Single Blog Title

This is a single blog caption

Tutuklama Kararı Verilemeyecek Haller

1) İlk İlke: Özgürlük Kural, Tutuklama İstisna

Ceza muhakemesinde tutuklama, yargılamanın selametini temin için öngörülmüş geçici bir tedbirdir; ceza değildir. Bu nedenle ancak zorunlu ve ölçülü ise uygulanabilir. Daha hafif müdahalelerle (adli kontrol gibi) aynı amaç sağlanabiliyorsa, tutuklama hiç gündeme gelmemelidir. İşte bu “son çare” mantığı, tutuklama yasağı olarak sayılan hallerin de omurgasını oluşturur.


2) Kanundan Doğan Açık Yasaklar

2.1. Sadece Adlî Para Cezası Öngörülen Suçlar

Yaptırım düzeni yalnızca adlî para cezası ise tutuklama verilemez. Çünkü özgürlüğü bütünüyle kaldıran bir tedbir, beklenen yaptırımdan katbekat ağırdır ve orantısızdır.
Dilekçe cümlesi: “İsnat edilen suçun yaptırımı adlî para cezasıdır; koruma tedbirinin ağırlığı ile beklenen yaptırım arasında bariz dengesizlik bulunduğundan tutuklama yasağı geçerlidir.”

2.2. Üst Sınırı İki Yıldan Az Olan Hapis Suçları

Kanun koyucu, üst sınırı iki yıl veya daha az hapis öngören suçlarda tutuklamayı yasaklar. Buradaki temel düşünce, kısa süreli hapis tehdidinin kaçma ya da delil karartma riskini tek başına makul ve kuvvetli kılmayacağıdır.
Pratik not: İsnadın hangi hâl üzerinden yapıldığı açıkça yazdırılmalı; nitelikli hâl ileri sürülüyorsa üst sınır hesabı somut ve gerekçeli olmalıdır.


3) “Fiilen Yasak” Sonucu Doğuran Durumlar (Ölçülülük–Son Çare Testi)

Kanun, bazı hallerde doğrudan “yasak” demese de, ölçülülük, gereklilik ve adli kontrol önceliği nedeniyle tutuklama fiilen kapalıdır. Aşağıdaki başlıklarda avukat pratiğine yarayan çekirdek testleri bulacaksınız.

3.1. Adlî Kontrolün Yeterli Olduğu Haller

Tutuklama, adli kontrolün yetersiz olduğu somutlaştırılmadan verilemez.
Kontrol listesi:

  • Yurt dışına çıkış yasağı + düzenli imza yükümlülüğü,

  • Elektronik izleme/konutu terk etmeme,

  • Belirli kişilerle ve yerlere yaklaşmama/iletişim yasağı,

  • Teminat ve mesleki faaliyette sınırlı izin.
    Bu kombinasyonlar kaçma veya karartma riskini makul düzeyde yönetiyorsa, tutuklama yasak sonucu doğurur.
    Dilekçe cümlesi: “Riskler; yurt dışına çıkış yasağı, elektronik izleme ve haftalık imza ile aynı etkinlikte bertaraf edilebileceğinden tutuklama ölçüsüzdür.”

3.2. Somut Olmayan Gerekçeler

“Suçun vasfı ve mahiyeti”, “katalog suç” veya “cezanın üst sınırı yüksek” gibi kalıp ifadeler tek başına tutuklama nedeni olamaz. Gerekçe kişiye, dosyaya ve delil durumuna özgülenmelidir.
Dilekçe cümlesi: “Soyut ve şablon nitelikteki gerekçeler, tutuklamanın istisnaî niteliğiyle bağdaşmamakta; bireyselleştirme yükü yerine getirilmemektedir.”

3.3. Delillerin Toplanmış Olması – Karartma Riskinin Ortadan Kalkması

Tanıklar dinlenmiş, dijital kopyalar alınmış, raporlar dosyaya girmişse “delil karartma” ihtimali güncel ve gerçek olmaktan çıkar. Bu aşamada tutuklamanın sürdürülmesi fiilen yasak sonuç doğurur.
Dilekçe cümlesi: “Delillerin esaslı kısmı toplanmıştır; karartma ihtimali soyut düzeydedir. Daha hafif tedbirlerle amaca ulaşmak mümkündür.”

