Single Blog Title

This is a single blog caption

Uyuşturucu Madde Kullanma Suçu ve Tedavi – Denetimli Serbestlik Uygulaması (TCK 191)

Giriş

Uyuşturucu ve uyarıcı maddelerle mücadele, hem bireylerin sağlığını korumak hem de toplumsal düzeni sağlamak bakımından devletin en önemli görevlerinden biridir. Bu bağlamda Türk Ceza Kanunu’nda uyuşturucu madde ile ilgili suçlara ağır cezalar öngörülmüştür. Ancak uyuşturucu maddeyi satan, dağıtan ya da ticaretini yapan kişiyle, yalnızca kendi ihtiyacı için uyuşturucu bulunduran ya da kullanan kişi arasında farklılık bulunmaktadır. Kanun koyucu, kullanıcıyı doğrudan uzun süreli hapis cezaları ile cezalandırmak yerine, onu tedaviye yönlendirmeyi ve topluma yeniden kazandırmayı hedeflemiştir. İşte bu farklı yaklaşım, TCK m.191’de düzenlenen “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu” ve bu madde kapsamında öngörülen tedavi – denetimli serbestlik tedbirleri ile karşımıza çıkmaktadır.


TCK m.191 Kapsamında Suçun Tanımı

TCK m.191/1’de açıkça düzenlendiği üzere, “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Görüldüğü üzere, suçun temel konusu uyuşturucu maddedir ve failin bu maddeyi kendi kullanımı için elinde bulundurmasıdır. Suçun oluşması için maddenin mutlaka kullanılmasına gerek yoktur. Kişinin uyuşturucu maddeyi yalnızca yanında taşıması veya evinde bulundurması dahi, eğer kullanım amacıyla hareket ediyorsa, bu suçun oluşması için yeterlidir.

Burada en kritik mesele, failin “kullanıcı” mı yoksa “satıcı” mı olduğunun belirlenmesidir. Çünkü TCK m.188’de düzenlenen uyuşturucu madde ticareti suçunun cezası çok daha ağırdır (10 yıldan az olmamak üzere hapis). Bu ayrım, uygulamada en fazla tartışmaya yol açan konudur.


Kullanıcı ile Satıcı Arasındaki Ayrım

Yargıtay, failin kullanıcı mı yoksa satıcı mı olduğunun belirlenmesinde birkaç ölçüt kullanmaktadır:

  • Miktar: Uyuşturucu maddenin gramajı, kişisel kullanım sınırını aşıyorsa ticaret kastına işaret eder.

  • Paketleme şekli: Uyuşturucunun çok sayıda küçük paket halinde bulunması, satış amacını gösterir.

  • Yan deliller: Hassas terazi, çok miktarda nakit para, telefon görüşmeleri, müşteri listeleri ticaret kastına karine teşkil eder.

  • Failin durumu: Failin uyuşturucu bağımlısı olup olmaması, daha önce tedavi görüp görmediği de dikkate alınır.

Örneğin Yargıtay 20. Ceza Dairesi’nin 2019/4212 E., 2020/2451 K. sayılı kararında, sanığın evinde küçük paketler halinde uyuşturucu bulunması, satıcılık yönünde güçlü delil kabul edilmiştir. Buna karşılık Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2016/3121 E., 2017/4569 K. sayılı kararında, sanığın üzerinde yalnızca tek paket halinde küçük miktar esrar bulunması, ticaret kastı için yeterli görülmemiş ve eylem TCK m.191 kapsamında değerlendirilmiştir.


Tedavi ve Denetimli Serbestlik Uygulaması

Uyuşturucu madde kullanma suçunda yasa koyucunun temel amacı, kullanıcıyı cezalandırmak değil, tedavi ederek topluma kazandırmaktır. Bu nedenle TCK m.191’de yalnızca hapis cezası değil, aynı zamanda tedavi ve denetimli serbestlik tedbirleri de düzenlenmiştir.

Denetimli Serbestlik

Fail hakkında, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörülmekle birlikte, çoğu durumda kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilerek denetimli serbestlik uygulanmaktadır. Denetimli serbestlik süresi beş yıldır. Bu süre boyunca kişi, belli aralıklarla denetime tabi tutulur, yükümlülüklere uyması istenir ve gerektiğinde sosyal hizmetlere yönlendirilir.

Tedavi Tedbiri

Sanığın uyuşturucu bağımlısı olduğunun anlaşılması halinde, mahkeme veya savcılık tarafından tedaviye tabi tutulmasına da karar verilebilir. Bu tedavi genellikle AMATEM gibi kurumlarda yapılmaktadır. Tedavi yükümlülüğüne uyan kişiler hakkında ceza davası açılmaz ya da açılmışsa dava düşer.

Uygulamanın İşleyişi

Cumhuriyet savcısı, kişinin suçunu sabit gördüğünde, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerini uygulamak üzere karar verir. Kişi bu tedbirlere uyarsa, ceza davası açılmaz. Ancak tedbirlere uymazsa veya yükümlülüklerini ihlal ederse, savcılık bu kez kamu davası açar ve kişi hapis cezası ile yargılanır.


