Soruşturma Dosyasına Erişim Hakkı
1. Soruşturma Dosyasına Erişim Hakkı Neden Bu Kadar Önemli?
Ceza soruşturması, kişiyi özgürlüğünden edebilen, malvarlığına, mesleğine, itibarına doğrudan etki eden bir süreçtir. Bu süreçte savunma hakkının gerçek anlamda kullanılabilmesinin ilk koşulu, hakkında yürütülen soruşturmanın dayandığı delillerin bilinmesi ve sorgulanabilmesidir.
Soruşturma dosyasına erişim hakkı:
-
Şüphelinin kendisine yöneltilen suçlamayı anlamasını,
-
Müdafiin savunma stratejisini delillere göre kurmasını,
-
Haksız veya hukuka aykırı delillerin tespit edilip itiraz edilmesini,
-
Sonraki kovuşturma aşamasına güçlü bir hazırlık yapılmasını sağlar.
Dolayısıyla CMK m. 153’te düzenlenen müdafiin dosyayı inceleme ve örnek alma yetkisi, sadece teknik bir usul kuralı değil, adil yargılanma hakkının temel unsurlarından biridir.
2. Normatif Çerçeve: CMK m. 153, Anayasa ve AİHS İlişkisi
2.1. CMK m. 153’ün sistem içindeki yeri
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 153. maddesi, müdafiin soruşturma ve kovuşturma dosyasını inceleme ve belge örneği alma yetkisini düzenler. Kanun koyucu, 2014 tarihli değişiklikle maddeyi önemli ölçüde revize etmiş, bir yandan müdafi lehine açık bir “inceleme ve örnek alma hakkı” tanırken, diğer yandan belirli ağır suçlar bakımından kısıtlama (gizlilik) kararı verilmesine imkân tanımıştır.
Madde sistematik olarak:
-
Savunma hakkına ilişkin genel hükümlerin,
-
Soruşturmanın gizliliği (CMK m. 157),
-
Müdafi yardımından yararlanma (CMK m. 147) hükümlerinin
yanında, savunmanın “dosya bilgisine erişim” boyutunu tamamlayan özel bir düzenleme niteliğindedir.
2.2. Anayasa m. 36 ve AİHS m. 6 ile bağlantı
Anayasa m. 36, adil yargılanma hakkını güvence altına alır. Bu hak, yalnızca mahkeme önündeki yargılama aşamasını değil, ceza soruşturmasını da kapsayacak şekilde yorumlanmaktadır. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru kararlarında, savunma için “yeterli zaman ve kolaylıklar” sağlanması yükümlülüğünü vurgulamaktadır.
AİHS m. 6/3-b uyarınca da sanığın, savunmasını hazırlayabilmesi için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olması gerekir. Bu kolaylıkların en önemlilerinden biri, dosyadaki delillere erişimdir. Dosyaya erişimin keyfi şekilde engellenmesi veya ölçüsüz biçimde kısıtlanması, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleriyle bağdaşmaz.
3. Soruşturma Dosyasına Erişim Hakkının Kapsamı
3.1. Kimler bu haktan yararlanır?
CMK m. 153 doğrudan müdafii ilgilendiriyor gibi görünse de, uygulamada hak şu kişiler bakımından önem taşır:
-
Şüpheli (özellikle özgürlüğü kısıtlanmışsa),
-
Şüphelinin müdafii,
-
Kovuşturma aşamasında sanık ve müdafii,
-
Belirli koşullar altında mağdur / suçtan zarar gören vekili (CMK m. 234 vd. ile birlikte değerlendirilir).
Şüphelinin kendisi, pratikte çoğu zaman dosyaya fiilen ulaşamaz; hak müdafi üzerinden kullanılır. Bu nedenle müdafiin varlığı ve dosyaya fiili erişim imkânı, savunma hakkının etkinliği açısından belirleyicidir.
3.2. Hangi belgelere erişilebilir?
Kural basittir: Kısıtlama kararı yoksa, müdafi soruşturma dosyasının tamamını inceleyebilir ve istediği belgelerin örneğini alabilir.
Buna tipik olarak şunlar girer:
-
Şüpheli ve tanık ifadeleri,
-
Kolluk tutanakları, arama-yakalama-gözaltı tutanakları,
-
Bilirkişi raporları, keşif tutanakları,
-
İletişimin tespiti ve dinleme tutanakları (kısıtlama yoksa),
-
Fotoğraflar, kamera kayıtlarına ilişkin dökümler,
-
Soruşturma savcılığının yazışmaları ve cevapları (kısıtlama alanı dışında kalanlar).
