Tribünlerde Irkçılık: UEFA ve Türk Hukukunda Disiplin Süreçleri
Giriş
Spor, özellikle futbol, farklı kültürlerden ve milletlerden gelen bireyleri ortak bir zeminde buluşturan evrensel bir faaliyettir. Ancak bu evrensellik, kimi zaman taraftar gruplarının ırkçı, yabancı düşmanı veya ayrımcı eylemleriyle gölgelenmekte ve bu tür fiiller, hem kulüpler hem federasyonlar hem de sporcular açısından ciddi sonuçlar doğurmaktadır.
Tribünlerde ırkçılık, günümüzde yalnızca etik ve toplumsal bir sorun değil, aynı zamanda spor hukuku bağlamında ciddi bir disiplin ihlali olarak kabul edilmektedir. Bu makalede, ırkçı eylemlere karşı UEFA’nın disiplin prosedürleri, Türk Futbol Federasyonu’nun uygulamaları ve örnek kararlar ışığında mevcut hukuki çerçeve incelenecek, ayrıca örnek olaylarla yargılama süreçlerine değinilecektir.
1. Irkçılık Nedir? Tribün Olaylarında Hukuki Niteliği
a) Hukuki Tanım
Irkçılık, bireyin etnik kökeni, ten rengi, dini veya ulusal aidiyetine dayalı ayrımcılığa uğramasıdır. Uluslararası hukukta ayrımcılık yasağı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 14. maddesi ve Birleşmiş Milletler Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi ile güvence altına alınmıştır.
b) Tribün Eylemleri Örnekleri
-
Siyahi futbolcuya yönelik maymun taklidi veya “ooo” sesleri çıkarma
-
Irkçı pankart açılması
-
Yabancı bayrakların yakılması
-
Taraftarın tribünden ırkçı içerikli sözler haykırması
Bu eylemler, hem bireysel hem kurumsal sorumluluğu doğurabilir.
2. UEFA Disiplin Mevzuatı ve Irkçılık
a) UEFA Disiplin Talimatı (UEFA Disciplinary Regulations)
UEFA, ırkçılığı “disiplin ihlali” olarak açıkça tanımlar:
Madde 14 – “Bir kulüp taraftarlarının, ırkçı veya ayrımcı eylemlerde bulunması hâlinde, kulüp sorumlu tutulur.”
b) Uygulanabilecek Cezalar
İlk ihlalde:
-
Kısmi tribün kapatma
Tekrarında:
-
Maçın hükmen mağlubiyetle sonuçlandırılması
-
Para cezası
-
Seyircisiz oynama
-
Turnuvadan men
3. Türk Hukukunda Irkçılıkla Mücadele ve Spor Disiplini
a) TFF Disiplin Talimatları
TFF Profesyonel Futbol Disiplin Talimatı’na göre:
Madde 53 – “Taraftarların ırkçı, ayrımcı, aşağılayıcı eylemleri, kulübün sorumluluğundadır. Seyircisiz oynama, saha kapatma ve para cezası uygulanabilir.”
b) 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Kanunu
Madde 14 – “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik edecek şekilde tribünlerde pankart açmak, slogan atmak suçtur.”
Bu suçun işlenmesi hâlinde 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülür.
c) TCK Kapsamı
Türk Ceza Kanunu m.122 – “Bir kişiye sırf ırkı, dili, dini sebebiyle ayrımcılık uygulayan kişi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
4. Örnek Olay: Lazio – Tottenham (UEFA, 2012)
Olay:
UEFA Avrupa Ligi’nde oynanan Lazio – Tottenham maçında, İtalyan taraftarlar, siyahi Tottenham oyuncusu Jermain Defoe’ye yönelik ırkçı tezahüratta bulundu. Maçın gözlemcisi olayı rapor etti.
Disiplin Süreci:
-
UEFA Disiplin Komitesi, Lazio kulübünü ırkçı eylem nedeniyle sorumlu tuttu.
-
Kuzey tribünün bir sonraki maçta kapatılmasına karar verildi.
-
Ayrıca kulübe 40.000 Euro para cezası verildi.
Değerlendirme:
Bu karar, “ilk ihlal” durumlarında bile ciddi yaptırımların uygulanabileceğini göstermiştir. Kulüp taraftarlarının bireysel eylemleri, kuruma mal edilmiştir.
5. Uygulamada Yetersizlikler ve Eleştiriler
a) UEFA’ya Göre TFF’nin Zayıf Disiplin Mekanizması
-
UEFA, doğrudan ceza verirken; TFF, “tavsiye” ve “ikaz” düzeyinde kalmaktadır.
-
TFF’nin disiplin raporları çoğu zaman kamuoyuyla paylaşılmamaktadır.
-
Taraftar tespiti ve cezalandırma teknik olarak yetersizdir.
b) Ceza Yargılamalarında Delil Sorunu
-
Hakaret içeriklerinin ses kaydıyla tespiti güçtür.
-
Şüphelinin teşhisi zordur; “kolektif bağırışlar” bireyselleştirilemez.
-
Ceza yargılamaları genellikle takipsizlikle sonuçlanır.
6. Çözüm Önerileri
-
TFF Talimatlarında değişiklik yapılarak UEFA uygulamalarıyla uyum sağlanmalı.
-
Seyirci profili dijitalleştirilerek tribün kamera kayıtları bireysel takip için kullanılmalı.
-
İçişleri Bakanlığı ve TFF iş birliğiyle Irkçı Eylem Veritabanı oluşturulmalı.
-
Kulüpler, taraftar gruplarına yönelik ırkçılıkla mücadele eğitimi vermeli.
-
Irkçı söylemlerin disiplin değil, “spor suçu” sayılması için 6222 sayılı Kanun’da değişiklik yapılmalı.
Sonuç
Irkçılık, sadece tribünlerde değil, sporun tüm alanlarında küresel bir tehdittir. UEFA, bu tehdide karşı ciddi ve sistematik bir disiplin mekanizması işletmekte, Türkiye’de ise uygulama noktasında hâlâ önemli boşluklar bulunmaktadır. TFF’nin, hem federasyon içi hem de uluslararası yükümlülüklerini dikkate alarak ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadelede daha etkin olması gerekmektedir. Sporun birleştirici yönünü korumak, hukukun bu alandaki caydırıcılığına bağlıdır.
Hukuk Fakültesi Öğrencisi Gamze Akbulut