Yapay Zekâ Çağında Hukuk
1. Giriş: Hukukun Kuantum Sıçraması Karşısındaki Konumu:
Dijital çağın ve radikal teknolojik evrimi, Yapay Zekâ (YZ) Analizleri, özellikle derin öğrenme ve makine konfigürasyoni mimarileri sayesinde, karar alma genişliğinde insan müdahalesini minimuma indiren bir otonomi rezervleridir. Bu durum, klasik hukuk disiplinlerinin doğurduğu başarısızlık, kusur ve irade gibi kavramlar temelden sarsmaktadır. Bir otonom sistem tarafından verilen kararın (ayrı kredi kesintileri, teşhis veya otonom araç kazası) yarattığı hukuki zararın hukuki sorumluluğu kimde olacaktır? Bu makalenin temel amacı, YZ’nin hukuki zeminde yarattığı bu varoluşsal sorun, özellikle YZ’nin hukuki sorumluluğu , algoritmik kararların hukuki mülkiyetinde ve fikri mülkiyet alanı tahribatı merceğinden çözülür. Yapay Zekâ Hukuk henüz şekillenme aşamasında olup, mevcut düzenlemelerin bu gelişmiş teknolojilere karşı taşıdığı regülasyon eksikliği kritik bir tartışma noktasıdır.
2. YZ’nin Hukuki Sorumluluğu Sorunu: Kusurdan Sisteme Geçiş
Geleneksel Borçlar Hukuku, zararın tazmini için kusur sorumluluğunun esasını alır. Ancak, YZ’nin kara kutu sorunu (kararın nasıl verildiğinin izlenememesi) ve sürekli öğrenme kapasitesi, kusurun kusuru doğurur.
2.1. Ürün Sorumluluğu vs. Hizmet Sorumluluğu Ayrımı: YZ yazılımının bir “hizmet” mi yoksa bir “ürün” mü olarak tanımlanacağı, değişim tazminatı rejimini belirleyecektir. YZ ise, bir ürün olarak kabul edilirse, üreticinin katı ürün sorumluluğu tescil edilebilir. Ancak YZ, sürekli kendini güncellediğinden, nihai karar veren yazılım çözümlerinin ayrılması ve sorumluluğun yazılımcı, veri sağlayıcı, kullanıcı veya YZ’nin kendisi arasında dağıtılması karmaşık bir hukuki denetim alanı yaratmaktadır.
2.2. Algoritmik Önyargı (Bias) ve Ayrımcılık: YZ sistemleri, sınıflandırıldıkları veri setlerindeki algoritmik önyargıları içselleştirerek ayrımcı sonuçlar üretebilir. Bu durum, anayasal özgürlüğün ilkesinin ve engellemenin doğrudan yayılan demokratik çıkışı. Bu tür kararların yargısal denetimi nasıl seçilir? Şeffaflık İlkesi , bu denetimin ön şartıdır.
3. Fikri Mülkiyet Hukuku ve YZ’nin Yaratıcılığı
YZ’nin sanat, edebiyat ve yazılım alanında “eser” kökenli bir çağda, telif hakkı müessesesi temelden sarsılmaktadır.
3.1. Otonom Yaratıcılığın Mülkiyet Sorunu: Mevcut Fikri Mülkiyet Hukuku , yaratıcılık “insan zekasının ürünü” olarak genişletilebilir. Bir YZ’nin aldığı eserin telif hakkı kime ait olacaktır? geliştiriciye mi, veriyi sağlayan kullanıcının mı, yoksa eserin kendisinin mi kamu malı sayılması gerekir? Bu, uluslararası düzeyde sürdürülmesi gereken kritik bir özet. Türkiye’de FSEK (Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu) çerçevesinde bu sürekliliğin ne ölçüde ele alınabileceğine odaklanılmalıdır.
3.2. Eğitim Verilerinin Kullanımı: YZ modellerinin eğitimi için kullanılan devasa veri kümelerinin, mevcut telif hakları güç teşkilatının olup olmadığı (özellikle büyük veri kullanım olanakları) ve adil kullanım sınırlarının nerede, nerede bittiği, güncel hukuki tartışmaların evrenseldir.
4. Regülasyon Arayışı: Avrupa Birliği’nden Türkiye’ye Mesajlar
Küresel ölçekte YZ’nin risklerini saklamak için Yapay Zekâ kanunu (AI Act) gibi özet halinde bölümler oluşturulmaktadır.
4.1. Risk Temelli Yaklaşım ve İnsan Kontrolü: AB’nin risk yaklaşımı, yüksek oranda YZ sistemleri için otonom sistemlerde insan kontrolü altında gerçekleştirilir. Türkiye’nin bu küresel temposuna paralel olarak, hem dijital etik politikaların benimsenmesi hem de veri mevzuatı (KVKK) ile YZ düzenlemesinin entegre edilmesi elzemdir.
4.3. Hukuki Kişilik Tartışması: Nihayetinde, YZ’nin potansiyelinin sınırsız büyüme durumunda, bu sistemlere sınırlı bir hukuki kişilik özellikleri gereklilikleri teorik olarak tartışılmaktadır. Bu, yasal bir demokratikten ziyade, mühendislik ve özgürleştirici bir tartışma olsa da, YZ regülasyonlarının yapılabilirliği mümkündür.
5. Sonuç: Hukukun Dinamik Adaptasyon Zorunluluğu
Yapay Zekâ, hukuk teorik ve pratik kısıtlamalarla zorlamakta; Algoritmik önyargılardan telif hakkı karmaşasına kadar geniş bir yelpazede hukuki biçimler yaratılmaktadır. Bu sistemlerin yarattığı zararların tazmini, mevcut kusura dayalı sorumluluk rejimleriyle yetersiz kalmaktadır. Türkiye hukuk sistemi, özellikle KVKK deneyimini temel alarak, uluslararası standartları takip etmek ve proaktif bir YZ regülasyonu çerçeveleri oluşturmalıdır. Aksi takdirde, teknolojik ilerlemenin yarattığı hukuki getiri, dijital mahremiyet ve adalet politikaları için ciddi tehditler devam edecek.