Şirketlerde Gizli Ortaklık İlişkilerinin Hukuki Geçerliliği ve İspat Sorunları
1. Giriş
Gizli ortaklık (örtülü ortaklık), bir kişinin resmî olarak ortaklar listesinde görünmemesine rağmen, fiilen sermaye koyarak veya kâr/zarar paylaşımına katılarak şirket faaliyetlerine dâhil olmasıdır. Bu tür ilişkiler, çoğu zaman miras planlaması, vergi avantajı sağlama, icra takibinden mal kaçırma veya yabancı yatırımcı kısıtlamalarını aşma gibi nedenlerle ortaya çıkar.
Türk hukukunda gizli ortaklık kavramı açıkça düzenlenmiş değildir. Ancak Borçlar Kanunu’ndaki adi ortaklık hükümleri (TBK m. 620 vd.) ile TTK’daki şirketler hukuku prensipleri çerçevesinde hukuki nitelendirme yapılır.
2. Hukuki Çerçeve ve Geçerlilik
2.1. Tanım ve Hukuki Dayanak
-
Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 620: Ortaklık sözleşmesi, tarafların emek veya malvarlığı değerlerini ortak bir amaca ulaşmak üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.
-
Gizli ortaklık, çoğu zaman taraflar arasında yazılı bir sözleşme ile değil, fiili davranışlar ve örtülü anlaşmalarla kurulur.
-
TTK’da tanımı yoktur, ancak adi ortaklık veya vekâlet ilişkisi olarak değerlendirilir.
2.2. Hukuki Geçerlilik Şartları
Bir gizli ortaklık ilişkisinin hukuken geçerli olabilmesi için:
-
Sermaye Katkısı veya Emeğin Ortaya Konması
-
Kâr/Zarar Paylaşımı Anlaşması
-
Tarafların Serbest İradesi
-
Emredici Hukuk Kurallarına Aykırılık Olmaması
-
Vergi kaçırma, kara para aklama, ticari yasakların aşılması amacıyla yapılan gizli ortaklık sözleşmeleri kesin hükümsüzdür (TBK m. 27).
-
3. Gizli Ortaklık – Görünmeyen Ortaklık Ayrımı
-
Gizli Ortaklık: Taraflar arasında ortaklık sözleşmesi vardır, ancak üçüncü kişiler karşısında yalnızca görünür ortak işlem yapar.
-
Görünmeyen Ortaklık: TTK anlamında şirket ortaklığı mevcut değildir, yalnızca kâr paylaşımı taahhüdü vardır.
4. İspat Sorunları
4.1. İspat Araçları
-
Yazılı delil (sözleşme, protokol, banka transferi)
-
Tanık beyanları (HMK m. 200 sınırına tabi)
-
Ticari defter kayıtları (TTK m. 82)
-
E-posta, mesajlaşma kayıtları, ses/görüntü kayıtları (HMK m. 199)
4.2. İspat Güçlüğünün Nedenleri
-
Çoğu zaman yazılı sözleşme yapılmaz.
-
Ortaklık ilişkisi, resmi kayıtlara yansıtılmaz.
-
İspat yükü gizli ortağın üzerindedir (HMK m. 190).
4.3. Yargıtay Uygulaması
-
Yargıtay 11. HD, 2017/4268 E., 2018/3891 K. – Gizli ortaklığın varlığı iddiası güçlü delillerle ispat edilmelidir.
-
Yargıtay 11. HD, 2015/8431 E., 2016/9664 K. – Banka hesap hareketleri ve yazılı protokol gizli ortaklığı ispatta yeterlidir.
-
Yargıtay 13. HD, 2013/20154 E., 2014/2531 K. – Taraflar arasında ticari hayatın olağan akışına uygun sürekli kazanç paylaşımı gizli ortaklık karinesi oluşturabilir.
5. Gizli Ortaklığın Hukuki Sonuçları
5.1. Ortaklar Arası İlişki
-
TBK adi ortaklık hükümleri uygulanır.
-
Ortaklar birbirlerine karşı sadakat ve özen borcu altındadır (TBK m. 626).
5.2. Üçüncü Kişilere Karşı Sorumluluk
-
Gizli ortak, üçüncü kişilere karşı doğrudan sorumlu değildir; görünür ortak borçlu sıfatını taşır.
-
Ancak görünür ortağın malvarlığı yetersizse, gizli ortağa rücu edilir.
5.3. Vergisel ve Cezai Sonuçlar
-
Gelirin beyan edilmemesi hâlinde vergi kaçakçılığı suçlaması (VUK m. 359).
-
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (TCK m. 282) riski.
6. Uygulamada Ortaya Çıkan Sorunlar
-
Miras ve Tasfiye Uyuşmazlıkları – Gizli ortaklığın mirasçılar arasında paylaşımı.
-
Boşanma Davalarında Mal Paylaşımı – Eşin gizli ortaklık payının tespiti.
-
Vergi İncelemeleri – Gizli ortağın gelirinin tespiti.
-
Şirket Yönetiminden Dışlanma – Gizli ortağın yönetim ve bilgi alma haklarının olmayışı.
7. Stratejik Öneriler
-
İlişkiyi mutlaka yazılı sözleşme ile belirlemek.
-
Sermaye katkısını ve kâr paylaşımını belgelemek.
-
Banka üzerinden resmi transfer yapılması.
-
Şirketler hukukuna uygun, açık ortaklık modeli tercih etmek.
-
Hukuki risk analizi yapmadan gizli ortaklık ilişkisine girmemek.
8. Sonuç
Gizli ortaklık, hukuken mümkün olmakla birlikte ispatı oldukça güç bir ilişki türüdür. Türk hukukunda doğrudan düzenlenmemiş olsa da, TBK adi ortaklık hükümleri çerçevesinde geçerli kabul edilir. Ancak bu tür ilişkiler, vergi, ticaret ve ceza hukuku riskleri barındırır. Bu nedenle, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça belirleyen, resmi kayıtlarla desteklenmiş ortaklık ilişkileri kurulması hem ispat kolaylığı sağlar hem de hukuki güvence oluşturur.