3.4. Kaçma Riskinin Gerçekçi Olmaması

Sabit ikamet, düzenli iş, güçlü aile bağları, pasaporta fiilen el konulmuş olması, uzun süredir aynı adreste ikamet gibi olgular “kaçma” savını zayıflatır. Kaçma şüphesi olgu temelli gösterilemiyorsa, tutuklama verilemez.
Dilekçe cümlesi: “Müvekkilin sabit ikameti, düzenli işi ve aile bağları mevcuttur; ayrıca pasaportuna el konmuştur. Kaçma riski somut değildir.”

3.5. Kovuşturmada Delillerin Büyük Ölçüde Tamamlanmış Olması

Yargılama evresinde artık “yakalama–gözaltı–soruşturma” dönemi riskleri zayıflar. Deliller büyük ölçüde tamamlanmışsa tutuklama son çare olmaktan çıkar.
Dilekçe cümlesi: “Kovuşturma aşamasında deliller toplanmış, duruşma takvimi belirlenmiştir. Tutukluluğun devamı tedbiri cezaya dönüştürmektedir.”


4) Katalog Suç – “Otomatik Tutuklama” Yanılgısı

Katalogda yer almak, yalnızca tutuklama nedenine karine teşkil eder; kuvvetli şüphe, bireyselleştirilmiş gerekçe ve adli kontrolün yetersizliği ayrıca gösterilmek zorundadır. Sırf katalog gerekçesiyle tutuklama verilemez.
Dilekçe cümlesi: “Katalog atfı tek başına yeterli değildir; olayın kendisine özgü veriler tutuklamayı haklı kılmamaktadır.”


5) Özel Hassasiyet Grupları ve Kişisel Durumlar

5.1. Çocuklar

Çocuklar açısından tutuklama istisnaüstü istisnadır. Kısa azami süreler ve “çocuğun üstün yararı” ilkesi gereği, adli kontrol önceliklidir. İşin doğası gereği, tutuklama çok sınırlı hâllerde düşünülebilir; çoğu durumda verilemez.
Dilekçe cümlesi: “Çocuğun üstün yararı ve kısa azami süreler gözetildiğinde, adli kontrol dışındaki seçenekler ölçüsüzdür.”

5.2. Ağır Hastalık, Hamilelik, Bakım Yükümlülüğü

Ağır veya süreğen hastalıklar, ileri gebelik, emzirme, ağır engellilik, bakmakla yükümlü olunan kişilerin durumu gibi olgular orantı denetimini sertleştirir. Tıbbi raporlarla desteklenen dosyalarda tutuklama, çoğunlukla verilemeyecek hâle gelir.
Dilekçe cümlesi: “Sağlık durumu ve bakım yükümlülükleri dikkate alındığında, özgürlüğe en ağır müdahale ölçüsüzdür; ev hapsi ve elektronik izleme ile amaç sağlanabilir.”

5.3. Yabancılar ve Yurt Dışı Bağı

Tek başına yabancı olmak, otomatik kaçma anlamına gelmez. İkamet, çalışma izni, aile bağları, uzun süredir Türkiye’de oluş, pasaporta el konulması gibi olgular varsa, tutuklama yerine kademeli adli kontrol tercih edilmelidir.
Dilekçe cümlesi: “Pasaporta el konulmuş, ikamet sabittir; ölçülü çözüm adli kontroldür.”


6) Usulî Güvenceler İhlal Edilmişse Tutuklama Verilemez

6.1. Sorgusuz Tutuklama Yasağı

Şüpheli sorgulanmadan tutuklama verilemez. Müdafi hazır bulunma hakkı, tercüman, hakların hatırlatılması gibi güvenceler eksikse, tutuklama hukuka aykırıdır ve verilemeyecek hâle gelir.

6.2. Dosyaya Erişim ve Çelişmeli Yargılama

Tutuklamaya dayanak esaslı delillerin savunmaya bildirildiği, tartışmaya açıldığı ve karşı argümanın dinlendiği ortaya konulmalıdır. Aksi durumda tutuklama kararı verilemez.

6.3. Gerekçe Yükümlülüğü

Her tutuklama (ve devam) kararında bireyselleştirilmiş, güncel ve somut gerekçe zorunludur. Kopyala–yapıştır ifadelerle yapılan kararlarda tutuklama verilemez.


