Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Kullanımı Suçunda Cezanın Ertelenmesi ve Tedavi Süreci
1. GİRİŞ
Toplum sağlığını tehdit eden suç tiplerinden biri olan uyuşturucu madde kullanımı, bireyin irade gücünü zayıflatan ve onu suç davranışlarına açık hâle getiren ciddi bir bağımlılık sorunudur. Bu durum ceza hukuku açısından yalnızca cezalandırılacak bir eylem olarak değil, aynı zamanda önleyici ve rehabilite edici yöntemlerin öncelenmesi gereken bir alan olarak değerlendirilmelidir.
Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesi kapsamında düzenlenen “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçu, esasen kişisel tüketimi hedef alan ve ceza hukuku içinde özel bir yeri olan suç tipidir. Bu düzenlemede failin cezalandırılması kadar, tedavi edilerek topluma kazandırılması da temel amaç olarak benimsenmiştir.
2. HUKUKİ DÜZENLEME: TCK MADDE 191
TCK m.191/1 hükmüyle:
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Ancak bu maddenin sonraki fıkralarında, failin doğrudan hapis cezasına mahkûm edilmesinden önce tedavi ve denetimli serbestlik hükümleri uygulanmakta; hatta sürecin başarılı bir şekilde tamamlanması halinde, fail hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilebilmektedir.
3. KAMU DAVASININ ERTELENMESİ VE TEDAVİ SÜRECİ
3.1. Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi (KDAE)
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m.171/2’ye göre, uyuşturucu kullanımı suçlarında kamu davası açılmadan önce, şüpheli hakkında beş yıl süreyle dava açılmasının ertelenmesine karar verilebilir.
Koşullar:
-
Şüpheli hakkında daha önce benzer suçtan hüküm verilmemiş olmalıdır.
-
Tedaviye veya denetimli serbestliğe tabi tutulmalıdır.
-
Bu süre içinde benzer bir suç işlemezse dava açılmaz.
Bu yöntem, özellikle ilk kez uyuşturucu ile teması olan bireylerin adli siciline yansıyan bir ceza almadan iyileşmelerini ve topluma kazandırılmalarını amaçlar.
3.2. Denetimli Serbestlik ve Tedaviye Yönlendirme (TCK m.191/2)
TCK m.191/2’ye göre mahkeme;
-
Sanığın uyuşturucu madde kullanıcısı olduğu kanaatine varırsa,
-
Bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verir.
-
Sanık bu sürede mahkemece belirlenen yükümlülüklere uymak zorundadır.
-
Gerekiyorsa tedaviye de yönlendirilebilir.
Eğer sanık bu yükümlülüklere uyar ve bir yıl boyunca başka bir suç işlemezse mahkeme,
“Hakkında ceza verilmesine yer olmadığına” karar verir (TCK m.191/5).
4. TEDAVİYE YÖNLENDİRME SÜRECİ
Tedavi süreci, failin bağımlılık derecesine göre şekillenir. Sağlık Bakanlığına bağlı AMATEM (Alkol ve Madde Bağımlılığı Araştırma, Tedavi ve Eğitim Merkezi) gibi kurumlara yönlendirme yapılır.
Tedavi süreci:
-
Hastaneye başvuru
-
Psikiyatrik değerlendirme
-
Yatılı veya ayakta tedavi (gerektiğinde ilaç desteği)
-
Psikososyal rehabilitasyon ve raporlama
Denetimli serbestlik müdürlükleri tarafından sürecin takibi yapılır. Failin uyumu periyodik raporlarla mahkemeye bildirilir.
5. CEZA VERİLİP VERİLMEYECEĞİ
Sanık, bir yıl süresince denetimli serbestlik ve/veya tedavi yükümlülüklerine:
-
Uyarsa: Ceza verilmesine yer olmadığına karar verilir.
-
Uymazsa: Yargılamaya devam edilir ve iki ila beş yıl arası hapis cezası verilebilir.
Mahkeme, duruma göre TCK m.51 kapsamında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) ya da cezanın ertelenmesi hükümlerini de uygulayabilir.
6. YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA DEĞERLENDİRME
📌 Yargıtay 10. Ceza Dairesi
-
Esas No: 2021/2564
-
Karar No: 2021/6714
-
Karar Tarihi: 2021
Konu:
Sanığın, “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu kapsamında cezalandırılması ve cezanın ertelenmesi.
Olay Özeti:
Sanık, 26/09/2017 tarihinde işlediği iddia olunan “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu nedeniyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 09/03/2018 tarihinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir.
Ancak, sanığın 26/06/2018 tarihinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalanması üzerine erteleme kararı kaldırılarak, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 17/10/2018 tarihinde kamu davası açılmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda, İstanbul Anadolu 45. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 07/03/2019 tarihli ve 2018/630 esas, 2019/215 sayılı kararı ile sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın aynı Kanun’un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine karar verilmiştir.
Yargıtay’ın Değerlendirmesi:
Yargıtay 10. Ceza Dairesi, sanığın denetimli serbestlik süresi içerisinde yeniden suç işlemesi nedeniyle erteleme kararının kaldırılmasını ve cezanın ertelenmesine karar verilmesini hukuka uygun bulmuştur.
Sonuç:
Sanığın, denetimli serbestlik süresi içerisinde yükümlülüklerine uymaması ve yeniden suç işlemesi nedeniyle, kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin karar kaldırılmış ve sanık hakkında verilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.
7. UYGULAMADA SIK KARŞILAŞILAN SORUNLAR
7.1. Tedavi Kurumlarının Yetersizliği
Türkiye genelinde sınırlı sayıda AMATEM bulunması, özellikle kırsal bölgelerde tedaviye yönlendirmede aksaklıklara yol açmaktadır.
7.2. Denetimli Serbestlikte Takip Eksiklikleri
Failin yükümlülüklere uyup uymadığının takip edilmesinde kurumsal yoğunluk nedeniyle zaman zaman yetersizlikler yaşanmaktadır.
7.3. Tekerrür Hükümleri ve Cezasızlık Endişesi
Tekrar eden kullanım durumlarında kamuoyu tepkisi ve “cezasızlık algısı”, yargı organlarını bazen daha ağır kararlar vermeye yönlendirebilmektedir.
8. ÖNERİLER
-
Denetimli serbestlik birimleri güçlendirilmeli, raporlama süreçleri dijitalleştirilmelidir.
-
Tedavi merkezlerinin sayısı artırılmalı, bağımlılık tedavisi yaygınlaştırılmalıdır.
-
Mahkemelerce psikiyatrik değerlendirme ve bağımlılık derecesi analizlerine daha fazla yer verilmelidir.
-
İlk defa uyuşturucu ile teması olan bireyler için farklılaştırılmış eğitim ve sosyal destek programları geliştirilmeli; sadece ceza tehdidiyle değil, bilinçlendirme yoluyla çözüm aranmalıdır.
9. SONUÇ
Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanımı, yalnızca bireyin kendi yaşam kalitesini değil, toplumsal güvenliği ve sağlığı da etkileyen bir sorundur. Bu nedenle Türk Ceza Hukuku, TCK m.191 ile yalnızca cezalandırma değil, iyileştirme ve topluma yeniden kazandırma amacını gütmektedir.
Cezanın ertelenmesi ve tedaviye yönlendirme, ceza hukuku sistemimizde hem insan onurunu koruyan hem de kamu yararını gözeten bir yaklaşımdır. Ancak bu sistemin etkin olabilmesi için uygulamanın iyi yönetilmesi, denetim ve tedavi süreçlerinin disiplinle sürdürülmesi gerekmektedir.