Uyuşturucu Madde Kişisel Kullanım Sınırı / Miktarı (HSYK Görüşü)
Giriş
Uyuşturucu madde suçlarında, failin TCK m.188 (ticaret) kapsamında mı yoksa TCK m.191 (kullanma / bulundurma) kapsamında mı yargılanacağı, çoğunlukla ele geçirilen madde miktarına göre belirlenmektedir. Çünkü aynı madde, aynı fail tarafından bulundurulduğunda;
-
Kişisel kullanım içinse 2–5 yıl hapis (çoğunlukla denetimli serbestlik),
-
Satış amacıyla bulundurulmuşsa 10 yıl + adli para cezası,
ile karşı karşıya kalınmaktadır.
Bu nedenle kişisel kullanım sınırının belirlenmesi, hem soruşturma hem kovuşturma hem de savunma bakımından hayati önemdedir.
HSYK’nın Görüşü
HSYK (Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu) 2010 yılında yayımladığı “Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Suçlarına İlişkin Uygulama Birliği Genelgesi” ile uygulamada yol gösterici bir görüş ortaya koymuştur.
HSYK görüşünde şu ilkeler benimsenmiştir:
-
Kişisel kullanım miktarı sabit gramajlarla değil, kişinin bağımlılık düzeyi, kullanım sıklığı, maddenin niteliği ve paketlenme şekli dikkate alınarak belirlenmelidir.
-
Tek başına “gram” ölçütü, kullanıcı-satıcı ayrımı için yeterli değildir.
-
Birden fazla küçük paket halinde bulunması ticaret kastına işaret eder.
-
Hassas terazi, müşteri listesi, uyuşturucu satışında kullanılan materyaller bulunması ticarete delalet eder.
Özetle, HSYK görüşü miktarı mutlak bir sınır olarak değil, delillerle birlikte değerlendirilmesi gereken bir unsur olarak görmektedir.
Yargıtay’ın Yaklaşımı
Yargıtay kararlarında da HSYK görüşüyle paralel olarak sabit bir gramaj sınırı yerine, somut olayın özellikleri ön plana çıkarılmaktadır.
Yargıtay 10. CD, 2016/3121 E., 2017/4569 K.
3 gram esrar tek paket halinde bulunmuş; Yargıtay bunun kişisel kullanım sınırında olduğunu belirtmiştir.
Yargıtay 20. CD, 2018/4512 E., 2019/3274 K.
15 gram esrar 10 ayrı paket halinde bulunmuş ve yanında hassas terazi ele geçirilmiştir. Yargıtay, satış kastının bulunduğuna hükmetmiştir.
Yargıtay CGK, 2014/499 E., 2015/123 K.
“Uyuşturucu miktarı tek başına belirleyici değildir. Failin kişisel durumu, kullanım alışkanlığı, delil durumu birlikte değerlendirilmelidir.” denilmiştir.
Uygulamadaki Sorunlar
-
Kesin sınır olmaması – Kanunda “kişisel kullanım sınırı” net olarak belirtilmediği için uygulamada farklı kararlar verilebilmektedir.
-
Bilirkişi raporları – Kullanım sınırının tespitinde bilirkişi raporları önemlidir, ancak raporların standardı yoktur.
-
Savunma stratejisi – Sanığın bağımlılık raporu, maddeyi kullanım biçimi ve delil eksiklikleri savunmada kritik önemdedir.
Örnekler;
-
Olay 1: Polis kontrolünde 2 gram tek paket esrarla yakalanan üniversite öğrencisi. Yargıtay, kişisel kullanım sınırında olduğuna ve TCK 191 uygulanması gerektiğine karar vermiştir.
-
Olay 2: Evinde 20 paket halinde toplam 10 gram esrar ve hassas terazi bulunan şüpheli. Yargıtay, kişisel kullanım değil, satış kastı olduğuna hükmetmiştir.
-
Olay 3: Bağımlılık raporu olan bir sanığın üzerinde 8 gram tek paket esrar bulunmuştur. Yargıtay, sanığın kullanım alışkanlığına bakarak ticaret değil kullanım amacı olduğunu kabul etmiştir.
Savunma Açısından Strateji
-
Bağımlılık raporu alınmalı, kişinin kullanıcı olduğu vurgulanmalı.
-
Miktarın kişisel kullanım sınırında olduğu bilirkişi raporlarıyla desteklenmeli.
-
Paketleme şekli, yan deliller tartışılmalı.
