Single Blog Title

This is a single blog caption

Yabancı Hakkında Yakalama ve Kırmızı Bülten

1. Giriş

Sınırların giderek anlamsızlaştığı, sermayenin ve insanların hızlı hareket ettiği bir dönemde, ceza soruşturmalarının da ulusal sınırlar içinde kalması fiilen imkânsız hâle geldi. Bugün Türkiye’de yürütülen bir soruşturmanın şüphelisi Almanya’da, mağduru Fransa’da, delillerin bir kısmı ise dijital ortamda ABD’de bulunabiliyor.

Bu tablo, özellikle yabancı hakkında yakalama ve Interpol kırmızı bülten (Red Notice) mekanizmalarını ceza yargılamasının merkezine taşımış durumda. Artık sadece “aranan şahıs” değil, “uluslararası düzeyde aranan yabancı” kavramı ile karşı karşıyayız.

Bu makalede:

  • Yabancı hakkında ulusal yakalama kararının şartları,

  • Kırmızı bültenin hukuki niteliği,

  • Türkiye’den yabancı hakkında kırmızı bülten talep edilmesi,

  • Yabancı devletin kırmızı bülteni üzerine Türkiye’de yakalama ve iade yargılaması,

  • Yabancının gözaltı, tutuklama, iade ve kırmızı bültenin kaldırılması süreçlerinde sahip olduğu haklar

mevzuata uygun, uygulamaya yönelik ve özgün bir bakışla ele alınacaktır.


2. Temel Kavramlar: Yabancı, Yakalama, Kırmızı Bülten, İade

2.1. Yabancı Kimdir?

Ceza muhakemesi bakımından yabancı, basitçe Türk vatandaşı olmayan kişidir. Vatansızlar, birden fazla vatandaşlığı olanlar, mülteciler, geçici koruma altındaki kişiler gibi alt statüler mevcut olsa da; yakalama ve kırmızı bülten bakımından temel ayrım, kişinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup olmamasıdır.

Yabancı hakkında yürütülen ceza muhakemesinde:

  • Yakalama, gözaltı, tutuklama gibi koruma tedbirleri,

  • Yargılama usulü,

  • İade ve sınır dışı süreçleri

hem iç hukuk hem de taraf olunan uluslararası sözleşmeler temelinde değerlendirilir.

2.2. Yakalama Kavramı

Yakalama, ceza muhakemesinde kişinin özgürlüğünün hâkim kararı olmaksızın geçici olarak kısıtlanmasıdır. Genel hatlarıyla:

  • Suçüstü hâlinde herkes tarafından yakalama,

  • Kolluk görevlileri tarafından yakalama,

  • Sulh ceza hâkimi veya mahkeme tarafından verilen yakalama emri

şeklinde karşımıza çıkar. Yakalama, çoğu zaman gözaltı ve sonrasında tutuklama veya adli kontrol tedbirlerinin ön adımıdır; ancak yakalamanın kendisi, başlı başına bir koruma tedbiridir ve sıkı usul güvencelerine tabidir.

2.3. Kırmızı Bülten (Red Notice) Nedir?

Interpol kırmızı bülten, üye ülkelerin adli makamlarınca aranan bir kişi hakkında;

  • Yerinin belirlenmesi,

  • İade, sınır dışı veya benzeri bir işlem için geçici olarak yakalanması

amacıyla Interpol Genel Sekreterliği üzerinden dünyadaki üye ülkelere bildirilen bir uluslararası arama duyurusudur.

Önemli nokta şudur:

Kırmızı bülten, tek başına tutuklama kararı değildir; her ülke, kendi iç hukukuna göre bülten çerçevesinde yakalama veya geçici tutuklama kararı verip vermemeye kendisi karar verir.

Dolayısıyla Türkiye’de bir yabancı, kırmızı bülten nedeniyle yakalanacaksa; bu, mutlaka Türk mahkemesinin veya savcılığının verdiği yakalama/tutuklama kararı ile hukuken anlam kazanacaktır.

