Yağma Suçunda Etkin Pişmanlıktan Faydalanma – İstanbul Ağır Ceza Avukatı
I. GİRİŞ
Ceza hukukunun temel amacı, sadece suç işleyeni cezalandırmak değil, aynı zamanda toplumsal barışı yeniden tesis etmektir. Bu kapsamda, failin suç sonrası davranışı da önem arz eder. Failin işlediği suçtan pişmanlık duyması ve zararı telafiye yönelmesi durumunda, ceza hukuku bu davranışı “etkin pişmanlık” kurumu ile ödüllendirmektedir.
Özellikle malvarlığına karşı işlenen suçlarda etkin pişmanlık, hem mağdurun zararının giderilmesi hem de failin topluma yeniden kazandırılması amacı taşır. Ancak her suçta bu imkân tanınmamaktadır. Yağma suçu gibi cebir ve tehdit içeren ağır suçlarda da sınırlı şekilde etkin pişmanlık uygulanabilir.
Bu makalede, Türk Ceza Kanunu’nun 148–150. maddeleri kapsamında düzenlenen yağma suçunda, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma şartları, hukuki sonuçları, uygulama sorunları ve Yargıtay kararları çerçevesinde detaylı biçimde değerlendirilecektir.
II. YAĞMA SUÇUNUN GENEL GÖRÜNÜMÜ
A. Tanım ve Unsurlar
TCK m.148’e göre:
“Bir kimse, bir başkasının taşınır malını, cebir veya tehditle vermeye mecbur kılarsa yağma suçunu işlemiş olur.”
Bu suç, karma bir suç tipidir; hem malvarlığına hem de kişisel özgürlüklere yönelir. Mağdurun malı cebir veya tehdit altında vermesiyle gerçekleşir.
B. Nitelikli Haller (TCK m.149)
-
Silahla işlenmesi,
-
Kamu görevlisi sıfatının kullanılması,
-
Gece vakti işlenmesi,
-
Bilişim sistemlerinin kullanılması gibi durumlar, cezayı artırıcı nitelikli hallerdir.
Yağma suçu basit haliyle 6 yıldan 10 yıla, nitelikli haliyle ise 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngörmektedir.
III. ETKİN PİŞMANLIK KAVRAMI VE HUKUKİ NİTELİĞİ
A. Tanımı (TCK m.168)
TCK m.168, malvarlığına karşı işlenen bazı suçlarda etkin pişmanlığı düzenler:
“Yağma suçunda, suç tamamlandıktan sonra failin mağdurun uğradığı zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, verilecek cezada indirim yapılabilir.”
Bu hüküm, yalnızca suçun tamamlanmasından sonra geçerlidir. Suçun teşebbüs aşamasında kalması durumunda, etkin pişmanlık uygulanamaz; ancak gönüllü vazgeçme hükümleri gündeme gelebilir (TCK m.36).
B. Etkin Pişmanlığın Hukuki Sonuçları
-
Suç işlendikten sonra mağdurun zararı tamamen giderilirse, hâkim tarafından verilecek cezada indirim uygulanabilir.
-
Bu indirim zorunlu değil, hâkimin takdirine bağlıdır.
-
İndirimin oranı, failin pişmanlık derecesine, zarar giderme biçimine ve zamanlamasına göre değişebilir.
IV. YAĞMA SUÇUNDA ETKİN PİŞMANLIĞIN UYGULANABİLİRLİĞİ
A. Hangi Aşamaya Kadar Uygulanabilir?
Etkin pişmanlık:
-
Suçun tamamlanmasından sonra,
-
Soruşturma, kovuşturma veya hüküm kesinleşmeden önce uygulanabilir.
Ancak bazı Yargıtay kararlarında, hüküm kesinleştikten sonra yapılan iade veya tazminatın da infaz aşamasında dikkate alınabileceği belirtilmiştir.
B. Zararı Giderme Biçimi
-
Malın aynen iadesi,
-
Piyasa değeri üzerinden nakdi ödeme,
-
Taksitli ödeme planı (mağdurun rızası varsa) gibi şekillerde olabilir.
Malın tam değeri mağdura ulaşmamışsa veya sadece kısmen giderilmişse etkin pişmanlık hükümleri uygulanmaz.
