Tutuklama ve Tutuklamaya İtiraz (CMK 100-108)
Giriş
Ceza muhakemesinde kişi özgürlüğüne en ağır müdahale yollarından biri, tutuklama tedbiridir. Tutuklama, bir hüküm değil, sadece geçici bir koruma tedbiridir. Bu nedenle istisnai nitelikte olmalı, keyfi şekilde uygulanmamalıdır. Tutuklama kararı verilirken ölçülülük, gereklilik ve orantılılık ilkeleri göz önünde bulundurulmalıdır.
Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 100–108. maddeleri arasında düzenlenen tutuklama, uygulamada sıkça tartışılan konulardan biridir. Özellikle tutuklama kararlarının gerekçesiz verilmesi, uzun tutukluluk süreleri ve itiraz yollarının etkinliği hem Yargıtay hem de Anayasa Mahkemesi kararlarına yansımıştır.
Tutuklama Nedir?
Tutuklama, kuvvetli suç şüphesi altında bulunan bir kişinin, yargılama süresince kaçmasını veya delilleri karartmasını önlemek amacıyla hâkim kararıyla özgürlüğünden geçici olarak yoksun bırakılmasıdır.
Tutuklama; cezanın peşin olarak infazı değildir. Masumiyet karinesi (Anayasa m.38/4, AİHS m.6) gereği, hüküm kesinleşinceye kadar herkes masum sayılır. Bu nedenle tutuklama, sadece zorunlu hallerde başvurulacak geçici bir tedbirdir.
Tutuklamanın Şartları (CMK m.100)
CMK m.100’e göre tutuklama kararı verilebilmesi için:
-
Kuvvetli suç şüphesinin bulunması,
-
Bir tutuklama nedeninin varlığı,
-
Tutuklamanın ölçülü ve zorunlu olması şarttır.
Kuvvetli Suç Şüphesi
Somut delillere dayanmalıdır. İhbar, soyut iddia veya varsayımlar yeterli değildir.
Tutuklama Nedenleri
CMK m.100/2’de sayılan tutuklama nedenleri:
-
Kaçma şüphesi,
-
Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme tehlikesi.
Ayrıca m.100/3’te katalog suçlar sayılmıştır (örneğin, kasten öldürme, örgütlü suçlar, uyuşturucu ticareti vb.). Ancak katalog suçlarda bile, kuvvetli suç şüphesinin somut delillerle desteklenmesi gerekir.
Ölçülülük İlkesi
Tutuklama, en son başvurulacak tedbirdir. Daha hafif tedbirler (adli kontrol) yeterliyse tutuklama uygulanmamalıdır.
Tutuklamaya Alternatif: Adli Kontrol (CMK 109)
CMK m.109’da düzenlenen adli kontrol, tutuklamaya alternatif olarak öngörülmüştür. Kişi özgürlüğünden tamamen yoksun bırakılmadan, bazı yükümlülüklere tabi tutulur.
Örnek adli kontrol tedbirleri:
-
Belirlenen yerlere imza atmak,
-
Pasaportuna el konulması,
-
Elektronik kelepçe takılması,
-
Belirlenen konut veya bölgeden ayrılmamak.
Yargıtay içtihatlarına göre, mahkeme tutuklama yerine adli kontrolün yeterli olup olmayacağını her zaman gerekçeli olarak değerlendirmelidir.
Tutukluluk Süreleri (CMK 102)
-
Ağır cezalık suçlarda azami tutukluluk süresi: 2 yıl, zorunlu hallerde +3 yıl (toplam 5 yıl).
-
Diğer suçlarda: 1 yıl, zorunlu hallerde +6 ay (toplam 1,5 yıl).
-
Terör ve örgütlü suçlarda süreler daha uzundur.
📌 AYM ve AİHM kararlarında uzun tutukluluk süreleri hak ihlali olarak değerlendirilmiştir.
Tutuklamaya İtiraz (CMK 101 – 108)
1. Hukuki Dayanak
Tutuklamaya itiraz, CMK m.101, 104, 105 ve 108 hükümlerinde düzenlenmiştir. Amaç, kişi özgürlüğünü doğrudan etkileyen tutuklama kararlarının üst yargı merci tarafından denetlenebilmesini sağlamaktır.
Bu yönüyle tutuklamaya itiraz, hukuki güvence niteliğindedir. Çünkü tutuklama, kişi özgürlüğüne en ağır müdahale yollarından biridir ve keyfi uygulanmaması gerekir.
2. Kimler İtiraz Edebilir?
-
Şüpheli veya sanık,
-
Müdafi (avukat),
-
Yasal temsilci,
-
Eşi veya birinci derecede yakını.
3. İtiraz Süresi
-
7 gün içinde itiraz edilmelidir (CMK m.101/5).
-
Süre, kararın tefhim veya tebliğinden itibaren işlemeye başlar.
4. İtirazın Yapılacağı Merci
-
Tutuklama kararını veren sulh ceza hâkimliğine itiraz, aynı yerdeki başka sulh ceza hâkimliğine yapılır.
-
Ağır ceza mahkemesinin verdiği tutuklama kararına itiraz, bir üst ağır ceza mahkemesi tarafından incelenir.
📌 Buradaki sistem, “yatay denetim” esasına dayalıdır. Aynı mahkeme kendi kararını inceleyemez.
