Single Blog Title

This is a single blog caption

Tüketici Hakları ve Piyasa Dengesi Açısından Mal veya Hizmet Satımından Kaçınma Suçu

1. Giriş

Piyasa ekonomisinin en temel unsurlarından biri, mal ve hizmetlerin serbestçe arz ve talep dengesi içinde alınıp satılmasıdır. Bu sistemde satıcılar ve hizmet sağlayıcılar, genel olarak mal ve hizmetlerini piyasaya sunmakta serbesttir. Ancak bazı durumlarda, özellikle tekel niteliğindeki mal ve hizmetlerde, kamu yararının ön planda olduğu alanlarda veya haksız rekabet oluşturacak şekilde mal veya hizmet satımından kaçınılması, hukuka aykırı ve cezai yaptırıma tabi bir eylem olarak kabul edilir.

Türk Ceza Kanunu, TCK m.240 kapsamında “mal veya hizmet satımından kaçınma” suçunu düzenlemiştir. Bu düzenleme, hem tüketiciyi hem de piyasada adil rekabeti korumayı amaçlar.


2. TCK 240: Yasal Düzenleme

TCK m.240 şu şekildedir:

“Belli bir mal veya hizmeti satmaktan veya sunmaktan kaçınarak, kişilerin bu mal veya hizmetten yararlanmalarını engelleyen kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Bu suçun varlığı için:

  • Failin satıcı veya hizmet sağlayıcı olması gerekir.

  • Satış veya hizmet yasal olarak sunulmak zorunda olmalıdır.

  • Kaçınma keyfi ve hukuka aykırı olmalıdır.

  • Eylem, mal veya hizmetten yararlanma hakkını engellemelidir.


3. Korunan Hukuki Değer

Bu suç tipi ile korunan menfaatler:

  • Tüketici hakları

  • Piyasada eşit rekabet

  • Kamu yararı ve toplumsal ihtiyaçların karşılanması

  • Temel haklara erişim (su, elektrik, ulaşım gibi hizmetler)


4. Suçun Unsurları

4.1. Maddi Unsur

  • Fail: Satıcı, hizmet sağlayıcı veya bu hizmetleri sunma yükümlülüğü olan kişi veya kurum.

  • Fiil: Satmaktan veya hizmet sunmaktan kaçınma.

  • Mağdur: Bu mal veya hizmetten yararlanması engellenen gerçek veya tüzel kişiler.

4.2. Manevi Unsur

  • Kast aranır. Fail, mal veya hizmet satmamakta bilinçli olarak hareket etmelidir.

4.3. Hukuka Aykırılık

  • Kaçınmanın meşru bir gerekçesi (örneğin stok bitmesi, teknik imkânsızlık) yoksa suç oluşur.


5. AİHM Kararları Işığında Değerlendirme

AİHM doğrudan TCK m.240 ile ilgili karar vermemiştir; ancak ekonomik faaliyetler, kamu hizmetlerine erişim ve ayrımcılık yasağı bağlamında emsal niteliğinde içtihatlar geliştirmiştir.

5.1. Kamu Hizmetlerine Erişim

AİHM, Stec ve Diğerleri / Birleşik Krallık kararında, kamu hizmetlerinden keyfi şekilde mahrum bırakılmanın AİHS m.14 (ayrımcılık yasağı) ve m.1 Ek Protokol (mülkiyetin korunması) kapsamında değerlendirilebileceğini vurgulamıştır.

5.2. Ayrımcılık Yasağı

Carson ve Diğerleri / Birleşik Krallık kararında, ekonomik haklara erişimde eşit muamele ilkesinin altı çizilmiş; ayrımcı şekilde mal veya hizmet sunmamanın, hak ihlali sayılabileceği belirtilmiştir.

5.3. Özel Hayat ve Sosyal Yaşam

Kjeldsen, Busk Madsen ve Pedersen / Danimarka kararında, temel sosyal ihtiyaçları karşılayan hizmetlere erişimin, özel hayatın korunmasıyla da ilişkili olduğu ifade edilmiştir.

Bu kararlar, AİHM’in mal ve hizmetlere erişim konusunu yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda temel haklar bağlamında değerlendirdiğini göstermektedir.