Kanun, kısıtlama kararı verilse bile bazı belgelerin hiçbir şekilde kısıtlanamayacağını ayrıca düzenler (aşağıda bkz. 4.3).
3.3. Müdafiin örnek alma yetkisi
CMK m. 153, müdafiye yalnızca inceleme değil, aynı zamanda harçsız olarak örnek alma imkânı tanır.
Bu kapsamda:
-
Dosyadaki belgelerden fotokopi alınabilir,
-
UYAP üzerinden PDF çıktıları alınabilir,
-
Dijital delillerin (CD, USB, hard disk görüntüleri vb.) kopyalarının verilmesi talep edilebilir (kişisel veriler, gizlilik ve teknik imkânlar dikkate alınarak).
Uygulamada savcılıkların veya kolluğun “dosyada çok evrak var, fotokopi veremeyiz” ya da “sadece inceleyin, örnek alamazsınız” şeklindeki tutumları, kanun hükmüne açık aykırılık taşır. Yargısal içtihat ve doktrinde de müdafiin örnek alma yetkisinin kural olduğu, kısıtlamanın istisna olduğu vurgulanmaktadır.
4. Dosyanın Kısıtlanması (Gizlilik Kararı)
4.1. Kısıtlama kararının şartları
CMK m. 153/2 uyarınca, müdafiin dosyayı inceleme veya örnek alma yetkisi, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecekse ve yalnızca kanunda tek tek sayılan suçlar bakımından, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim kararıyla kısıtlanabilir.
Buradan çıkan temel ilkeler:
-
Kısıtlama istisnadır, kural dosyanın açık olmasıdır,
-
Kısıtlama için somut gerekçe gerekir; “soruşturmanın selameti” gibi soyut ifadeler yeterli değildir,
-
Kısıtlama kararı mutlaka hâkim tarafından verilir; savcı tek başına karar alamaz,
-
Kısıtlama, mümkün olduğunca belirli belge veya işlemlerle sınırlı olmalı, dosyanın tamamını karanlıkta bırakmamalıdır.
4.2. Kısıtlama kararı verilebilecek suçlar
Madde, kısıtlama kararını katalog suçlarla sınırlandırır. Özetle:
-
Ağır terör suçları,
-
Örgütlü suçlar,
-
Devletin güvenliğine karşı suçlar,
-
Bazı ağır uyuşturucu ve silah suçları
gibi soruşturmalarda, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürme riski somut ise kısıtlama kararı verilebilir. Bunun dışındaki suçlarda kısıtlama kararı verilmesi kanun dışıdır.
4.3. Kısıtlanamayacak evrak
CMK m. 153, savunma hakkını aşırı zedelememek için kısıtlama kapsamı dışında bırakılan bazı işlem ve belgeleri ayrıca sayar. Bunlar özellikle:
-
Şüphelinin veya müdafiinin hazır bulunmaya yetkili olduğu ifadeler ve bu ifadelere ilişkin belgeler,
-
Tutuklama, arama, elkoyma gibi özgürlüğe ve mülkiyete doğrudan müdahale eden koruma tedbirlerine ilişkin hakim/savcı kararları ve bunlara dair tutanaklar,
-
Beden muayenesi, teşhis gibi işlemlere ilişkin belgeler
gibi, savunmanın derhal bilmesi gereken temel evraktır. Bu evrak yönünden “gizlilik” ileri sürülemez; kısıtlama kararı bu belgeleri kapsayamaz.
5. Savunma Hakkı, Silahların Eşitliği ve Ölçülülük İlkesi
Soruşturma dosyasına erişim hakkı, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleriyle doğrudan ilişkilidir. Savcılık makamı dosyanın tüm içeriğine hâkimken, müdafi tamamen karanlıkta bırakılırsa, savunmanın bilgiye dayalı olarak hareket etmesi imkânsız hâle gelir.
Anayasa Mahkemesi ve AİHM, dosyaya erişim üzerindeki sınırlamaların:
-
Kanuni bir dayanağı olması (CMK m. 153),
-
Meşru bir amaca yönelmesi (örneğin tanığın yaşamına yönelik ciddi tehlike, delillerin yok edilmesi riski),
-
Ölçülü olması, yani savunmanın özünü ortadan kaldırmaması
gerektiğini vurgulamaktadır.
