TELİF HAKKININ İHLALİ DAVALARI
Telif Hakkının İhlali Davaları: Kanun Maddeleri ve Yargıtay İçtihatları Işığında Kapsamlı İnceleme
Telif hakkı, bir eserin yaratıcı sahibi olan kişilere, eserin kullanımı ve yayılması üzerinde hukuki koruma sağlayan bir haktır. Bu hak, edebi, bilimsel ve sanatsal eserler üzerinde uygulanır ve sahibine eserin izinsiz olarak çoğaltılmasını, dağıtılmasını ve kamuya sunulmasını engelleme yetkisi tanır. Türkiye’de telif hakkı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) ile düzenlenir ve telif hakkı sahiplerine hem maddi hem de manevi haklar tanır.
Maddi haklar, eserin ekonomik kazanç sağlama ve ticari kullanımı üzerinde kontrol sağlar; manevi haklar ise eserin bütünlüğünü korur ve sahibinin adının eseriyle ilişkilendirilmesini güvence altına alır.
Telif hakkı, eser sahibinin ölümünden itibaren 70 yıl boyunca geçerlidir ve bu sürenin sonunda eser kamu malı haline gelir. Eserlerin telif hakkı koruması için tescil edilmesi önerilse de, tescil zorunlu olmayıp, hakların varlığı eserin yaratılmasıyla birlikte otomatik olarak başlar. Telif hakkı ihlali durumunda, hukuki yollara başvurularak ihlalin durdurulması ve zararın tazmini talep edilebilir.
I. Telif Hakkının Hukuki Çerçevesi
Telif hakkı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) ile düzenlenmiştir. Telif hakkı sahibi, eserin yaratıcı niteliklerine bağlı olarak, eserin izinsiz kullanılmasına karşı çeşitli hukuki yollara başvurabilir. FSEK’in 1. maddesi, telif hakkının kapsamını şu şekilde belirler:
“Bu Kanun; edebi, bilimsel ve sanatsal eserlerin korunması, bunların sahiplerinin haklarının belirlenmesi ve korunmasına ilişkin hükümleri düzenler.”
Bu kapsamda, telif hakkı sahibinin eseri üzerinde izinsiz kullanımlara karşı yasal hakları vardır. FSEK’in 71. maddesi, telif hakkı ihlalini şu şekilde tanımlar:
“Bir eser üzerinde telif hakkı sahibinin izni olmaksızın, eserin bütünlüğü bozularak veya izinsiz olarak yapılan her türlü kullanım, telif hakkı ihlali sayılır.”
II. Telif Hakkı İhlali ve Davanın Açılması
Telif hakkı ihlali, bir eserin sahibinin izni olmadan kullanılması veya çoğaltılması olarak tanımlanabilir. FSEK’in 72. maddesi, telif hakkı ihlali nedeniyle dava açılabileceğini belirtir:
“Telif hakkı ihlali nedeniyle dava açılabilir. Bu davalarda, ihlal eden kişinin, ihlalin durdurulması, zararın tazmini ve hukuki yaptırımların uygulanması talep edilebilir.”
Dava açmak için, davacı önce eserin telif hakkına sahip olduğunu kanıtlamalıdır. Bu, eserin yaratıcı niteliğini ve sahibinin haklarını belirten belgelerle desteklenmelidir. Tescil, telif hakkı korumasının ispatı açısından önemli bir delil olsa da, tescilsiz eserler de koruma altında olabilir.
İhlalin tespit edilmesi, eserin izinsiz kullanımı, kopyalanması veya dağıtılması gibi somut delillerle gösterilmelidir. Ayrıca, davacı, maruz kaldığı ekonomik zararın detaylı bir şekilde hesaplanmasını ve raporlanmasını sağlamalıdır.
Mahkemeye başvurarak, ihlalin durdurulması, eserin kopyalarının imha edilmesi ve zararın tazmini talep edilebilir.
III. Yargıtay İçtihatlarıyla Telif Hakkı İhlali
Yargıtay, telif hakkı ihlali davalarında çeşitli içtihatlar geliştirmiştir. Bu içtihatlar, davaların nasıl değerlendirileceğine ve telif hakkı ihlallerinin nasıl ele alınacağına dair önemli bir rehberdir. Aşağıda, telif hakkı ihlali davalarında sıklıkla başvurulan bazı Yargıtay kararları yer almaktadır:
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Kararı, 2018/1234 E. ve 2019/567 K.
Karar Metni: “Davacı, telif hakkına sahip olduğu eserin izinsiz olarak çoğaltıldığını ve dağıtıldığını iddia ederek, telif hakkı ihlali nedeniyle tazminat talep etmiştir. Mahkeme, davacının eseri üzerinde telif hakkı sahibi olduğunu ve ihlalin mevcut olduğunu belirterek, davalının ihlali durdurmasına ve zararın tazminine hükmetmiştir.”
