Tribün Slogan ve Pankartları: İfade Özgürlüğü mü, Suç mu?
I. GİRİŞ
Spor müsabakaları, bireylerin yalnızca bir takımı destekledikleri alanlar değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasal görüşlerini ifade ettikleri alanlara da dönüşmektedir. Özellikle futbol maçlarında taraftar gruplarının açtıkları pankartlar, attıkları sloganlar ve tezahüratlar, hukuk sistemleri açısından sık sık ifade özgürlüğü ile kamu düzeni arasında bir denge kurulması ihtiyacını doğurmaktadır.
Bu yazıda, Türkiye’de tribünlerdeki slogan ve pankartların hukuki niteliği, ifade özgürlüğü kapsamı, cezai sınırlar ve yüksek yargı kararları bağlamında detaylı olarak ele alınacaktır.
II. İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN HUKUKİ TEMELLERİ
A. Anayasal Dayanak
T.C. Anayasası’nın 26. maddesi uyarınca:
“Herkes düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.”
Bu hak, demokratik bir toplumun temelini oluşturur. Ancak Anayasa’nın 26/2. maddesi, ifade özgürlüğünün sınırsız olmadığını, özellikle kamu düzeni, genel ahlak, başkalarının hak ve özgürlükleri gibi nedenlerle sınırlandırılabileceğini belirtir.
B. Uluslararası Belgeler
-
AİHS m.10: Düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü
-
BM Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi m.19
III. TRİBÜNLERDE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ: YASAL ÇERÇEVE
A. 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun
Bu Kanun, taraftar davranışlarını disiplin altına almak amacıyla çıkarılmıştır. Özellikle aşağıdaki maddeler tribün davranışlarını doğrudan etkiler:
-
Madde 14 – Hakaret, tehdit ve provoke edici davranışlar
-
Madde 22 – Yasaklı pankart, afiş, işaret ve semboller
-
Madde 18 – Tahrik edici sloganların cezai yaptırımları
Bu kapsamda, özellikle siyasi içerikli veya hakaret içeren pankartların ve tezahüratların yasaklanması söz konusudur.
İfade Özgürlüğü ile Kamu Güvenliği Arasındaki Denge
Stadyum gibi kalabalık alanlarda ifade özgürlüğü kullanılırken devlet:
-
Şiddet olaylarını önlemek,
-
Taraftarlar arası çatışmaları engellemek,
-
Toplumda infial yaratacak söylemleri sınırlamakla yükümlüdür.
Ancak bu sınırlamalar:
-
Gerekli,
-
Ölçülü ve
-
Demokratik toplumda zorunlu olmalıdır.
IV. CEZA HUKUKU PERSPEKTİFİNDEN DEĞERLENDİRME
Tribünde yapılan bazı ifadeler TCK kapsamında suç teşkil edebilir. Örnek olarak:
-
TCK m.125 – Hakaret suçu: Kişiye yönelik onur kırıcı sözler
-
TCK m.214 – Suç işlemeye tahrik: Taraftar grubunun şiddete çağrılması
-
TCK m.216 – Halkı kin ve düşmanlığa tahrik: Irkçı ya da ayrımcı içerikler
-
TCK m.301 – Türk milletini, devlet kurumlarını aşağılama
Bu suçların işlenip işlenmediği somut olayın bağlamına göre değerlendirilir. Özellikle şiddet, tehdit ve hakaret içeren pankartlar, cezai sorumluluğa yol açabilir.
V. YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA DEĞERLENDİRME
Yargıtay 18. Ceza Dairesi – 2019/7419 E., 2020/5286 K.
“X kişisi hakkında tribünde hakaret içeren pankart açılması eyleminin aleni ve kamuya açık şekilde işlenmesi nedeniyle hakaret suçunun oluştuğuna” karar verilmiştir.
Kararda, spor alanlarının kamuya açık olması ve ifadenin geniş bir kitleye ulaşması göz önüne alınarak, alenen hakaret suçu oluştuğu kabul edilmiştir.
VI. ANAYASA MAHKEMESİ İÇTİHATLARI
A. AYM, 2014/12151 Başvuru – Beşiktaş Çarşı Grubu Kararı
Bu başvuruda, taraftar grubunun Gezi Parkı eylemlerine destek amacıyla açtığı pankartlar ve attığı sloganlar nedeniyle yargılanması söz konusuydu. AYM şu değerlendirmeyi yaptı:
“Barışçıl ve şiddet içermeyen her türlü ifade biçimi, siyasi içerikli olsa dahi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir.”
Karar, tribünlerin yalnızca sportif bir alan değil, aynı zamanda toplumsal söylemlerin dışavurulduğu alanlar olduğuna işaret etmiştir.
B. AYM, 2022/86 – Siyasi İçerikli Pankart
AYM, tribünlerde açılan “Siyasi içerikli, ancak şiddet içermeyen bir pankart nedeniyle idari ceza verilmesini” ifade özgürlüğünün ihlali olarak değerlendirmiştir.
VII. ULUSLARARASI YARGI KARARLARI
AİHM, Palomo Sanchez v. İspanya Kararı:
Mahkeme, işyeri dergisinde sert ifadelerle patronlarını eleştiren çalışanların işten çıkarılmasını ifade özgürlüğü ihlali saymamıştır.
Bu karar, ifadelerin bağlamının, kamu yararı olup olmadığının ve şiddet çağrısı içerip içermediğinin değerlendirmede esas alınması gerektiğini göstermektedir.
VIII. SONUÇ: TRİBÜNDE DENGEYİ KURMAK
-
Tribünler, demokratik toplumlarda ifade özgürlüğünün bir aracı olabilir.
-
Ancak şiddet, hakaret, nefret söylemi veya suç işlemeye teşvik gibi içerikler, hukuki ve cezai sorumluluğa yol açar.
-
Anayasa Mahkemesi’nin tutumu, barışçıl ve şiddet içermeyen ifadelerin korunması yönündedir.
-
Yargıtay ise kişilik haklarına saldırı olduğunda, cezai sorumluluğu kabul etmektedir.
📌 Değerlendirme ve Öneriler
-
Tribün ifadeleri mutlaka somut bağlamda değerlendirilmelidir.
-
Taraftar gruplarının demokratik tepkileri bastırılmamalı, ancak şiddet içeren söylemler cezalandırılmalıdır.
-
Güvenlik güçlerinin müdahalesi, ölçülülük ve gereklilik ilkelerine uygun olmalıdır.
-
Spor kulüpleri ve federasyonlar, disiplin cezalarında AYM içtihatlarına uygun davranmalıdır.