Türkiye’de Geçici Kanun Uygulaması: Hukuki Çerçeve ve Tartışmalar
Giriş
Türk hukuk sisteminde kanunların sürekliliği esastır. Ancak kimi zaman, belirli bir ihtiyacı karşılamak veya belli bir döneme özgü düzenleme yapmak amacıyla geçici kanunlar çıkarılmaktadır. Bu kanunlar, başlangıçtan itibaren geçici oldukları bilinen, belirlenen süre sonunda ya da amaç gerçekleştiğinde yürürlükten kalkan özel nitelikli yasalardır.
Türkiye’de geçici kanun uygulaması, özellikle olağanüstü dönemlerde, toplumsal olaylarda, ekonomik krizlerde ve doğal afetlerde sıklıkla gündeme gelir. Ceza hukuku bakımından ise TCK m. 7/3 ile düzenlenen özel hüküm, geçici kanunların suç ve cezalar bakımından uygulanmasına ilişkin tartışmaları doğurur.
Bu makalede, Türkiye’de geçici kanun uygulamasını; kavramsal çerçeve, yasal dayanak, uygulama alanları, Yargıtay kararları, uluslararası hukuk perspektifi ve eleştiriler ışığında inceleyeceğiz.
1. Geçici Kanun Nedir?
Geçici kanun, belirli bir olay veya süre için çıkarılan, amacı sona erdiğinde yürürlükten kalkan kanundur.
Özellikleri:
-
Belirlilik: Başlangıçta süresinin veya amacının sınırlı olduğu bellidir.
-
Amaç odaklılık: Belirli bir sorunu çözmek için çıkarılır.
-
Geçicilik: Süre dolduğunda veya amaç gerçekleştiğinde yürürlükten kalkar.
2. Yasal Dayanak
2.1. Anayasa
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda doğrudan “geçici kanun” tanımı yoktur. Ancak kanunların çıkarılması, değiştirilmesi ve yürürlükten kaldırılması TBMM’nin görev ve yetkisindedir (m. 87).
2.2. Türk Ceza Kanunu (TCK)
TCK m. 7/3:
“Geçici veya süreli kanunların yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş olan suçlar hakkında, bu kanunların uygulanmasına devam olunur.”
Bu düzenlemeye göre, geçici kanun süresi bitmiş olsa dahi, yürürlükte olduğu dönemde işlenen suçlar için uygulanmaya devam eder.
2.3. Yargıtay Kararları
-
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2011/1-87 E., 2011/135 K.: “Geçici kanunlar yürürlükte oldukları dönemde işlenen suçlara, yürürlükten kalktıktan sonra da uygulanmaya devam eder.”
-
Yargıtay 7. Ceza Dairesi, 2016/2521 E., 2017/1563 K.: “Lehe kanun ilkesi, geçici kanunlar açısından uygulanmaz; TCK m. 7/3 hükmü istisnadır.”
3. Türkiye’de Geçici Kanunların Uygulama Alanları
3.1. Olağanüstü Hal ve Sıkıyönetim Dönemleri
OHAL dönemlerinde çıkarılan kanun ve KHK’lar, geçici niteliklidir. Bu düzenlemeler olağanüstü hal sona erse bile, OHAL süresinde işlenen suçlara uygulanmaya devam eder.
3.2. Seçim Dönemleri
Seçim güvenliği için çıkarılan geçici cezai düzenlemeler, seçim dönemi boyunca geçerli olup, ihlaller için yürürlükten kalktıktan sonra da uygulanır.
3.3. Ekonomik Kriz ve Vergi Düzenlemeleri
Ekonomik kriz dönemlerinde çıkarılan geçici ceza normları, örneğin vergi suçlarına yönelik özel düzenlemeler, yürürlükte oldukları sürede işlenen suçlarda uygulanmaya devam eder.