Yargıtay Kararlarından Örnekler

📌 Yargıtay 10. CD, 2016/3121 E., 2017/4569 K.
Sanığın üzerinde 3 gram esrar ele geçirilmiş, başka bir delil bulunmamıştır. Yargıtay, bu miktarın kişisel kullanım sınırları içinde olduğunu, failin satıcı olmadığına hükmetmiş ve TCK m.191 kapsamında tedavi–denetimli serbestlik uygulanması gerektiğini belirtmiştir.

📌 Yargıtay CGK, 2018/13-45 E., 2019/217 K.
Sanığın üzerinde 12 gram eroin yakalanmış, ayrıca hassas terazi bulunmuştur. Yargıtay, bu durumda failin yalnızca kullanıcı değil, ticaret amacıyla uyuşturucu bulundurduğuna kanaat getirmiştir. Dolayısıyla TCK m.191 değil, TCK m.188 uygulanmıştır.

📌 Yargıtay 20. CD, 2020/2121 E., 2021/1562 K.
Sanık, uyuşturucu kullanmaktan yakalanmış ve daha önce denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmuş olmasına rağmen yükümlülüklere uymamıştır. Yargıtay, ikinci kez denetimli serbestlik uygulanamayacağına, bu nedenle hakkında doğrudan ceza davası açılması gerektiğine hükmetmiştir.


Savunma Stratejileri

Uyuşturucu madde kullanma suçunda savunmada en önemli strateji, failin uyuşturucu maddenin ticaretini yapmadığını, yalnızca kendi ihtiyacı için bulundurduğunu ortaya koymaktır. Bu amaçla sanığın bağımlı olduğuna dair raporlar, madde miktarının düşük olması, ticarete işaret eden başka bir delil bulunmaması gibi hususlar öne çıkarılmalıdır. Ayrıca savunmada, sanığın tedaviye istekli olduğu ve denetimli serbestlik yükümlülüklerine uyacağı vurgulanarak, hapis cezası yerine bu alternatif tedbirlerin uygulanması talep edilmelidir.

Örneğin;

Ali Y., 24 yaşında, üniversite öğrencisidir. Arkadaş çevresinin etkisiyle zaman zaman uyuşturucu madde kullanmaktadır. Bir gece Beyoğlu’nda polis ekipleri tarafından yapılan rutin kimlik kontrolünde, Ali’nin cebinde 2 gram esrar bulunmuştur. Ali, gözaltına alınarak savcılığa sevk edilmiş, ifadesinde “uzun süredir uyuşturucu kullandığını, bu maddeyi yalnızca kendi ihtiyacı için bulundurduğunu, hiçbir şekilde satış yapmadığını” söylemiştir.

Soruşturma dosyasında; uyuşturucu maddenin tek paket halinde, küçük miktarda olması; Ali’nin üzerinde satışa dair herhangi bir delil (hassas terazi, çoklu paket, yüklü miktarda nakit, müşteri listesi vb.) bulunmaması dikkat çekmiştir. Ayrıca Ali, savcılıkta verdiği ifadede tedavi olmak istediğini, AMATEM’e başvurabileceğini belirtmiştir.

Cumhuriyet savcısı, dosyayı incelemiş ve Ali’nin eyleminin TCK 191 kapsamında “kullanmak için uyuşturucu bulundurma suçu” olduğunu değerlendirmiştir. Bu nedenle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar vererek, Ali hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmetmiştir.

Ali’ye 5 yıl süreyle denetimli serbestlik uygulanmasına, bu süre içerisinde düzenli aralıklarla teste tabi tutulmasına, AMATEM’de tedavi görmesine ve sosyal destek programlarına katılmasına karar verilmiştir. Ali, bu süreçte yükümlülüklerini yerine getirmiş, tedavi programını tamamlamış ve bağımlılıktan kurtulmuştur. Böylece hakkında ceza davası açılmamış, sabıka kaydı oluşmamış ve topluma yeniden kazandırılmıştır.

Uyuşturucu madde kullanma suçu, toplum sağlığını tehdit eden en önemli suç tiplerinden biridir. Ancak yasa koyucu, kullanıcı ile satıcı arasında ayrım yaparak, kullanıcıyı cezalandırmak yerine tedavi etmeyi tercih etmiştir. TCK m.191’de düzenlenen tedavi ve denetimli serbestlik hükümleri, uyuşturucu bağımlılarının rehabilitasyonu açısından hayati öneme sahiptir. Uygulamada ise en önemli sorun, kullanma ile ticaret arasındaki ayrımın doğru yapılmasıdır. Yargıtay içtihatları, bu ayrımı netleştirmekte ve savunma stratejilerine yön vermektedir.

                                                                                                                                 Hukuk Fakültesi Öğrencisi Ada Ceren KENDİGELEN

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button