Tasarım Tescili Olmadan Bir Ürünü Satışa Sunmak Hukuka Aykırı mıdır?
Giriş
Günümüzde ürünlerin pazarda öne çıkmasında sadece teknik işlevleri değil, dış görünümleri de büyük rol oynamaktadır. Tasarım; bir ürünün şekli, deseni, süsleme unsurları gibi görsel niteliklerini ifade eder. Bu unsurlar, yalnızca estetik değer taşımakla kalmaz, aynı zamanda ürünün ayırt ediciliğini ve pazarlanabilirliğini de artırır. Ancak uygulamada sıkça karşılaşılan bir durum şudur: Henüz tescili yapılmamış bir tasarım piyasaya sürülmüş, ya da tescilsiz bir tasarım başka bir kişi tarafından kopyalanarak satılmıştır. Bu durumda akıllara şu soru gelir: Tasarım tescili olmadan bir ürünü piyasaya sunmak hukuka aykırı mıdır? Bu yazıda, söz konusu soruya Türk hukuku açısından teorik ve pratik yönden yanıt verilecek; kurgusal bir olay üzerinden de konu somutlaştırılacaktır.
1. Tasarımın Hukuki Tanımı ve Kapsamı
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) m.55’e göre tasarım, bir ürünün tümü ya da bir parçasının; çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme gibi özelliklerle oluşturduğu dış görünümüdür.
Tescilli Tasarım Nedir?
Tescilli tasarım, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde başvuru yapılarak sicile kaydedilen ve hukuki koruma süresi içinde bulunan tasarımdır. Tescilli bir tasarım;
-
5 yıl süreyle korunur,
-
Bu süre toplamda 25 yıla kadar uzatılabilir,
-
Koruma, başvuru tarihinden itibaren başlar,
-
Tasarım sahibine inhisari (tekil) hak tanır.
2. Tescilsiz Tasarımın Korunması Mümkün mü?
Evet. SMK m.58’e göre, tescilsiz tasarımlar da belirli şartlarla korunabilir. Ancak bu koruma;
-
Yeni olma,
-
Ayırt edici nitelik taşıma,
-
İlk kamuya sunum tarihinden itibaren 3 yıl içinde korunma,
şartlarına bağlıdır. Koruma, yalnızca kopyalamaya karşı geçerlidir. Bağımsız yaratım söz konusuysa ihlal oluşmaz.
3. Tescil Zorunlu mu? Hukuka Aykırılık Nerede Başlar?
Tescil zorunlu değildir.
Ancak tescil olmaksızın piyasaya sürülen bir tasarım, sınırlı ve zayıf koruma altındadır. Başkasının benzer veya aynı ürünü satması, her zaman hukuka aykırı sayılmaz. Aşağıdaki durumlarda ise tescilsiz ürün satışı hukuki sorun doğurabilir:
-
Başkasının tescilli tasarımına benzer ürün satılması: Bu durumda SMK m.59 gereği tasarım hakkına tecavüz söz konusu olur.
-
Başkasına ait özgün ve yeni bir tasarımın tescilsiz olsa bile kopyalanması: Bu, özellikle tescilsiz tasarımlar için düzenlenen “kopyalama yasağı” kapsamında değerlendirilir.
-
Ürün, genel olarak piyasada tanınmışsa ve taklit ediliyorsa: TTK m.55 kapsamında haksız rekabet teşkil edebilir.
Sonuç olarak: Tescil olmadan da bir tasarım hukuken korunabilir. Ancak tescil yapılmadığı sürece ispat yükü artar, koruma süresi azalır ve hak sahibi ciddi dezavantajlarla karşı karşıya kalır.
4. Kurgusal Örnek Olay: “N Mobilya vs. T Atölye”
Olay Özeti:
“N Mobilya”, kendi bünyesinde tasarladığı özel bir ahşap kitaplık modeli ile 2023 yılında piyasaya çıkar. Tasarım, oval hatlara ve görünür metal çerçevelere sahip olup pazarda oldukça beğeni toplar. Ancak tasarım tescillenmemiştir.
2024 yılında “T Atölye” adında başka bir üretici, bu kitaplığın birebir benzerini üretir ve internet üzerinden satışa sunar. Tasarım farklı bir isimle tanıtılmakta, ancak görünüm açısından ayırt edici hiçbir fark bulunmamaktadır.