2.4. İade ve 6706 Sayılı Kanun

Yabancı hakkında kırmızı bülten çoğu zaman, bir iade talebi ile bağlantılıdır.

Türkiye’de iade sürecinin temel dayanağı:

  • 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu,

  • Türkiye’nin taraf olduğu ikili iade anlaşmaları,

  • Özellikle Avrupa bağlamında Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi ve ek protokollerdir.

Bu mekanizma sayesinde:

  • Türkiye’de işlenen bir suç nedeniyle yabancı bir ülkede bulunan kişi Türkiye’ye iade edilebilir,

  • Yabancı bir ülkede işlenen suç nedeniyle Türkiye’de bulunan yabancı, o ülkeye iade edilebilir,

  • İade sürecinde yakalama, geçici tutuklama, adli kontrol gibi tedbirler uygulanabilir.


3. Türk Hukukunda Yabancı Hakkında Ulusal Yakalama

3.1. Yabancı İçin Ayrı Bir Yakalama Rejimi Var mı?

Mevzuat, yakalama bakımından kural olarak yabancı – Türk ayrımı yapmaz. Türkiye’de işlenen veya Türk hukuku kapsamında kovuşturulan bir suç bakımından, şüpheli veya sanık sıfatını taşıyan kişi yabancı da olsa:

  • Suçüstü yakalama,

  • Kolluk tarafından yakalama,

  • Hâkim tarafından çıkarılan yakalama emri

şartları aynen geçerlidir.

Ancak yabancı bakımından uygulamada birkaç özel risk öne çıkar:

  • Ülkeyi terk etme ihtimali,

  • Kimlik ve adres tespitinde zorluk,

  • Pasaport ve oturum belgeleri üzerinden hareket kabiliyeti,

  • Geri gelmeme ihtimali.

Bu sebeplerle, yabancı şüpheli yönünden yakalama ve devamında tutuklama/adli kontrol değerlendirmesi yapılırken “kaçma şüphesi” unsuru çoğu dosyada tartışmanın merkezine yerleşir.

3.2. Yabancı Yakalanırken ve Gözaltında Hangi Haklara Sahip?

Yabancının yakalanması hâlinde, CMK ve Anayasa’dan doğan temel güvenceler tam olarak geçerlidir. Bunlar arasında:

  • Yakalama nedeniyle derhâl bilgi verilmesi (anlaşılır bir dille ve tercihen ana diline en yakın dilde),

  • Müdafi yardımından yararlanma hakkı,

  • Yakınlarına haber verilmesi,

  • Gözaltı süresinin sınırlandırılması ve hâkim önüne çıkarılma,

  • Susma hakkı,

  • Tercüman eşliğinde ifade ve savunma hakkı,

  • İşkence ve kötü muamele yasağı

bulunur.

Buna ek olarak, Viyana Konsolosluk İlişkileri Sözleşmesi gereğince:

  • Yabancı, kendi ülkesinin konsolosluk makamlarının yakalanma ve gözaltıdan haberdar edilmesini isteyebilir.

  • Kolluk ve savcılık, bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.

Bu bildirim, ilerleyen süreçte hem hukuki destek hem de diplomatik koruma bakımından önem taşır.

3.3. Yabancı Hakkında Yakalama Emri

Soruşturma veya kovuşturma aşamasında yabancı sanık;

  • Tebligata rağmen gelmiyor,

  • Adresi tespit edilemiyor,

  • Kaçma eğilimi gösteriyor

ise mahkeme veya sulh ceza hâkimi tarafından yakalama emri çıkarılabilir.

Bu emir, kişinin Türkiye sınırları içinde bulunması hâlinde doğrudan uygulanır. Ancak kişi zaten yurtdışına çıkmışsa, olayın niteliğine göre dosya uluslararası adli iş birliği boyutuna taşınır ve bu aşamada kırmızı bülten gündeme gelebilir.


