Velayet Hakkı Kapsamında Çocuğun Diğer Ebeveynden Uzaklaştırılmasının Hukuki Sınırları
1. Giriş
Velayet, Türk Medeni Kanunu’nun 336 ve devamı maddelerinde düzenlenen, çocuğun bakım, eğitim, gözetim ve korunması gibi hususları içeren, kamusal niteliği ağır basan bir kurumdur. Boşanma veya ayrılık sonrası velayet hakkı, mahkeme tarafından bir ebeveyne verildiğinde; diğer ebeveynin kişisel ilişki kurma hakkı da yine aynı hükümle veya sonradan düzenlenecek bir kararla belirlenir. Ancak velayet hakkına sahip ebeveynin çocuğu alıp başka bir ile, hatta yurt dışına taşıması durumunda, bu hakkın kapsamı ve sınırları tartışmalı hâle gelmektedir.
Bu çalışmada, velayet hakkına sahip ebeveynin çocuğu diğer ebeveynden ne kadar uzaklaştırabileceği; kişisel ilişki hakkı, çocuğun üstün yararı, yerleşim yeri değişikliği ve Yargıtay kararları çerçevesinde değerlendirilecektir.
2. Velayet Hakkının Kapsamı ve Sınırları
Velayet, TMK m. 339 vd. hükümlerine göre ana ve babaya birlikte tanınan, ancak boşanma veya ayrılık durumunda mahkeme kararıyla bir ebeveyne verilen bir yetkidir. Velayet hakkı çocuğun:
-
Barınma
-
Eğitim
-
Sağlık
-
Gelişim
-
Hukuki temsili
gibi konularında karar verme yetkisini içerir. Ancak bu yetki sınırsız değildir. Velayet hakkı, çocuğun üstün yararı ve diğer ebeveynin hakları çerçevesinde kullanılmalıdır. TMK m. 182/2 uyarınca, çocuğun her iki ebeveyniyle de kişisel ilişki kurması esastır.
3. Çocuğun Yerleşim Yerinin Değiştirilmesi
Velayet hakkına sahip ebeveyn, çocuğun yerleşim yerini değiştirme yetkisine sahiptir. Ancak bu yetki, diğer ebeveynin kişisel ilişki kurma hakkını ortadan kaldıracak veya makul ölçünün ötesinde zorlaştıracak şekilde kullanılamaz.
a) Aynı İl İçinde Taşınma
Aynı şehir içerisinde yapılan makul taşınmalar genellikle sorun teşkil etmez. Ancak kişisel ilişkiyi kullanmayı imkânsızlaştıracak kadar uzak ilçelere taşınılması hâlinde, dava konusu edilebilir.
b) Başka Bir Şehre Taşınma
Yargıtay’a göre, velayet hakkına sahip ebeveynin tek başına çocuğu başka bir ile taşıması, çocuğun üstün yararı doğrultusunda gerekçelendirilmedikçe kişisel ilişki hakkının ihlali anlamına gelebilir. Bu gibi durumlarda velayet hakkı kötüye kullanılıyor sayılabilir.
c) Yurtdışına Taşınma
Yurtdışına yapılan taşınmalarda mahkeme izni aranmaktadır. Bu tür taşınmalar, hem çocuğun eğitim ve uyum süreci açısından, hem de kişisel ilişki kurulması açısından oldukça sorunlu olabilir. Yargıtay, bu gibi durumlarda velayet değişikliği dahil birçok önleme onay vermektedir.
4. Kişisel İlişki Hakkının Korunması
TMK m. 182 gereğince, boşanma hâlinde çocuğun velayeti kendisine verilmeyen ebeveynle kişisel ilişkisinin düzenlenmesi zorunludur. Bu ilişki hakkı:
-
Kamu düzenine ilişkindir,
-
Yargı kararıyla sınırlandırılabilir ama tamamen ortadan kaldırılamaz (istisnai hâller dışında),
-
Uygulanmaması veya engellenmesi durumunda velayet değişikliğine sebep olabilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre:
“Velayet hakkına sahip olan anne veya babanın, çocuğu diğer ebeveynden habersiz ve onay almadan başka bir şehre veya ülkeye götürmesi, kişisel ilişkiyi fiilen engellemek anlamına gelir ve TMK m. 182/2’ye aykırıdır.”
(Yargıtay 2. HD, 2018/6246 E., 2019/2456 K.)
5. Velayet Hakkının Kötüye Kullanımı ve Hukuki Sonuçları
Velayet hakkı kötüye kullanıldığında, karşı ebeveyn tarafından şu davalar açılabilir:
-
Kişisel ilişki düzenlenmesi veya yeniden belirlenmesi
-
Velayet değişikliği davası
-
Yurt dışı çıkış yasağı konulması (çocuk için)
-
Ebeveyne karşı çocuk kaçırma veya çocuk teslimine muhalefet davası (TCK m. 234)
Özellikle velayet sahibi ebeveynin, çocuğu kişisel ilişki kurulamayacak ölçüde uzak bir yere götürmesi hâlinde, Yargıtay bu davranışı çocuğun üstün yararı ile bağdaştırmayarak velayet değişikliğine gitmektedir.
6. Uygulamada Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
-
Taşınma öncesi diğer ebeveynin rızasının alınması önemlidir.
-
Uzak mesafelerde kişisel ilişkiyi yerine getirecek alternatif çözümler (uçak bileti, ortak nokta belirleme) sunulmalıdır.
-
Gerekirse kişisel ilişki protokolü yeniden düzenlenmeli ve mahkeme kararı alınmalıdır.
7. Uluslararası Uygulamalar ve Çocuk Kaçırma
Uluslararası anlamda 1980 tarihli Lahey Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yönlerine Dair Sözleşme, bir ülkenin vatandaşı olan çocuğun velayet hakkına aykırı biçimde başka ülkeye götürülmesi veya alıkonulmasını yasaklamaktadır. Türkiye bu sözleşmeye taraftır ve bu bağlamda velayet hakkı sahibinin çocuğu yurtdışına çıkarırken diğer ebeveynin haklarını gözetmesi gerekir.
8. Sonuç
Velayet hakkı, çocuğun menfaatini koruma amacıyla düzenlenmiş bir kurumdur. Velayet hakkına sahip olan ebeveynin, bu hakkı çocuğu diğer ebeveynden uzaklaştıracak şekilde keyfi biçimde kullanması, çocuğun üstün yararını zedeleyecek ve kişisel ilişki hakkını ihlal edecektir. Bu nedenle, velayet sahibi ebeveyn çocuğu uzak bir yere taşımadan önce, karşı ebeveynin rızasını almalı, gerekli mahkeme kararlarını temin etmeli ve kişisel ilişkiyi zora sokmayacak önlemler almalıdır.
STAJYER HUKUK FAKÜLTESİ ÖĞRENCİSİ
YAĞMUR YORULMAZ