Single Blog Title

This is a single blog caption

Yağma Suçu ve Cebir-Tehdit Unsurunun Değerlendirilmesi: Olay İncelemesi ve Karşıt Duruşlar Işığında Hukuki Bir Analiz

 Giriş

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 148 ve 149. maddelerinde düzenlenen yağma suçu, hırsızlık ve cebir-tehdit suçlarının birleşimi niteliğinde karma bir suçtur. Suçun temel şartı, cebir veya tehdidin kullanılarak kişinin zilyetliğindeki bir taşınır malın fail tarafından alınmasıdır. Ancak uygulamada, cebir ve tehdidin hangi sınırlarda yağma suçunu oluşturduğu, eylemin basit yaralama mı yoksa nitelikli yağma mı sayılacağı konusunda farklı görüşler ortaya çıkmaktadır. Bu makalede, somut bir olay üzerinden şüpheli ve mağdur tarafların dilinden yazılan savunma ve şikayet dilekçeleri ışığında, yağma suçunun unsurları incelenecek; Yargıtay içtihatları ile birlikte olayın hukuki nitelendirilmesi analiz edilecektir.

Olay Özeti

17.06.2025 tarihinde saat 23:30 sularında, şüpheli M.A., daha önceden tanıdığı ve borç alacak ilişkisi bulunan B.K. ile sokakta karşılaşmış, taraflar arasında borcun ödenmesine dair tartışma yaşanmıştır. Tartışma esnasında M.A., yanında bulundurduğu bir çakıyı çıkarmış, B.K.’nin bacağından yaralanmasına neden olmuş ve B.K.’nin yere düşmesi ile cebindeki cüzdanı alarak uzaklaşmıştır.

Mağdur Tarafından İleri Sürülen Hususlar

Mağdur B.K.’nin vekili tarafından sunulan şikayet dilekçesinde, M.A.’nın kasten bıçak kullanmak suretiyle mağduru savunmasız hale getirdiği, akabinde cebindeki cüzdanı zorla aldığı belirtilmiştir. Dilekçede şu unsurlar vurgulanmıştır:

  • Eylem, TCK m.149/1-a uyarınca “silahla” ve 149/1-b uyarınca “kişinin kendisini savunamayacak hale getirilmesi” suretiyle yağma suçunu oluşturmaktadır.
  • Yaralanma adli tıp raporu ile belgelenmiştir.
  • Olay kamera kayıtları ve tanık beyanları ile sabittir.
  • Failin suçu planlı şekilde işlediği iddia edilmiştir.

Sonuç olarak, nitelikli yağma suçunun oluştuğu, failin en ağır şekilde cezalandırılması gerektiği talep edilmiştir.

Sanık Savunması

Sanık M.A. adına sunulan savunma dilekçesinde ise olayın yağma suçunu oluşturmadığı, tartışmanın borç-verecek ilişkisi nedeniyle çıktığı, bıçak kullanımının kasten olmadığı belirtilmiştir. Temel savunma argümanları şu şekildedir:

  • Mağdur ile arada daha önceye dayanan alacak-verecek ilişkisi vardır.
  • Tartışma sırasında sanık, savunma refleksi ile çakıyı çıkarmıştır.
  • Cüzdanı almak gibi bir kastı yoktur, olay anında düşen cüzdanı alıp ortamı terk etmiştir.
  • Olay sonrasında polis gelene kadar olay yerinden ayrılmamış, suçu gizlemeye yönelik eylemde bulunmamıştır.
  • Suçun unsurlarından olan “mal edinme kastıyla cebir” bulunmamaktadır.

Bu nedenlerle olayın yağma değil, en fazla kasten yaralama suçu olarak nitelendirilmesi gerektiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya beraat talep edilmiştir.

Hukuki Değerlendirme

Yargıtay’ın istikrarlı içtihatlarına göre, yağma suçunun oluşması için şu unsurların birlikte bulunması gerekir:

  1. Taşınır malın başkasının zilyetliğinden alınması,
  2. Bu fiilin cebir, tehdit veya hukuka aykırı hareketle gerçekleştirilmesi,
  3. Failin mal edinme kastıyla hareket etmesi.

Somut olayda, cebir kullanılmış olsa da bu cebrin esasen kavga esnasında ve savunma amacıyla kullanıldığı ileri sürülmektedir. Yine, cüzdan alma fiilinin bilinçli olarak yağma kastıyla değil, olayın kaotik anında gerçekleştiği savunulmaktadır.

Yargıtay 6. CD., 2019/1732 E., 2020/2214 K. sayılı kararında:

“Mağdura yönelik cebrin, malı alma kastıyla uyumlu şekilde kullanılmaması halinde yağma suçunun unsurlarının oluşmayacağı kabul edilmelidir.”

denilmek suretiyle, cebir ile mal alma arasındaki illiyet bağı aranmıştır.

Sonuç

Sunulan şikayet ve savunma dilekçeleri ışığında, olayda yağma suçunun klasik unsurlarının tam olarak sağlanmadığı ileri sürülebilir. Bu durumda failin eyleminin kasten yaralama ya da haksız tahrik altında suç işlemek şeklinde yeniden değerlendirilmesi gündeme gelebilecektir.

Ceza hukuku prensibi gereği, şüpheden sanık yararlanır ilkesi doğrultusunda, eylemin yağma suçuna uyup uymadığı hususunda mahkemenin olayın somut delillerle desteklenip desteklenmediğini dikkatle incelemesi gerekir.

Bu itibarla, her ne kadar kamuoyunda ve ilk bakışta eylem yağma gibi gözükse de, hukuki olarak “kast”, “cebirin mal alma ile illiyeti” ve “failin suçtan sonra davranışı” gibi unsurlar dikkate alındığında, cezada hakkaniyetli bir ayrışmanın yapılması zorunludur.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button