Single Blog Title

This is a single blog caption

Türkiye’de Deniz Ticareti Hukuku: Kapsamı, Türk Ticaret Hukuku İçindeki Yeri ve Stratejik Önemi

Türkiye’de Deniz Ticareti Hukuku: Kapsamı, Türk Ticaret Hukuku İçindeki Yeri ve Stratejik Önemi

 Deniz ticareti hukuku; gemi, donatan, kaptan, navlun, konşimento, deniz sigortası, çatma, kurtarma ve müşterek avarya gibi alanları kapsar. TTK m. 931 ve devamı hükümleriyle özel düzenlenen bu alanın Türk Ticaret Hukuku içindeki yeri ve pratik önemi, taşıma sözleşmeleri ve ihtisas yargılaması bakımından kritiktir.


1) Deniz Ticareti Hukuku Nedir?

Deniz ticareti hukuku, ticari deniz taşımacılığından doğan tüm özel hukuk ilişkilerini ve uyuşmazlıklarını düzenleyen, Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) Beşinci Kitap (m. 931 ve devamı) hükümleriyle sistematik bir çerçeveye kavuşturulmuş bir alt disiplindir. Bu alan; geminin hukuki statüsü, gemi sicili ve gemi ipoteği, donatan ve işletenin sorumluluğu, kaptanın yetki ve yükümlülükleri, yük ve yolcu taşıma sözleşmeleri (navlun sözleşmeleri), konşimento, deniz alacakları ve deniz alacaklıları rehin hakkı, çatışma (çatma), kurtarma-yardım, müşterek avarya ve sorumluluğun sınırlandırılması gibi başlıkları kapsar.

TTK’nın deniz ticaretine ilişkin hükümleri, lex specialis niteliğindedir; genel nitelikteki Borçlar Hukuku ve Ticaret Hukuku kurallarına göre öncelikli uygulanır. Bu sayede deniz taşımacılığının kendine has riskleri (sefer riski, deniz tehlikeleri, gecikme, yük ziya ve hasarları, çevresel riskler) özel çözümlerle karşılanır.


2) Kapsamın Ana Unsurları

a) Gemi, Sicil ve Rehin İşlemleri

  • Gemi tanımı ve “deniz aracının” ticari işletme aracı olarak statüsü, gemi siciline tescil, bayrak çekme ve milliyet unsurları TTK’da ayrıntılandırılır.

  • Gemi ipoteği ve diğer ayni haklar, finansman ve kredi ilişkilerinde alacaklıya güvence sağlar. Bu, geminin taşınır/taşınmaz benzeri karma niteliğine uygun özel teknik kurallarla yürütülür.

b) Donatan, İşleten ve Kaptan

  • Donatanın sorumluluğu (adam çalıştıranın sorumluluğuna benzer) gemi adamlarının fiillerinden doğan zararlara uzanabilir; ancak TTK’da sınırlandırma mekanizmaları öngörülmüştür.

  • Kaptan, hem emniyet ve sefer hem de ticari temsil alanında yetkili; konşimento düzenleme, acil hallerde sözleşme yapma ve kurtarma kararları verme gibi kritik rollere sahiptir.

c) Navlun Sözleşmeleri ve Konşimento

  • Sefer çarteri, zaman çarteri ve bareboat gibi farklı sözleşme tipleri; yükümlülüklerin dağılımını, yükleme-boşaltma sürelerini (laytime), sürastaryayı (demurrage) belirler.

  • Konşimento (bill of lading), taşıma sözleşmesinin ispatı ve eşya üzerinde hak sağlayan kıymetli evrak işleviyle merkezî bir belgedir; yük sahibinin devri, sigortalanması ve tahkime/arbitraja yönlendirme hükümleri bakımından pratikte büyük önem taşır.

d) Yük ve Yolcu Taşımaları

  • Yük taşımalarında taşıyanın sorumluluğu; yükün zıyaı, hasarı ve gecikmesi ekseninde, istisnalar ve zarar sınırlama mekanizmalarıyla düzenlenir.

  • Yolcu taşımalarında can güvenliği, yardımcıların fiili, bagaj kaybı ve manevi tazminat tartışmaları özel hükümlere tabidir.

e) Çatma, Kurtarma ve Müşterek Avarya

  • Çatma (deniz araçlarının çarpışması) halinde kusur dağılımı, zararın paylaşımı ve rücu ilişkileri TTK’da açık kurallara bağlanır.

  • Kurtarma-yardım, tehlikedeki gemi ve yükün kurtarılması karşılığında kurtarma ücreti talebine imkân verir; çevresel zararların önlenmesi de değerlendirmeye alınabilir.

  • Müşterek avarya, “birlikte seferin selâmeti için yapılan olağanüstü fedakârlık ve masrafların, menfaat sahiplerince nispi paylaşımı” ilkesine dayanır; avarya dispeçi ve teknik hesaplama kurallarıyla işler.

f) Deniz Sigortaları ve P&I Kapsamı

  • Gemi, yük, navlun ve kazanç sigortaları ile koruma-tazmin (P&I) kulüpleri, deniz risklerinin ekonomik yönetiminde vazgeçilmezdir. Sigortacının rücu ve ihbar süreleri, rizikonun gerçekleşmesi ve muafiyet gibi teknik hükümler TTK ve poliçe şartlarıyla birlikte uygulanır.


