TBK’da Hata (Yanılma) Nedir?
1) Kavramsal çerçeve
Borçlar hukukunda sözleşmenin geçerliliği, tarafların gerçek ve serbest iradelerinin uyuşmasına bağlıdır. Türk Borçlar Kanunu’nda (“TBK”) irade bozuklukları üç başlıkta düzenlenir: hata (yanılma), hile (aldatma) ve korkutma (ikrah) (TBK m.30). Bu üç hâlden biri mevcutsa, yanılgıya uğrayan taraf, iptal hakkını kullanarak sözleşmenin kendisi bakımından bağlayıcılığını ortadan kaldırabilir.
2) Hatanın (yanılmanın) tanımı
Hata; taraflardan birinin, sözleşme kurulurken iradesini sakatlayan yanlış bir tasavvur altında açıklama yapmasıdır. Hata her zaman iptal sebebi değildir; sadece “esaslı” (temel) hata sözleşmenin bağlayıcılığını ortadan kaldırır (TBK m.31).
3) Esaslı (temel) hata–esassız hata ayrımı
Esaslı hata: Dürüstlük kuralına göre (TBK m.2) karşı tarafa “ben böyle bir durumda bu beyanı yapmazdım” dedirtecek ölçüde temel/öze ilişkin yanılmalardır. TBK m.31’e göre başlıca esaslı hatalar:
-
Sözleşmenin niteliğinde hata (ör. bağış sandığı işlem aslında satış),
-
Sözleşmenin konusuna/hususiyetlerine ilişkin hata (konu, tür, nitelik),
-
Kişide hata (şahsın önem taşıdığı işlemlerde),
-
Miktarda hata (edimin kapsam, ölçü ya da sayısında esaslı yanılma),
-
Beyanın kapsamı/bağlanma iradesinde hata (aslında sözleşme yapmak istemediği hâlde bağlanma görüntüsü vermek gibi).
Esassız (tali) hata: Dürüstlük kuralına göre işlemden dönmeyi haklı kılmayacak, tali nitelikteki yanılmalardır; sözleşmeyi geçersiz kılmaz.
Yazım/hesap hataları: TBK sistematiğinde, salt yazım ve hesap yanlışları sözleşmenin geçerliliğini etkilemez; düzeltilir (uyarlama yoluyla düzeltim).
4) Saik (motive) hatası kuralı ve istisnası
Tarafın kendi iç dünyasındaki gerekçe/amaçta (saikte) yanılması kural olarak esaslı hata sayılmaz. Ancak saik, karşı tarafa açıkça bildirilmiş ve sözleşmenin temel unsuru hâline getirilmişse, yanılma esaslı nitelik kazanabilir (TBK m.31’in dürüstlük ölçütü ile birlikte uygulanması).
5) Hatanın sonuçları: İptal hakkı, şekli ve süresi
-
İptal hakkı: Esaslı hataya düşen taraf, sözleşme ile bağlı değildir; tek taraflı iptal beyanıyla sözleşmeyi geriye etkili (kural olarak) hükümsüz kılabilir.
-
Süre: İptal hakkı hak düşürücü süreye bağlanmıştır. Yanılan taraf hatayı öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde iptal hakkını kullanmalıdır (TBK m.39). Sürenin kaçırılması hâlinde sözleşme kesinleşir.
-
Şekil: İptal beyanı açık olmalıdır; ispat kolaylığı açısından yazılı yapılması önerilir (TBK m.39/1 uygulaması).
-
Zamanaşımı değil, hak düşürücü süre: Mahkemece re’sen gözetilebilir; taraf ileri sürmese dahi dikkate alınır.
6) Yanılanın tazmin yükümlülüğü (negatif zarar)
Eğer karşı taraf yanılmayı bilemeyecek durumdaysa ve yanılan sözleşmeyi iptal ediyorsa, TBK’da öngörülen denge gereği, karşı tarafın güveninin boşa çıkmasından doğan zararı (ör. işlem giderleri, hazırlık masrafları) “güven zararı (negatif zarar)” ölçüsünde tazmin etmek gerekebilir. Bu, iptal edene ceza değil, dürüstlük kuralının zorunlu kıldığı dengedir (TBK m.35 mantığı).
7) Hatanın ispatı
Hata iddiasında bulunan taraf, hata olgusunu ve esaslılığını ispatla yükümlüdür (HMK m.190). Uygulamada; sözleşme metni, ön görüşmeler, yazışmalar, teklif–kabul belgeleri, faturalar, teknik/ekspertiz raporları, tanık anlatımları ve bilirkişi incelemeleri delil olarak kullanılır.
Özellikle miktar hatası ve nitelik hatası vakalarında, sözleşme öncesi müzakerelerin kapsamı ve bilgilendirme yükümlülüğünün ifası kritik önemdedir.
8) Hata–hile–korkutma ilişkisi (kısa karşılaştırma)
-
Hata (TBK m.30–31): İç yanılgıdır; karşı tarafın aktif davranışına gerek yoktur.
-
Hile (TBK m.36): Karşı tarafın aldatıcı davranışı ile yanılgı yaratılmıştır; iptal hakkı daha güçlüdür, ayrıca güven tazminatı kapsamı genişleyebilir.
-
Korkutma (TBK m.37): Taraf, ciddi ve yakın bir tehlike tehdidi altında sözleşme yapmıştır; iptal sebebidir.
9) Uygulamaya yönelik pratik notlar
-
Hemen yazılı bildirim: Hata öğrenilir öğrenilmez yazılı iptal beyanı yapılmalı; aksi hâlde hak düşürücü süre riski doğar (TBK m.39).
-
Delil ekonomisi: Hatanın esaslı olduğunu somutlayacak belgeler (özellikle saikin karşı tarafa bildirildiği belgeler) dosyaya konulmalıdır.
-
Uyarlama imkânı: Salt yazım/hesap yanlışları için sözleşmenin tümden iptali yerine düzeltim (uyarlama) talebi daha isabetli olabilir.
-
İyi niyetli üçüncü kişiler: Temsil ve görünüm–güven hallerinde iyi niyetli üçüncü kişilerin korunması ilkesi göz ardı edilmemeli; iptal beyanının muhataba ve gerekiyorsa üçüncü kişilere bildirilmesi planlanmalıdır.
-
Önleyici sözleşme tekniği: Tanımları net, teknik şartnameleri açık, saikleri kayıt altına alan sözleşme dili; saik hatasını esaslı hata seviyesine taşımadan uyuşmazlığı minimize eder.
10) Sonuç
TBK m.30–39 sistematiğinde hata (yanılma), sözleşme özgürlüğünü dürüstlük kuralıyla dengeleyen bir geçersizlik/iptal sebebidir. Esas olan, yanılmanın esasa ilişkin olup olmadığıdır. Esaslı hata varsa, yanılan taraf bir yıllık hak düşürücü süre içinde iptal hakkını kullanabilir; ancak karşı tarafın korunmaya değer güveninin zedelenmesi ölçüsünde negatif zararı tazmin yükümlülüğü doğabilir. Uygulamada, hatanın içeriğini ve esaslılığını belgelendiren ispat stratejisi, davanın kaderini belirler.
Asel DÖNGELLİ