Trafik Kazalarında Tazminat Davası
En az bir motorlu aracın karıştığı kazalar trafik kazası olarak adlandırılır. Üçüncü kişi üzerinde oluşan bedensel zararlar, ev vb. herhangi bir şey üzerinde trafik kazası sonucu oluşan zararlar trafik kazası sonucunda oluşan zararlar tazminat davası konusu oluşturur.
Trafik kazası oluşumu itibari ile haksız fiil teşkil eder ve genel hüküm olan TBK m. 49/1’e göre ‘Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.’ İbaresine yer verilerek zararların tazmin edilmesinin işareti verilmiş ve bizlere yasal dayanak oluşturmaktadır.
Karayolları Trafik Kanunu Madde 97 bizlere ‘Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.’ Diyerek trafik kazalarında tazminat davası için sigortaya başvuru şartı getirilmiştir.
Maddi ve manevi tazminat davalarında tazminat miktarı tespit edilemiyorsa dava belirsiz alacak davası olarak açılabilir.
Destekten yoksun kalınması halinde açılacak olan davalarda da trafik hasar tazminatı davalarında da belirsiz alacak davası olarak açılabilir.
Bu davalar tespit ve eda davası olarak da açılabilir. Eda ve tespit davasında alınan bilirkişi raporları ve incelemeler delil olarak ileri sürülebilir.
TTK m. 1472’ye göte de hâlefiyet konusu düzenlemiştir. İlgili madde ‘Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.’ Diyerek sigortacının sigortalının halefi olduğu vurgulanmıştır.
Sorumluluk
Sorumluluk konusunda Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. Maddesi gayet açıktır. İlgili maddeye göre ‘Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.’ Diyerek motorlu aracın işleteni, bağlı bulunduğu şirket birlikte sorumlu olarak kabul edilmektedir.
Aynı maddenin 3. Fıkrası da işletilme halinde olmayan aracın durumunu düzenlemiştir. İlgili fıkraya göre ‘İşletilme halinde olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir.’ Diyerek az önce sayılan müteselsil sorumluların sorumlu tutulabilmesi için kusurun ispat edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Kazanın meydana gelmesine sebep olan şeylerden birisi işleten veya sürücü yüzünden veya araçta meydana gelen bir bozukluk gibi sebeplerden değil de üçüncü kişi veya mücbir sebeplerden meydana geldiği durumlarda Karayolları Trafik Kanunun 86. Maddesi 1. Fıkrası şu hükme yer vermiştir: ‘İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.’ Bu fıkrada bizim dikkat etmemiz gereken husus bir karine olduğudur ve karineler aksi ispat edilebilir şeylerdir. Bu sebeple kanun kusur bulunmadığı ispat edilirse sorumluluktan kurtulur demektedir.
Sorumluktan tamamen kurtulmak tazminattan da kurtulmayı birlikte getirirken sorumluluktan kurtulamayan ancak zarar görenin de kusuru var olan durumlarda Karayolları Trafik Kanunun 86. Maddesinin 2. Fıkrası ‘Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir.’ Diyerek tam tazminata değil indirimli tazminata hakim hükmedebileceğini işaret etmiş ve hakime olayın gidişatına göre takdir yetkisi vermiştir.
Trafik kazası sonrası araçta meydana gelen değer kayıpları için blogumuzda yer alan kaza sonrası oluşan değer kaybı için sorumluluk ve devamı yazılarında o konuya özel olarak bilgilere ulaşabilirsiniz.
Zamanaşımı
Karayolları Trafik Kanunun 109. Maddesi 1. Fıkrası ‘Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.’ Diyerek 2 yıl herhalde 10 yıl olmak üzere zamanaşımı sürelerini işaret etmiştir. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımım süresi öngörmüş bulunursa, bu süre tazminat talepleri için de geçerlidir. Örneğin ölümlü bir trafik kazasında en üst sınır 10 yıl olmasına rağmen ceza kanunu ölüm halinde adli bir vaka dolayısıyla devreye girdiği için bu durumda zamanaşımını 15 yıl olarak öngörmüştür. Bu sebeple tazminat alacakları için de 15 yıllık ceza kanununda daha fazla öngörülen zamanaşımı süresi gerçek zamanaşımı süresi olarak kabul edilecektir.
Karayolları Trafik Kanunu yanında Türk Borçlar Kanunu’nun 72. Maddesi de kazanın öğrenildiği andan itibaren 2 yıl herhalde 10 yıl içinde tazminat talebi zamanaşımına uğrar diyerek özel ve genel kanun ruhuna uygun olarak paralel uygulamalar barındırmaktadır.
Bu konuda daha fazla bilgi almak için büromuzun alanında deneyimli avukatlarından danışmanlık hizmeti sağlayabilirsiniz.
Stj. Av. Hamdi Berk CAN