7) “Makul Süre – Azami Süre” Bağlantısı: Uzadıkça Yasak Etkisi

Tutukluluk uzadıkça, başlangıçtaki gerekçeler zayıflar; alternatif tedbirler daha ikna edici hâle gelir. Delillerin toplanması tamamlandığında veya riskler düşürüldüğünde, tutukluluğun sürdürülmesi fiilen yasak sonucunu doğurur.
Dilekçe cümlesi: “Deliller toplandıkça karartma tehlikesi azalmış, makul süre eşiği yaklaşmıştır; tutuklama artık orantısızdır.”


8) Avukatlar İçin “Tutuklama Yasağı” Denetim Listesi

Aşağıdaki kontrol listesi, her tutuklama talebi/kararı öncesi hızla uygulanabilecek pratik bir çerçevedir:

  1. Yaptırım Denklemi: Suç yalnızca para cezası mı? Üst sınır ≤ 2 yıl mı?

  2. Kuvvetli Şüphe Testi: Deliller uyumlu mu? Hukuka uygun mu? Güncel mi?

  3. Tutuklama Nedeni Testi: Kaçma/karartma somut olgularla mı gösteriliyor?

  4. Adli Kontrol Uygunluğu: Hangi kombinasyon aynı amacı sağlar? Neden yetmeyeceği somut mu?

  5. Gerekçe Kalitesi: Bireyselleştirme var mı? Şablon–soyut mu?

  6. Süre ve Güncellik: Deliller toplandı mı? Risk azaldı mı?

  7. Kişisel Durum: Sağlık, çocuklar, bakım yükümlülükleri, ikamet–iş–aile bağları.

  8. Çocuk/Özel Hassasiyet: Kısa azami süreler ve üstün yarar ilkesi.

  9. Usul Güvenceleri: Sorgu yapıldı mı? Müdafi–tercüman hakları sağlandı mı?

  10. Katalog Yanılgısı: Sırf katalog atfı dışında somut gerekçe var mı?

Bu listenin herhangi bir adımında “hayır” cevabı veriliyorsa, sonuç çoğu olayda “tutuklama kararı verilemez” şeklinde formüle edilebilir.


9) Duruşmada / Sorguda Kullanıma Uygun Örnek Paragraflar

  • Adlî kontrol vurgusu:
    “Amaç, müvekkilin duruşmada hazır bulundurulması ve delil güvenliğinin sağlanmasıdır. Bu amaç, yurt dışına çıkış yasağı, haftalık imza ve elektronik izleme ile aynı etkinlikte sağlanabilir. Daha ağır bir tedbir olan tutuklama, son çare ilkesine aykırıdır.”

  • Somutlaştırma eksikliği:
    “Kararda kaçma ve delil karartma ihtimaline ilişkin hiçbir olgu gösterilmemiştir. Sabit ikamet, düzenli iş ve aile bağları bulunan müvekkil yönünden soyut varsayımlar yeterli değildir.”

  • Deliller toplanmışsa:
    “Tanıkların tamamı dinlenmiş, dijital veriler imaj alınarak koruma altına alınmıştır. Delil karartma riski kalmamıştır. Tutuklama bu aşamada amacını yitirmiştir.”

  • Yaptırım–tedbir dengesi:
    “İsnat edilen suçun yaptırımı kısa süreli hapis veya paraya çevrilebilecek niteliktedir. Özgürlükten yoksun bırakma tedbiri, beklenen yaptırımdan ağırdır.”


10) Kısa “Özet Sonuç” Paragrafı (Dilekçeye Uygun)

“Tutuklama; yalnızca adlî para cezası öngörülen veya üst sınırı iki yıl ve altında kalan suçlarda kanunen yasaktır. Bunun dışındaki durumlarda da adlî kontrol ile aynı amaca ulaşmak mümkünse, somut ve güncel kaçma/karartma olguları gösterilememişse, deliller büyük ölçüde toplanmış ve riskler azalmışsa, kişisel durum ve özel hassasiyet kriterleri ölçüsüzlüğe işaret ediyorsa, usulî güvenceler tam sağlanmamışsa, tutuklama verilemez. Özgürlük kural, tutuklama istisnadır; istisnanın uygulanabilmesi için ‘son çare’ ve ‘bireyselleştirilmiş gerekçe şarttır.”

                                                                                                                                                                  Ada Ceren KENDİGELEN

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button