Örneğin, tüm dosyaya süresiz ve gerekçesiz kısıtlama konulması, savunma hakkını fiilen anlamsız hâle getirir ve ihlal sonucunu doğurabilir. Buna karşılık, tanığın kimliğini ifşa eden belgelerin bir süre gizli tutulması, fakat esas delil içeriğinin özetlenerek müdafiye bildirilmesi çoğu zaman daha ölçülü bir çözümdür.
6. Yargıtay, AYM ve AİHM Perspektifinden Dosyaya Erişim
Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve ceza daireleri, soruşturma dosyasına erişim hakkını, savunma için vazgeçilmez bir araç olarak kabul etmekte; özellikle tutuklu sanığın/müdafiinin dosyaya erişiminin engellenmesini eleştiren kararlar vermektedir. Örneğin CGK, tutuklu sanığın dosyaya erişim hakkının “tutuklamanın devamına ilişkin değerlendirmelerde” de göz önünde bulundurulması gerektiğine işaret etmiştir.
Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru kararlarında:
-
Soyut ve kalıp gerekçelerle verilen kısıtlama kararlarının,
-
Uzun süre devam eden ve savunmanın dosyaya erişimini neredeyse tamamen ortadan kaldıran uygulamaların,
-
Kısıtlama kararına etkili itiraz imkânı tanınmamasının
adil yargılanma hakkının ihlaline yol açabileceğini belirtmiştir.
AİHM de benzer şekilde, savunma tarafının, en azından aleyhine kullanılan temel delillere zamanında erişemediği durumlarda, yargılamanın bütününe bakıldığında dahi adil yargılanma güvencelerinin zedelendiğine hükmetmektedir.
7. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar
Teoride hak çok açık olsa da, uygulamada ciddi sorunlar yaşanmaktadır:
-
“Rutin” kısıtlama kararları: Özellikle katalog suçlarda, savcılıkların neredeyse her soruşturmada “otomatik” kısıtlama talep ettiği, sulh ceza hâkimliklerinin de çoğu zaman kalıp gerekçelerle bu talepleri kabul ettiği görülmektedir.
-
Gizlilik kararı olmamasına rağmen fiili engellemeler:
-
Dosyada kısıtlama kararı yoktur,
-
Ancak kalemde “dosya yoğun, bugün veremeyiz”, “fotokopi makinesi bozuk”, “sistemden açılmıyor” gibi gerekçelerle müdafinin fiilen engellendiği durumlar ortaya çıkmaktadır. Bu durum doktrinde “gizli gizlilik” olarak anılmaktadır.
-
-
Dijital delillerin paylaşılmasında isteksizlik:
-
Kamera kayıtları, telefon imajları gibi dijital delillerin kopyasının müdafiye verilmesi,
-
Çoğu kez “teknik imkân yok” veya “kişisel veri/gizlilik” gerekçesiyle zorlaştırılmaktadır.
-
-
UYAP erişimindeki sorunlar:
-
Avukat Portalı’nda kısıtlamalı dosyalarla ilgili kısıtlama bilgisinin geç veya eksik yansıması,
-
Dosyada kısıtlama kaldırıldığı hâlde sistemde hâlâ “gizli” görünmesi gibi teknik sorunlar savunma hakkını fiilen geciktirebilmektedir.
-
-
Vekaletname, yetki belgesi ve CMK müdafiliğinde tereddütler:
-
Bazı savcılıklar, CMK görevlendirmesiyle dosyaya giren müdafiden dahi geniş kapsamlı vekaletname aramakta,
-
Bu da kanundaki “müdafii” kavramının gereksiz yere daraltılması sonucunu doğurmaktadır.
-
8. Şüpheli ve Müdafi İçin Pratik Öneriler
Soruşturma dosyasına erişim hakkının kâğıt üzerinde kalmaması için, şüpheli ve müdafiin aktif davranması gerekir.
8.1. İfade vermeden önce dosyayı inceleme talebi
-
Şüpheliye ifade öncesi dosya inceleme imkânı tanınmaması, savunma hakkını ciddi biçimde sınırlar.
