Single Blog Title

This is a single blog caption

Taşınır Rehninde Güvenilir Üçüncü Kişinin İyiniyetinin Korunması

Giriş

Türk Medeni Kanunu (TMK), borçlunun borcunu ifa etmemesi riskine karşı alacaklının teminat paketini sunmasını sağlayan çeşitli güvence yapılandırması öngörmektedir. Bu mekanizmalar arasında dolaşım rehni (teslimi meşrut rehin) , bir bilginin güvence belgesi almak amacıyla taşınır bir mal üzerinde kurulu ve aynı hak doğuran en yaygın yoldur. Rehin hakkının kurulabilmesi için, kural olarak, rehnedilecek taşınma malın zilyetliğinin rehin alacağına devredilmesi gerekir (TMK m. 939). Bu devir, paranın oluşumunun yanı sıra, üçüncü kişinin bilgilendirilmesinden haberdar olmasını sağlayan temel aleniyet şartını da yerine getirir.

Ancak Eşya Hukuku’nun belki de en karmaşık ve hassas oranlarının biri, Taşınır Rehninde İyiniyetin Korunması ilkesidir. Bu ilke, bir kişinin, gerçek hak sahibi olmasına rağmen, sahip olduğu zilyetliğe dayanılarak taşınır mal üzerinde rehin kurma hakkı ve bu rehnin, durumu bilmeyen (iyiniyetli) üçüncü bir kişi tarafından edinilmesi durumunda devreye girer. Hukuk düzeni, bir yanda gerçek hak sahibinin özgürlüğünün korunması, diğer yanda ise tapu sicili yerine zilyetliğin dış aksamaya güvenerek işlemi yapan üçüncü kişinin güvenini korumasının ikilemiyle karşı karşıyadır. Bu makale, TMK m. 988 ve 989 hükümlerinin çerçevesi iyiniyetli rehin hakkının korunmasının esaslarını ve bu korumanın takas yeri istisnaları ayrıntılı bir şekilde incelenecektir.


I. Taşınır Rehninin Kurulması ve Aleniyet İlkesi

Taşınır rehninin hukukun geçerli bir şekilde kurulması için Eşya Hukuku’nun genel ilkelerine uyulması gerekir.

A. Rehnin Kurucu Unsurları

TMK m. 939’a göre taşınma rehni kurulabilmesi için üç temel şart aranır:

  1. Bir Rehin Sözleşmesi: Rehnin kalkınmaya yönelik irade beyanı.

  2. Rehinli Alacak: Teminat olarak alınacak geçerli bir varlığın varlığı.

  3. Zilyetliğin Devri (Teslim): Rehnedilenin taşınmasının zilyetliğinin malik (rehin veren) tarafından rehin alacaklısına gerçeken doğru.

Zilyetliğin devri, taşınmaz mülkiyetindeki tapu tescili gibi, kişilerin üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilirliğini sağlayan aleniyet işlevini görür. Zilyetliği elinde tutan kişi, dış dünyaya o eşya üzerinde bir hak sahibi olduğu izlenimini verir.

B.TMK m. 988: Malik Olmayan Kişiden Kazanım

TMK m. 988, iyiniyetin korunma ilkesinin bozulmazlığı atar: “Bir taşımayı sürdürebilmek için kendisine güvenilen ve zilyetliği devreden kişi, bu zilyetliğin hukukunî bir sebebi bulunmasa bile, iyiniyetle zilyet olan kişinin dolaşıp karşının mülkiyetini kazanmana engel olmaz.”

Bu madde, özgürlüğün iyiniyetle kazanılması hükmüdür. Taşınır rehni için de bu kural karşılaştırması uygulanır. Yani, nakli rehneden kişi (rehin veren) malik olmasa dahi, rehin alacaklısı (üçüncü kişi) iyiniyetli ise, belirlenmiş rehin hakkı yasal hale gelir.


II. Taşınır Rehninde Güvenilir Üçüncü Kişinin İyiniyetinin Korunması

Rehin alacağının malik olmayan bir kişi tarafından anlaşılması durumunda, rehin alacaklısının (üçüncü kişi) iyiniyetli olması, aynı hak olan rehin hakkının geçerli belgesi olduğu tespit edilmiştir .