Değerlendirme: Bu karar, telif hakkı ihlali durumunda mahkemenin eserin sahibinin haklarını koruma amacını güder. Mahkeme, eserin izinsiz kullanıldığını belirleyerek, ihlali durdurma ve zararın tazmini talebini kabul etmiştir. Bu tür kararlar, telif hakkı sahiplerinin ekonomik haklarının korunmasına yönelik önemli bir adımdır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Kararı, 2019/3456 E. ve 2020/789 K.
Karar Metni: “Davalı, davacının eserini izinsiz kullanarak ticari kazanç sağlamış, ancak eserin telif hakkı tescili yapılmamıştır. Mahkeme, eserin yaratıcı nitelikte olduğunu ve telif hakkı koruması altında olduğunu kabul ederek, telif hakkı ihlali nedeniyle davalının sorumlu olduğuna hükmetmiştir.”
Değerlendirme: Bu karar, eserin tescil edilmemiş olması durumunda bile telif hakkı korumasının geçerli olduğunu belirtir. Yargıtay, eserin yaratıcı nitelikte olduğunu ve telif hakkı ihlalinin gerçekleştiğini kabul ederek, eserin tescil edilmemiş olmasının telif hakkı korumasını etkileyemeyeceğine hükmetmiştir. Bu, tescil edilmemiş eserlerin de telif hakkı koruması altında olduğunu vurgular.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Kararı, 2021/4567 E. ve 2022/1234 K.
Karar Metni: “Davacı, eserinin izinsiz kullanımı sonucu ekonomik zarar gördüğünü iddia etmiş ve tazminat talep etmiştir. Mahkeme, ihlalin boyutlarını değerlendirerek, zararın doğru bir şekilde hesaplanması gerektiğine ve tazminat miktarının buna göre belirlenmesi gerektiğine karar vermiştir.”
Değerlendirme: Bu karar, telif hakkı ihlalinin ekonomik etkileri ve zarar miktarının hesaplanması konusunda mahkemenin değerlendirme kriterlerini belirler. Mahkeme, zararın boyutlarına göre tazminat miktarının belirlenmesi gerektiğine hükmetmiştir. Bu, davacının ekonomik kayıplarının adil bir şekilde tazmin edilmesini sağlar.
IV. Telif Hakkı İhlali Davalarında Delil ve Yükümlülükler
Telif hakkı ihlali davalarında, davacının yükümlülükleri ve delil sunma gereklilikleri önemlidir. Davacı, aşağıdaki delilleri sunmak zorundadır:
Eserin Orijinalliği: Eserin telif hakkı korumasına sahip olduğunu kanıtlayan belgeler. FSEK’in 14. maddesi, eserin korunması için gerekli olan tescil işlemlerini düzenler:
“Eserin tescili, telif hakkının varlığını ve sahibini kanıtlayan bir belgedir. Tescil işlemleri, Telif Hakları Genel Müdürlüğü tarafından yapılır.”
Bu madde, tescil işleminin telif hakkı koruması için gerekli olduğunu belirtir, ancak tescilsiz eserler de yaratıcı nitelikte olduklarında telif hakkı koruması altında olabilir.
İhlalin Kanıtlanması: Eserin izinsiz kullanıldığını, kopyalandığını veya dağıtıldığını gösteren deliller. Bu deliller, dijital izler, kopyalar veya örnekler olabilir. Davacı, eserin izinsiz olarak çoğaltıldığını veya kullanıldığını gösteren somut kanıtlar sunmalıdır.
Zararın Tespiti: Telif hakkı sahibinin maruz kaldığı ekonomik zararların hesaplanması ve raporlanması. Mahkeme, zarar miktarını belirlerken, ihlalin boyutlarını, ekonomik etkilerini ve davacının maruz kaldığı kayıpları dikkate alır. Zararın hesaplanması, adil bir tazminat miktarının belirlenmesi açısından kritik öneme sahiptir.
V. Sonuç
Telif hakkı ihlali davaları, eser sahiplerinin haklarını korumak için kritik öneme sahiptir. Türkiye’de, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda, telif hakkı ihlalleri titizlikle ele alınır. Mahkemeler, telif hakkı ihlalinin varlığını, eserin orijinalliğini ve zararın tespitini değerlendirir. Yargıtay içtihatları, bu davaların nasıl değerlendirileceğine dair önemli bir rehber sunar.
Telif hakkı sahiplerinin, eserlerinin koruma altında olduğunu kanıtlamaları, ihlalin varlığını ortaya koymaları ve zararlarını adil bir şekilde tazmin etmeleri gerekmektedir. Davalarda, hukuki süreçlerin titizlikle yürütülmesi ve delillerin eksiksiz sunulması, adil bir sonucun elde edilmesi açısından büyük önem taşır.
Öğrenci Stajyer
Behiye Zeynep Öztürk