Single Blog Title

This is a single blog caption

Uluslararası Deniz Hukuku Çerçevesinde Açık Denizlerde Yetki Uyuşmazlıkları

GİRİŞ

Denizler, insanlık tarihi boyunca hem ticaret hem de egemenlik açısından stratejik önem taşımış; teknolojik gelişmelerle birlikte enerji kaynaklarının ve deniz tabanı madenlerinin keşfi, uluslararası deniz hukukunu karmaşık bir alan haline getirmiştir. Özellikle açık denizler (high seas) üzerindeki yetki tartışmaları, günümüzde devletlerarası ihtilafların temel nedenlerinden biri haline gelmiştir.

Bu makalede, açık deniz kavramı, bu alanlardaki devlet yetkileri, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS/UNCLOS) başta olmak üzere uluslararası metinlerin düzenlemeleri ve somut uyuşmazlık örnekleri ele alınacak; mevcut çözüm yolları ve hukuki değerlendirmeler ışığında sistematik bir analiz sunulacaktır.


I. AÇIK DENİZLERİN TANIMI VE HUKUKİ NİTELİĞİ

1. Açık Deniz Nedir?

Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne (1982) göre açık denizler, bir devletin karasularına, bitişik bölgesine, münhasır ekonomik bölgesine veya kıta sahanlığına dahil olmayan, tüm devletlere açık olan deniz alanlarıdır (UNCLOS Madde 86).

2. Açık Denizlerin Hukuki Rejimi

UNCLOS Madde 87’ye göre açık denizlerde tüm devletler için aşağıdaki özgürlükler garanti altına alınmıştır:

  • Seyir özgürlüğü

  • Uçuş özgürlüğü

  • Deniz altı kablo ve boru hattı döşeme

  • Balıkçılık özgürlüğü

  • Bilimsel araştırma özgürlüğü

Ancak bu özgürlükler mutlak olmayıp, diğer devletlerin haklarına ve deniz çevresinin korunmasına saygı göstermek koşuluna bağlıdır.


II. YETKİ TÜRÜ VE UYUŞMAZLIK KAYNAKLARI

1. Bayrak Devleti Yetkisi (Flag State Jurisdiction)

Açık denizlerdeki gemiler, sadece bayrak devleti hukukuna tabidir (UNCLOS md. 92). Bu, özellikle ticaret gemileri, balıkçı tekneleri ve özel deniz araçları bakımından önem taşır.

Bununla birlikte, bayrak devleti uygulamada aşağıdaki nedenlerle etkin bir denetim sağlayamayabilir:

  • Ucuz bayrak uygulamaları (Panama, Liberya gibi ülkeler)

  • Denetim zafiyetleri

  • Devletin hukuki ve teknik kapasite eksikliği

Bu durum, yetki boşlukları doğurmakta ve yargı yetkisi çatışmalarına yol açmaktadır.

2. Evrensel Yetki (Universal Jurisdiction)

Bazı ağır suçlar bakımından (köle ticareti, korsanlık, yasadışı yayın), her devlet, açık denizlerde bu suçlara karşı yetki kullanabilir (UNCLOS md. 105-107). Bu evrensel yetki, devletlerin bayrak koşuluna bakmaksızın müdahale edebilmesini sağlar.

3. Özel Müdahale Yetkisi

Bazı istisnai durumlarda, kıyı devletleri ya da üçüncü ülkeler aşağıdaki sebeplerle müdahalede bulunabilir:

  • Yetkisiz yayın yapan gemilere müdahale (md. 109)

  • Yetkisiz balıkçılık (FAO ve RFMO düzenlemeleri)

  • Çevre kirliliği (md. 217-220)

  • İnsan kaçakçılığı ve yasadışı göç (Protokol 2000)


III. UYGULAMADA YETKİ UYUŞMAZLIKLARI

1. Korsanlıkla Mücadele

Korsanlık, UNCLOS md. 101’e göre açık denizde gerçekleştirilen özel amaçlı saldırılardır. Somali açıklarında yaşanan olaylar, korsanlıkla mücadelede çok taraflı yetki kullanımı örneklerini sunmuştur. NATO, AB ve ABD öncülüğünde yürütülen misyonlarda gemilere müdahale edilmiştir.