3.4. Doğal Afetler
Deprem, sel, yangın gibi afetler sonrası çıkarılan özel geçici düzenlemeler de yürürlükte bulundukları dönemde işlenen suçlar bakımından etkili olur.
4. Lehe Kanun İlkesi ile Çatışma
Ceza hukukunda temel kural, lehe kanunun geçmişe yürümesidir (TCK m. 7/2). Ancak TCK m. 7/3 ile geçici kanunlar bu kuralın istisnası yapılmıştır.
Örneğin:
-
2020’de yürürlükte olan bir geçici kanun, belirli bir suç için ağır ceza öngörmüşse; bu suç o yıl işlendiğinde, 2022’de ceza indirilse dahi fail lehine yeni kanun uygulanmaz.
-
Çünkü geçici kanun, yürürlükte bulunduğu sürede işlenen suçlar bakımından kalıcıdır.
5. Uluslararası Hukukta Geçici Kanunlar
-
AİHS m. 7: “Hiç kimse, işlendiği zaman suç sayılmayan bir fiilden dolayı cezalandırılamaz.”
-
Ancak AİHM, geçici kanunların öngörülebilir ve açık olması şartıyla uygulanmaya devam etmesini kanunilik ilkesine aykırı bulmamaktadır.
-
Scoppola v. İtalya (2010) kararında AİHM, lehe kanunun geçmişe yürümesi ilkesini güçlendirmiş, fakat geçici kanunların istisnai durumlarını kabul etmiştir.
6. Günlük Hayata Etkileri
-
Seçim döneminde işlenen bir suç, seçim bittikten sonra da geçici kanuna göre cezalandırılır.
-
OHAL döneminde suç işleyen bir kişi, OHAL sona erse bile OHAL kanunlarına göre yargılanır.
-
Vergi suçları için getirilen özel düzenlemeler, yürürlük süresi bitse de bu sürede işlenen fiiller açısından bağlayıcıdır.
7. Eleştiriler
-
Lehe kanun ilkesi ile çelişme: Fail lehine yeni düzenleme çıksa bile uygulanmaması adalet duygusunu zedeleyebilir.
-
Orantısız cezalandırma: Geçici kanunların ağır cezalar öngörmesi, toplumsal tepkilere yol açabilir.
-
Hukuki belirsizlik: Geçici kanunların sık çıkarılması, hukukun öngörülebilirliğini zayıflatabilir.
-
Siyasi amaçlı kullanım riski: Geçici kanunların bazen siyasi amaçlarla çıkarıldığı yönünde eleştiriler vardır.
8. Yargıtay ve Doktrin Görüşleri
-
Yargıtay: Katı şekilde TCK m. 7/3 hükmünü uygulamakta, geçici kanunların yürürlükte oldukları süre içinde işlenen suçlara mutlaka uygulanacağını kabul etmektedir.
-
Doktrin: Bazı hukukçular, lehe kanun ilkesinin üstün olması gerektiğini savunmaktadır. Ancak çoğunluk, geçici kanunların doğası gereği bu istisnanın yerinde olduğunu kabul etmektedir.
Sonuç
Türkiye’de geçici kanun uygulaması, hukuk düzeninde önemli bir istisna alanı oluşturmaktadır. TCK m. 7/3 ile düzenlenen hüküm, geçici kanunların yürürlükte bulundukları dönemde işlenen suçlara, yürürlükten kalktıktan sonra da uygulanacağını öngörmektedir.
Bu durum, ceza hukukunun temel ilkesi olan lehe kanunun geçmişe yürümesi ilkesinin istisnasını oluşturur. Yargıtay kararları da bu yöndedir.
Sonuç olarak; Türkiye’de geçici kanun uygulaması, toplumsal ihtiyaçlara hızlı cevap vermek için gerekli olsa da, hukuk güvenliği, adalet duygusu ve orantılılık ilkesi gözetilerek uygulanmalıdır. Aksi halde geçici kanunların, hukuk devleti ilkesine zarar vermesi mümkündür.