-
Satış kastı olmadığını gösteren olgular (para, müşteri listesi olmaması vb.) öne çıkarılmalı.
Sonuç
Uyuşturucu madde suçlarında kişisel kullanım sınırı, HSYK görüşü ve Yargıtay kararlarıyla şekillenen, somut olaya göre belirlenen bir kriterdir. Kanunda net bir gramaj yazmaması nedeniyle hâkimler, failin durumu, bağımlılık raporları, paketleme ve yan deliller ışığında karar vermektedir.
Bu nedenle savunmada; miktar, paketleme, deliller ve bağımlılık raporları birlikte değerlendirilerek sanığın kullanıcı mı satıcı mı olduğunun ortaya konması, sonucu doğrudan etkileyen stratejik bir noktadır.
AMATEM Raporlarının Kişisel Kullanım Sınırında Rolü
Uyuşturucu madde suçlarında en kritik ayrım; şüphelinin kullanıcı mı, yoksa satıcı mı olduğunun belirlenmesidir. Bu noktada sadece ele geçirilen miktar değil, şüphelinin bağımlılık durumu ve kullanım alışkanlıkları da dikkate alınmalıdır. İşte bu aşamada devreye AMATEM (Alkol ve Madde Bağımlılığı Araştırma ve Tedavi Merkezi) raporları girmektedir.
1. AMATEM Raporunun Önemi
-
Mahkemeler, şüphelinin kullanıcı olduğunu gösteren objektif bir delil olarak AMATEM raporlarına sıkça başvurmaktadır.
-
Raporda, kişinin bağımlı olup olmadığı, kullanım sıklığı, tedaviye ihtiyacı detaylı olarak değerlendirilir.
-
Eğer raporda kişinin düzenli kullanıcı olduğu belirtilirse, ele geçirilen miktarın daha fazla olmasına rağmen kullanım amacıyla bulundurduğu kabul edilebilir.
2. Yargıtay Kararlarında AMATEM Raporları
Yargıtay 10. CD, 2017/2719 E., 2018/3456 K.
Sanığın üzerinde 8 gram esrar bulunmuş, ancak AMATEM raporunda sanığın “ileri düzeyde bağımlı” olduğu ve bu miktarın kişisel kullanımına uygun olduğu belirtilmiştir. Yargıtay, satış kastı bulunmadığına karar vermiştir.
Yargıtay 20. CD, 2019/3274 E., 2020/4512 K.
Sanığın üzerinde 12 gram esrar tek paket halinde bulunmuş, AMATEM raporunda ise bağımlılık bulgusu çıkmamıştır. Yargıtay, kişisel kullanım savunmasını kabul etmemiştir.
3. Savunma Stratejisinde Kullanımı
-
Şüphelinin gerçekten kullanıcı olduğuna dair AMATEM raporu alınması savunmada kritik bir araçtır.
-
Bu raporla birlikte, ele geçirilen maddenin kullanım amacıyla bulundurulduğu, ticaret kastı olmadığı güçlü şekilde ileri sürülebilir.
-
Özellikle yüksek gramajlı maddelerde, AMATEM raporu çoğu zaman cezanın seyrini değiştirir.
4. Örneğin;
Şüpheli B.K., evinde yapılan aramada 9 gram esrar ile yakalanmıştır. Savcılık, miktarın yüksek olduğu gerekçesiyle TCK 188 kapsamında işlem yapmaya yönelmiştir. Müdafi, AMATEM raporu talep etmiştir.
Rapor sonucunda B.K.’nın günde 3 kez esrar kullandığı, bağımlı olduğu ve ele geçirilen miktarın 3 günlük kullanımına denk geldiği tespit edilmiştir. Bu rapor, mahkeme kararında belirleyici olmuş ve B.K. hakkında TCK 191 (kullanıcı suçu) uygulanmıştır.
Sonuç
AMATEM raporları, uyuşturucu madde davalarında kişisel kullanım sınırının belirlenmesinde hayati bir rol oynamaktadır. Mahkemeler yalnızca gramaja değil, bağımlılık raporlarına da bakmakta; bu da kullanıcı ile satıcı ayrımında kritik bir delil oluşturmaktadır.
Bu nedenle savunmada;
-
AMATEM raporu alınması,
-
Raporun içeriğinin dikkatle analiz edilmesi,
-
Kullanım amacıyla bulundurma iddiasının bu raporla desteklenmesi
çok önemlidir.