4. Yabancının Yurtdışında Bulunması: Türkiye’den Kırmızı Bülten Talebi

4.1. Yabancı Türkiye’de Suç İşledi, Sonra Yurtdışına Kaçtı

Senaryo şu:

  • Yabancı, Türkiye’de bir suç işliyor veya işlediği iddia edilen bir fiil nedeniyle soruşturma başlatılıyor,

  • Soruşturma/kovuşturma sürerken yabancı ülkeyi terk ediyor,

  • Kişinin Türkiye’ye dönmeyeceği ve adresinin de yurtdışında olduğu anlaşılıyor.

Bu durumda süreç, kabaca şu adımlarla ilerler:

  1. Türk mahkemesi yakalama emri çıkarır.

  2. Kişinin nerede olduğu biliniyorsa, ilgili devlete iade talebi hazırlanır.

  3. Kişinin yeri bilinmiyorsa veya küresel ölçekte arama isteniyorsa, Interpol üzerinden kırmızı bülten çıkarılması talep edilir.

Burada dikkat edilmesi gereken, kırmızı bültenin her zaman bir adli karar üzerine talep edilmesidir. Keyfi bir idari kararla kimseyi dünya üzerinde aratmak mümkün değildir; mutlaka mahkeme kararına veya en azından ceza soruşturması dosyasındaki usul işlemlerine dayanması gerekir.

4.2. Kırmızı Bülten Talebi İçin Aranan Şartlar

Uygulamada kırmızı bülten talep edilebilmesi için:

  • Kişi hakkında ceza soruşturması veya kovuşturması bulunmalı,

  • Suçun belli bir ciddiyet düzeyi olmalı (genellikle belirli bir ceza alt sınırı aranır),

  • Hakkında yakalama kararı veya kesinleşmiş mahkûmiyet kararı mevcut olmalı,

  • Suç, siyasi, askerî veya sırf düşünce açıklaması niteliğinde olmamalı,

  • Zamanaşımı, af gibi nedenlerle takibat imkânsız hâle gelmemiş olmalı,

  • Uluslararası ilkelere ve insan hakları standartlarına aykırılık şüphesi taşımamalıdır.

Bu çerçevede, örneğin sırf ifade özgürlüğü kapsamında kalan bir fiil nedeniyle kırmızı bülten talep edilmesi, hem Interpol iç düzenlemelerine hem de insan hakları hukukuna açık aykırılık oluşturur ve kaldırılma riski doğurur.

4.3. Türkiye’deki Makamların Rol Dağılımı

  • Ceza soruşturmasını yürüten savcılık veya yargılamayı yapan mahkeme,

  • Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve AB Genel Müdürlüğü,

  • Emniyet Genel Müdürlüğü Interpol-Europol Daire Başkanlığı

kırmızı bülten sürecinde koordineli çalışır.

Yargı mercileri, dosyadaki maddi ve hukuki şartların oluşup oluşmadığını değerlendirir; Bakanlık, talebin uluslararası yükümlülüklere ve ikili anlaşmalara uygunluğunu kontrol eder; Interpol birimi ise bültenin teknik olarak hazırlanması ve Interpol sistemine iletilmesiyle ilgilenir.


5. Yabancı Devletin Kırmızı Bülteni Üzerine Türkiye’de Yakalama

5.1. Yabancı Devlet Kırmızı Bülten Çıkardı, Kişi Türkiye’de

İkinci temel senaryo şudur:

  • Yabancı bir devletin adli makamı, kendi ceza dosyası kapsamında bir kişi hakkında kırmızı bülten çıkartıyor,

  • Bu kişi bir süre sonra Türkiye’ye giriş yapıyor veya hâlihazırda Türkiye’de yaşıyor,

  • Interpol üzerinden gelen bildirim, Türk makamlarınca tespit ediliyor.

