Taraftar Fiillerinden Dolayı Ceza Sorumluluğu
Kulüplerin Taraftar Eylemlerinden Dolayı Ceza ve Tazmin Sorumluluğu
Spor, yalnızca sahada oynanan bir oyun değil; ekonomik, toplumsal ve hukuki yönleriyle büyük bir organizasyon yapısıdır. Bu yapının en dinamik unsuru taraftardır. Ancak taraftarın eylemleri kimi zaman sporun ruhunu gölgede bırakan, kamu düzenini bozan veya üçüncü kişilere zarar veren sonuçlar doğurabilir. İşte bu noktada karşımıza çıkan temel hukuki sorun şudur:
Taraftarın eylemlerinden kulüp ne ölçüde sorumlu tutulabilir?
Türk hukukunda bu soru, hem ceza hukuku hem özel hukuk (tazminat) hem de spor hukuku (disiplin) bakımından farklı düzlemlerde cevap bulur. Özellikle 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun, Türk Borçlar Kanunu ve TFF Disiplin Talimatı bu konuda temel normatif çerçeveyi oluşturur.
1. Taraftarın Hukuki Statüsü ve Kulüp ile İlişkisi
Taraftar, kulübün çalışanı veya temsilcisi değildir; bu nedenle genel kural olarak kulüp adına işlem yapma yetkisi bulunmaz. Ancak modern spor hukukunda, kulüp ile taraftar arasındaki bağ salt bir “izleyici–organizasyon” ilişkisinden öteye geçmiştir. Taraftar, kulübün marka değerini etkileyen, gelir üretimine katkı sağlayan ve kamuoyu nezdinde onun “yansıması” hâline gelen bir toplumsal unsurdur.
Bu nedenle FIFA ve UEFA uygulamalarında olduğu gibi, kulüpler taraftarlarının davranışlarından “objektif sorumluluk” (strict liability) ilkesi gereğince sorumlu tutulmaktadır. Bu ilke, taraftarın bireysel kusuru aranmaksızın kulübe yaptırım uygulanmasına imkân verir.
TFF Disiplin Talimatı da bu yaklaşımı benimsemiştir: Madde 52 ve 53, “taraftarın taşkınlık, küfür, saha olayları, yabancı madde atma, ırkçı söylem gibi eylemlerinden dolayı kulübün sorumlu olacağını” düzenler.
2. Disiplin Hukuku Boyutu: TFF Yaptırımları
TFF Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), taraftar eylemlerinden dolayı kulüplere çeşitli disiplin cezaları uygulayabilir. Bunlar arasında:
-
Seyircisiz oynama cezası,
-
Saha kapatma,
-
Para cezası,
-
Puan silme,
-
Saha dışında oynama,
-
Hak mahrumiyeti veya tescil iptali bulunmaktadır.
Ceza, taraftarın kimliğine bakılmaksızın kulübe yöneltilir; çünkü kulüp, taraftarın organizasyon alanına girmesine ve davranışlarına nezaret etme yükümlülüğü altındadır.
Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin bir kararında (E. 2018/1756, K. 2020/1952) bu sorumluluk şu şekilde açıklanmıştır:
“Kulüp, taraftarının sahaya yabancı madde atmasını veya şiddet eylemine girişmesini engelleyecek tedbirleri almakla yükümlüdür; bu yükümlülüğün ihlali, idari ve cezai yaptırımı beraberinde getirir.”
Dolayısıyla disiplin yargısı açısından kulübün “kusuru” aranmaz; objektif sorumluluk esası geçerlidir.
3. Ceza Hukuku Perspektifi: Tüzel Kişi ve Kulüp Yöneticilerinin Sorumluluğu
Ceza hukukunda kural, cezanın şahsiliği ilkesidir (TCK m. 20). Tüzel kişiler hakkında cezai yaptırım uygulanamaz; ancak idari ve güvenlik tedbirleri getirilebilir.
Bununla birlikte 6222 sayılı Kanun, spor kulüplerinin yöneticileri açısından özel bir sorumluluk rejimi oluşturmuştur.
Madde 18/3:
“Spor kulüplerinin başkanları ve yöneticileri, müsabaka güvenliği ve düzeni bakımından gerekli önlemleri almamak suretiyle suçun işlenmesine neden olurlarsa, fiil ayrıca suç oluşturmadıkça üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Bu düzenleme, doğrudan ihmal suretiyle sorumluluk öngörmektedir.
