Single Blog Title

This is a single blog caption

Sporda Kadına Şiddet ve Federasyonların Soruşturma Yükümlülüğü

Giriş

Kadına yönelik şiddet, sadece bireysel bir hak ihlali değil, aynı zamanda toplumsal bir adalet sorunudur. Bu şiddet türü, özel ya da kamusal alanda, fiziksel, cinsel, psikolojik ya da ekonomik yollarla gerçekleşebilir. Spor dünyası, bu anlamda hem kadının güçlenmesini destekleyen bir alan hem de eril kültürün yeniden üretildiği bir zemin olabilir. Son yıllarda profesyonel spor camiasında yaşanan kadına yönelik şiddet vakaları, özellikle federasyonların olaya müdahale yükümlülüğü bağlamında hukuki tartışmaları beraberinde getirmiştir.

Bu makalede, sporcuların, antrenörlerin ya da yöneticilerin kadınlara yönelik şiddet eylemleri karşısında, spor federasyonlarının yargıdan bağımsız olarak idari bir soruşturma yürütüp yürütmemesi gerektiği, soruşturma yükümlülüğünün kapsamı, etik ilkeler, sözleşmesel sorumluluklar ve idari denetim mekanizmaları ile birlikte değerlendirilecektir.


I. Kadına Yönelik Şiddetin Hukuki Çerçevesi

A. Ulusal Mevzuat

  1. T.C. Anayasası m.10 ve m.17
    Kadın ve erkek eşitliği esastır. Hiç kimseye işkence, eziyet ya da insan onuruna aykırı bir ceza uygulanamaz.

  2. Türk Ceza Kanunu (TCK)

  • TCK m.86: Kasten yaralama

  • TCK m.102: Cinsel saldırı

  • TCK m.96: Eziyet

  • TCK m.125: Hakaret

  • TCK m.232: Aile bireylerine kötü muamele

  1. 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun
    Bu kanun, şiddet mağdurlarının korunmasını ve failler hakkında tedbirlerin alınmasını düzenler.

  2. 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu

  • Federasyonlar; lisans, disiplin ve ceza işlemleri bakımından özerktir.

  • Etik, disiplin ve ceza kurullarının bağımsız çalışması ve adil yargılama ilkelerine uygun karar vermesi gerekir.

B. Uluslararası Mevzuat

  • İstanbul Sözleşmesi (Türkiye 2021’de sözleşmeden çekilmiştir fakat etkileri halen tartışılmaktadır)

  • CEDAW (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi)

  • Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)


II. Spor Hukukunda Disiplin Soruşturması ve Federasyonların Yükümlülüğü

A. Federasyonların Soruşturma Yetkisi

Federasyonlar, bağlı sporcuların ve üyelerin sportmenliğe aykırı davranışlarını incelemekle yükümlüdür. Bu kapsamda, federasyonlar kendi disiplin yönetmelikleri çerçevesinde idari bir inceleme veya soruşturma yürütebilir.

B. Yargı Kararı Beklenmeli mi?

Federasyonların disiplin mekanizması, ceza yargısından tamamen bağımsızdır. Bu nedenle, bir kişinin TCK kapsamında cezai sorumluluğu doğmasa bile, federasyonlar ilgili kişiye idari ceza (men, lisans iptali, uyarı, para cezası) verebilir.

Yargı kararının beklenmesi şartı, sadece ceza hükmünün kesinleşmesiyle sınırlı olan işlemler için geçerlidir. Aksi durumda, sporcu lehine ciddi mağduriyet doğabilir.


III. Kurgusal Olay: Kadın Voleybolcuya Psikolojik Şiddet

A. Olayın Özeti

Kadın voleybol takımı oyuncusu Zeynep, bir süredir takımın başantrenörü C.Ö. tarafından aşağılandığını, antrenmanlarda kasıtlı olarak fiziksel zorlamaya maruz kaldığını ve kadın oyunculara yönelik cinsiyetçi ifadeler kullandığını ileri sürerek Türkiye Voleybol Federasyonu’na başvuruda bulunur.

Zeynep ayrıca, C.Ö. tarafından kendisine gönderilen cinsiyetçi mesajların ekran görüntülerini ve takım arkadaşlarının tanıklığını delil olarak sunar. Bununla birlikte, federasyon “savcılık soruşturması beklenmeli” gerekçesiyle herhangi bir disiplin işlemi başlatmaz.

