Single Blog Title

This is a single blog caption

Tribünde Şiddet ve Kamu Düzeni

Spor, toplumsal barışa katkı sağlayan bir faaliyet olarak düşünülse de, özellikle büyük stadyumlarda on binlerce insanın bir araya gelmesi, kamu düzeni açısından ciddi riskleri beraberinde getirmektedir. Tribün şiddeti, yalnızca sportif düzeni değil, kamu güvenliğini ve bireylerin temel haklarını da doğrudan etkileyen bir olgudur. Türkiye’de bu konuda en kapsamlı düzenleme, 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun ile yapılmıştır.

Bununla birlikte, taraftar eylemleri Türk Ceza Kanunu kapsamında da çeşitli suç tiplerine uymaktadır. Özellikle TCK m.174 (Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi) ile 6222 sayılı Kanun’un ilgili hükümleri arasında bir kesişim söz konusudur. Burada temel mesele, taraftarın ifade özgürlüğü sınırları içinde kalan tezahüratları ile kamu düzenini bozacak şiddet eylemlerinin ayrıştırılmasıdır.


Tribün Şiddetinin Hukuki Niteliği

Tribün şiddeti, taraftarların topluca sergilediği eylemlerle ortaya çıkar:

  • Kavga ve darp,

  • Sahaya yabancı madde atma,

  • Patlayıcı ve yanıcı maddelerin kullanılması,

  • Irkçı veya ayrımcı tezahüratlar,

  • Kamu malına zarar verme.

Bu eylemler, hem sportif disiplin suçu hem de ceza hukuku suçu niteliği taşıyabilir. Spor federasyonları kendi disiplin kuralları çerçevesinde kulüpleri ve taraftarları cezalandırırken, devletin ceza normları da kamu düzeninin ihlali nedeniyle devreye girer.


6222 Sayılı Kanun’un Ceza Hukuku Boyutu

6222 sayılı Kanun, tribün şiddetini özel olarak düzenleyen bir lex specialis niteliğindedir. Kanunun öne çıkan hükümleri:

  • Madde 14: Biletsiz giriş ve sahte bilet kullanımı,

  • Madde 15: Spor alanına yanıcı, yakıcı, patlayıcı, kesici, delici alet sokulması,

  • Madde 16: Taşkınlık, hakaret ve tehdit içeren tezahüratlar,

  • Madde 17: Müsabaka düzeninin bozulması,

  • Madde 18: Seyirden men tedbirlerinin ihlali.

Bu düzenlemeler, taraftarların fiillerini doğrudan cezai yaptırıma bağlamakta ve hapis cezası öngörmektedir. Böylelikle tribün şiddeti yalnızca “sportif disiplinsizlik” olmaktan çıkıp, kamu düzenini ilgilendiren ceza hukuku sorunu hâline gelmektedir.


TCK m.174 ve 6222 Sayılı Kanun’un Kesişimi

TCK m.174, “Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi” suçunu düzenler:

“İzinsiz olarak patlayıcı madde imal eden, bulunduran, taşıyan veya devreden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Bu hüküm, spor alanında kullanılan meşaleler, havai fişekler ve el yapımı patlayıcılar açısından doğrudan uygulanabilir.

Ancak spor bağlamında özel hüküm niteliğinde olan 6222 m.15, stadyuma patlayıcı veya yanıcı madde sokmayı, bulundurmayı veya kullanmayı ayrıca suç olarak düzenlemiştir. Bu durumda özel kanun–genel kanun ilişkisi gündeme gelir. Hukuki yorum şu şekildedir:

  • Eylem stadyum veya spor alanında gerçekleşmişse öncelikle 6222 m.15 uygulanır.

  • Ancak failin bulundurduğu patlayıcı madde, spor alanı dışında da tehlike doğuruyorsa veya büyük çaplı ise, TCK m.174 ek olarak devreye girer.

  • Yargıtay uygulamasında, fiilin ağırlığına göre iki madde birlikte veya alternatif olarak uygulanabilmektedir.


Kamu Düzeni, İfade Özgürlüğü ve Tribün Kültürü

Tribünlerde tezahürat ve slogan atmak, ifade özgürlüğünün bir yansımasıdır. Ancak bu özgürlük sınırsız değildir. Anayasa’nın 26. maddesi ifade özgürlüğünü güvence altına alırken, kamu düzeni, genel ahlak ve başkalarının haklarının korunması sınırını koymuştur.

Bu çerçevede:

  • Barışçıl tezahüratlar ifade özgürlüğü kapsamında korunur.