Ancak bu operasyonlar, bazı durumlarda bayrak devleti izni olmadan yapıldığı için hukuki tartışmalara neden olmuştur.

2. Balıkçılık ve Kaynak Kullanımı

Münhasır ekonomik bölge dışındaki açık denizlerde balıkçılık özgürlüğü, denizel biyoçeşitlilik kaybı riskini artırmıştır. Bireysel devletlerin RFMO (Bölgesel Balıkçılık Yönetim Örgütleri) dışında yaptığı müdahaleler, yetki ihlali sayılmıştır.

Örneğin: Arjantin ile İspanya arasında 1995 yılında yaşanan açık deniz balıkçılığı krizi.

3. Yasadışı Göç ve Arama-Kurtarma Yetkisi

Açık denizlerde tespit edilen düzensiz göçmen taşıyan teknelere müdahale konusu, hem insan hakları hem yetki sınırları bakımından tartışmalıdır. Bayrak devleti izni olmadan yapılan müdahaleler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına konu olmuştur (Hirsi Jamaa v. İtalya, 2012).


IV. ULUSLARARASI MAHKEME KARARLARI

1. ITLOS (Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi)

  • “MV Saiga Case” (Saint Vincent and the Grenadines v. Guinea) kararında, Guinea’nin açık denizde bir gemiye müdahalesinin UNCLOS’a aykırı olduğu hükme bağlanmıştır.

  • Bayrak devletinin münhasır yargı yetkisi teyit edilmiştir.

2. Uluslararası Adalet Divanı (ICJ)

  • “Nicaragua v. USA” davasında, ABD’nin açık denizlerdeki eylemlerinin egemenlik ihlali oluşturduğu kabul edilmiştir.

  • Açık denizlerde her türlü müdahalenin “uluslararası teamüle ve rızaya” dayanması gerektiği vurgulanmıştır.


V. TÜRKİYE’NİN TUTUMU VE BÖLGESEL YANSIMALAR

Türkiye, UNCLOS’a taraf olmamakla birlikte, açık denizler rejimini teamül hukuku çerçevesinde genel olarak kabul etmektedir. Türk donanması açık denizlerde:

  • Korsanlıkla mücadele operasyonlarında aktif rol almıştır.

  • Karadeniz’de deniz güvenliğini sağlamak için BLACKSEAFOR ve Operation Black Sea Harmony girişimlerinde bulunmuştur.

  • Türk bayraklı gemilere yönelik müdahalelere karşı egemenlik hakkını korumayı sürdürmektedir.


VI. ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

  1. Bayrak Devleti Sorumluluğunun Artırılması
    Etkin denetim yükümlülüğü, sadece kâğıt üzerindeki bir yetki değil, fiilen kullanılabilir bir denetim mekanizması haline getirilmelidir.

  2. Bölgesel İşbirliği Mekanizmalarının Güçlendirilmesi
    RFMO’ların yetkilerinin artırılması, balıkçılık ve çevre suçlarıyla mücadelede etki sağlar.

  3. Evrensel Yetki Sınırlarının Netleştirilmesi
    Korsanlık dışında evrensel yetki uygulamalarının keyfi hale gelmemesi için uluslararası hukukta açık sınırlar belirlenmelidir.

  4. Tahkim ve Barışçıl Uyuşmazlık Çözümü
    Açık deniz yetki ihtilaflarında ITLOS, ICJ ve arbitraj mekanizmaları daha sık kullanılmalıdır.


SONUÇ

Açık denizler, tüm insanlığın ortak mirası olmakla birlikte, yetki boşlukları nedeniyle egemenlik çatışmalarına açık hale gelmiştir. UNCLOS bu alanda kapsamlı düzenlemeler getirse de uygulamada yaşanan problemler, devletlerin işbirliği içinde hareket etmesini, denetim sorumluluklarını yerine getirmesini ve evrensel hukuka uygun davranmasını zorunlu kılmaktadır.

Özellikle korsanlık, yasadışı balıkçılık ve çevre kirliliği gibi suçlarla mücadelede uluslararası deniz hukukunun güncel gelişmelere paralel olarak evrilmesi gereklidir. Türkiye’nin bu süreçte hukuki pozisyonunu güçlendirmesi, bölgesel deniz yetkisi krizlerine karşı hazırlıklı olması açısından önemlidir.


Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button