B. Hukuki Değerlendirme

  1. Federasyonun Soruşturma Yükümlülüğü

    Türkiye Voleybol Federasyonu, 7405 sayılı Kanun ve kendi Disiplin Talimatı çerçevesinde disiplin soruşturması açmakla yükümlüdür. Söz konusu olayda:

    • Şiddet fiziksel değil, psikolojik ve cinsiyet temellidir.

    • Ceza yargısı sonucunu beklemek, mağdurun spor kariyerini tehlikeye atabilir.

  2. Zamanaşımı ve Delil Yeterliliği

    Disiplin hukukunda “makul şüphe” yeterlidir. Kesin ispat aranmamalıdır. Zeynep’in sunduğu mesaj kayıtları ve tanık beyanları delil niteliğindedir.

  3. AİHM Kararları Çerçevesinde Değerlendirme

    • Opuz v. Turkey (2009) kararında, devletin kadına yönelik şiddeti önlememesi AİHS m.2 ve m.3’ün ihlali olarak görülmüştür.

    • Spor federasyonları da “özerk kamu kurumu” niteliğinde olduğundan bu yükümlülükleri taşır.

  4. Tazminat ve Ceza Sorumluluğu

    Zeynep, federasyona karşı “görev ihmalinden” doğan idari tazminat davası açabilir. Ayrıca, antrenör C.Ö. hakkında ceza soruşturması yapılabilir.


IV. Kurumsal Sorumluluklar ve İyi Uygulamalar

A. Etik Kurullar ve Cinsiyet Eşitliği Komisyonları

Spor federasyonlarında etik ilkeleri denetleyen komisyonlar kurulması yasal zorunluluk olmasa da iyi yönetişim ilkeleri gereği önerilmektedir. Bu komisyonlar:

  • Cinsiyet temelli ayrımcılığı izleyebilir,

  • Şikayet mekanizmalarını yönetebilir,

  • Eğitim programları düzenleyebilir.

B. Spor Kulüplerinin Sorumluluğu

Antrenörlerin veya spor yöneticilerinin şiddet içerikli davranışlarından dolayı, çalıştıkları kulüpler de işveren sıfatıyla sorumlu tutulabilir. Bu sorumluluk hem Borçlar Kanunu hem de İş Kanunu açısından gündeme gelir.


V. Hukuki Sonuçlar ve Öneriler

A. Federasyonlar İçin

  1. Disiplin ve etik kurallar açık şekilde “kadına yönelik şiddet” başlığı içermelidir.

  2. Yargı kararı beklenmeden idari tedbirler alınmalıdır (geçici men, uzaklaştırma vs.).

  3. Soruşturma süreçleri mağdurun ruhsal sağlığını gözeten usullerle yürütülmelidir.

B. Sporcular İçin

  1. Şiddet veya taciz mağduru olan sporcular, federasyonun yanı sıra T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na başvurabilir.

  2. Ceza soruşturması açılması halinde, 6284 sayılı Kanun kapsamında koruma tedbirleri talep edilebilir.

  3. Gerekirse sporcu, federasyon aleyhine idari dava açabilir.


Sonuç

Spor; eşitliğin, saygının ve dayanışmanın simgesi olmalıdır. Kadına yönelik şiddet, bu değerlere en büyük tehdittir. Federasyonların sadece sportif başarı değil, insan onuru ve eşitlik ilkelerini de koruması gerekir. Bu bağlamda, federasyonların disiplin süreçlerinde şeffaflık, ciddiyet ve etkinlik ilkeleri doğrultusunda hareket etmeleri hukuki olduğu kadar vicdani bir yükümlülüktür.

Zeynep gibi sporcuların yaşadıkları sadece bireysel mağduriyet değil, sistemsel bir sorunun yansımasıdır. Bu nedenle federasyonların pasif kalması, sadece mağduru değil, tüm spor camiasını yaralar. Bu tür olaylar karşısında “beklemek” değil, harekete geçmek hukuk devletinin gereğidir.

Hukuk Fakültesi Öğrencisi Gamze Akbulut

Leave a Reply

Open chat
Avukata İhtiyacım var
Merhaba
Hukuki Sorunuz nedir ?
Call Now Button