Yani kulüp başkanı veya yönetici, olayların önlenmesi için güvenlik planı, tribün denetimi, turnike kontrolü, kamera sistemi veya özel güvenlik personeli ataması gibi önlemleri almazsa, taraftarın eyleminden dolayı ceza hukuku bakımından da sorumlu tutulabilir.
Ayrıca, taraftarın eylemi organize bir yapı hâline gelmişse (örneğin tribün grupları üzerinden planlı şiddet), yöneticilerin “örgütü himaye etmesi” veya “eylemi teşvik etmesi” hâlinde TCK m. 220 kapsamında “suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya yönetme” suçundan sorumluluk gündeme gelebilir.
4. Taraftarın Şiddet Eylemi ve Kulübün Tazmin Sorumluluğu
Özel hukuk yönünden en çok tartışılan konu, taraftarın eylemi nedeniyle meydana gelen zararın kulüp tarafından tazmin edilip edilmeyeceğidir.
Bu noktada iki farklı hukuki zemin bulunmaktadır:
-
Adam çalıştıranın sorumluluğu (TBK m. 66):
Taraftar, kulübün “yardımcısı” sayılmadığından bu hüküm doğrudan uygulanmaz. -
Tehlike sorumluluğu ve organizatör sorumluluğu (TBK m. 71):
Kulüp, spor müsabakasını düzenleyen kişi sıfatıyla, tehlike yaratan organizasyonun sahibi konumundadır. Bu nedenle, organizasyon kapsamında üçüncü kişilere verilen zararlardan kusursuz olarak sorumlu tutulabilir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2019/2113 E., 2021/456 K. sayılı kararında şu tespiti yapmıştır:
“Spor kulübü, kendi organizasyonunda seyircinin neden olduğu zararları önlemekle yükümlüdür; güvenlik tedbiri alınmaması nedeniyle doğan zarardan kusursuz sorumludur.”
Bu nedenle, stadyumda çıkan kavga, taş atma veya tribün çökmesi gibi olaylarda zarar gören seyirci veya görevli, doğrudan kulübe karşı tazminat davası açabilir.
Kulüp, zararı tazmin ettikten sonra asıl kusurlu taraftara rücu edebilir.
5. 6222 Sayılı Kanun’un Öngördüğü İdari Yaptırımlar
6222 sayılı Kanun, taraftarın eylemleriyle kulüpleri doğrudan ilişkilendiren önemli idari yaptırımlar öngörür:
-
Madde 17: Taraftarın neden olduğu olaylarda, müsabaka güvenliğini sağlamayan kulübe para cezası verilir.
-
Madde 18: Taraftarın sahaya girmesi veya şiddet eylemi nedeniyle müsabaka iptal edilirse, kulüp sorumlu tutulur ve idari yaptırım uygulanır.
-
Madde 19: Taraftarların kimlik tespitini engelleyen kulüp yetkililerine idari para cezası uygulanır.
Bu hükümler, kulübün organizasyonel gözetim sorumluluğunu cezai müeyyideye bağlamaktadır.
6. UEFA ve FIFA Disiplin Sisteminde Kulüp Sorumluluğu
Uluslararası düzeyde, FIFA Disciplinary Code (2022) ve UEFA Disciplinary Regulations, kulüplerin taraftar davranışlarından dolayı objektif sorumluluğunu açıkça düzenlemiştir.
UEFA Madde 16/2’ye göre, kulüpler şu eylemlerden dolayı ceza alabilir:
-
Seyirci taşkınlığı veya kavga,
-
Irkçı tezahürat,
-
Havai fişek veya yabancı madde atma,
-
Saha işgali,
-
Rakip takım veya hakeme saldırı.
Bu hallerde kulüp, seyircisiz oynama, puan silme, müsabakadan men veya gelir kesintisi gibi yaptırımlarla karşılaşabilir.
Türkiye’de de UEFA kararları TFF Disiplin Kurulları aracılığıyla uygulanır (örnek: UEFA kararıyla verilen seyircisiz oynama cezasının Süper Lig fikstürüne işlenmesi).