Hukuki Değerlendirme:
-
Tescil olmadığından dolayı doğrudan SMK m.59 uygulanamaz. Ancak SMK m.58 kapsamında tescilsiz tasarımların kopyalanmasına karşı 3 yıllık koruma süresi bulunduğu için, kopyalama ispatlanırsa ihlal tespit edilebilir.
-
“T Atölye”nin ürünü bağımsız olarak tasarladığına dair somut delil sunması gerekir. Aksi hâlde kopyalama karinesi lehine işletilir.
-
Alternatif olarak TTK m.55/1-a ve b hükümleri gereğince haksız rekabet davası da açılabilir. Çünkü:
-
T Atölye, piyasada ayırt edici bir ürünü izinsiz olarak taklit etmiştir.
-
Bu durum, tüketiciyi yanıltabilecek bir görsel benzerlik oluşturmuştur.
-
Rekabet ortamını bozan bir ticari tutum sergilenmiştir.
-
N Mobilya’nın Talepleri:
-
Kopya ürün satışının durdurulması,
-
Maddi zararlarının karşılanması,
-
Ürünlerin toplatılması,
-
Tanıtım amacıyla düzeltici ilan yayımlanması.
5. Tescilsiz Tasarımın Korunmasında İspatın Önemi
Tescil bulunmadığı durumlarda, hak iddia eden tarafın aşağıdaki unsurları ispatlaması gerekir:
Koruma Unsuru | Nasıl İspatlanır? |
---|---|
Yeni olma | Kamuya ilk sunum tarihi ve öncesinde benzer ürün yokluğu ile |
Ayırt edicilik | Piyasadaki diğer ürünlerden farklarıyla |
Kopyalama iddiası | Ürünlerin birebir benzerliği ve üreticinin erişim imkânı |
Kamuya sunulma tarihi | Sergi, fuar, katalog veya sosyal medya paylaşımıyla |
Bu sebeple her tasarım için mutlaka tarihli ve kayıt altına alınmış belge düzenlenmesi tavsiye edilir (örneğin: e-posta, broşür, web sayfası arşivi, sosyal medya paylaşımı).
6. Tescil Olmadan Satış Yapan Kişi Ne Zaman Sorumlu Olur?
-
Başkasına ait bir tasarımı doğrudan kopyalamışsa,
-
Bu tasarım tescilli olmasa bile piyasada yaygın olarak tanınmışsa,
-
Tüketici bu iki ürün arasında ilişki kuruyorsa,
-
Kazanç sağlamaya yönelik kötü niyet taşıyorsa,
satıcı, hem SMK kapsamında hem de TTK kapsamında sorumlu tutulabilir.
7. Önleyici ve Koruyucu Öneriler
Tasarım sahibi olan üretici ve tasarımcıların aşağıdaki adımları atması, olası ihlallere karşı önemli birer koruma sağlar:
-
Tasarım tescili yapılmalıdır. Tescil, hak sahipliğini ispatlamada doğrudan etkilidir.
-
Tescilsiz tasarımlar kamuya sunulurken mutlaka arşivlenmelidir.
-
Eser sahipliğiyle ilgili sözleşmelerde tasarım hakkı açıkça belirtilmelidir.
-
Tasarım yarışmaları, fuarlar, kataloglar, dijital ortamlarda paylaşımlar delil niteliğinde saklanmalıdır.
-
Alan adı, sosyal medya, ambalaj gibi tüm kullanım alanları belgelenmelidir.
Sonuç
Tasarım tescili olmaksızın bir ürünün satışa sunulması, her durumda hukuka aykırı değildir. Ancak bu ürün, başka bir tasarımı kopyalıyorsa veya piyasada tanınmış bir görsel özelliği taşıyorsa, o zaman hem 6769 sayılı SMK kapsamında tescilsiz tasarım koruması, hem de TTK kapsamında haksız rekabet hükümleri devreye girer. Tescil işlemi yapılmadığında ispat yükü artar, koruma süresi daralır ve hak sahibinin elindeki hukuki araçlar zayıflar. Bu nedenle tasarım üreten kişi ve kurumların, tescili sadece bir tercih değil, bir stratejik koruma aracı olarak değerlendirmesi gerekir.
Hukuk Fakültesi Öğrencisi Gamze Akbulut