6. Günümüzde Karşılaşılan Sorunlar

6.1. Tekel ve Tek Yetkili Satıcıların Keyfi Uygulamaları

  • Tek yetkili bayilerin stok olduğu halde mal satmaması.

  • Tekel durumundaki firmaların belirli müşterilere hizmet vermekten kaçınması.

6.2. Ayrımcı Uygulamalar

  • Etnik köken, cinsiyet, siyasi görüş veya benzeri nedenlerle mal veya hizmet sunmaktan kaçınma.

  • AİHM’in ayrımcılık yasağı içtihatları bu noktada önem kazanır.

6.3. Kamu Hizmetlerinde Aksama

  • Elektrik, su, doğalgaz gibi temel kamu hizmetlerinin keyfi olarak kesilmesi veya bağlanmaması.

  • Belediyelerin veya kamu kurumlarının, yükümlü oldukları hizmetleri sunmaması.

6.4. Dijital Platformlarda Hizmetten Kaçınma

  • Online satış sitelerinin veya dijital hizmet sağlayıcılarının keyfi şekilde üyelik iptali veya hizmet vermemesi.

  • Bu durum tüketici hakları hukuku ile de doğrudan bağlantılıdır.


7. Yargıtay’ın Yaklaşımı

Yargıtay, TCK m.240 uygulamalarında şu kriterleri esas almaktadır:

  • Mal veya hizmet sunma yükümlülüğü kanundan veya sözleşmeden doğmalı.

  • Kaçınma keyfi ise suç oluşur; ancak haklı sebep varsa (stok bitmesi, teknik arıza, mevzuat engeli) ceza verilmez.

  • Özellikle tekel niteliğindeki mal ve hizmetlerde yükümlülük daha ağırdır.

Örnek Kararlar

  1. Yargıtay Ceza Genel Kurulu – E.2010/4-112, K.2011/166 (12.07.2011)

    • Olay: Bir kamu görevlisinin, görev alanına giren hizmeti sunmaktan kaçınması.

    • Değerlendirme: Eylemin, “görevde yetkiyi kötüye kullanma” suçu kapsamında değil, mal veya hizmet satımından kaçınma suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.

    • Önemi: Mahkeme, fiilin hukuki nitelendirmesinde TCK m.240’ın uygulanabileceğini vurgulamıştır.

  2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi – E.2000/12320, K.2001/2949 (26.03.2001)

    • Olay: Bir işletmenin, satmakla yükümlü olduğu malı müşteriye satmaktan keyfi olarak kaçınması.

    • Değerlendirme: Satıcı, satış yapmaktan kaçınırken haklı ve objektif bir sebep ortaya koyamazsa, eylemin hem tazminat hem de cezai sorumluluk doğurabileceği kabul edildi.

    • Önemi: Mal veya hizmet satışında haklı sebep kavramının çerçevesini çizmiştir.


8. Ceza Yargılamasında Dikkat Edilecek Hususlar

  1. Yasal yükümlülüğün varlığı (kanun, yönetmelik, sözleşme).

  2. Kaçınmanın keyfi olup olmadığı (haklı sebep var mı?).

  3. Mağduriyetin ispatı (faturalar, başvuru belgeleri, tanık beyanları).

  4. Failin kastı (bilinçli olarak mı kaçınılmış?).


9. Sonuç

Mal veya hizmet satımından kaçınma suçu, sadece ticari bir mesele değil, aynı zamanda temel haklara erişim meselesidir. Özellikle tekel konumundaki işletmelerin keyfi tutumları, hem tüketici hukukunu hem de ceza hukukunu ilgilendiren ciddi sonuçlar doğurur. AİHM içtihatları, bu suçun değerlendirilmesinde ayrımcılık yasağı, kamu hizmetlerine erişim hakkı ve ekonomik haklar bağlamında geniş bir perspektif sunmaktadır.

Günümüzde dijitalleşme ile birlikte, mal ve hizmet sunumunun sınırlarının genişlemesi, bu suçun uygulanma alanını da genişletmiştir. Dolayısıyla hem yasa koyucunun hem de uygulayıcıların, gelişen piyasa şartlarına uygun, tüketiciyi koruyan ve rekabeti destekleyen politikalar geliştirmesi gerekmektedir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button