-
Müdafi, ifade öncesinde mutlaka dosyadaki mevcut evrakı görmek istediğini yazılı olarak talep etmeli;
-
Talep reddedilirse bu hususu ifade tutanağına geçirtmeli ve ileride kullanılmak üzere kayıt altına almalıdır.
8.2. Dosya inceleme tutanağı
Dosya fiilen incelendiğinde:
-
İnceleme tarih ve saatini,
-
İncelenen evrakın türünü,
-
Talep edilen ve alınan örnekleri
gösteren bir “dosya inceleme tutanağı” düzenlenmesi, ileride çıkabilecek “hiç talep etmediniz” türü iddiaları boşa çıkaracaktır.
8.3. Kısıtlama kararı varsa izlenecek yol
-
Öncelikle kısıtlama kararının gerekçeli bir örneği talep edilmelidir.
-
Kararın CMK m. 153’e uygun olup olmadığı (suç tipi, somut tehlike gerekçesi, kapsam) dikkatle incelenmelidir.
-
Kanun yolları çerçevesinde sulh ceza hâkimliğine veya yetkili mercie itiraz edilmelidir.
-
Kısıtlama uzun süre devam eder ve savunma hazırlığını imkânsız hâle getirirse, ileride Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru imkânı da gündeme gelebilir.
8.4. Yabancı şüpheliler bakımından
Yabancı uyruklu şüpheliler açısından:
-
Dosyaya erişim hakkının, tercüman aracılığıyla makul şekilde açıklanması,
-
Müdafiin dosyayı inceleyip içeriği müvekkile anlaşılır biçimde aktarması,
-
Özellikle gözaltı ve tutuklama süreçlerinde bu hakkın kullanılmaması hâlinde, sonraki aşamalarda bu eksikliğin usule ilişkin itirazlara konu edilmesi önemlidir.
9. Mağdur / Katılan Açısından Dosya İnceleme
Soruşturma dosyasına erişim, yalnızca şüpheli ve müdafii bakımından değil, mağdur ve suçtan zarar gören açısından da önem taşır:
-
Mağdur, soruşturmanın gidişatını takip etmek, delil sunmak ve haklarını etkin kullanmak için dosya içeriğini bilmek ister.
-
CMK m. 234 vd. hükümleriyle mağdur ve katılanın hakları düzenlenmiş; dosya inceleme imkânı da bu hakların doğal parçası olarak kabul edilmiştir.
Ancak soruşturmanın gizliliği ilkesi gereği, bazı hassas soruşturmalarda mağdurun talebi ile gizlilik arasında bir denge kurulması gerekebilir. Özellikle tanığın güvenliği veya üçüncü kişilerin temel haklarının korunması gereken dosyalarda, delillerin tüm detayları yerine, soruşturmanın seyri hakkında özet bilgi verilmesi daha uygun bir çözüm olabilir.
10. Sonuç: Savunma Hakkının Etkinliği İçin Ne Yapılmalı?
Soruşturma dosyasına erişim hakkı, CMK m. 153 ile çerçevesi çizilen, ancak pratikte uygulayıcıların yaklaşımına bağlı olarak daraltılabilen veya güçlendirilebilen kritik bir savunma aracıdır.
Özetlemek gerekirse:
-
Kural, dosyanın müdafiye açık olması; gizlilik kararı ise istisnadır.
-
Kısıtlama kararı, ancak kanunda sayılan suçlar bakımından ve somut gerekçeyle verilebilir.
-
Tutuklama, arama, elkoyma gibi özgürlüğe ağır müdahale içeren işlemlerle ilgili evrak kısıtlama kapsamı dışında kalmalıdır.
-
Uygulamada “gizli gizlilik”, teknik mazeretler, dijital delil paylaşımından kaçınma gibi davranışlar, savunma hakkını zedelemektedir.
-
Şüpheli ve müdafi aktif davranmalı; dosya inceleme taleplerini yazılı yapmalı, reddedilirse tutanağa geçirterek itiraz ve ihlal iddialarını güçlendirmelidir.
Mevzuat düzeyinde ise:
-
Katalog suçların kapsamının daraltılması,
-
Kısıtlama kararlarının süre ve kapsam bakımından daha sıkı denetime tabi tutulması,
-
Kısıtlamaya rağmen savunmanın en azından aleyhe temel delillerin içeriğinden haberdar edilmesini güvence altına alan açık hükümlere yer verilmesi
uygulamadaki hak ihlallerini azaltacaktır.