7. Sigorta ve Zarar Tazmini Mekanizması
Bazı büyük kulüpler, taraftar eylemlerinden doğabilecek zararları kapsayan “etkinlik sorumluluk sigortası” yaptırmaktadır. Bu poliçeler,
-
tribün zararı,
-
üçüncü kişi yaralanmaları,
-
güvenlik görevlisi zararları gibi kalemleri kapsar.
Ancak sigorta şirketleri genellikle kasıtlı eylemleri (örneğin organize şiddet veya ırkçı söylem) kapsam dışı bırakır.
Bu nedenle kulüpler, taraftarla aralarındaki sözleşme veya bilet koşullarına “zarar rücu şartı” koyarak kendilerini güvenceye almalıdır.
8. Ceza ve Tazmin Yargılamaları Arasındaki Etkileşim
Taraftar eylemi sonucu hem ceza hem tazminat süreçleri doğabilir.
Örneğin:
-
Bir taraftarın sahaya attığı yabancı madde nedeniyle hakemin yaralanması hâlinde:
-
Taraftar hakkında TCK m. 86 kapsamında ceza davası açılır.
-
Kulüp, hakemin tedavi masraflarını tazmin etmekle yükümlü tutulabilir.
-
TFF, kulübe seyircisiz oynama cezası verir.
-
Bu üç farklı süreç birbirinden bağımsızdır; ancak fiilin sabit olması bakımından birbirini destekler.
Tazminat yargılamasında, ceza mahkemesi kararı delil değeri taşır; PFDK kararı ise mahkeme nezdinde takdiri delil olarak kullanılabilir.
9. Yargı Kararlarında Kulüp Sorumluluğunun Sınırları
Yargıtay, kulüp sorumluluğunu belirlerken şu ölçütleri dikkate alır:
-
Olayın müsabaka organizasyonu sırasında meydana gelmesi,
-
Kulübün güvenlik yükümlülüğünü ihmal etmesi,
-
Zararın öngörülebilir olması,
-
Taraftar eylemi ile zarar arasında illiyet bağı bulunması.
Örneğin, deplasman maçında rakip kulüp taraftarının eylemi sonucu zarar doğmuşsa, sorumluluk ev sahibi kulübe yüklenir; çünkü müsabaka organizasyonundan o kulüp sorumludur.
10. Kulüp İç Hukukunda Yöneticilerin Sorumluluğu
Türk Ticaret Kanunu m. 553 uyarınca, anonim şirket niteliğindeki spor kulüplerinin yönetim kurulu üyeleri, özen ve sadakat borcunu ihlal ederek zarara yol açmaları hâlinde şahsen sorumlu tutulabilirler.
Örneğin güvenlik önlemi almamak, sigorta yaptırmamak veya yüksek riskli maçlarda yeterli güvenlik personeli bulundurmamak, yöneticinin kişisel tazmin sorumluluğunu doğurur.
11. Sonuç ve Değerlendirme
Taraftarın eylemi, bireysel bir fiil gibi görünse de organizasyonel bağlamda kulübün sorumluluk alanı içindedir.
Bu nedenle kulüplerin sorumluluğu çok katmanlıdır:
-
Disiplin hukuku bakımından: TFF tarafından objektif sorumluluk esasına göre cezalandırılır,
-
Ceza hukuku bakımından: yönetici ve kulüp yetkilileri ihmalleri oranında sorumlu tutulur,
-
Özel hukuk bakımından: zarar gören üçüncü kişilere karşı tazminat sorumluluğu doğar.
Kulüpler açısından bu çok boyutlu risk, yalnızca hukukî değil aynı zamanda kurumsal itibara ilişkin bir meseledir.
Bu nedenle:
-
Taraftar eğitim programları geliştirilmeli,
-
Güvenlik protokolleri her müsabaka için yeniden planlanmalı,
-
Riskli maçlarda kamu güvenliğiyle koordinasyon artırılmalı,
-
Kulüp içi tüzüklerde taraftar davranışına ilişkin düzenlemeler yer almalıdır.
Sonuç olarak, kulüp–taraftar ilişkisi, spor hukukunun “sosyal sorumlulukla cezai sorumluluğun kesişim noktasıdır.”
Kulüp yalnızca kazandığı kupalardan değil, taraftarının davranışlarından da sorumlud