C. Mağdurun Rızasının Rolü
Yargıtay kararlarında, failin zararı kendi iradesiyle ve mağdurun rızasıyla gidermesi etkin pişmanlık kapsamında değerlendirilmiştir. Mağdurun tazminatı kabul etmemesi hâlinde bu hüküm uygulanmaz.
V. YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA DEĞERLENDİRME
Yargıtay 6. Ceza Dairesi Esas :2024-6548
Karar:2025-814
Karar Tarihi:20.01.2025
Dosya içerisinde bulunan 02.06.2014 tarihli tutanak ile aynı tarihli teslim tesellüm tutanağına göre; başka bir nedenle yakalanan sanıkların kolluk kuvvetlerine üzerine suça konu mağdura ait otomobilin yerini göstermek suretiyle mağdura iadede bulundukları anlaşılmış ise de sanık savunmalarına göre sanıkların suça konu aracı yağmaladıktan sonra 7 saat kadar kullandıklarını anlaşıldığından sanıklar tarafından aracın yerini göstermek suretiyle yapılan iadenin bu aşamadan sonra kısmi iade olarak kabul edilmesi gerektiğinden mağdura sanık hakkında kısmi iade nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızasının bulunup bulunmadığı sorularak sonucuna göre sanık hakkında5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 168/3-1. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması, şayet mağdurun kısmi iadeye rıza göstermemesi ve tüketilen yakıt bedelinin sanık tarafından tazmin edilmesi durumunda ise 5237 sayılı Kanun’un 168/3-2. maddesinin değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi..
VI. UYGULAMADAKİ SORUNLAR
A. “Zararın Tam Giderilmesi” Ölçütünün Belirsizliği
-
Zararın piyasa değeri, faizleri veya manevi etkileri ne ölçüde dahil edilecek?
-
Yargıtay genellikle yalnızca maddi zararın giderilmesini aramaktadır. Ancak bazı davalarda mahkemeler, mağdurun manevi zararını da dikkate almaktadır.
B. Takdir Yetkisinin Sınırsızlığı
-
Mahkemeler etkin pişmanlık durumunda indirimi uygulamayabilir.
-
Bu durum eşitlik ilkesine aykırılık tartışmalarını gündeme getirmektedir. Özellikle aynı somut olayda farklı mahkemelerin farklı kararlar vermesi, hukuki öngörülebilirlik açısından sorunludur.
C. Mağdurun Rızasının Belirsizliği
-
Mağdurun zarar tazminine açıkça rıza göstermemesi hâlinde mahkemeler tereddüt yaşamaktadır.
-
Mağdurun beyanı alınmadan yapılan ödeme yeterli sayılmayabilir.
VII. ETKİN PİŞMANLIK VE İNFAZ HUKUKU İLİŞKİSİ
Hüküm kesinleştikten sonra da failin zararı gidermesi hâlinde, bu durum infaz aşamasında olumlu etki doğurabilir. Örneğin:
-
Koşullu salıverme değerlendirmesinde lehe sonuç doğurabilir,
-
İnfaz hâkimi, failin ıslah olduğunu değerlendirebilir.
Ancak bu durumda TCK m.168 kapsamında cezada indirime gidilmesi söz konusu değildir; yalnızca infaz rejiminde avantaj söz konusu olur.
VIII. SONUÇ
Yağma suçu, cebir veya tehdit içermesi nedeniyle toplum açısından ciddi bir tehdit oluşturur. Ancak failin suçu işledikten sonra pişmanlık göstermesi, mağdurun zararını tamamen gidermesi ve yeniden topluma kazandırılması, ceza hukukunun fonksiyonel yönünü güçlendirir.
Bu çerçevede etkin pişmanlık kurumu, yalnızca failin cezadan kurtulması değil, mağdurun zararının telafisi ve toplumsal barışın sağlanması açısından da işlevseldir. TCK m.168 kapsamında yağma suçuna özgü olarak düzenlenen etkin pişmanlık hükümleri, failin gerçek anlamda pişmanlık göstermesi ve bu pişmanlığını somut olarak eyleme dökmesi şartına bağlanmıştır.
Uygulamada, özellikle Yargıtay kararları bu şartları dar yorumlamakta; zararın tam ve somut olarak giderilmesini aramaktadır. Bu ise kurumsal bütünlük, öngörülebilirlik ve eşit uygulama açısından olumlu bir yaklaşımdır.