  • Hakaret, tehdit, şiddete teşvik veya ırkçı söylemler ise ifade özgürlüğünün sınırlarını aşar ve cezai yaptırımı gerektirir.

Nitekim AYM 2014/3986 başvuru sayılı kararında, “ifade özgürlüğü şiddeti meşrulaştıramaz” diyerek, şiddet içerikli tezahüratların cezalandırılmasının ölçülü olduğunu vurgulamıştır.


İdari ve Cezai Yaptırımların Ayrımı

Tribün şiddeti fiilleri, çoğu zaman hem idari hem de cezai yaptırıma konu olur.

  • İdari Yaptırımlar:

    • Seyirden men kararı,

    • Kulüplere para cezası,

    • Müsabakaların seyircisiz oynanması.

  • Cezai Yaptırımlar:

    • Taraftar hakkında hapis veya adli para cezası,

    • Patlayıcı madde bulundurma (TCK m.174),

    • Şiddete teşvik eden tezahüratlar (6222 m.16).

Burada “çifte cezalandırma yasağı” tartışması gündeme gelse de, Anayasa Mahkemesi disiplin/idari cezaların ceza hukuku yaptırımlarından farklı olduğunu, bu nedenle non bis in idem ilkesinin ihlal edilmediğini kabul etmiştir.


Failin Tespiti ve Uygulamadaki Güçlükler

Tribün şiddeti vakalarında en büyük zorluk, failin kimliğinin tespit edilmesidir. 6222 sayılı Kanun bu amaçla:

  • E-bilet sistemini,

  • Kamera kayıtlarını,

  • Turnike giriş kontrollerini zorunlu kılmıştır.

Bu sayede kimlik doğrulaması yapılabilmekte ve şiddet eylemleri belirli kişilere isnat edilebilmektedir. Ancak kalabalık içinde toplu eylemlerde failin bireysel sorumluluğunu ispatlamak halen güçtür. Bu durum, çoğu davanın beraatle sonuçlanmasına yol açmaktadır.


Yargıtay Kararlarında Tribün Şiddeti

  • Yargıtay 8. CD, 2018/2746 E., 2019/3517 K.: Stadyuma meşale sokan kişinin 6222 m.15’ten sorumlu tutulması gerektiğine karar verilmiştir.

  • Yargıtay 16. CD, 2017/3456 E., 2019/2847 K.: Taraftar grubunun organize şekilde kavga çıkarması “suç örgütü kapsamında değerlendirilebilir” denmiştir.

  • AYM, 2015/28 K.: Tribün şiddetine karşı uygulanan idari tedbirlerin ifade özgürlüğünü ihlal etmediği, kamu güvenliği için gerekli olduğu belirtilmiştir.


Çözüm Önerileri

  1. Hukuki Netlik: 6222 ile TCK arasındaki norm çatışmalarının giderilmesi için uygulamada rehber düzenlemeler yapılmalıdır.

  2. Önleyici Tedbir: Taraftar eğitim programları ve kulüplerin sorumluluğu artırılmalıdır.

  3. Teknoloji Kullanımı: Yüz tanıma sistemleri ve biyometrik doğrulama yöntemleri devreye alınmalıdır.

  4. Hızlı Yargılama: Spor alanındaki suçlar için ihtisas mahkemeleri kurulmalı, dosyalar yıllarca sürüncemede kalmamalıdır.

  5. Uluslararası Uyum: UEFA ve FIFA disiplin regülasyonları ile ulusal hukuk uyumlaştırılmalıdır.


Sonuç

Tribün şiddeti, sporun doğasını ve seyir keyfini zedeleyen en önemli sorunlardan biridir. Ancak hukuken bu fiiller yalnızca disiplin ihlali değil, aynı zamanda kamu düzenine karşı işlenen suçlardır. 6222 sayılı Kanun, spor bağlamında lex specialis niteliği taşırken, TCK m.174 gibi hükümler de genel güvenliği tehdit eden eylemleri cezalandırmaktadır.

Bu alandaki düzenlemeler, taraftarların ifade özgürlüğü ile kamu düzeni arasında hassas bir denge kurmayı hedeflemektedir. Barışçıl tezahüratlar korunurken, şiddet ve tehdit içeren davranışlar cezalandırılmaktadır.

Sonuç olarak, tribün şiddetiyle mücadele yalnızca ceza hukuku meselesi değil; aynı zamanda kültürel, toplumsal ve idari önlemlerle desteklenmesi gereken çok boyutlu bir süreçtir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button