3) Türk Ticaret Hukuku İçindeki Yeri

Deniz ticareti, TTK sistematiğinde özel bir kitap olarak konumlanmış; bu da deniz taşımacılığına yüksek normatif öncelik tanındığını gösterir. Uygulamada:

  • Asliye Ticaret Mahkemeleri (bulunduğu yerlerde denizcilik ihtisaslaşmasıyla) bu uyuşmazlıklara bakar.

  • Milletlerarası unsur sıktır: taşıma sözleşmeleri, konşimento, çarter partiler çoğunlukla yabancı hukuk seçimi, tahkim şartı (LMAA, ICC, ISTAC vb.) içerir. HMK ve MÖHUK hükümleri, yetki ve uygulanacak hukuk tespitinde deniz hukukuyla iç içe çalışır.

  • İcra-İflas Hukuku ile kesişim, özellikle geçici hukuki korumalar (ihtiyati haciz, gemi üzerinde ihtiyati tedbir) ve deniz alacakları bakımından belirgindir. Deniz alacaklıları rehin hakkı, öncelik sırası ve paraya çevirme süreçlerinde farklı bir pratik doğurur.


4) Ekonomik ve Stratejik Önemi

Türkiye, üç denizle çevrili coğrafyası, boğazlar rejimi, liman altyapısı, ihracat/ithalat hacmi ve lojistik koridorları nedeniyle deniz ticaretinde bölgesel bir kavşaktır. Bu gerçeklik:

  • Maliyet etkin ve yüksek kapasiteli taşıma imkânı sağlayan deniz yolunu dış ticarette birincil kanal hâline getirir.

  • Sözleşmesel risk yönetimi (navlun, gecikme, terminal masrafları), belge akışı (konşimento, teslim talimatları), finansman (akreditif, rehin, ipotek) ve sigorta başlıklarında hukuki güvenlik ihtiyacını yükseltir.

  • Ulaştırma zincirinin (deniz + demiryolu/karayolu/çok modlu taşıma) koordinasyonu açısından deniz hukukunun bağlantılı rejimlerle uyumlu işlemesini zorunlu kılar.


5) Uygulamada Sık Görülen Uyuşmazlıklar

  • Konşimento hükümleri ve teslim talimatları nedeniyle doğan mülkiyet ve zilyetlik ihtilafları,

  • Yük zıya/hasar ve gecikme sorumluluğu; istisna kayıtlarının yorumu, yükleme/istif kusurları,

  • Gecikme tazminatları (demurrage/detention), laytime hesapları,

  • Çatma ve kurtarma sonrası rücu ve paylaştırma davaları,

  • Müşterek avarya dispeçine itirazlar,

  • Gemi ipoteği ve deniz alacakları nedeniyle ihtiyati haciz/teminat uyuşmazlıkları,

  • Sigortacı-sigortalı arasındaki riziko, ihbar ve kapsam tartışmaları.

Bu davalarda delil ekonomisi (survey raporları, kaptan günlükleri, GPS/ AIS kayıtları, yükleme-boşaltma tutanakları, terminal ve Gümrük belgeleri, yazışmalar) ve zamanında ihtiyati tedbir stratejisi belirleyicidir.


6) Uyum, Sözleşme ve Risk Yönetimi Perspektifi

  • Sözleşme tasarımı: Çarter party ve taşıma sözleşmelerinde hukuk ve yetki seçimi, tahkim, yükleme-boşaltma süreleri, force majeure, limitation ve indemnity hükümleri açık ve ölçülü yazılmalıdır.

  • Belge yönetimi: Temiz/rezervli konşimento, teslim şartları, setler ve elektronik konşimento pratikleri, ihtilafların çoğunu önceden çözer.

  • Sigorta mimarisi: Yük, navlun, savaş ve grev riskleri ile P&I kapsamının sınırları netleştirilmeli; co-insurance ve reinsurance yapıları gözden geçirilmelidir.

  • Uyum ve ESG: Deniz emniyeti, çevresel sorumluluk, yakıt ve emisyon rejimleri (ör. MARPOL benzeri standartların yansıması), uyum süreçlerinde sözleşmelere operasyonel hükümler olarak entegre edilmelidir.


7) Sonuç: Neden Kritik?

Deniz ticareti hukuku, TTK’daki özel ve kapsamlı düzenlemesi nedeniyle yalnızca bir “alt uzmanlık” değil, dış ticaretin ve lojistik tedarik zincirinin omurga hukukudur. TTK m. 931 ve devamı ile getirilen sistematik; donatan, taşıyan, yük ilgilisi, sigortacı ve lojistik aktörleri arasında öngörülebilirlik, sorumluluğun sınırlandırılması ve hızlı uyuşmazlık çözümü sağlar. Uygun sözleşme kurgusu, etkin belge yönetimi ve doğru sigorta mimarisiyle desteklendiğinde, deniz taşımacılığı rekabet avantajı ve maliyet verimliliği yaratır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button