TİCARİ İŞLETME DEVRİ NASIL YAPILIR?
1. Giriş
Ticari işletme, Türk ticaret hayatının bel kemiğini oluşturan, ekonomik faaliyetin yürütüldüğü temel organizasyon birimidir. Gerek girişimcilerin kendi aralarında işletme sahipliğini değiştirmesi, gerekse yatırımcıların yeni pazarlara girmesi açısından ticari işletmenin devri olgusu, ticaret hukukunun en önemli konularından biridir.
Bu makalede ticari işletmenin devri; tanım, hukuki dayanaklar, unsurlar, şekil şartları, borç ve alacaklara etkisi, çalışan hakları, rekabet yasağı, vergisel sonuçlar ve uygulamada karşılaşılan sorunlar bağlamında ele alınacaktır. Ayrıca konu, ticari işletme devri – hisse devri ayrımı ile desteklenecek ve güncel yargı kararlarından örneklerle açıklanacaktır.
2. Ticari İşletme Kavramı
2.1. Tanım
Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 11. maddesi ticari işletmeyi şu şekilde tanımlar:
“Esnaf işletmesi düzeyini aşan düzeyde gelir sağlamayı hedefleyen, devamlı ve bağımsız şekilde yürütülen faaliyet.”
Bu tanımda üç temel unsur göze çarpar:
-
Gelir elde etme amacı – Ticari işletmenin kâr amacı taşıması gerekir.
-
Devamlılık – Faaliyet geçici değil, sürekli nitelikte olmalıdır.
-
Bağımsızlık – İşletme sahibi, kendi adına ve hesabına hareket etmelidir.
3. Ticari İşletme Devri Nedir?
Ticari işletmenin devri, işletmenin ekonomik bütünlüğü bozulmadan, tüm aktif ve pasifleriyle birlikte bir başka kişiye geçmesidir. Bu işlem, yalnızca mal veya makine satışı değil; işletmenin müşteri çevresi, ticari itibarı, ticaret unvanı, markaları ve sözleşme ilişkilerini de kapsar.
📌 Önemli Not: Eğer sadece işletmenin belirli malları satılırsa bu “kısmi devir” olur ve TTK anlamında ticari işletme devri sayılmaz.
4. Hukuki Dayanaklar
Ticari işletme devri hem özel hukuk hem de ticaret hukuku kurallarına tabidir. Başlıca mevzuat hükümleri şunlardır:
-
TTK m. 11, 18, 48, 52, 54 – Ticari işletme ve ticaret unvanı hükümleri
-
TBK m. 202 – Malvarlığının devri
-
İş Kanunu m. 6 – İşyerinin veya işyerinin bir bölümünün devri
-
Marka Kanunu – Marka devri usulü
-
TMK m. 1020 vd. – Taşınmaz devri (işletmeye ait gayrimenkuller varsa)
5. Devrin Unsurları
5.1. Maddi Unsurlar
-
Demirbaş ve ekipmanlar: Makine, araç, mobilya
-
Stoklar: Hammadde, yarı mamul, mamul ürün
-
Taşınmazlar: İşletmeye ait binalar, arsalar
5.2. Gayri Maddi Unsurlar
-
Ticaret unvanı ve işletme adı
-
Marka, patent, endüstriyel tasarım hakları
-
Müşteri çevresi ve ticari itibar (goodwill)
5.3. Hukuki İlişkiler
-
Mevcut sözleşmeler (kira, tedarik, distribütörlük vb.)
-
Çalışan sözleşmeleri
-
Alacak ve borçlar
6. Devrin Şekli
TTK m. 11/3 hükmü uyarınca, ticari işletme devri:
-
Yazılı olarak yapılmalı
-
Noterde düzenleme şeklinde resmî senet olarak hazırlanmalı
-
Ticaret siciline tescil ve ilan edilmeli
6.1. Tescilin Önemi
-
Tescil yapılmazsa, devir üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez.
-
Tescil, hukuki güvenlik sağlar ve alacaklıların korunmasına hizmet eder.
6.2. Taşınmazların Devri
İşletmeye ait taşınmazlar varsa, tapuda ayrıca tescil gerekir.
7. Borç ve Alacaklara Etkisi
TBK m. 202 hükmü, malvarlığı devrinde borç ve alacakların durumunu düzenler:
-
Borçlar: Devralan kişi, işletmenin tüm borçlarından sorumlu olur.
