Taraflardan Birinin Yabancı Olduğu Sözleşmelerden Doğan Hukuki Uyuşmazlıklar ve Hukuki Çözüm Yolları
Yabancılık unsuru içeren sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar, uluslararası ticaretin ve sınır ötesi faaliyetlerin artmasıyla birlikte önemli bir konu haline gelmiştir. Bu yazıda, yabancılık unsuru taşıyan sözleşmelerin çözümünde yetkili mahkeme, uygulanacak hukuk ve diğer hukuki meseleler ele alınacaktır.
Yabancılık Unsuru Taşıyan Sözleşmelerin Hukuki Çerçevesi
Yabancılık unsuru taşıyan sözleşmeler, bir tarafın yurtdışında bulunduğu, malın veya hizmetin bir ülkeden başka bir ülkeye gönderildiği, ya da taraflardan birinin uluslararası bir şirket olduğu durumları kapsar. Bu tür sözleşmelerde, sözleşmenin konusu, tarafların ikametgahları, sözleşmenin ifası ya da ödeme yeri gibi unsurlar yabancı hukukun uygulanmasını gerektirebilir.
Yabancılık unsuru taşıyan sözleşmelerde, özellikle hangi mahkemelerin yetkili olduğu ve hangi hukuk kurallarının uygulanacağı büyük önem taşır. Uluslararası düzeyde bu tür uyuşmazlıkların çözülmesi için çeşitli mekanizmalar ve düzenlemeler vardır.
Yabancı Unsur İçeren Sözleşmelerden Çıkan Uyuşmazlıklarda Dava Hangi Mahkeme’de Neredeki Mahkeme’de Açılmalıdır?
Yabancı unsur taşıyan sözleşmelerde yetkili mahkemenin belirlenmesi, tarafların hangi ülkenin yargı sistemine başvurabileceklerini belirler. Bu konuda uluslararası anlaşmalar ve sözleşmeler, taraflar arasında belirli bir yargı yerinin seçilmesine olanak tanır.
1. Taraflar Arasında Anlaşma: Sözleşme tarafları, sözleşmeye ekleyecekleri bir “yetki maddesi” ile uyuşmazlık durumunda hangi mahkemelerin yetkili olacağını belirleyebilirler. Bu anlaşma, mahkemenin yerini açıkça belirttiğinde, yerel mahkemeler genellikle bu belirlemeye saygı gösterir.
2. Brüksel I Regülasyonu: Avrupa Birliği ülkelerinde, 2004 tarihli Brüksel I Regülasyonu, özellikle AB içindeki sınır ötesi ticaretin düzenlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu regülasyon, bir tarafın yerleşim yeri ya da sözleşmenin ifa yeri gibi kriterlere dayalı olarak mahkeme yetkisini belirler.
3. Taraf Devletler Arasında Anlaşmazlık: Eğer taraflar arasında yetkili mahkeme konusunda bir anlaşmazlık varsa, devletlerarası anlaşmalara, özellikle de çok taraflı anlaşmalara başvurulabilir. Bunlar arasında, Dünya Ticaret Örgütü (WTO) anlaşmaları ve Birleşmiş Milletler Uluslararası Ticaret Hukuku Komisyonu (UNCITRAL) kuralları yer alır.
Türk Mahkemeleri Yabancılık Unsuru İçeren Sözleşme Uyuşmazlıklarında Yetkili midir?
Yabancılık unsuru taşıyan bir sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkta Türk mahkemelerinin yetkili olup olmadığının belirlenmesinde Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) hükümleri esas alınır. Özellikle MÖHUK m. 40 ve devamı maddeleri, yetki kurallarını düzenler.
1. Yetki Anlaşması Yapılmışsa
Taraflar, sözleşmelerine yetkili mahkemeyi açıkça belirten bir hüküm eklemişlerse ve bu mahkeme bir yabancı devlet mahkemesiyse, Türk mahkemeleri kural olarak yetkisiz sayılır. Ancak bu yetki anlaşmasının geçerli olması için:
Açık ve kesin olması,
Yetki anlaşmasının yazılı şekilde yapılması,
Tüketici ve işçi gibi zayıf taraflar bakımından özel düzenlemelere dikkat edilmesi gerekir.
2. Yetki Anlaşması Yoksa
Taraflar arasında yetki anlaşması bulunmuyorsa, Türk mahkemelerinin yetkisi, MÖHUK ve HMK’ye göre belirlenir. Bu durumda:
Davalı Türkiye’de yerleşikse, Türk mahkemeleri yetkilidir.
Sözleşmenin Türkiye’de ifa edilmesi öngörülmüşse,
Zarar Türkiye’de meydana gelmiş ya da etkileri burada hissediliyorsa,
Davanın konusu mal Türkiye’deyse, gibi durumlarda da Türk mahkemeleri yetkili olabilir.
3. Kamu Düzeni ve Zorunlu Yetki
Bazı durumlarda, Türk kamu düzeni gereği Türk mahkemeleri yetkili sayılabilir. Örneğin:
Tüketici uyuşmazlıklarında, zayıf tarafın korunması amacıyla bazı hallerde yetki anlaşmasına rağmen Türk mahkemeleri yetkili olabilir.