A. İyiniyetin Kapsamı

Alacaklısının iyiniyetli sayılabilmesi için, veren kişinin üzerinde dolaşıp kurma yetkisinin olmaması ve bilmemesinin gerekmemesi gerekir.

  • Sübjektif ve Objektif Kriter: İyiniyet, hem rehin verenin yetkisizliğini bilmeme (sübjektif emin değil) hem de normal bir dikkat ve özen gösterildiğinde bu yetkisizliği fark edememe (objektif emin değil) şartını içerir.

  • Zilyetlik Karinesi: Rehin alacaklısı, rehnedilen taşınmasının zilyetliğini elinde bulunduran kişi o taşımayı rehnetme yetkisine sahip olduğuna (zilyetliğin karinesi TMK m. 985-986) güvenebilir .

B. Rehnin Hukuki Sonucu

Taşınır Rehninde İyiniyetin Korunması sonucu kazandığında, rehin alacaklısı, rehin veren malik olmasa bile, o taşıma üzerinde geçerli bir rehin hakkı kazanır. Bu durumda gerçek malik, rehin alacaklısına karşı rehnin adamlarını talep edemez; Transferin paraya çevrilmesi halinde bedeline katlanmak zorunda kalır.


III. Uygulamadaki İstisnalar: Zilyetliğin Rıza Dışı Kaybı

TMK m. 988’in bileşenleri bu güçlü koruma, her zaman mutlak değildir. Hukuk düzeni, gerçek malikin iradesinin dışında zilyetliğini kaybettiği hallerde (gasp veya kaybettiği), üçüncü kişinin iyiniyetine rağmen malike tescilli iade (istirdat) yetkisini koruma hakkına sahiptir.

A.TMK m. 989/I: Kaybolma ve Gasp Durumunda İade Davası

TMK m. 989/I, malikin taşınması malını çalınma, kaybolması veya zilyetliğinin başka bir şekilde rızası dışında elde edilmesi durumunda, o malı iyiniyetle iktisap eden kişiye karşı dahi beş yıl içinde dönüş işlemi (istirdat durumu) açma yetkisini tanır.

  • Rehin Hakkına Etkisi: Bu hüküm, rehin hakkı oluşturma durumunda da uygulanır. Gerçek malikin çalınmışsa ve bu mal kötüniyetli bir kişi tarafından iyiniyetli bir alacaklıya rehnedilmişse, malik rehin alacaklısına karşı dahi beş yıl içinde taşınmasının iadesini talep edebilir.

  • Malikin Hukuki Güvencesi: Bu istisna, taşıma özgürlüğünde malikin zayıf sapmalar ve haksız fiil sonuçlarının bozulmasının önlenmesi için ayrılır. Bu durumda, iyiniyetli rehin alacaklısının rehin hakkı, malikin iade talebi karşısında sona erer.

B.TMK m. 989/II: Açık Artırma ve Pazarlar

TMK m. 989/II, malikin rızası dışında kalanların taşınmasının, açık artırma yoluyla veya o tür eşya satan pazarlardan iyiniyetle iktisap edilmesi halinde, malike tescilli iade hakkını dahi sınırlamamaktadır.

  • Korumanın Şartı: Bu şekilde taşınmayı iyiniyetle rehneden veya iktisap etmeyen üçüncü kişi, malın tazminatı durumunda ödediği bedelin iadesini talep etme hakkına sahiptir. Gerçek malik, rehinin vatandaşlarının veya gezindikleri için öncelikle rehin alacaklısının alacağını hesaplamak zorundaydı.

  • Hukuki Gerekçe: Bu özel satış yerlerine olan kamu güvenini artırmak amacıyla bir hükümdür.


IV. Güven İlişkisinin Zayıfladığı Haller ve Rehnin Geçersizliği

İyiniyetin korunması ilkesi, zilyetliğin devredilmesi, yani aleniyetin sağlandığı haller için geçerlidir. Ancak rehneden ile rehin alacağı arasındaki ilişkinin zayıf olduğu bazı özel ortamda bu koruma tamamen ortadan kalkar.