-
Alacaklar: Alacaklılar, devralana karşı borçlu olur; borçluların ayrıca onayı gerekmez.
-
Müteselsil Sorumluluk: Devreden ve devralan, devir ilanından itibaren 2 yıl süreyle mevcut borçlardan birlikte sorumludur.
8. Çalışanların Durumu
İş Kanunu m. 6 uyarınca:
-
İşyerinin devri, iş sözleşmelerini ortadan kaldırmaz.
-
Tüm hak ve yükümlülükler devralana geçer.
-
Kıdem süresi, işçinin ilk işe başladığı tarihten itibaren hesaplanır.
-
Devreden işveren, devrin yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl süreyle sorumluluğunu sürdürür.
9. Ticaret Unvanı ve Marka Hakları
-
Ticaret unvanı, işletmeyle birlikte devredilir (TTK m. 52).
-
Unvanın devri için tescil ve ilan gerekir.
-
Marka devri, Türk Patent ve Marka Kurumu’na bildirilerek sicile işlenmelidir.
10. Rekabet Yasağı
TTK m. 23 uyarınca, devreden kişi işletmeyi devrettikten sonra aynı bölgede ve aynı faaliyet alanında 2 yılı aşmamak kaydıyla rekabet etmeme taahhüdünde bulunabilir.
-
Rekabet yasağı yazılı olmalıdır.
-
Süre, yer ve faaliyet konusu açıkça belirtilmelidir.
-
Sınırların aşılması hâlinde yasağın geçerliliği tartışmalı hâle gelir.
11. Ticari İşletme Devri – Hisse Devri Ayrımı
Özellik | Ticari İşletme Devri | Hisse Devri |
---|---|---|
Konu | İşletmenin tüm varlık ve borçları | Şirketin sermaye payları |
Şirket Türü | Şahıs ve sermaye şirketi fark etmez | Sadece şirketlerde mümkündür |
Şekil | Noter + tescil | Noter (Ltd. için) / Yazılı sözleşme (A.Ş.) |
Borçlar | Devralan borçlardan sorumlu olur | Şirket borçlarından hissedar doğrudan sorumlu olmaz |
12. Vergisel Sonuçlar
-
KDV: Ticari işletme devri KDV’ye tabidir; ancak KDV Kanunu m. 17/4-r uyarınca “kısmi bölünme” veya “bütün halinde devir” durumlarında istisna uygulanabilir.
-
Damga Vergisi: Devir sözleşmesi damga vergisine tabidir.
-
Harçlar: Ticaret sicili ve tapu tescil harçları doğabilir.
13. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar
-
Borçların Durumunun Belirsizliği – Sözleşmede hangi borçların devredileceği net yazılmadığında ihtilaf çıkar.
-
Marka ve Unvan Tescili Eksiklikleri – Tescil yapılmazsa devralan marka korumasından yararlanamaz.
-
İşçi Alacakları – Devralan, önceki döneme ait işçi alacaklarından da sorumlu olur.
-
Vergi Borçları – Devir sonrası geçmiş dönem vergi borçları gündeme gelebilir.
14. Yargıtay Kararlarından Örnekler
-
Yargıtay 11. HD, 2019/3241 E., 2020/4567 K.: “Ticari işletme devri, noter onayı ve ticaret siciline tescil yapılmadığı sürece üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez.”
-
Yargıtay 9. HD, 2017/10234 E., 2019/7823 K.: “İşyerinin devrinde işçilerin kıdem süreleri kesintisiz devam eder.”
15. Sonuç ve Değerlendirme
Ticari işletme devri, yalnızca bir mal satışından ibaret olmayıp, işletmenin tüm malvarlığı, marka değeri, müşteri çevresi, sözleşme ilişkileri ve çalışanlarıyla birlikte el değiştirmesini ifade eder.
Bu nedenle;
-
Noter, ticaret sicili ve ilgili resmi kurum işlemleri eksiksiz tamamlanmalı,
-
Borç, alacak, marka, unvan ve çalışan hakları sözleşmede ayrıntılı şekilde düzenlenmeli,
-
Vergisel boyut ihmal edilmemelidir.
Uygulamada yapılan en büyük hata, ticari işletme devrinin basit bir “satış” gibi düşünülmesi ve şekil şartlarının yerine getirilmemesidir. Bu hatalar hem hukuki ihtilaflara hem de ciddi mali yükümlülüklere yol açabilir.