Bu durumda, yabancı hakkında Türkiye’de yakalama gündeme gelebilir. Ancak Türkiye, kırmızı bülteni otomatik olarak “tutuklama” gibi görmez; her zaman kendi hukukuna göre değerlendirme yapar.

5.2. Geçici Tutuklama ve Adli Kontrol

Yabancı devlet, kırmızı bülten yanında genellikle geçici tutuklama talebi de gönderir. 6706 sayılı Kanun çerçevesinde:

  • Ağır suçlarda, iade talebi gelene kadar kişinin kaçmasını önlemek için geçici tutuklama uygulanabilir.

  • Ancak bu tutuklama, süre ve gerekçe bakımından sıkı denetime tabidir; iade talebinin makul süre içinde ulaşmaması hâlinde serbest bırakma veya daha hafif koruma tedbirlerine geçme gündeme gelir.

  • Daha hafif tedbirlerle (örneğin adli kontrol, belirli adreste ikamet, pasaportuna el konulması, imza yükümlülüğü) amaca ulaşmak mümkünse, tutuklamanın ölçülülüğü ayrıca tartışılmalıdır.

Yabancının Türkiye’deki aile bağları, ikamet durumu, çalışma izni, sağlık durumları gibi unsurlar da mahkemece dikkate alınır.

5.3. Ağır Ceza Mahkemesinde İade Yargılaması

Yabancı devletin resmî iade talebi, diplomatik kanallardan Adalet Bakanlığı’na ulaştıktan sonra; dosya, talebe konu yabancının bulunduğu yer ağır ceza mahkemesine gönderilir.

Bu yargılama sürecinde mahkeme:

  • Suçun çifte suçluluk koşulunu (hem talep eden hem talep edilen devlette suç sayılıp sayılmadığını),

  • Ceza miktarını,

  • Suçun siyasi, askerî veya düşünce suçu niteliğinde olup olmadığını,

  • Zamanaşımı, af, daha önce yargılanmış olma (non bis in idem) gibi engelleri,

  • İade halinde kişinin işkence, kötü muamele, ölüm cezası veya adil yargılanmama riskiyle karşı karşıya kalıp kalmayacağını,

  • Kişinin Türkiye’deki hukuki statüsünü (mültecilik, ikamet izni, aile bağları vb.)

ayrıntılı biçimde değerlendirir.

Mahkeme, nihayetinde iadenin caiz olduğuna veya olmadığına karar verir.

  • “İadesi caiz değildir” kararı verilirse süreç yargısal olarak kapanır; idare bundan sonra kişiyi iade edemez.

  • “İadesi caizdir” kararı verilirse, bu defa mesele siyasi takdir boyutuna geçer; son kararı yürütme organı verir (uygulamada Cumhurbaşkanı/ilgili makam).


6. Kırmızı Bültenin Hukuki Niteliği ve Sınırları

6.1. Kırmızı Bültenin Yanlış Algılanan Yönleri

Uygulamada, medya haberlerinde ve hatta kimi resmi yazışmalarda kırmızı bülten çoğu zaman sanki “Interpol tutuklama müzekkeresi”ymiş gibi sunulur. Oysa hukuken:

  • Kırmızı bülten, uluslararası bir yakalama talebi ve bilgi paylaşımı aracıdır.

  • Bültenin varlığı, tek başına kişinin özgürlüğüne müdahale için yeterli değildir.

  • Her üye ülke, iç hukukuna göre yakalama veya geçici tutuklama kararı vermek zorundadır; aksi takdirde salt bültene dayanılarak kişi özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.

Bu nedenle, Türkiye’de bir yabancının kırmızı bültene dayanılarak yakalanması sonrasında dahi, mutlaka hızla:

  • Sulh ceza hâkimi önüne çıkarılması,

  • Geçici tutuklama veya adli kontrol hakkında gerekçeli karar verilmesi,

  • Tutukluluğun periyodik olarak gözden geçirilmesi

gerekmektedir.

