaları gündeme gelebilir.
3. Türk Hukukunda Yapay Zekâ Sorumluluğu
Türk mevzuatında yapay zekâya özel bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Ancak mevcut hükümlerden yola çıkılarak sorumluluk tesis edilebilmektedir:
-
Borçlar Kanunu m.66 (Hayvan Bulunduranın Sorumluluğu): Tehlikeli bir varlığı gözetim altında bulunduran kişi, doğacak zararlardan sorumludur. Bu hükmün yapay zekâ sistemlerine uyarlanması mümkündür.
-
Türk Ceza Kanunu (TCK): Yapay zekâ bir suçun aracı olduğunda, kusurlu insan fail veya ilgili şirket cezai sorumluluk taşır.
-
Tüketicinin Korunması Kanunu: Yapay zekâ destekli cihazlarda ayıp bulunması durumunda tüketicinin tazminat hakkı vardır.
-
KVKK (6698): Yapay zekâ, veri işleme süreçlerinde yasal yükümlülüklere uymak zorundadır.
4. Uluslararası Düzenlemeler ve AB
Avrupa Birliği, yapay zekâ teknolojilerini düzenlemek amacıyla “Yapay Zekâ Yasası” tasarısını 2021 yılında yayınladı. Bu yasa taslağı:
-
Yapay zekâ sistemlerini “düşük riskli”, “sınırlı riskli” ve “yüksek riskli” olarak sınıflandırır.
-
Yüksek riskli yapay zekâ ürünlerinin lisans ve denetim süreçlerini zorunlu kılar.
-
Üretici ve geliştiricilere şeffaflık, veri güvenliği ve etik uyum yükümlülükleri getirir.
ABD’de ise daha esnek bir yaklaşım tercih edilmiş, NIST AI Risk Management Framework gibi standartlarla risk analizi teşvik edilmiştir.
5. Yapay Zekâ ve Ceza Hukuku
Yapay zekânın doğrudan ceza sorumluluğu yoktur. Ancak yapay zekâ kullanılarak işlenen suçlarda:
-
Dolaylı Fail Kavramı uygulanır. Yapay zekâyı suç için tasarlayan veya yöneten kişi cezalandırılır.
-
Siber saldırılar, yapay zekâ destekli dolandırıcılık ve veri ihlalleri TCK kapsamında suç oluşturur.
-
Yargıtay’ın mevcut içtihatlarında doğrudan yapay zekâya ilişkin bir karar bulunmamakla birlikte, “otomatik sistem arızası” benzeri davalarda kusur genellikle işletmeci veya üreticiye yüklenmiştir.
6. Yapay Zekâ ve Fikri Mülkiyet Hakları
Yapay zekâ tarafından üretilen eserlerin (yazılım, tasarım, müzik vb.) hak sahipliği, en çok tartışılan konulardan biridir.
-
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK), eser sahipliğini insana atfetmektedir.
-
Yapay zekâ üretimli içeriklerde genellikle yazılım geliştiricisi veya kullanıcı hak sahibi kabul edilir.
-
WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü), bu alanda küresel standartların belirlenmesi için çalışmalar yürütmektedir.
7. Yapay Zekâ ve Etik Sorumluluk
Yapay zekâ yalnızca hukuki değil, aynı zamanda etik bir sorumluluk taşır.
-
Algoritmik önyargı nedeniyle ayrımcılığa yol açabilecek kararlar verebilir.
-
İnsan kaynaklarında, kredi değerlendirmelerinde veya adli sistemlerde yapay zekâ kullanımı ciddi etik tartışmalar yaratmaktadır.
-
“Algoritmik şeffaflık” ilkesi, gelecekte yapay zekâ düzenlemelerinin merkezinde yer alacaktır.
8. Geleceğe Yönelik Hukuki Düzenleme Önerileri
Yapay zekâ teknolojilerinin hızla gelişmesi, mevcut hukuki çerçevenin yetersiz kalmasına yol açmaktadır. Bu nedenle:
-
Yapay Zekâ Sorumluluk Kanunu çıkarılmalıdır.
-
Zorunlu sigorta sistemi ile otonom yapay zekâ ürünlerinin sebep olduğu zararlar güvence altına alınmalıdır.
-
Uluslararası alanda Birleşmiş Milletler (BM) ve OECD koordinasyonlu ortak yapay zekâ standartları geliştirilmelidir.
-
Türkiye, AB AI Act benzeri bir yasal çerçeve oluşturmalıdır.
9. Yapay Zekâ ve İnsan Hakları Boyutu
Yapay zekâ, bireylerin özel hayatına, kişisel verilerine ve ifade özgürlüğüne doğrudan etki edebilir. Bu nedenle:
-
AİHS (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) ve AİHM içtihatları, yapay zekâ kaynaklı hak ihlallerinde yol gösterici olabilir.
-
Özellikle yüz tanıma sistemleri ve otomatik gözetim teknolojileri, mahremiyet hakkını ihlal edebilecek potansiyele sahiptir.
Sonuç ve Değerlendirme
Yapay zekâ, geleceğin teknolojisi olmanın ötesinde, hukuk sistemlerinin kendini yeniden yapılandırmasını zorunlu kılan bir dönüşüm aracıdır. Mevcut hukuki düzenlemeler, yapay zekânın otonom karar alma kapasitesi karşısında yetersiz kalmaktadır.
Önümüzdeki dönemde, yapay zekâya özgü sorumluluk modelleri, hem üreticiyi hem kullanıcıyı hem de platformu kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Ayrıca etik ilkeler, veri güvenliği ve algoritmik şeffaflık konuları, hem Türk hukuku hem de uluslararası hukuk açısından kritik öneme sahip olmaya devam edecektir.