Trafik Güvenliğini Tehlikeye Atma

Kanun, trafik düzeni ve güvenliğini koruyan düzenlemeler içermektedir. Bu düzenlemeler hem ayrı ayrı bireyleri hem de toplumu korur. Bu kurallara uymamak toplumu genel olarak tehdit etmektedir.

Bu suç kamuya açık olmayan yerlerde işlenemez. İzin alınarak belirli kişilerin girebildiği yerlerde geçerli değildir ancak alışveriş merkezi vb.ye ait otoparklar, orman, köy ve yayla yolları, kamuya açık olması şartıyla, bu suçun işlenebileceği yerlerdendir.

Suçun işlenebileceği aracın motorlu bir araç olması şart değildir. Örneğin bir bisiklet ile trafik güvenliği tehlikeye atılabilir. Fakat kaykay, paten gibi araçlar bu suçun kapsamına girmemektedir.

Trafik güvenliğini tehlikeye atma suçu Türk Ceza Kanunu m.179’da düzenlenmiştir.

  • TCK m. 179/1’e göre, “Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş her türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hâle getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olan kişi” bir yıldan altı yıla kadar hapis ile cezalandırılmaktadır.
  • TCK m. 179/2’ye göre, “Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi” iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.
  • TCK m.179/3’e göre, “Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek hâlde olmasına rağmen araç kullanan kişi” yine iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. ‘‘Başka bir nedenle’’ ifadesiyle anlatılmak istenene örnek olarak uzun süre araç kullanan birinin yorgun ve uykusuz şekilde kullanmaya devam etmesi, ehliyeti almasının üzerinden çok zaman geçen birinin bazı duyularında oluşan zayıflamalara rağmen araç kullanmaya devam etmesi verilebilir.

Yukarıdaki kanun hükümleri trafik kurallarının kasten tehlikeye atıldığı durumlar için uygulanır.

Sadece ulaşımın güvenli akışını sağlamak üzere konulan işaretlere yönelik müdahaleler suçtur. Bu bakımdan, örneğin, karayolu üzerinde yer alan ve yol üzerindeki tesislerin yerini, uzaklığını vb. gösteren veya çeşitli noktaların (örneğin, şehirlerin) istikametini gösteren işaretlere yönelik fiiller bu suç kapsamına girmez. Bunlara yönelik müdahaleler, niteliğine göre, hırsızlık veya mala zarar verme suçu kapsamında değerlendirilebilir.

Türk Ceza Kanunu m.180’de de aynı suçun kasten değil taksirle işlenmiş hali düzenlenmektedir.

  • TCK m.180’e göre, ‘‘Deniz, hava veya demiryolu ulaşımında, kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye taksirle neden olan kimseye üç aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.’’

Taksirli suçlarda fail ortaya çıkacak sonucu isteyerek hareket etmez. Fakat gerekli dikkat ve özeni göstermez ya da kişisel yeteneklerine, şansına güvenir.

Bu hükümde karayolu ulaşımı dahil edilmemiştir. Yani, karayolu ulaşımında taksirli davranışı nedeniyle güvenliği tehlikeye atan kişi cezalandırılmayacaktır. Elbette ki, bu davranışın sonucunda yaralanma, ölüm vb. ortaya çıktıysa fiil cezalandırılacaktır.

  • İdarelerindeki araçlarla olay mahalli kavşakta karşılaşan sanıklardan birinin sola dönüş kuralına uymaması, diğerinin de kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması nedeniyle çarpışmaları sonucunda, araçlardan birinde yolcu olarak bulunan mağdurların basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmalarına neden olan sanıkların eyleminde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun unsurlarının bulunmadığı, bu suçun ancak kasten işlenebilen suçlardan olduğu ve oluşabilmesi için aracın kasıt ya da olası kasıtla kişilerin hayat, sağlık veya mal varlığı açısından tehlike yaratacak bir şekilde sevk ve idare edilmesi gerektiği (…) (Yargıtay 2. Ceza Dairesi,  25.11.2009, 37049-44411)

Kusurluluk durumuna bakılırsa, alkol veya uyuşturucu etkisinde araç kullanan kişi için ikili bir ayrım yapılır. Şöyle ki, kendi iradesiyle -bilerek ve isteyerek- alkol veya uyuşturucu alan kişi, araç kullanarak bir tehlikeye sebebiyet verdiyse algılama yeteneği ve iradesi tammış gibi cezalandırılır. Ancak kendi isteğiyle alkol veya uyuşturucu kullanmayan fakat alkol ve uyuşturucunun etkisiyle algılama yeteneğinde ve iradesinde azalma olan kişi, kusuru olmaması nedeniyle cezalandırılmaz.

Ayrıca, Karayolları Trafik Kanunu m.48’de alkollü araç kullanımını düzenlemektedir.

  • KTK m.48/6’ya göre, yapılan tespit sonucunda, 1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanunu’nun 179. maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.
  • KTK m.48/7’ye göre, hususi otomobil sürücüleri bakımından 0.50 promilin, diğer araç sürücüleri bakımından 0.20 promilin üzerinde alkollü olan sürücülerin trafik kazasına sebebiyet vermesi hâlinde, ayrıca Türk Ceza Kanunu’nun 179. maddesinin ikinci fıkrası uygulanacaktır.

Trafik güvenliğini tehlikeye atma suçu için uzlaşma yolu kapalıdır.

Şikâyete tabi bir suç değildir ve resen soruşturulur. Hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararının verilmesi, cezanın ertelenmesi mümkündür.

§  Başta Karayolları Trafik Kanunu olmak üzere birçok kanunda; kara, hava, deniz ve demiryolu araçlarının trafikte kullanılmalarına ilişkin birtakım kurallar öngörülmüştür. Bu kurallar trafik güvenliğini sağlamanın yanında, kişilerin hayat, sağlık ya da mal varlıklarını korumaya yönelik olup, uyulmaması hâlinde trafik güvenliği tehlikeye düşürülebilmektedir. Ancak her kural ihlalinin mutlaka kişiler bakımından tehlikeye neden olacağını söylemek de mümkün değildir. Bu durumda tehlikeye neden olma hâlinin somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma, somut tehlike suçudur. Bu suçun oluşabilmesi için suç tanımında yer alan eylemin gerçekleştirilmesi yeterli olmayıp, tehlikelilik hâlinin gerçekleşmesi ya da gerçekleşmesinin mümkün bulunması zorunludur. Bu nedenle her somut olay bakımından tehlikeye neden olma ögesinin varlığı aranmalıdır. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 08.10.2019,2018/12-277 E, 2019/585 K.)

 

§  Sürücü belgesi, kişinin araç kullanmaya yetkili olduğunu gösteren bir belge olup sürücü belgesi olmaksızın araç kullanılması, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 36. maddesiyle idari yaptırıma tabi bir kabahat eylemidir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 08.10.2019,2018/12-277 E, 2019/585 K.)

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button