6.2. Siyasi Suçlar, Düşünce Açıklamaları ve Kötüye Kullanım

Interpol sistemi, siyasi nitelikli taleplerle kötüye kullanım riskine açık olduğundan, kendi iç mevzuatında bu konuda sıkı sınırlamalar öngörmüştür. Buna göre:

  • Sırf siyasi nitelikli suçlar,

  • Etnik köken, din, dil, düşünce açıklaması gibi temellere dayanan “suçlaştırma” girişimleri,

  • İnsan haklarına açıkça aykırı yargılamalar

için kırmızı bülten çıkarılması yasaktır.

Bununla birlikte, pratikte bazı devletlerin bu mekanizmayı muhalifleri, iş insanlarını veya gazetecileri baskı altına almak için kullanmaya çalıştığı iddiaları sık sık gündeme gelmektedir.

Bu yüzden, yabancı hakkında kırmızı bülten söz konusu olduğunda yalnızca suç tipine bakmak yeterli değildir; aynı zamanda:

  • Yargılama yapılan ülkenin hukuk devleti standartları,

  • Yargı bağımsızlığı ve adil yargılanma güvenceleri,

  • İşkence ve kötü muamele riski,

  • Ölüm cezası veya keyfî infaz ihtimali

de mutlaka değerlendirilmelidir.

6.3. Interpol Nezdinde Kırmızı Bültenin Kaldırılması

Kırmızı bültene konu yabancı, Interpol nezdinde kendi başına da başvuruda bulunabilir. Interpol bünyesinde çalışan bağımsız bir organ olan Dosyalar Kontrol Komisyonu (CCF), bireysel başvuruları inceleyerek:

  • Bültenin Interpol kurallarına aykırı şekilde düzenlenip düzenlenmediğini,

  • Siyasi, askerî veya ırkçı saikle kötüye kullanılıp kullanılmadığını,

  • Veri koruma ve kişi hakları bakımından ihlal olup olmadığını

denetler.

Komisyon, ihlal tespit ederse kırmızı bültenin silinmesine veya düzeltilmesine karar verebilir. Bu da özellikle siyasi saikli iddia edilen dosyalarda önemli bir savunma aracıdır.


7. Yabancının Hakları ve Savunma Stratejileri

7.1. Gözaltı ve Tutuklamaya Karşı Başvuru Yolları

Kırmızı bülten veya iade talebi nedeniyle Türkiye’de yakalanan yabancı:

  • Gözaltı işlemi,

  • Geçici tutuklama veya

  • Tutukluluğun devamı

kararlarına karşı itiraz hakkına sahiptir.

Avukat aracılığıyla;

  • Kişinin sabit ikametgâhı, aile bağları, çalışma ve oturum izni gibi unsurlar,

  • Kaçma şüphesinin somut olmadığı,

  • Delilleri karartma imkânının bulunmadığı,

  • Daha hafif koruma tedbirleriyle amaca ulaşılabileceği

gerekçeleriyle serbest bırakılma veya adli kontrol talep edilebilir.

7.2. İade Yargılamasında Hukuki Savunma

Ağır ceza mahkemesindeki iade yargılamasında savunmanın omurgasını şu başlıklar oluşturur:

  1. Çifte suçluluk ilkesinin ihlali

    • Talep edilen fiil, Türk hukukuna göre suç teşkil etmiyorsa iade mümkün değildir.

  2. Suçun siyasi veya askerî nitelikte olması

    • Klasik siyasi suçlar veya siyasî unsur ağır basan karma suçlar bakımından iade reddedilebilir.

  3. İşkence, kötü muamele, adil yargılanmama riski

    • Talep eden devletin ceza infaz ve yargılama şartlarına ilişkin ciddi riskler somut olarak ortaya konulursa, iade Anayasa ve uluslararası sözleşmeler gereği engellenmelidir.