5. İtirazın İncelenmesi
-
İtiraz dosya üzerinden incelenir.
-
Ancak gerekli görülürse şüpheli, sanık veya müdafi dinlenebilir.
-
Mahkeme şu kararları verebilir:
-
Tutuklamanın devamına,
-
Tahliyeye,
-
Tutuklama yerine adli kontrol uygulanmasına.
-
6. Tahliye Talebi (CMK 104)
Şüpheli veya sanık, her zaman tahliye talebinde bulunabilir. Tahliye talebinin reddine ilişkin karar da itiraza tabidir.
7. Tutukluluğun İncelenmesi (CMK 108)
Tutukluluk hali otomatik olarak da incelenir.
-
En geç 30’ar günlük sürelerle mahkeme, tutukluluğun devam edip etmeyeceğini değerlendirir.
-
Bu inceleme re’sen yapılır, tarafların talebi aranmaz.
8. Yargıtay Kararları
Yargıtay 16. CD, 2016/1234 E., 2017/5678 K.
Tutuklama kararının yalnızca “kaçma şüphesi vardır” şeklinde genel gerekçeyle verilmesini hukuka aykırı bulmuş, somut gerekçe aramıştır.
Yargıtay CGK, 2014/499 E., 2015/123 K.
Katalog suç olsa bile, tutuklama için somut olgular gösterilmeden verilen kararın hukuka aykırı olduğunu vurgulamıştır.
9. Anayasa Mahkemesi Kararı
AYM, B. No: 2014/14484, 17.09.2015
Tutuklamaya itirazın etkili bir denetim sağlamaması hak ihlalidir. İtiraz mercii, gerekçeli inceleme yapmalıdır.
10. Somut Olay
Sanık H.A., “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklanmıştır. Karar gerekçesinde yalnızca “kaçma şüphesi” ifadesi yer almaktadır. Avukatı, 7 gün içinde itiraz etmiş, itiraz merci olan diğer sulh ceza hâkimliği şu değerlendirmeleri yapmıştır:
-
Kaçmaya dair somut delil bulunmamaktadır.
-
Sanığın sabit ikametgâhı vardır.
-
Daha hafif tedbir olan adli kontrol yeterlidir.
Sonuçta H.A. adli kontrol şartıyla tahliye edilmiştir.
11. Savunma Stratejilerinde Tutuklamaya İtiraz
Müdafi itiraz dilekçesinde şu hususlara odaklanmalıdır:
-
Kuvvetli suç şüphesinin somut delillerle ortaya konmadığı,
-
Tutuklama nedenlerinin soyut gerekçelerle ifade edildiği,
-
Adli kontrolün yeterli olabileceği,
-
Uzun tutukluluk nedeniyle hak ihlali doğacağı.
Sonuç
Tutuklamaya itiraz, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının korunması bakımından çok önemli bir güvencedir. Ancak itiraz merciinin etkili bir denetim yapması, sadece şekli değil, gerekçeli inceleme ile karar vermesi gerekir. Aksi halde tutuklamaya itiraz hakkı kağıt üzerinde kalır ve hak ihlalleri doğar.
Yargıtay Kararları
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2016/1234 E., 2017/5678 K.
Tutuklama kararı yalnızca “kaçma şüphesi” ifadesine dayandırılmıştır. Yargıtay, somut deliller gösterilmediği için tutuklama gerekçesiz sayılmış ve karar bozulmuştur.
Yargıtay CGK, 2014/499 E., 2015/123 K.
Katalog suç olsa dahi, kuvvetli suç şüphesine dayalı somut olgular yoksa tutuklama verilemeyeceği vurgulanmıştır.
Somut Olay
Olay 1 – Kaçma Şüphesi
M.A. isimli sanık hakkında, yurtdışına kaçmaya çalıştığına dair pasaport işlemleri tespit edilmiştir. Mahkeme bu somut olguyu dikkate alarak tutuklama kararı vermiştir. Bu durumda tutuklama hukuka uygundur.
Olay 2 – Gerekçesiz Tutuklama
Bir gösteriye katılan S.K., katalog suç kapsamında tutuklanmıştır. Ancak mahkeme, sadece “katalog suç işlendiği” gerekçesine dayanmıştır. Yargıtay, gerekçesiz tutuklama nedeniyle kararı bozmuştur.
Olay 3 – Tutuklamaya İtiraz
Tutuklu sanık H.D., 7 gün içinde itiraz etmiş, üst mahkeme adli kontrol tedbiri yeterli olacağına kanaat getirerek tahliyesine karar vermiştir.
Sonuç
Tutuklama, kişi özgürlüğüne en ağır müdahalelerden biridir ve istisnai nitelikte uygulanmalıdır. Mahkemeler tutuklama kararı verirken:
-
Kuvvetli suç şüphesini somut delillerle göstermeli,
-
Tutuklama nedenlerini açıkça gerekçelendirmeli,
-
Tutuklamanın ölçülü olup olmadığını tartışmalı,
-
Adli kontrol alternatifini değerlendirmelidir.
Aksi halde verilen tutuklama kararları hukuka aykırı olacak ve kişi özgürlüğü ile güvenliği hakkı ihlal edilecektir.