Zorunlu yetki öngörülen bazı uyuşmazlıklarda (örneğin bazı taşınmaz davaları) Türk mahkemeleri doğrudan yetkilidir.
Kısacası:
Eğer iki taraf da yetki anlaşmasıyla yabancı bir mahkemeyi seçmemişse, ya da bu anlaşma geçerli değilse; sözleşme Türkiye ile ilgiliyse – örneğin ifa yeri Türkiye’yse ya da zararın etkileri burada hissediliyorsa – Türk mahkemeleri bu davada yetkili olabilir.
Aynı zamanda bu sözleşmenin tüketici, sigorta ve iş sözleşmesi olması durumunda Türk mahkmelerinin yetkisi özel olarak düzenlenmiştir. Bu durumda Türk mahkemelerinin yetkisi eğer yetki anlaşması yoksa MÖHUK 44-45-46. maddelere göre tesis edilecektir. Bu sözleşmelerle ilgili olarak, MÖHUK m. 47/2’ye göre 44,45, ve 46. maddelerde belirlenen mahkemelerin yetkisini, taraflar anlaşma ile berteraf edemeyeceklerdir.
Uygulanacak Hukuk Nedir?
Yabancılık unsuru içeren sözleşmelerde uygulanacak hukuk, sözleşmenin niteliğine ve tarafların menfaatlerine göre belirlenir. Uygulama farklılıkları, hem özel hukuk alanında hem de ticaret hukukunda farklı sonuçlara yol açabilir. Bu konuda en sık karşılaşılan iki yaklaşım şunlardır:
1. Tarafların Seçimi: Sözleşme tarafları, sözleşmelerinde hangi hukukun uygulanacağını özgürce belirleyebilirler. Hukuki bağlayıcılığı olan bu tür bir seçim, mahkemeler tarafından genellikle kabul edilir. Tarafların seçimlerinin serbest olması, sözleşme serbestliğinin temel ilkelerindendir. Örneğin, bir Türk şirketi ile bir Amerikan şirketi arasındaki sözleşmede, taraflar Amerikan hukukunun uygulanmasını tercih edebilirler.
2. Uluslararası Prensipler: Tarafların hukuki seçim yapmamaları durumunda, yerel hukuk kuralları devreye girer. Uluslararası sözleşmelerde genellikle, sözleşmenin ifa yeri, tarafların ikametgâhı ya da sözleşmenin özelliği gibi kriterler uygulanır. Avrupa’da, bu konuda Roma I Regülasyonu önemli bir düzenleme sağlar. Bu regülasyon, tarafların hukuki seçimini serbest bırakırken, belirli sınırlar çizer.
Bu davanın Türk mahkemelerinde açılması durumunda hakim, MÖHUK m.24-28 arasını göz önüne alacaktır.
Uygulamada Karşılaşılan Zorluklar ve Çözüm Yolları
Yabancılık unsuru taşıyan sözleşmelerde ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözülmesinde, genellikle dil engelleri, kültürel farklar ve farklı hukuk sistemlerinin varlığı zorluklar yaratabilir. Bu tür uyuşmazlıkların çözümünde aşağıdaki stratejiler faydalı olabilir:
Tahkim: Çoğu uluslararası sözleşme, sözleşmeye tahkim maddesi ekleyerek uyuşmazlıkların mahkemeye gitmeden, özel bir tahkim kurumu tarafından çözülmesini sağlayabilir. Bu, daha hızlı ve maliyet açısından etkin bir çözüm olabilir. Birleşmiş Milletler Uluslararası Ticaret Hukuku Komisyonu (UNCITRAL) ve International Chamber of Commerce (ICC) gibi kurumlar bu alanda öne çıkmaktadır.
Uyuşmazlık Çözümü İçin Ortak Platformlar: Birçok uluslararası sözleşme, tarafların belirli platformlarda uzlaşmalarına olanak tanır. Bu platformlar, devletlerarası ilişkiler ve ticaret birliği çerçevesinde faaliyet gösteren platformlardır.
Arabuluculuk ve Alternatif Çözüm Yolları: Taraflar arasında, genellikle mahkemeye başvurulmadan, arabuluculuk ve diğer alternatif çözüm yolları kullanılabilir. Bu yöntemler, tarafların daha kısa sürede ve daha düşük maliyetle anlaşmazlıklarını çözmelerine yardımcı olabilir.
Sonuç
Yabancılık unsuru taşıyan sözleşmelerin uyuşmazlıklarına ilişkin çözüm yolları, milletlerarası hukuk kuralları çerçevesinde belirlenmektedir. Tarafların, sözleşme hükümleri ile uyuşmazlıkların çözümünde yetkili mahkeme ve uygulanacak hukukun belirlenmesi konularında dikkatli olmaları gerekir. Bu konuda hukuki danışmanlık almak, tarafların yasal haklarını en iyi şekilde savunmalarını sağlar.