  4. Ölüm cezası veya ağır insan hakları ihlali riski

    • Ölüm cezası bulunan ülkelerde, iade için ölüm cezasının uygulanmayacağına dair güvence verilmesi istenebilir; aksi hâlde iade reddedilebilir.

  5. Zamanaşımı, af, daha önce yargılanma

    • Suç, Türk hukukuna göre zamanaşımına uğramışsa veya kişi aynı fiilden dolayı halihazırda yargılanmış ve kesin hüküm almışsa (non bis in idem) iade hukuken engellidir.

  6. Kişinin Türkiye ile güçlü bağları

    • Aile hayatı, uzun süreli ikamet, iş ilişkileri, sağlık durumları, çocuklarının durumu gibi unsurlar, özellikle insan hakları boyutunda dikkate alınmalıdır.

Bu savunmalar, sadece “tek bir hukuki argüman” üzerine değil, birlikte ve bütüncül şekilde ortaya konulmalıdır.

7.3. Sığınmacı ve Mülteci Statüsündeki Yabancılar

Türkiye’de uluslararası koruma altında bulunan, yani sığınmacı veya mülteci statüsüne sahip yabancılar açısından iade ve kırmızı bülten süreçleri çok daha hassastır.

  • İade, kişiyi zulüm göreceği ülkeye geri göndermek anlamına geliyorsa, bu geri gönderme yasağına (non-refoulement) aykırı olabilir.

  • İade talebi ile sığınma talebinin aynı kişide birleşmesi hâlinde, her iki sürecin birlikte ve insan hakları eksenli değerlendirilmesi gerekir.

Bu dosyalarda, iade yargılaması ile idari yargı ve uluslararası koruma prosedürleri iç içe geçer; bu nedenle savunmanın hem ceza hukuku hem yabancılar hukuku bilgisini bir arada kullanması zorunludur.

7.4. Interpol Nezdinde Bireysel Başvuru Stratejisi

Yabancı hakkında çıkarılan kırmızı bültenin:

  • Siyasi amaçlı olduğu,

  • Artık güncel olmadığı (örneğin kişi beraat etti, karar bozuldu, zamanaşımı doldu),

  • Orantısız bir sonuç doğurduğu

düşünülüyorsa, Interpol Dosyalar Kontrol Komisyonu’na bireysel başvuru yapılabilir.

Başvuruda:

  • Bültene dayanak olan yargı kararlarındaki eksiklik ve hukuka aykırılıklar,

  • Siyasi saik, ayrımcılık, ifade özgürlüğü ihlali,

  • Talep eden devletin insan hakları karnesi,

  • Yabancının kişisel durumu ve maruz kaldığı riskler

ayrıntılı şekilde ortaya konulmalıdır.

Komisyon, uygun gördüğünde bülteni tamamen kaldırabilir veya içeriğini daraltabilir; bu da kişinin uluslararası hareket kabiliyetini önemli ölçüde rahatlatır.

Sonuç olarak;

  • Yabancı hakkında yakalama ve kırmızı bülten süreci, “sadece teknik bir prosedür” değil, kişinin özgürlüğü, onuru, aile ve iş hayatı üzerinde doğrudan etki doğuran kritik bir alandır.

  • Bu alanda, hem devletlerin hem de savunma makamlarının mevzuata hâkim, uluslararası pratiği takip eden ve insan hakları odaklı bir yaklaşım benimsemesi zorunludur.

Bu çerçevede hazırlanmış, mevzuata uygun ve uygulamaya dönük bu değerlendirme; özellikle yabancılarla çalışan hukukçular, ceza avukatları ve insan hakları alanında çalışanlar için bir temel çerçeve sunmayı amaçlamaktadır. Somut dosyalarda ise mutlaka olayın özelliklerine ve güncel mevzuat değişikliklerine göre ayrıca değerlendirme yapılmalıdır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button