A. Zilyetlik Devri Olmadan Kurulan Rehinler (TMK m. 940)

Türk Hukuku’nda dolaşan rehni (teslimi meşrut rehin), kural olarak rehnedilen yolculuğun zilyetliğinin rehin alacaklısına fiilen devrini şartlarında. Taşımanın zilyetliği rehin verende kalırsa:

  1. Hükmen Teslim Yoluyla Rehin: Rehin veren, malı rehin alacaklısı adına fer’i zilyet olarak elinde tutmaksa, TMK m. 940’ın devam etmesi geçersizdir . Bu durum, zilyetliğin dış dünyada rehni ilan etme işlevi (aleniyet) yerine getirmediği için iyiniyetli üçüncü kişinin korunması dahi söz konusu olmaz.

  2. Hukuki Sebep Eksikliği: Geçersiz rehin sözleşmesine dayanan bir işlemde, üçüncü kişinin iyiniyeti tek başına yeterli değildir; rehin hakkı kurulamaz.

B. Rehnedenin Kötüniyetli Olması

Eğer rehin alacaklısı, rehin veren kişinin taşınmasını rehnetme yetkisinin bilmiyorsa veya bilmesi gerekiyorsa , iyiniyetten söz edilemez. Bu durumdaki alacaklısı kötüniyetli kabul edilir.

  • Hukuki Sonuç: Kötüniyetli rehin alacaklısının rehin hakkı geçersizdir . Gerçek malik, bu kişinin karşı hiçbir süreye tabi olmaksızın (zamanaşımı) istihkak durumunu açarak rehnin çalıştırdığını ve malın kendisine iadesini talep edebilir.


V. Uygulamadaki Özel Rehin Türleri ve İyiniyetin Sınırları

TMK’nın genel rehin dışında kalan, özel kanunlarla düzenlenen rehinlerde iyiniyetin korunmasında farklı şekillerde ele alınır.

A. Ticari İşletme Rehni

7061 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) kapsamında düzenlenen ticari işletme rehninde, rehnin kurulması için zilyetliğin devri yerine ticaret sicilinin tescil esasıdır.

  • Koruma Mekanizması: Aleniyet, sicile tescil yoluyla sağlandığından, taşınmadaki zilyetliğe güvene dayalı iyiniyetin korunması kaydı doğrudan uygulanmaz. Ticaret sicilinin güvenerek işlemi yapan üçüncü kişinin iyiniyeti, sicil kayıtlarının doğru olması kaydıyla korunur.

B. Kıymetli Evrakta Rehin

Kıymetli evraklar (poliçe, bono, çek) üzerindeki rehin, eşyanın zilyetliğinin devri ile kuruluşudur.

  • İyiniyetin Kapsamı: Bu alanda, iyiniyetli rehin alacaklısı, senet metninden anlaşılan hukuki durumun güvenli olup olmadığı açısından korunur. Ancak malikin rızası dışında elde edilen senetlerde, genel hükümlere göre iade davası hakkı yine saklıdır.

Sonuç

Taşınır Rehninde İyiniyetin Korunması ilkesi, Eşya Hukuku’nda hukuki güvenlik ve devir durumunu sağlamak amacıyla ortaya çıkan temel bir mekanizmadır. TMK m. 988, zilyetliğin dış olabileceğine güvenerek işlem yapan iyiniyetli üçüncü kişi, geçerli kılarak ticari hayatı yaşıyor.

Ancak bu koruma, malikin ölümü dışında zilyetliğini kaybetmiş, gasp ve kayıp hallerinde (TMK m. 989) istisnaen zayıflamaktadır. Gerçek malik, beş yıl içinde iade durumunu açan iyiniyetli rehin alacaklısına karşı dahi malını geri alabilme olanağına sahiptir. Bu denge, bir yanda ticari güveni, diğer yanda ise bireysel mülkiyet yetkisinin koruma amacı güder. Hukuki süreç içerisinde dolaşım rehninin değişiminin bozulması, alacaklının iyiniyetinin varlığı ve malın malikin rızası dahilinde mi, yoksa rızası dışında mı elinden çıktığına dair olguların doğru ispatına bağlıdır.

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button