Single Blog Title

This is a single blog caption

Trafik Kazalarında Cezai Sorumluluk

Trafiğe çıkan motorlu araçların sayısının artmasına bağlı olarak trafik kazalarında ciddi artışlar meydana gelmektedir. Bu artışların doğal bir sonucu olarak da trafik kazaları sonucunda ortaya çıkan yaralanma ve ölüm durumlarında da ciddi bir artış göze çarpmaktadır. Bu artış devam ettiği takdirde bir gün bizimde bir trafik kazası mağduru veya faili olmamız kaçınılmaz bir son gibi gözükmektedir. Bunun içinde bu tür durumlarda ne yapılması gerektiği ile alakalı olarak, haklarımızın ne olduğunu iyi bir şekilde kavramamız bizim için faydalı olacaktır. Trafik kazaları halinde kusurlu tarafa çeşitli yaptırımlar uygulanması hükmedilebilir. Bunların ne olduğu ile ilgili birkaç örnek vermek gerekirse: trafik kurallarına aykırı hareket etmeden dolayı idari para cezaları, kazaya karışan kişiler tarafından açılan davalar neticesinde maddi ve manevi tazminatlar ve son olarak hapis cezaları olabilmektedir. Hiç kuşkusuz bunlardan en önemlileri bireyin özgürlüğüne doğrudan bir müdahaleyi içeren hapis cezasıdır. Bizlerde bu yazımızda trafik kazalarındaki cezai sorumluluğu ele alarak bunun hangi koşullarda gerçekleşmesinin mümkün olacağını çeşitli ihtimalleri değerlendirerek açıklayacağız. Trafik kazalarında cezai sorumluluk dediğimiz zaman Karayolları Trafik Kanununa veya Karayolları Trafik Yönetmeliğine aykırı hareket edilmesi halinde bir idari para cezası uygulanabilir. Eğer söz konusu aykırılık ile birlikte trafik kazası sonucu yaralanma veya ölüm hallerinden birinin veya her ikisinin de gerçekleşmesiyle birlikte Cumhuriyet Savcılığı tarafından kamu davası açılabilir. Açılan bu kamu davası neticesinde kusurlu tarafa yönelik hapis cezası hükmolunabilir. Bu konu ile alakalı kanun maddeleri Türk Ceza Kanununun 85. ve 89. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunun 85. ve 89. Maddeleri söz konusu trafik kazaları neticesinde yaralama ve ölüm halinde verilecek cezanın sürelerini, cezanın arttırılması veya azaltılması ile ilgili durumları açıkça belirlenmiştir. Trafik kazaları sonucu meydana gelen yaralanma ve ölüm durumlarında bu suç tipleri taksirli suçlar kapsamında değerlendirilir. Yani trafik kazaları neticesinde yaralama ve öldürme suçlarının ortaya çıkması halinde bu suç tiplerinin kasten işlenmesi mümkün değilken ancak taksirle işlenmesi mümkün kılınmıştır. Taksirli suçlar, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket edilerek bir davranışın, suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek işlenmesidir. Trafik kazaları sonucu meydana gelen ölümler Türk Ceza Kanunu madde 85’te düzenlenmiştir. Taksirli olarak bir insanın ölümüne sebep olan bir kişi 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Birden fazla kişinin ölümüne neden olan ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olan kişi iki yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Trafik kazaları sonucunda taksirle yaralama halinde ise Türk Ceza Kanunun 89. maddesi uygulama alanı bulmaktadır. Taksirle yaralama suçunu işleyen kişiler üç aydan bir yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası ile cezalandırılır. Söz konusu yaralama olayının birden fazla kişiye karşı gerçekleştirilmesi halinde ise altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına karar verilebilir. Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı şekilde yürütülür. Ancak suçun bilinçli taksir ile işlenmesi halinde şikayet aranmamaktadır. Ayrıca bilinçli taksir ile işlenen suçlarda hükmolunan hapis cezası para cezası vb. başka bir yaptırıma çevrilemez. Örneğin alkollü bir şekilde araç kullanarak bir başkasının ölümüne veya yaralanmasına sebebiyet veren kişinin suçu bilinçli taksir ile işlediği belirlendiği takdirde hapis cezasına hükmedildiği takdirde bu hapis cezasının para cezasına veya başka bir cezaya çevrilmesi mümkün değildir. Trafik kazaları neticesinde meydana gelen yaralanma veya ölüm hallerinde karşı tarafın kusuru oldukça önemli bir durum teşkil etmektedir. Kazanın meydana gelmesinde kusuru olmayan bir kişiye karşı kamu davası açılması mümkün değilken açılan bir kamu davası var ise ve kusuru olmadığı belirlenmiş ise ceza tayin edilemez. Mağdur tarafın şikayetçi olmaması veya mağdur tarafın zararının bir kısmı veya tümünün karşılanmış olması, hakimin takdirini etkileyecek önemli etmenlerden olmaktadır. Özetlemek gerekirse trafik kazalarında cezai yaptırım büyük oranda karşımıza hapis cezaları şeklinde çıkmaktadır. Bu cezalar belirlenirken söz konusu trafik kazasının yaralanmalı mı yoksa ölümlü mü bir kaza olup olmadığı büyük önem taşımaktadır. Söz konusu trafik kazasında failin kusurunun olup olmaması veya ne derecede bir kusurunun söz konusu olduğu verilecek olan ceza açısında önemli bir özellik taşımaktadır. Trafik kazalarında yaralama ve öldürme suçlarının kasten işlenmesi mümkün olmazken bu ancak taksirli bir şekilde işlenebilmektedir. Ayrıca mağdur tarafın şikayetinin olup olmaması hususu hakimin kararını etkileme konusunda önem arz etmektedir.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button